Zor Ama İmkansız Değil: Tatil Sonrası İşe Dönüş Sendromunu Atlatmaya Yardımcı 12 Öneri
Eveeet, döndük geldik ofislere. Hayırlı uğurlu olsun; Allah da bu tatil ertesi pazartesilerini bildiği gibi yapsın, daha demin denize giriyorduk?
Yalnız şunu bilmenizde fayda var; istatistiklere göre tatil sonrası işe dönüş sendromu, ucu depresyona kadar varabildiği için ciddiye alınması gereken bir durum. Çünkü uzun tatil dönemlerinden sonra iş yaşamına adapte olmak kolay değil. Bu galeride, küçük ve basit planlamalarla bu haftanızı biraz kolaylaştıralım dedik.
Aylarca yoğun bir iş stresi altında çalıştıktan sonra çıkılan tatil gibisi herhalde yoktur.
Hele de bu tatil, yıllık izinden yemeyen 9 günlük bir bayram tatiliyse.
Fakat elbette böyle uzun ve güzel bir 'mola'nın ardından pek çoğumuz ciddi şekilde iş hayatına adaptasyon güçlüğü yaşıyor: 'Gerçek hayat' bizleri beklemekte. Böyle de motivasyon düşürücü, lanet bir gün (hatta hafta) olması mümkün.
Uzmanlar bu duruma yeniden alışmanın zaman aldığı kanaatinde (elbette işkolik değilseniz); uykusuzluk, baş ağrısı, sindirim sistemi bozuklukları ve daha pek çok şey. Peki bu sendromu nispeten daha hafif atlatmak için neler yapılabilir?
1. Pazar yerine Cumartesi dönün.
Evet 1 gün kısalttık; ama emin olun evde geçireceğiniz zaman işe başlamadan önce önemli bir geçiş dönemidir.
Pazar yerine Cumartesi döndüğünüz takdirde, yol yorgunluğu, valiz boşaltmak, kişisel bakım, çamaşırlar vb aklınızı meşgul eden işlere vaktiniz kalır; sonra eve yeniden alışıp kendinizi psikolojik olarak işe dönmeye hazırlama fırsatınız olur.
2. Hemen evin bekleyen işlerine saldırmayın.
Kendinize biraz süre tanıyın; kimse kovalamıyor, işleri yavaş yavaş ele alırsanız tatilde topladığınız tüm enerjiyi dakika bir gol bir toz bezlerine saldırarak heba etmemiş olursunuz. Depoladığınız motivasyonu ev işlerine heba etmeyin.
3. Bu hafta mutlaka sosyalleşin.
Evden işe, işten eve yapmamaya çalışın. En az 2 akşamı sevdiklerinizle (veya kendi hobileriniz için) ev dışında vakit geçirmeye ayırırsanız, adaptasyon daha kolay olacak. Evde bunalmayın; hele de tatil ertesi.
4. Önümüzdeki hafta sonunu şimdiden güzelce planlayın.
Size tatili anımsatacak bir plan olsun bu. Belki yakındaki bir havuza, parka, masaja gidebilirsiniz. Evde olayım derseniz, güzel ve zahmetli, özenilmiş bir yemek yapabilirsiniz. En basitinden yaşadığınız şehirde daha önce gezmediğiniz bir yeri keşfedebilirsiniz.
Bu programı şimdiden yapmak bile haftayı daha motive geçirmenize yardımcı olacak.
5. Kesinlikle yürüyüş yapın.
Bir çıkın akşamları, hava alın gelin. Hafif egzersizler yapın; iki nefes alın. Televizyonun sizi kanepede uyuşuk ve mutsuz esir etmesinden iyidir. Kısacık bir yürüyüş bile kafamızın içinde dönüp duran ve bizi buhrana sürükleyen sorunlardan bir nebze de olsa uzak kalmamızı sağlar. Nereye yürüdüğünüz çok da önemli değil ama tabii, imkan varsa deniz havası alın.
6. Kendi yatağınızı da özlemişsiniz; itirafların en güzeli.
Çünkü orası sizin eviniz; gerçek yaşam alanınız. Bir noktada hepimiz yaşadığımız evi, yattığımız yatağı, kendi banyomuzu özlüyoruz. Yani basit gibi görünse de, ‘evim güzel evim' demek iyi gelecek.
7. Bu hafta en şık hallerinizi takının.
(Umuyoruz şu an öylesiniz; değilseniz de bugün değil Salı'dan itibaren olsun). Gayet güzel bronzlaşmışsınız, üstüne de mümkün mertebe güzel ve özenli giyinirseniz, bol bol iltifat toplar ve moralinizi yükseltirsiniz. Daha enerjik hisseder ve işlerinize daha kolay adapte olursunuz. Denemeye değer.
8. İşin olumlu yanlarına odaklanın.
Herhalde kimse kafanıza silah dayamadı; illa ki yaptığınız işte sizi cezbeden, avantaj gördüğünüz bir yan var. İşinizi sevmiyorsanız, tatil dönüşü ölümcül derecede acı çekebilme olasılığınız yüksek. Kendinize acı çektirmek yerine, işinize dair olumlu noktalara odaklanın.
9. Bir hışımla kendi kendinizi doldurmayın.
Tatilin size verdiği pozitif enerjiyle hemen her şeyi değiştirme planlarına girişmeyin. İşinizden memnun değilseniz hemen bir coşkuya kapılıp istifa etmeyin. Çok güzel bir enerji biriktirdiniz; bunu olumsuza kanalize etmeyin.
10. Tatilde harcadığınız parayı unutun gitsin.
Birincisi çünkü zaten harcadınız bitti; geçmiş olsun. İkincisi de biraz da sizin sefanız olsun. Bunu düşünmeyin. Şu an en son ihtiyacınız olan şey, kara kara düşünüp sendrom tetiklemek. Yediniz içtiniz; bitti gitti. Değdi mi? 'Evet'se kafanızı asla buna takmayın.
11. İmkan varsa yıllık izinden 2 gün alın.
Ve pazartesi yerine çarşamba iş başı yapın. Hafta sonu çabucak gelecek. Emin olun adaptasyon anlamında epeyce faydasını görürsünüz.
12. Son olarak, tatil dönüşünü mevsimsel depresyon halleriyle karıştırmayın.
Güneş ışınlarının insanların biyolojik ritmi üzerinde etkin olduğu biliniyor. Beynimizde hipofiz bezi melatonin hormonu üretmekle görevlidir. Melatonin hormonunun insanın fiziki hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve bitkin yapan, ruh halini sakinleştiren bir etkisi var.
Yaz aylarında güneş ışınları yoluyla hipofiz bezinde melatonin üretimi azalır. Uyanık, canlı, neşeli oluruz. Kışın güneş ışınlarının azalmasıyla birlikte melatonin salgımız artmaya başlar, dolayısıyla daha sakin, daha yavaş bir beden ve ruh hali içine gireriz. Bedendeki bu doğal biyolojik ritim döngüsündeki bozukluklar mevsimsel depresyon gibi bir duygu durum bozukluğuna yol açabilir. Ancak mevsimsel depresyonun tatil sonrası depresyondan farklı bir durum olduğunu unutmayın; karıştırmayın..
Yorum Yazın