“Hindistan’da 'Renklerin Ustası' anlamına gelen Ranga Guru adında bir ressamdan söz edilir. Bu ressamın bir çırağı eğitimini tamamlar, son resmini eline alıp hocası Ranga Guru’ya götürür ve resmini eleştirmesini ister. Hocası resme bakar ve şöyle der: “Sen artık büyük bir ressamsın. Resmini halk değerlendirsin. Bu resmi al, şehrin kalabalık bir meydanına as. Yanına da bir kırmızı kalem ile şu yazıyı bırak: “Lütfen beğenmediğiniz yerlere çarpı koyunuz.”
Çırak söyleneni yapar ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görür ki, emeğini ve yüreğini ortaya koyarak yaptığı tablo, kırmızı çarpılarla doldurulmuş. Çırak buna çok içerlenir. Tabloyu alır ve hocasına götürür. Ranga Guru, öğrencisine üzülmemesini söyler ve aynı resmi yeniden yapıp yanına da yağlı boya ve fırça ile birlikte şu yazıyı bırakmasını söyler: “Lütfen beğenmediğiniz yerleri düzeltiniz.”
Şimdi bu sözünü ettiğim profil yazısında Türk resminin önemli figürlerinden Akın Ekici’nin niçin özgün olduğunu anlatan, bir ressamın profilini ortaya çıkaran, kendine has 10 özelliğini sıralayacağız.
Çırak birkaç gün sonra gidip bakmış, tabloya kimse dokunmamış. Bu duruma çok sevinerek durumu hocasına anlatmış. Ranga Guru şöyle demiş: “Sen ilk seferde belki de hayatında hiç resim yapamayan insanlara fırsat verdin ve acımasız eleştiriler ile karşılaştın. Bu duruma çok üzüldün. İkinci sefer ise hataların düzeltilmesini istedin. Oysa kimse konuyu düzeltmeye cesaret edemedi. Çarpı koymak, beğenmemek, karalamak, kolaydır. İnsanoğlu başkalarında kusur aramada pek aceleci ve pek acımasızdır…”
Gerçekten durum böyledir. Ne tesadüf ki eleştirisini yapacağımız Akın Ekici de bir röportajında bu durumu şu cümlelerle dile getiriyor:
“Siz bir eser yaratırsınız. O eser, izleyenlerin gözünde, gönlünde onlarca, yüzlerce, binlerce esere dönüşür. İzleyicinin kendi algısına göre değişen, şekillenen ve artık onun tarafından sahiplenilen yepyeni bir eser oluşur. Yorum onlarındır. Eser onlarındır. Heyecanı da burada, her şeyin sınırsız ihtimale dönmesi. Böylece sanatı interaktif hale getirmiş olursunuz. Eserlerim izleyicinin duygu dünyasında yerini aldıkça, ben de artık o duygu dünyalarında yeni imgeler oluşturacak yeni eserleri yaratmak için motivasyonumu elde etmiş olurum.'