Sırrı Çözdük: Amaçlarınıza Ulaşmak ve Kendinizi Geliştirmek İçin Haftada 2 Saat Ayırmanız Yeterli!
Elbette dış etkenlerin önemini biliyoruz ama haftada yalnızca iki saatinizi ayırarak, hayatınızı çok daha iyi bir noktaya getirebileceğinizi biliyor muydunuz? O zaman sizi daha fazla meraklandırmadan nasıl yapacağınızı anlatalım. Detayları sizler için Hack Spirit'ten derledik.
Albert Einstein, özel görelilik kavramı ile ilgilenmeye başladığında 16 yaşındaydı. Hayalperest bir karakteri vardı. Özel görelilik kavramını geceleri uyurken hayal eder, düşünür ve rüyalarında görürdü.
Derin duygu ve düşüncelerden çıkan bu ön görülerin yalnızca Einstein'a ait olmadığını biliyoruz.
Charles Darwin de 'düşünce yolu' olarak adlandırdığı kavramla, derin düşüncelerine ve içinde barınan duygularına doğru yolculuğa çıkardı.
Friedrich Nietzsche ise doğada zaman geçirerek, ne düşündüğünü ve aklında geçenleri algılamaya, analiz etmeye çalışırdı.
O zaman sormamız gereken en önemli soruya gelelim. Biz de aynı şeyleri yapmaya çalışsak ne olur?
Maalesef hayalperest insanlar genellikle zamanını boşa harcayan ve üretken olmayan insanlar olarak değerlendirilirler. Düşünmeye zaman ayırmak normal şartlar altında çok da üretken bir yol sayılmaz. Ama birçok dahi için başarıyı yakalamanın ve amacına ulaşmanın en önemli yolu olmuştur. Psikologlara göre kişisel gelişimin en büyük anahtarı 'yansıtıcı düşünme' yöntemini hayatımıza uygulamaktır.
Peki yansıtıcı düşünme nedir?
Yansıtıcı düşünme kurallarına göre, öncelikle deneyimlerimiz hakkında düşünerek bunlardan bir anlam çıkarırız. Sonrasında problemlerimize çözümler üretir, süreç içerisinde kendimizle ilgili bir şeyler öğreniriz.
Yansıtıcı düşünme de hayalperest bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir.
Çünkü fiziksel olarak üretken olduğunuzu gösteren hiçbir kanıt yoktur. Fakat yine de karar alırken kendinizi daha güvenli hissetmenize ve hayatınızdaki zor zamanları daha rahat atlatmanıza yardımcı olabilir.
Başınıza felaket bir şeylerin geldiği en son zamanı düşünün.
Bu süreçten güzel bir şeyler çıkarabildiniz mi? Eğer öyleyse, yaşadıklarınızdan bir şeyler öğrenmenize ve büyümenize yardımcı olacak olan bu düşünme tarzını kullanıyor olabilirsiniz.
Neden önemlidir?
Bu düşüncenin birçok anlamda yardımı dokunur ama en çok da deneyimlerimizden bir şeyler öğrenmemizi ve büyümemizi sağlar.
Eğer her gün eylemlerimiz, tavırlarımız, davranışlarımız, iletişimimiz, etkileşimlerimiz, ifadelerimiz ve hatta yediğimiz şeylerle ilgili düşünürsek belli konularda daha iyi olur, genel anlamda hayatta daha iyi noktalara gelebiliriz.
Yansıtıcı düşünce sayesinde kendimizle ve çevremizdeki herkesle daha rahat iletişim kurabiliriz. Bunun en güzel örneği ailelerin her akşam çocuklarına günlerinin nasıl geçtiğini sorması aslında. Çünkü bu anlarda çocuklar durup, o gün neler yaptıklarını düşünebilir ve bir bakıma kendilerini değerlendirebilirler.
Daha iyi bir yaşam için iki saat...
Bazı uzmanlar haftada iki saat kadar bir zaman dilimini yansıtıcı düşünmeye harcamanızı öneriyorlar. Şu an bakıldığında uzun bir zaman gibi görünse de, haftada yalnızca 120 dakika olduğunu düşünün. Günde 17 dakikaya eşit bir zaman dilimi aslında çok uzun değildir.
Yani günde 15-20 dakika harcayarak o gün neler yaptığınızı, gününüzün nasıl geçtiğini, hatalarınızı, başarılarınızı, hayatınızı ve amaçlarınızı düşünürseniz bir süre sonra çevrenizdekilere yaklaşımınızın, hayata bakış açınızın değiştiğini görmeye başlayacaksınız. Hatalarınızı fark ederek, sorunlara çözüm bulmaya çalışacaksınız.
Düşünerek geçirilen zaman boşa değildir. Sorunları algılamamıza, çözüm bulmamıza ve hayatımızı daha anlamlı hale getirmemize yardımcı olur.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın