Türkiye'nin İçki Rehberi Dr. Burkay Adalığ'ın Son Eseri: "Kadehte Rakı Beyazı"
Gourmand Awards ödüllü, içki kültürü kitapları Meleklerin Payı, İmbikten Kadehe ve Maltın Peşinde ile okurlarını ve takipçilerini bambaşka kültürlerle tanıştıran Dr. Burkay Adalığ, dördüncü kitabı Kadehte Rakı Beyazı ile milli içkimiz hakkında titiz ve kapsamlı bir çalışma sunarken Türkiye rakı yazınına yepyeni bir soluk getiriyor.
Üç yıllık ayrıntılı bir araştırmanın sonunda hazırlanan Kadehte Rakı Beyazı, rakı kültürünü tüm yönleriyle ve bütüncül bir yaklaşımla ele alarak bir ilki gerçekleştiriyor. Yazar Dr. Burkay Adalığ ile son kitabını konuştuk.
- Rakı üstüne bir kitap hazırlama fikri nereden çıktı?
- Pek çok okurun ve takipçin seni viskiyle tanıdı, şimdi neden rakı?
Sosyal medya ilginç bir yer, ne paylaşırsanız hayatınız ondan ibaret gibi algılanıyor. Barda, restoranda elimde bira, şarap, rakı vs görünce şaşıran insanlar oluyor. İlk viski blogu olan meleklerinpayi.com'u kurduğum, Instagram’daki ilk viski hesabı olan meleklerinpayi’nı açtığım, viski konusundaki en geniş kapsamlı Türkçe eseri yazdığım ve yıllardır ağırlıklı viski kültürü anlattığım için beni sabahtan akşama üstümde robdöşambr elimde viski kadehi geziyor sananlar var maalesef.
20 yıldır neredeyse haftada iki kez rakı masalarında oturuyorum. Viski kadar hatta belki daha çok içtiğim ve çok sevdiğim bir içki rakı. Ayrıca yazarlık da zaten böyle bir şey; her kitap bir sonraki kitabı getiriyor. Meleklerin Payı’nda uzun uzun distilasyon araştırdığım için İmbikten Kadehe fikri doğmuştu. İmbikten Kadehe’de ve ardından bir bölümünü yazdığım Geçmişten Günümüze İstanbul Lezzetleri kitabı için ayrıntılı içki ve rakı tarihi araştırmaya başlayınca da Kadehte Rakı Beyazı doğdu.
Yolculuğum viskiyle başladı ama kendimi artık sadece viski uzmanı değil “içki kültürü araştırmacısı ve distile içkiler uzmanı” olarak tanımlıyorum. “Viski Bloggerı Burkay” bayağı geride kaldı anlayacağınız. Distile içkiler diye özellikle belirtiyorum zira bira ve şarap gibi fermente içkiler bambaşka kültürler ve o içkileri o işin uzmanlarına bırakıyorum. Bir insanın hem bira hem şarap hem viski hem rakı, hepsinde birden uzmanlaşması mümkün değil. Bu bana biraz doktorluğun da verdiği bir disiplin; 6 yılın sonunda okuldan elbette ki her hastalığı öğrenerek mezun oluyoruz ve tedavi edemeyeceğimiz insan yok ama uzmanlaştıktan sonra herkes uzmanı olduğu kendi alanıyla ilgileniyor, daha doğrusu ilgilenmeli.
- Türkiye’de rakı kültürümüz ne aşamada, hak ettiği yerde mi?
- Son yıllarda ekonomik koşulların da etkisiyle “evde rakı yapıyorum” cümlesini sık duymaya başladık. Evde rakı üretilebilir mi?
Yanıt kocaman bir HAYIR. Rakı, üretim yöntemleri yasayla belirlenmiş, Coğrafi İşaret almış bir içkimiz. Yasada üzüm etil alkolü yani sumanın anasonla tekrar damıtılması gerektiği çok net bir biçimde tanımlanmış. Piyasada damacanalarda, bidonlarda satılan ve üzümden elde edilmemiş pek çok etil alkol bulunuyor. İçme düzeyinde saflığa sahip olmayan, laboratuvarda doğru dürüst analiz edilmemiş, öldürücü metil alkol de içermesi muhtemel ürünler. Bunları alıp içine anason yağı ekleyerek, meşe yongaları atarak içki üretmek çok tehlikeli ve lezzetin kötülüğünü geçtim, ölüm riski taşıyor. Bu şekilde rakı ürettiğini söyleyenlere “kusura bakmayın ama rakı değil anason aromalı pancar alkolü içiyorsunuz” diyorum.
Böyle sert konuşunca “ama ekonomik koşullar yüzünden...” diye başlayan pek çok yanıt alıyorum ama şunu iyi bilmek gerekiyor ki rakı keyif almak için içtiğimiz bir içki. Ekmek, su, pirinç vs. gibi bir temel gıda maddesi değil. İlle de içeceğiz deyip ne idüğü belirsiz, sabah kör uyanabileceğiniz, daha beteri hayatınızı kaybedeceğiniz etil alkoller içmek Rus ruleti oynamak gibi bir şey.
Yine doktorluğumun verdiği bir disiplinle “sorumlulukla tüketim” konularına çok önem veriyorum. Kadehte Rakı Beyazı’nda evde rakının zararları, promil, sathoşluk, akşam kalmalık gibi konulara da ayrıntılı yer verdim. İçkiyi sarhoş olmak için değil, keyif almak için içmelisiniz diyorum.