Kendinizi değiştirmek ister misiniz?
Yeni bir yetenek, yeni bir dil, enstrüman spor hareketleri, alışkanlıklar, derin öğrenmek veya herhangi bir konuda daimi motivasyon kazanmak ister misiniz? Kim istemez ki?
Bunun formülü beynimizin nöroplastisite özelliğidir yani beynimizin o konuyla ilgili yeni nöronları oluşturmasına alan tanımaktır. Bu çocukluk ve ergenlik zamanlarında inanılmaz kolay çünkü beynimiz sünger gibi her şeyi emiyor fakat endişelenmeyin yaş aldıkça birazcık daha emek gerektirse bile yine de oldukça kolay.
Direkt sonuca geliyorum; bunun anahtarı epinefrin salınımı, yani kon-sant-ras-yondur.
Siz odağınızı verdikçe nöroplastik gelişiminiz artacak. Uyarılmamız artmalı ki, odaklanabilmemiz artsın. Odağımızı arttırdıkça beynimiz ve sinir sistemimizdeki değişiklikler daha kalıcı olarak gerçekleşiyor. Ne kadar yoğunlukta ve ne kadar süre dahilinde konsantre kalabildiğimiz bu gelişim sürecinin anahtarı diyebiliriz yani biraz heyecan ve biraz gerginlik öğrenmek için gerekiyor çünkü bunlar uyarılma yaratarak, odaklanmamızı arttırıyor.
Bu arada enteresan bir ekleme daha yapmak istiyorum:
Amacınız doğrultusunda oluşan bu yeni nöronların üretimi ve bunların arasındaki snapslerimizin güçlenmesi, öğrenmene eylemlerimizin kendisi esnasında değil, akşam uyuduğumuz zaman gerçekleşiyor. Uyku o yüzden, iyi öğrenmenin ve nöroplastisitenin en önemli faktörü.
Şimdilik, işin özetinde,
Beyin ve beden orkestramızı, sinir sistemimizin orkestra şefliğiyle yönetebiliyoruz ve gözlerimiz de bu merkezi sinir sisteminin ve beynimizin bir parçası, dedik. Bu yapının başlıca amacı duyumlama, algılama, duygular hissetmek, düşünebilmek ve hareket edebilmek yetilerini kullanarak içimizdeki kendi dünyamızla, dışımızdaki dünya arasında, enerjisi ve iletişim döngüsü hiç bitmeyen, doğa ananın tıpkı bir ekolojik sistem gibi natürel olarak tasarladığı, evrendeki en sofistike sinir sistemlerinden birine sahibiz. Bunun için bir saniye durup şükredelim. 😊
Bu arada, bu sürece gönülden bağlanıp ona âşık olursanız ve sonuçları sizi motive ediyorsa bunları kullanarak kimyasal olarak beyninizi hackleyip işinizi kolaylaştırabilirsiniz. Aynı zamanda nihai ödüle veya hedefe odaklanırsanız devam etmek için gereken motivasyon molekülünü – yani dopamini – salgılayarak işinizi yine kolaylaştırabilirsiniz. Gerçekten güzel taktikler veriyorum. Daha iyi anlamak ve uygulamak için linkteki bölümün tamamını dinlemenizi öneririm veya sonraki bölümlerde vereceğim detayları da bekleyebilirseniz çünkü bu konu tüm dönüşümlerin temelinde yatıyor.
İnsanların kendi sinir sistemini anlaması önemli, hayatımızın bütünü omurilikten geçerek kaslarımıza ve oradan da organlarımıza ulaşan elektrik akımlarıyla oluşuyor veya tam tersi oradan yukarıya giden uyarı ve akımlarla daimi bir dalgasal döngü halindeyiz. Yani ne kadar değerli olsa da her şeyimiz kafamızın içinde ki bir organ olan beynimizden ibaret değil 😊 Onu taşıyan beden ve sinir sistemimiz de, en az kendisi kadar önemli. Hepsi bir bütün.
Otonom sinir sistemimize hükmetmek dünyanın en büyük trendlerinden biri.
Adı üstünde yıllarca otonom sanılan bu sistemi aslında kontrol edebildiğimizi anladık.
Ve yeni çağın akımı budur. İç halimizi fark edebilmek ve kontrol edebilmek çok önemli bir yeti. Bu sistemi regule etmeyi öğrenmek bizim için çok avantajlı. Biz değiştikçe çevremiz de değişecek, biz öğrendikçe çevremiz de öğrenecek, çevremiz öğrendikçe dünya değişecek.
Onedio.com ailesine özel içerikler yakında burada olacak!
Bu köşede çok değerli bilgiler her hafta yayınlanmaya devam edecek!
Bizi tüm sosyal mecralardan eklemeyi ve paylaşmayı unutmayın.
Sonsuz sevgiler.
YouTube
Instagram
X
'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'