Bir Başka Mucize "Beyin"
Bir Başka Mucize "Beyin"
Dünyada aynı anda yüz milyonlarca telefon görüşmesi yapılabilir. Dünya çapındaki bu ağ, oldukça üstün ve kapsamlı bir ağdır. Bu gerçeğe karşın bu büyük ağ, tek bir insan beyni ile karşılaştırıldığında oldukça sıradan kalır. Tek bir insanın beyninin içinde ortalama 100.000.000.000 (yüz milyar) nöron (sinir hücresi) bulunmaktadır. Bu mükemmel ağı daha iyi anlamak için şu örneği verebiliriz: Beyindeki bu nöronlar, sahip oldukları uzantılardan uç uca eklenecek olursa, uzunlukları birkaç yüz bin kilometreyi bulmaktadır. Bilim adamlarının beyni, “evrendeki en büyük gizemlerden biri” olarak tanımlamasına neden olan en önemli unsurlardan bir tanesi, bu olağanüstü ağın varlığıdır.
İnsan beyninde yaklaşık 100 trilyon sinaps bulunur. Sinapslar, sinir hücrelerinde kimyasal geçişin gerçekleştiği yerlerdir. Vücuttaki herhangi bir hücre, sinapslar yoluyla, 1000 ayrı beyin hücresi ile bağlantı kurabilmektedir. Bu olağanüstü ağ sayesinde meydana gelen bilgi işlem hızı, gerçek anlamda hayret vericidir. Tek bir bit’lik ( – Bir bilgisayardaki en küçük bilgi (veri) parçacığına bit adı verilir. – ) bilgi, bir anda tam 100.000 nörona ulaşabilmektedir. Bu özelliği ile beyin, bilinen en hızlı bilgisayardan yüz binlerce kat daha hızlıdır. Böyle mükemmel bir eserin, aynı hız ve aynı özelliklere sahip bir benzerinin yapılması, IBM’in teknoloji müdürü Dr. Kerry Bernstein’ın ifadesiyle, mümkün gözükmemektedir. Kuşkusuz beyindeki bu kusursuz, muhteşem sinir ağı Yüce Allah’ın eşsiz bir Eseridir.
Böylesine kapsamlı bir ağı, küçücük bir alana sığdırmak ve onun katrilyonlarca bağlantı yapmasını ve bunu saliseler içinde başarmasını sağlamak elbette imkansızdır. Dünyadaki gelmiş geçmiş tüm insanların sahip olduğu bu muhteşem sistemi yoktan var etmek için insanın yapabileceği hiçbir şey yoktur. Beyin, insanların bu gerçeği görebilmesi için çok kapsamlı ve detaylı yaratılmış bir mucizedir. İnsanlara armağan edilmiş bu değerli hediyenin sahibi, çeşit çeşit nimetleri karşılıksız bağışlayan Yüce Allah’tır. Üstün yaratılış harikası beynin varlığı, Yüce Rabbimiz’in büyüklüğünü ve kudretini bir kez daha sergilemektedir.
“Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik. Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak’ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir.” (Müminun Suresi, 12-14)
Beyindeki Üstün Nitelikli Sinir Hücreleri
Yaptığınız her hareket, düşündüğünüz, konuştuğunuz, hissettiğiniz her şey beyninizde oluşur. Beyninizde bunu sağlayan haberleşme ise beyne ait sinirler, yani nöronlar tarafından sağlanır. Bir nöronun ortalama genişliği 10 mikrondur. (Bir mikron milimetrenin binde birine eşittir). Nöronlar o kadar ufaktırlar ki, ortalama boyutlardaki 50 tanesi bu cümlenin sonundaki nokta işaretinin içine sığabilir. Bir insan beyninde ortalama 100 milyar nöron vardır. Eğer bu 100 milyar nöronu her saniye birer tane olmak üzere saymak isteseydik, o zaman bütün bu sayım işlemi 3.171 yıl sürerdi. Eğer bu 10 mikronluk 100 milyar nöronu tek bir çizgi haline getirebilseydik, bu uzunluk tam 1000 kilometre olurdu. İnsan vücut ağırlığının yalnızca %2’sini kaplayan bir organda böylesine uzun bir iletişim ağının varlığı şüphesiz harikulade bir mucizedir.
Yeryüzündeki yapay haberleşme ağlarının tümünü bir araya getirsek, tek bir insan beyni içindeki kadar sistemli, kompleks, kusursuz ve hızlı bir sistemi elde edemeyiz. Yaptığımız en küçük bir hareket için bile, bu haberleşme ağı müthiş bir faaliyet içindedir. Gelmiş geçmiş, milyarlarca insanın her biri, bu kusursuz iletişim ağına henüz anne karnındayken sahip olmuştur. İnsan beynindeki bu üstün kompleks koordinasyona benzerlik gösterebilecek bir teknoloji yeryüzünde yoktur.
Bir insan beyni, içinde 100 milyar nöron barındıran muhteşem bir haberleşme ağına sahiptir. Bu mükemmel sistemin en küçük parçasının bile hasar görmesi, algı sistemimizde ciddi kayıplara neden olabilir. Böyle mükemmel bir yapının şuursuz tesadüflerle meydana gelmesi imkansızdır.
Bu mükemmel sistemin sadece küçük bir parçası hasar görse, sadece tek bir nöron yerine getirmesi gereken görevleri gerçekleştiremese, bu durum beyinde elektrik iletiminin zarar görmesine ve dolayısıyla duyu ve his kayıplarına yol açabilir. Şu durumda bu olağanüstü hassas sistemde rastgele bir işlemin gerçekleşmesi beyin fonksiyonlarının büyük bir kısmını, hatta tamamını işlevsiz hale getirecektir. Bu gerçek gösterir ki, henüz sınırları anlaşılamamış olan bu benzersiz haberleşme ağının, evrimcilerin iddia ettikleri gibi tesadüfen meydana gelmesi imkansızdır. İnsanın sahip olduğu bu olağanüstü yapı, yeryüzündeki tüm canlı hücrelerini ve onlara hayat verecek vesileleri yaratan, Celalet ve Ululuk sahibi olan Allah’a aittir.
“De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.” (Ankebut Suresi, 20)
Beyindeki Üstün Enerji
Beyin, yaklaşık olarak %80 su, %10 yağ ve %8 proteinlerden meydana gelir. Geri kalan bölümünü ise, karbonhidrat, tuz ve diğer mineraller oluşturmaktadır. Beyindeki her sinir, elektrokimyasal sinyaller alarak işler. Sinir ağları, çok sayıdaki bağlantılarını zayıflatarak veya güçlendirerek anıları saklarlar. Ve bunun sonucunda da hafıza oluşur. Alışılmadık durumlarla karşılaşılması, örneğin ilk defa bakılan bir portre, hücrelerin kendi aralarında farklı düzenlemelere girmelerine neden olur. İlgili sinirler aniden bağlantılarını güçlendirir ve karşılaşılan durumu tanımlamaya çalışırlar. Kaydedilen veriler, ikinci deneyimde, işlemin daha hızlı gerçekleşmesini sağlar. Dolayısıyla aynı portreye ikinci defa bakıldığında portre artık tanıdık gelecektir. Yaşam boyu tekrarlanan işlemler, genel bir görüntü olarak beyinde saklanır. Beyinde hafızaya kaydedilen her an, 100 milyar sinirin saatte 400 km hızla yaptığı 1000-500.000 arasındaki bağlantı vesilesiyledir.
Bu müthiş kapasiteye sahip olan beyin, loş bir lambayı aydınlatabilecek kadar enerji kullanmaktadır. Vücut ağırlığının sadece 50’de biri olan beyin, vücudun tüm oksijen ve glikoz ihtiyacının 1/5’ini tüketmektedir. Beyin öylesine önemlidir ki, kalpten çıkan ilk kan ona gönderilir, herhangi bir sebeple bedende kalan az miktarda kan ise, öncelikle onu hayatta tutmaya çalışır. Kalp, damarlar ve tüm diğer organlar, adeta bu gerçeği bilirler.
Beyinde meydana gelebilecek en küçük bir hasar, insanı sakat bırakabilir veya öldürebilir. Beyin öylesine hassastır ki, elektrik sinyallerinin tek bir sinire ulaşamaması, insana dış dünyayı hissettiren duyularından bir tanesini kaybettirebilir. Beyindeki tek bir nokta bile tesadüfen oluşamayacak, tesadüfen değişemeyecek kadar kusursuz bir donanım ve organizasyona sahiptir. İnsan beynindeki bu mükemmellik insana verilmiş büyük bir nimettir. Bu büyük nimet, kullarına karşı iyiliği çok olan (Berr), kusursuzca var eden (Bari) ve kudret sahiplerinin üzerinde olan (Mütekebbir) Allah’ın üstün yaratma sanatıdır.
“O, size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor. İçten (Allah’a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez.” (Mümin Suresi, 13)
Kusursuz Bir Haberleşme Ağı “Beyin”
Bir yere baktığımızda, bir şey düşündüğümüzde veya bir koku aldığımızda, beynimizde bir hareketlenme başlar. İlgili sinirler, bir elektrik akımı vesilesiyle gelen mesajları yorumlarlar. Bir bardağa baktığımızda, onun bardak olduğunu anlamamızın nedeni, beyindeki sinirlerin onu “bardak” olarak yorumlamasıdır. Bir şeyi düşündüğünüz sırada beynimizde olanlar, sinirlerin birbirleriyle koordinasyon kurmaları ve birbirlerinin üzerinden elektrik akımlarını geçirmeleridir. Karşımızdaki bardağın görüntüsünün beynimizde oluştuğunu zannederiz. Oysa, bardaktan gelen görüntü beynimize sadece bir elektrik sinyali şeklinde ulaşmıştır ve zifiri karanlık beyinde bardağın görüntüsünden en ufak bir iz yoktur. Düşünmemiz, koklamamız, görmemiz, kısacası dış dünyayı algılamamız için verilmiş olan sebepler, sinir hücreleri arasındaki işlemlerdir. Bu gerçek karşısında, 10 milyar sinir hücresinin beynin içinde özenle yerleştirilmiş olması ve bizimle ilgili her şeyin kontrolüne vesile olmaları, dahası bizlere renkli bir dünya sunmaları, elbette büyük bir mucizedir. Bu büyük mucizenin sahibi Yüce Allah’tır. Kuşkusuz, insan hiçbir şey değilken onu yoktan yaratan Allah için tüm bu sebepleri yaratmak çok kolaydır.
Beynin sahip olduğu sistem, hala anlaşılmaya çalışılan önemli bir sırdır. Henüz insan bunu anlamaya güç yetirememişken ve sistemin tümü üstün bir yaratılışı ispat etmekteyken, kör tesadüflerin bir yaratıcı gücü olduğuna ihtimal vermek büyük bir cehalettir. Allah, rahmeti ile, yarattığı varlıkları vesile ederek insanlara Kendi Yüceliğini ve üstün yaratma sanatını sürekli olarak hatırlatmaktadır. Tüm bunları görüp anlayabilen iman sahipleri, dünyada da ahirette de kurtuluş bulanlardır.
“Göklerde ve yerde olan ne varsa O’ndan ister. O, her gün bir iştedir. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?” (Rahman Suresi, 29-30)
Yorum Yazın