Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Türkiye'de Evlilik Olgusu Üzerine Herkesin Şapkasını Önüne Koyarak Düşünmesi Gereken Gerçekçi Tespitler
Birbirini seven iki kişinin hayatlarını birleştirmesi ve ortak amaçlara ulaşabilmek amacıyla her şeyi birlikte yapması, iyiyi ve kötüyü paylaşması; hayat yolunda birlikte yürümesine evlilik diyoruz. Ne zaman evlilik lafı açılsa her seferinde geçen 'kurum' sözü ise işi idealize etmekten ortaya çıkıyor. Özellikle ülkemizde kadınların hedef alındığı ve başarı olarak gösterildiği evlilik olgusunu ve Türkiye’de düşündürdüğü şeyleri sizler için derledik. Bakalım, bize hak verecek misiniz?
Türk toplumunda kadının ve erkeğin konumuna bakalım önce…
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türk toplumu Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık yolunda şekillendi.
1980’li yıllar ve yükselen feminizm dalgasıyla kadının toplumdaki yeri hiç şüphesiz ki değişti.
Ama elbette bu kadar basit değildi. Teoride ekonomik olarak özgürlüğünü kazanan ve ayakları yere basan kadının yanında geleneksel model devam ediyordu.
Geleneksel Türk aile yapısı teoride ideal hale getirilen evlilik "kurumu"nda kadınlara ağır sorumluluklar yükleniyor ve kadınlardan çizilen düzende kısıtlı bir şekilde hareket etmeleri isteniyor.
Geleneksel kalıplarını kıramayanlar erkeği ve evliliği bir çıkış yolu olarak görüyor; küçük bir yerde yaşayanlar şehre gitmek için bir adım, özgürlüğünü ele alamamış, ailesine bağlılar için yeni bir macera arayışı ya da bu aile bağlarından bir kopuş olarak ortaya çıkıyor.
Evlilik kadınlar için ulaşılması gereken bir başarı, hatta hayatın amacı olarak gösteriliyor ve bu amaca ulaşamayanlar "evde kalmış" olarak nitelendiriliyor.
Kadınlar için başarı olarak görüldüğü kadar erkekler için de toplumsal bir kariyer anlamına geliyor. Özellikle askerlikle birlikte değerlendirildiğinde "errrkek" olunması için ön koşullardan biri başarılı bir evlilik yapmak haline geliyor.
Evlenmeden önceki alışkanlıklarından vazgeçmesi gereken kadının ev işi yapması ve her şeye rağmen hayatına devam etmesi bekleniyor.
Benzer şekilde şiddet gören kadınların ses çıkarmaması gerektiği düşünülüyor. Eşinin ona verdiği parayla geçinmesi ve onu "satsa" bile hiçbir şey dememesi söyleniyor. Polis korumasında bile…
Tartışmalı olsa da evliliğin kendisi kadın ve erkeklerden bağımsız bir şekilde öne çıkıyor.
👇
Ve gösterişin ucunun bucağının olmadığı sosyal medya paylaşımlarıyla destekleniyor...
👇
Toplumsal rollerin, inanç sistemlerinin, bağlılıkların ve geleneklerin terk edilmesi tabii ki çok hızlı olmuyor ancak Türkiye’de çok belirgin çizgilerle çizilmiş olan rollere itiraz eden genç kadınlar ve erkekler görüyoruz. El birliğiyle dayatılanları kabul etmeyen ve daha mutlu bir gelecek için uğraşan herkesle değişeceğimize inanıyoruz. Kalıpları yıkalım, çizgileri geçelim, evliliği toplumsal rollerin boyunduruğundan kurtaralım.
Yorum Yazın
Saçının teline zarar gelse o adamı kapıya koymayı bılmeli kadın bızım mılletımızde ki en buyuk sorun gelınlıkle gırdın kefenle cıkarsın dusuncesı ... Devlet... Devamını Gör
Uzun zamandır bu tarz güzel bir yazı okumamıştım. yanlış anlaşılmasın yazının konusu değil anlatım biçimi çok güzeldi. tebrik ederim. bunun dışında bekar ark... Devamını Gör
şu 1 ay evli kalıp 10 yıl kefaret ödeme mevzusunu da anlatsaydınız