Ali Tezel Haberleri

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, sabah yaptığı açıklamada ölü sayısını 284 olarak açıkladı.

Soma'daki facianın 4. gününde basın toplantısı düzenleyen Soma Holding, kazada hiçbir ihmalleri olmadığını savundu. Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, 'Kazayı anlamakta zorluk çekiyorum. Canım yanıyor içim yanıyor' dedi. Maden Şirketinin Genel Müdürü Ramazan Doğru ise, 'Kazanın trafoyla ilgisi yok' diye konuştu. Taşeron işçi çalıştırmadığını söyleyen şirket, 'yaşam odası' olmadığını yönündeki iddiaları ise doğruladı. 'BULANIKLIK İÇİNDEYİM' İşte Gürkan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar Acımız büyük ciğerimiz yanıyor. Tüm milletimizin başı sağolsun. Devlet büyüklerimiz ilk günden itibaren tüm kurumları seferber etti. Ben şu anda 76 yaşında olan bir jeoloji mühendisiyim. 49 yıldır bu işi yapıyorum. Jeolog olarak başlayıp, maden işletmecisi olarak devam ettim. Maden işçiliği yapıyorum. 1984’ten itibaren küçük bir kömür maden işletmesini yaparak kömür madenciliğinde devam ediyorum. 1984 yılından bu güne kadar 30 sene zarfında küçük bir işletmeden 6000 kişinin çalıştığı işletmle grubuna dönüştük. Madencilik hayatım boyunca öncelikle önem verdiğim herşey, kazandığım herşey çalışan arkadaşlarımın standartların yükseltilmesinde ve ileri teknolojinin olması için harcadım kazandıklarımı. Elde ettiğim gelirleri standartların yükseltilmesine harcadım. Bugün hayatımın en büyük ızdırabını yaşıyorum. Bu elim kazanın olduğu madenin en iyi madenler seviyesinde olduğu mutluluğu yaşamaktaydım. İşletmeden gelen habere inananamadım. Olmaması gereken birşey söylüyorlardı. Yerin altında çalışmış, çalışanlarını oğlu, kardeşi gibi gören bir insan olarak buraya geldim ve arkadaşlarımın çıkartılması için gereken herşeyi koordine ettik. Canım yanıyor. Madende çalışan arkadaşlarımın birçoğunun babaları benim yanımda çalışarak emekli olmuş kişiler. Bu basın toplantısını 2-3 gün sonra yapmayı planlıyordum ama sağlığımı da bir tarafa bırakarak toplatıyı yapmaya karar verdim. Konuşmam ve hafızam hakiketten bulanıklık içindeyim. 'MADEN YASASINDA YAŞAM ODASI YOK' Ben sorularınıza cevap vermeye çalışacağım ama olayın nasıl geliştiğini niçin bu kadar büyük olduğunu arkadaşlarıma bırakmak istiyorum. 3 günden beni aşırı yorgunum. Hafızamda tamamen konsantre olamıyorum. Bunun ilgili olarak öncelikle, Yönetim Kurulu Üyesi olan Ramazan Doğru’nun ne zaman başlandığını neler planlandığını anlatacak. Bölgede 3'ü bize ait 4 işletme var. Burası eski bir işletme, biz mekanize hale getirdik. İşletmelerin büyük bir kısmına yürüyen ayak denilen sistemi getirdik. Buradaki işletmelerde yüksek kar marjı yoktur, 10-15 civarındadır. Gürkan, oğlunun neden orada olmadığına yönelik tepkilere de, 'Şirketin CEO'su buradadır' diyerek, şirketin genel müdürünü işaret etti. Yeni yaşam odası planlaması yapılmıştı. Üst bölümde yaşam odası yok, alt bölümde de yeni yapılıyodu. Üretim aşağıda olduğundan yukarıda oda olsa da faydası olmazdı. Maden yasasında yaşam odası yok. Vicdanen ben de kötü durumdayım. Yaşamını yitiren arkadaşların çocuklarının tahsil masrafları kurulacak vakıfla karşılanacak. 'BAŞBAKAN'LA ÖNCEDEN TANIŞMIYORUZ' Ocağı devretmeyi düşünmüyorum. İşletmeninin içinden doğan bir yanlış varsa, bundan sorumlu olan arkadaşımızın cezalandırılması için takipçisi olacağım. Bu bir kaza, gördüğüm kadarıyla. Ben ocağa inmedim, yapılanlara göre söylüyorum. İhmal olup olmadığını tam ben bilmiyorum. Ne Ramazan Bey'in söyediği ne de Akın Bey'in söylediği benim için geçerli değil. Çalışma Bakanlığı gelip raporlarını hazırlayacaklar. Benim için geçerli olan Bakanlık incelemesi sonrası çıkacak sonuç. Hükümetten bana bir tepki yok. 'Geçmiş olsun' dilediler, o kadar. Başbakan'la ilk kez buraya geldiğinde el sıkıştım. Önceden tanışmıyoruz. Ben 76 yaşındayım. Bu işletmeye inip çıkacak fiziki gücüm yok. 'YAŞAM ODASI YOKTU' Maden Şirketinin Genel Müdürü Ramazan Doğru'nun açıklamaları Hepimizin başı sağolsun. Madende elim bir kaza yaşadık. 25 yıldır burada çalışıyorum. Maden mühendisiyim. Bu kaybettiğimiz insanların çoğunu şahsen tanırım. Ve çok büyük bir acı içindeyim. Bu işletme 1990 yıllarında TKİ tarafından kurulan bir işletmeydi. TKİ kamu bu işletmeyi uzun yıllar çalıştırdı. Burayı tam mekanize olacak şekilde düşündüler. Dünyadaki en modern sistem olarak dizayn ettiler. Bunun için Çin’den ekipler getirdi TKİ. Daha sonra burada özelleştirme kapsamında ihale yapıldı. Bu ihaleyi 2006 yılında Park Enerji kazandı. Duayenlerden biridir. O arkadaşlar iki sene çalıştılar. Ticari olarak Alp Bey’le anlaşarak TKİ rızasıyla bir geri aldık burayı. Kazadan önce bu işletmede 2941 çalışanımız vardı. Soma madenlerinde ise yaklaşık 5800 kişi çalışıyor toplamda. 'KAZANIN TRAFOYLA İLGİSİ YOK' Bu kazanın nasıl yaşandığına ilişkin kararı bilirkişiler verecek. Bu kazada tespit edilmesi mümkün olmayan bir 'kızışma' meydana geldi. Aşırı bir hava hızı var. Kazanın trafoyla ilgisi yok. Trafo yangının başladığı yerden 1800 metre uzaklıkta. Kazanın nasıl olduğunu bilirkişiler söyleyecek. Kaza 140 kodunda 4 üncü bant diye tabir ettiğimiz anayolumuzda meydana geldi. Tespit edilmesi mümkün olmayan kızışma yukarıdan düşen korların ve havanın hızıyla yangın şiddetini artırdı. Kaybettiğimiz insanların çoğunu şahsen tanıyorum çok büyük bir acı içerisindeyim. Yaşam odamız yaklaşık 500 kişilik. Ancak biz onu başka yerde hazırlıyorduk. Başka bir yerde planlıyorduk onu. Yaşam odamız yoktu. Olsa da bize faydası olmazdı. Vardiya değişimini yerinde yapsaydık ölü sayısı daha fazla olurdu. 'HİÇBİR İHMALİMİZ YOK' İşletme Müdürü Akın Çelik'in açıklamaları Beraber ekmek yediğimiz arkadaşlarımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Başımız sağolsun. 20 yıldır maden mühendisiyim, 15 yıldır iş güvenliği üzerine çalışıyorum. Kurtarmanın her aşamasında buradaydım. Bir yangın çok basit bir şekilde söndürülebilir. Metan gazıyla ilgili yok. Çünkü orası temiz hava girişi. Madencilikte yangınla her zaman karşılaşılabilir. Sürekli yangınlarla boğuşuyoruz. Gün içinde de oluyor. Biz yangınla boğuştuğumuz yerde. Karbondioksit değerlerine göre yangın var diyoruz. Hemen kapatırız orayı. Biz üç defa tam mekanize şeyleri gömdük. Her hangi bir yangın çıkarsa bir burayı barajlıyoruz. İçerisine külle beraber suyla beraber kül basıyoruz. Ve yangınlar böyle sönüyor. Biz de sizin kadar merak ediyoruz. Kazanın nasıl olduğunu bilmiyoruz. Konuyu araştırıyoruz. Önceliğimiz insanları çıkarmak. Ocak içerisinde metangazı, oksijen ve karbonmonoksit sensörleri var ve sensörlerden gelen değerler var. Kaza öncesi böyle bir şey hissedilmedi. Metan gazının temizlenmesi havalandırmayla olur. 500 kişiyi alabilecek kadar kaçış odamız var. Ancak olay 2-3 dakika içinde gerçekleşti. Buradaki esas problem budur. Yeraltına giren işçi sayımız 787'dir. Yoğun dumanın işçilerin yollarının kapatması gibi bir sıkıntı oldu. Görüş mesafesi 0'a 1 metreye düştü. Ben de oradaydım. Biz hala kazanın neden meydana geldiğini bilmiyoruz. Hiçbir ihmalimiz yok. Hepimiz canla başla çalıştık. 20 yıldır böyle bir olay görmedim. Duman çok hızlı yayıldığından arkadaşlarımızı kaybettik. İşçilerimizin ölüm nedeni zehirlenme. Risk hissetsek bütün ocağı anında boşaltırdık. Yangın nedeniyle daha önce kaybımız olmamıştır. Göçük nedeniyle geçtiğimiz yıl 1 arkadaşımızı kaybettik. İçeride maksimum 18 işçi var. 'TAŞERON İŞÇİMİZ YOK' İK Müdürü Celalettin Gökaşan'ın açıklamaları 'Kemal Yıldız' isimli olduğu iddia edeilen işçimizin ismi 'Cemal Yıldız'dır ve 19 yaşındadır. 18 yaşını doldurmuş herkes yeraltında çalışabilir. Müfettiş beylere de bunu takdim ettim. Bir tane yabancı uyruklu, bir tane 18 yaş altında ve 1 tane taşeron işçisi yok bu kurumda. Taşeron uygulaması yoktur. 2941 işçisinin tamamı Soma kömürlerinin işçisidir. Ekip başları vardır. Onlara taşeron diyorlarsa bilemem. Ekip başları vardır.CNN Türk

Ali Tezel'in Soma faciasıyla ilgili iddialarına yanıt veren Çelik 'Bunlar doğru bilgiler değildir. Var mı bir belge?' dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ali Tezel'in iddialarıyla ilgili yaptığı açıklamada 'Hükümet olarak bir merkezden kriz masasının yönetilmesinin ne kadar faydalı olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Ocakta kaç kişi kaldığıyla ilgili rakamlar açıklandı. Bunu dışındaki haberler kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yöneliktir. Bunlar doğru bilgiler değildir. Kim nerde görmüş? Var mı bir belge? Bu haberleri yaymak doğru değildir' dedi. ALİ TEZEL NE DEMİŞTİ? Sosyal güzenlik uzmanı Ali Tezel, Soma faciasıyla ilgili yaptığı açıklamada 'Şu an içinde işçi olan beş galeriden ikisine hiç ulaşılamamış. Ancak yangın sönsün diye içeriye küllü su basılıyor, betonlaşsın diye. Yani, içerdeki yaklaşık 450 işçinin artık çıkarılma şansı kalmadı... haklarında gaiplik kararı verilecek...' ifadelerini kullanmıştı. Tezel'in bu iddiası büyük yankı uyandırmıştı. Bakan Çelik'in açıklamalarından satırbaşları; Ölüm aylığı 5 yıl sigorta 9 ay prim. Van depreminde bazı düzenlemeler yapmıştık. Arkadaşlarımız teknik düzeyde. Ölüm aylığı ile ilgili çalışma yapıyoruz. Yasal boyutuyla şehitlerimize bir defaya mahsus 415 TL cenaze yardımı ödemesi yapılacaktır. SGK Manisa İl Müdürlüğü yapıyor bu işleri. Diğer illerde irtibatlı bir şekilde. Bizzat şehit yakınlarının evlerine gidilerek buradaki işlemler evlerinde kendilerine teslim edilecek. Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak bu ocakta müfettişlerimiz çalışmalara başlamış durumda. Bu incelemelerle ilgili tam bir rapor yok ortada. Ocak incelemeye hazır hale gelir gelmez. Dün müfettişler oraya indi. Ortaya çıkmış bir rapor yok ortada. 'EL İNSAF DİYORUM' Burada bir kriz masası oluşturduk. Bir merkezden yürütülüyor çalışmalar. Çok sağlıklı bir şekilde çalışıyoruz. Şeffaf bir şekilde bilgilendiriliyor insanlar. Ocakta kaç kişi varsa durum ondan ibaret. Bunun dışında bütün haberler Suriye örneği gibi değil. Spekülatif haberler kamuoyunu yanlış bilgilendirme istenmeyen bazı tepkiler olur. Bunlar doğru bilgiler değil. İtibar edilmesi kriz masasından gelen bilgilere. Kim nerede görmüş? Bilgi belge varmış. El insaf diyorum. Medyanın görevi bu değil. Kriz merkezinden gelecek olan bilgiler esas bilgilerdir. Her saat bu açıklamalar yapılır. 'KEŞKE YAYGIN TARTIŞABİLSEYDİK' 300 kişi hayatını kaybetmiş. Burada idari adli soruşturma yapılır. Mevzuatın tamam olması demek? Bu işin sahibi var, çalışanı var. Nerede bir arıza var ise orada bir arıza sorun alanı var demektir. İş Sağlığı Güvenliği yasası 2012 yılında işçi ve işverene söylüyorum çok zor çıkardık bu yasayı. Türkiye ilk kez 2012 yılının ortalarında bir iş sağlığı güvenliği yasasına kavuştu. Bu Türkiye’nin dört bir tarafında farkındalık oluşturmak istedik. Keşke bütün kesimler iş sağlığı konusuna duyarlılığı en az bugüne yakın gösterselerdi. Keşke yaygın tartışabilseydik. '2 YILDIR GÜNDEMİMİZDE TAŞERON YASASI VAR' Dört gün içinde 400’ün üzerinde haber oldu Soma. Normal zamanda böyle haberler yoktu. Normal zamanlarda madenlerin daha ayrıntılı konuşulması lazım. Bizim çalışma bakanlığı tarafların olduğu bir bakanlık. Tam iki yıldır gündemimizde taşeron yasası var. Taşeronluğun sömürüye dönüştüğünü söyleyen bir bakanım ben. Bunun tarafları var ama. İş verenler var, odalar var, işveren sendikaları var. Bunu bir an önce çıkarmak gerekiyor. Çalışma koşullarının sağlıksızlığı olmaması için bu ve benzer çalışmalar bitirilmeli. Bugün bir savunma günü değil. Ama bu işleri bilen biri olarak söylüyorum; Keşke bunların hiç biri olmasaydı da bu acı hadise olmasaydı. Buradaki konuşmalar da olmasaydı. Öyle bir tablo ki bu. Söylenecek fazla bir şey yok. 'KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKILMAMIŞ' Bizim iş sağlığı yasamız AB mevzuatına uygundur. Eğitimler acil durum planlanması. Acil bir durum meydana gelirse ne olacak? Ne yapılacak? Bunun uygulama zorunluluğu var. Savcı bey bu çalışmayı yaparsa bunun uygulamasına bakılması lazım. Olay meydana gelirse nasıl müdahale edilecek? Bunun programlanması yapılması yazım. İş güvenliği uzmanları var. 24 saat eksiklikleri takip edecek. Periyodik denetimler var. 8 kez ocakta denetim yapılmış. 2 yılda 16 teftiş yapılmış bu madene. Eksiklerin giderilmesi eğer eksiklerin konumu çok farklıysa ocaklar kapatılmıştır. Kimsenin gözünün yaşına bakılmamış. Hangi koşullarda maden kapatılır belli. Mevzuatta eksiklik yok demek değil. Kendini yenilemesi gerekiyor.haberler.com

Asıl meselemiz şu: İleride bu toprakların tarihi yazılırken, “Soma Öncesi” ve “Soma Sonrası” diye iki ayrı zaman dilimi olacak mı? Örneğin siyasette “Deprem Öncesi” ve “Deprem Sonrası” oldu. 1999 depreminin hemen ardından olmasa da, bir zaman, bir yerlerde bir kırılma yaşandı. Siyasette parametreler değişti; iktidarlar alaşağı oldu. Gezi sürecinde yorumcular sık sık “Artık hiçbir şey aynı olmayacak” deyip durdu ama bir anlamda halen içinden geçmekte olduğumuz Gezi sürecinin tarihi rolünü tanımlamak için henüz çok erken. Ancak Soma, bir yerlerde bir şeyleri değiştirmeli. Sadece yürekleri dağlayan, sosyal medyayı coşturan, bu yılki protesto sezonunu açan bir vaka olarak değil; Türkiye’de değişimin miladı olmalı bu facia...

Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel'in Habertürk'teki görevine son verildi.Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, Twitter ve Facebook'ta hükümet karşıtı yaptığı paylaşımlar sebebiyle Habertürk gazetesinden kovulduğunu açıkladı.Tezel, Twitter'dan yaptığı açıklamada, kendisine gerçekleri söyleme ve 'sus' denildiğini kendisinin ise daha fazla dayanamadığını dile getirdi.Tezel, Habertürk'ün Facebook ve Twitter paylaşımlarından dolayı da kendisini işten attığını ifade etti. Ali Tezel, sosyal medya üzerinden hükümete yönelik eleştiriler paylaşıyordu.Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel'in özellikle Soma faciası sırasında yazdıklarıyla hükümeti rahatsız ettiği belirtilmişti.Habertürk Yazarı Fatih Altaylı da İstanbul'a yapılacak olan 3. Havalimanı ile ilgili geçtiğimiz haftalarda eleştirisel bir yazı kaleme almış, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'operasyon lazım' açıklamalarının ardından uzun bir tatil zamanının geldiğini belirterek izne çıkmıştı. Altaylı’nın bu izni basında Habertürk’le yolları ayrıldı şeklinde yorumlanmıştı.T24

Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel Habertürk'ten kovulma sürecini anlattı. Ali Tezel Habertürk televizyonunda katıldığı bir programda Alo Fatih olarak bilinen Fatih Saraç'ın çağırıldığı programı beşinci dakikada kestiğini söyledi. Tezel, '17 ve 25 Aralık sonrasında sosyal medyada yazmamam için birçok kez uyarı geldi.' dedi. Cumhuriyet

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekilliği'ne seçilen 2. Daire Başkanı Mehmet Yılmaz (Türkiye'de Mehmet Yılmaz ismini taşıyan 33 binden fazla insan olduğunu biliyor muydunuz?) 'Hâkim ve savcılarımız dünyadan bir tık ileride' dedi.Yılmaz, bunun fedakârlık ve çalışkanlık bakımından olduğunu söylüyor ki adliyelerimizin iş yükü dikkate alındığında haklıdır da.HSYK Başkanvekili “Türk yargıcı Avrupalı ve Amerikalı yargıçların bilgi ve birikim olarak altında değildir” de diyor.Bilemiyorum, yargıçlar arasında bir bilgi yarışması düzenlenmediği için bunun kesin bir yanıtını veremeyiz.Ama yargıçlarımızın da en azından kendi ülkelerinin mevzuatına hâkim olduklarını varsaymalıyız zaten.HSYK Başkanvekili’nin bu sözlerini okurken şöyle düşündüm: Keşke, Türkiye’deki yargıçlar ve savcılar da Avrupalı ve Amerikalı meslektaşları gibi bağımsız olabilselerdi.Çünkü biliyoruz ki adaleti dağıtma işinde savcı ve yargıçların bilgi ve birikimli olmalarının yanı sıra bağımsız ve tarafsız olmaları da gerekiyor.

Habertürk Tv 'de Didem Arslan Yılmaz 'ın sunduğu Türkiye'nin Nabzı programına konuk olan sosyal güvenlik uzmanları Ali Tezel ve Resul Kurt 'un yüzünden program yarım kaldı. Resul Kurt 'un bir izleyicinin sorusu üzerine Ali Tezel' e 'senin ne .ok olduğun belli değil' sataşmaları ise geceye damga vurdu. Ali Tezel'in, Resul Kurt'un sözlerini sık sık kesmesi üzerine programda gerginlik devam etti.  Ali Tezel'in Resul Kurt'un sözlerini kesmesi üzerine programdan gidebileceğini söylemesi üzerine Ali Tezel 'Sen yandaş medyasın gidemezsin' dedi. bunun üzerine Resul Kurt da 'senin ne b.k olduğun belli değil' karşılığı verdi. Onedio

Her ne olursa olsun, tüm fedakarlığına rağmen çoğunlukla eleştirilerin, ithamların odağındaki kişidir apartman yöneticisi. Ama gelin görün ki çok da heveslenilecek bir şey değil. Buyrun şöyle alalım...

İşçi sendikalarının 'kölelik büroları' olarak nitelendirdiği 'Özel İstihdam Büroları'nın kurulmasına ilişkin kanun tasarısı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi ve yasalaştı...Yasanın hükümet çevreleri tarafından kadın işçileri, ev emeği ve tarım işçilerini gözetmek amacıyla hazırlandığını söylemine karşılık, sendikalar bu yasayla birlikte taşeron sisteminin sınırsız hale geleceğini, asıl işverenle hukuki bir bağı kalmayan işçilerin istendiği anda işten çıkartılabileceğini söylüyor.