Kıbrıs Tarihine Farklı Bir Bakış Açısı

Kıbrıs; akdenizde bir ada, yarısı Rumların, diğer yarısı Türklerin. KKTC avrupa birliğine üye mi? Kumarhaneleri, bir de portakalı var, insanları çok tembel, hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını da sevmiyorlar. İç hatlardan mı uçuluyor oraya? Türkiye'nin üzerine yük oldu, hiç bir faydası yok. Ünlüler sadece kumar oynamak için gidiyor. Trafiği soldan, ingiliz sömürgesi işte. Yavru vatan, yavru, minik, güçsüz, değersiz...

Kıbrısı ne kadar biliyoruz? 

13 Ağustos 1913 doğumlu olan Makarios, yoksul bir çobanın 'üvey' oğluydu. 1948'de Larnaka Piskoposu, 1950'de de Başpiskopos oldu. İlk başlarda Enosis taraftarı olsada (Kıbrısı Yunanistana Bağlama Düşüncesi) 13 Aralık 1959'da Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle Enosis'ten uzaklaştı.

Bu arada kendisi Kıbrısın hem en büyük dini lideri (Başpikopos), hemde en büyük siyasi lideriydi (cumhurbaşkanı).

23 Mayıs 1898 doğumlu Grivas, Yunan İç Savaşı'nda Yunan komünistlere karşı mücadele etmiş, 1951 yılında da Kıbrıs'ta gönüllüler toplayarak Yunanistan'a eğitime götürmüştür. 1954 yılında eğitimi alan savaşçılar ile Kıbrıs'a geri dönmüş ve EOKA'yı kurmuştur. (Yunan komünistlere karşı mücadele etmiş olmasının altını çiziyorum ilerde nedenini anlayacaksınız)

EOKA Kıbrıs Rumlarının Enosis amacını gerçekleştirmeyi hızlandırmak için Birleşik Krallık idaresine karşı 1950'li yılların başlarında Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması için Georgios Grivas liderliğinde kurulmuştur. Yunan İç Savaşı'nda Yunan komünistlere karşı mücadele eden Grivas, 1951 yılında adada gönüllüler toplayarak Yunanistan'a eğitime götürmüştür. 1954 yılında eğitimi alan savaşçılar ile Kıbrıs'a geri dönmüştür. Yunanistan'da eğitilen mensuplar İngilizlere saldırmışlardır. Ayrıca AKEL taraftarları ve İngilizler için çalışan Kıbrıslı Rumları öldürmeye çalışmıştır. Grivas, 1958 yılından sonra ise Kıbrıs Türklerini hedef alan saldırılara başlamıştır.

Makarios her ne kadar Türkleri Kıbrıstan göndermek istiyor olsada 1959'da Cumhurbaşkanı seçilmesi onu ENOSİS'den uzaklaştırdı. Bu sırada Grivas'ın liderliğindeki EOKA hazır İngilizlerden kurtulmuşken Türklerden de kurtulalım diyerek namlularını Türklere çevirdi. Fakat Makarios cumhurbaşkanı olmasının verdiği siyasi kimlikle bunun kanlı değil, daha makul bir şekilde olması fikrindeydi. Makarios Kıbrıslı Türk gençlere İngiletere'de çalışma ve yaşama olankları sunarak kendi istekleriyle göç ettirme stratejisi ile Türkler'i Kıbrıs'tan göndermek istedi. Şayet Yunanistan acele etmese ve cunta göndermeseydi ve Grivas'ın Türklere yönelik kanlı eylemleri olmasaydı, muhtemelen bugün Kıbrısta hiç sorun olmayacaktı çünkü Türkler kendi istekleriyle Kıbrısı terk edeceklerdi.

Rumlardan sonra en büyük etnik topluluğu oluşturan Kıbrıs Türkleri, oluşturulan yeni devlette veto hakkı, parlamento üyeli ve yönetimde %30’luk bir hakka sahiplerdi. Bu haklar daha sonra Makarios tarafından kısıtlandırılmaya çalışıldı.

1950 ile 1958 yılları arasında Kıbrıs'ta Türklere karşı pek dikkate alınır ırkçılık ve şiddet eylemleri gerçekleşmemişti.

Makarios siyasetçi olarak ülkesine ekonomik pazarlar kumaya çalışırken. 16 Ağustos 1960 Kıbrıs'ın Bağımsızlığını almasını fırsat bilen Rusya, 2 yıl sonra içinde Kıbrıs'ı tanıması ve aralarında derin ilişkilerin başlamasıyla işler karışıyor. Bu derin siyasetin izleri günümüzde Lefkoşa'da bulunan Rus Büyük elçiliğine karşın Moskova'da bulunan Güney Kıbrıs Büyük elçiliği ile gözlere çarpıyordu.

Rusya olurda Amerika olmaz mı? 1962-63 yılları arasında Sovyet Rusya'nın Kıbrıs'ı tanımasından heyecanlanan ve Sovyet Rusya'nın kendisine karşı müttefik kazanmasından korkan Amerika'nın Rusya-Kıbrıs ilişkilerini kuran 3. Makarios hükumetini yıkma planlarını devreye sokuyor. Neydi bu plan? Tabii ki de Amerikanın en büyük çözüm planı olan ve hemen hemen girdiği her ülkede kullandığı “böl, parçala ve yönet” taktiği. Bilenler bilir Bay Pipo adlı bir kitap vardır ve o kitapta espiyonaj eğitiminden bahsedilir. Grivas'ın komünistlere olan düşmanlığından bahsetmiştim, hani Yunan içsavaşında başarı kazandığı. Bir de Kıbrıstan aldığı eğitti ve daha sonra geri dönerek onlar ile birlikte kurduğu EOKA varya, hani sırf İngilizlere çalıştıkları için kendi insanlarını vuranlar. İşte onlar Amerika'nın böl-parçala-yönet oyunun başkahramanlarıdır.

Bonus dipnot: 7 Nisan 1992 tarihinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Rusya Federasyonu'nu SSCB'nin halefi olarak tanıdığını ilan etmesi Amerika'nın Kıbrıs-Rus müttefikliği konusundaki şüphelerinde haklı olduğunun da kanıtıdır.

Makarios ile Grivas anlaşamayınca EOKA kendisine yeni görev edinmişti; Kıbrıs'ı Türk-Rum olarak bölmek halkı galeyana getirmek hükumeti zora sokmak. Peki bunu nasıl yaptılar? Öncelikle halka birbirlerinin kurmaca planlarını anlattılar, yani dezenformasyon denilen bir yöntemi denediler. Yalan yanlış teoriler attılar. Rumlara gidip 'Türkler sizi öldürmeyi planlıyor', Türklere gidip 'Rumlar sizi öldürmeyi planlıyor' tarzı söylemlerde bulundular.  Fakat dezenformasyon başarılı olmadı. Ve şiddete başvurdular.

3.Makarios Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında siyasi kurumların yapılanması ve teşkilatlanma hakkındaki on üç maddelik bir değişiklik önerisinde bulunup Kıbrıs Türklerinin yetkilerini kısıtlandırmayı planlamıştı. Fakat bunu fark eden Kıbrıslı Türkler buna karşı çıktılar tamda bu öneri tartışılıyorken 21 Aralık 1963 günü iki Kıbrıslı Türkün üzerine ateş açılarak öldürülmesi iç savaşı başlatıyor ve 364 Kıbrıslı Türk ve 174 Kıbrıslı Rum yaşamını yitiriyor. İşte bunlar hep Amerikan oyunu.

Kanlı Noel ile başlayan Türk-Rum içsavaşı Makarios yönetimini tehdit etmeye başlayınca, Makarios elini taşın altına koyarak Türk toplumunun yetkilerinin kısıtlandırılması üzerine oluşturulan Kıbrıs Türk Geçici Yönetimiyle masaya oturup işleri düzeltmeye çalıştı.

Makarios düzeni tam tekrar sağlıyordu ki 1967’de Kıbrıs Rum Milli Muhafız Birliğine bağlı birlikleri enosis’i gerçekleştirmesi için Yunanistan cunta yönetiminin gönderdi. EOKA cunta tarafından tekrar faliyete geçirildi ve Türkler'e karşı ağır saldırılar ve katliamlar başladı. Makarios, cuntayı aşırı fanatik bulup geri göndermek istemesiyle cunta, Makarios hükümetine darbe yaptı. Yunanlılar Rum yönetime darbe yaptı. Makarios kaçtı.

Kıbrısta, Yunan cuntası yönetimindeki Rum güçleri Türkler'e Nevin Demirdöven'in BEKLEDİM DE GELMEDİN şarkısı dinleterek Türklerin umutları kırmaya çalışılıyorken, Türk ordusu Atilla Harekatını ve ardından da Ayşe tatile çıksın parolası ile ikinci harekatı gerçekleştirdi. Türk ordusunun ezici gücü karşısında Rum-Yunan güçleri geri çekilmek zorunda kaldı.

1975-1983 yılları arasında KKTC'den önce KTFD kuruldu. Kendi meclisi ve bakanları vardı. Kıbrıslı Türklerin ambargolara uğramadan özgür bir şekilde ticaret yapabildiği dönemdi. Cumhur başkanı Rauf Denktaş seçildi. Dr. Fazıl Küçük ile siyasi rekabet sırasında aldığı yanlış bir karar ile 15 Kasım 1983'de oy birliği ile Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak Türkiye'yi işgalci durumuna düşürdü ve KKTC'ye ambargo uygulandı.

KKTC öncesi kendi kendine yetebiliyorken, fabrikaları işler vaziyette ve normal ticaretine devam edebiliyorken, siyasi çıkarlar uğruna değiştirilen isim (Kıbrıslılar tabela değişikliği olarak adlandırıyor) Kıbrıslı Türklere yapılan en büyük ayıp oldu, bunları Türkiye'den teşvikle göç ettirilen ve araziler hibe edilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının avantajları suistimal ederek, rant oyununa çevirmesi de cabası oldu. Turizm cenneti Kıbrıs, Kumarhane ve Gece Kulüplerinin odağı oldu.