Yiğit Kulabaş Yazio: İlk Yerli Rock Operamız – Bedreddin
Bu köşede genelde gelecek ve teknoloji üzerine yazılar yazıyorum biliyorsunuz. Ancak son dönemde şans eseri denk geldiğim bir şaheserin popüler basında hemen hiç yer almadığını fark edince bir istisna yapmak istedim. Evet, Bulutsuzluk Özlemi’nin 12 seneden sonra çıkardığı “Bedreddin” albümünden bahsediyorum. Bu iddialı eseri ve hazırlaması yıllar süren büyük emeği sizlere tanıtmak istedim. Gelin on başlıkta Bedreddin’e bakalım.
1- Bulutsuzluk Özlemi
2- Nazım Hikmet
3- Dedem, Nazım ve Bedreddin
4- Daha Önceki Uyarlamalar
5- Jesus Christ Superstar
Gelelim konumuza… Verdikleri röportajlara bakılacak olursa, Bulutsuzluk Özlemi’nin aklına eseri bir rock opera olarak konumlandırmak gelmemiş. Rock oratoryo demeyi tercih etmişler ilk başta… Ancak sonrasında böylesi göndermeler yapılınca neden olmasın dediklerini hissettim okuduklarımdan.
Beklentinizi yükseltmek istemem ama ben ilk dinlediğim andan itibaren “Jesus Christ Superstar” tadında bir eser gördüm karşımda… Arada yerel ezgilerin de olduğu ilk yerli rock operamız olduğunu söyleyebilirim. Her dinleyişimde keşke oyun olarak sahnelense diye içimden geçiriyorum. Keşkelerim bununla da sınırlı değil üstelik… Keşke bu eser Türkiye ile sınırlı kalmayıp başka dillerde, başka diyarlarda da sergilenebilse…
6- Oratoryo
Gelelim oratoryo özelliklerine… Eserin arka planında çok sağlam düzenlemeler ve başarılı bir koro performansı var. Fazıl Say sayesinde bilinirliği artan şef Murat Cem Orhan eserin gizli öznelerinden biri. Koro, çok seslilik, ezgi, rock ve yerellik uyumlu bir şekilde harmanlanmış. Özellikle İznik’te geçen bölümlerde kendinizi iyice kaptırıp gölün kenarında hissediyorsunuz.
7- Fırat Tanış
Eserin önemli sürprizlerinden biri de Fırat Tanış… Şiir olmayan, metin halinde yazılmış bölümleri onun sesinden dinliyoruz. Sesi ve vurguları çok etkileyici. Albüme çok yakışmış.
Ama bir notu belirtmeden de geçemeyeceğim: ilk dinleyişlerdeki bu avantaj sonraki seferlerde ne yazık ki dezavantaja dönüşüyor. Örneğin albümün ilk eseri “Sedirde” gerçekten çok güzel. 10 dakika sürüyor. Bu sürenin üçte birinde Fırat Tanış’ın uzun girizgahı var... Keşke tek bir kayıt yerine bu parçayı üç ve yedi dakikalık iki bölüme ayırsalarmış diyor insan.
8- Ada Müzik
Böylesi dev bir prodüksiyona imza atmak ayrı bir takdiri hak ediyor. Ada Müzik uzun yıllardan beri takip ettiğim bir müzik evi. Bunca yıldır çok önemli isimleri kazandırdı bize… 2018 sonunda Moda Kayıkhane’de yaptıkları ve bir hafta süren “Ada Müzik Günleri” ile yarım asra yaklaşan geçmişlerindeki önemli isimler sahne almıştı. İyi ki varlar. İyi ki Bedreddin’in hayata geçmesi için maddi ve manevi yoğun emek harcamışlar.
9- Dinleyeceklere Tavsiyeler
Bunca güzellemeden sonra ilk kez dinleyeceklere tavsiyelerde bulunayım. Dinleyeceğiniz albüm uzun bir albüm. Fiziksel halini görmedim ama iki CD’den oluşuyormuş. 24 şarkı var ve bir buçuk saatten uzun sürüyor.
Albümü bir arkadaşımın haber vermesi sayesinde keşfettim. Hiçbir şey okumamıştım hakkında, o yüzden normal bir Bulutsuzluk Özlemi albümü gibi dinlemeye başladım. Albümün adı Bedreddin olsa da tüm albümün baştan sana destanı anlattığını düşünmemiştim. Hazırlıksız yakalandım. Bir iki kez vaz geçtim başta.
İlk seferde tek oturuşta dinlemek zor gelebilir. Albümü hissetmek için “Hep Bir Ağızdan Türkü Söyleyip”, “Sıcaktı”, ve “Duyduk ki”yi dinleyerek başlayabilirsiniz. Sonra baştan sona dinlemek isteyeceksiniz nasıl
olsa…
10- Hep Bir Ağızdan Türkü Söyleyip…
Evet, Bulutsuzluk Özlemi’ne, Ada Müzik’e, Murat Cem Orhan’a ve Fırat Tanış’a büyük alkış… Bu eseri sadece bir konser şeklinde değil bir rock opera uyarlaması olarak da sahnede görebilmeyi gerçekten çok istiyorum. Onun dışında özellikle “Hep Bir Ağızdan Türkü Söyleyip” şarkısının en az “Sözlerimi Geri Alamam” kadar popüler olabileceğine inanıyorum… Açıkhava tiyatrosunda hep bir ağızdan söyleyeceğimiz bir konseri heyecanla bekliyorum.
Umarım siz de beğenirsiniz.
Yorum Yazın
Spotify reklamı mı yaptınız şimdi?