Sibel Özkoçan Yazio: ‘’N’olur Beni Şaşırtın’’ Diyecek Duruma Geldik…
Yaşadığımız olaylar, bizi öylesine tüketti ki artık hiçbir şeye şaşırmıyor ve heyecan duymuyoruz!
Günümüz koşullarında bizi şaşırtan bir şey kalmadı diyoruz.
Şaşkınlık ayrıca enerjiyi yükselten, heyecana sürükleyen bir duygudur.
Heyecanı biz sadece adrenalin yani hız, haz olarak düşünüyoruz. Oysa ki merak etmek heyecan duygusunun oluşumunu sağlar. Heyecan, insanın harekete geçme olasılığını arttırır. Heyecanlar insanın yaşam kalitesini arttırır ve hayattaki önceliklerimizi belirlememizde bizlere yardımcı olur.
Peki… Neden bu duygu azaldı?
Çünkü biz kendimizden çok başka şeylerle ilgileniyoruz. Merak ve ilgi alanlarımız değişti, başkası ne yapmış, kim nereye gitmiş, ne giymiş, hangi mekânda… Açıkçası kendimizden kopuyoruz. Sonra da farkındalık kazanmak için eğitimlere gidiyoruz. ‘’Bu ne yaman çelişki anne!’’ diyerek insanın şarkı söyleyesi geliyor.
Bir de karşımızdaki kişiyi ne kadar gerçekten dinliyoruz? Ne yaptığını, anlattığı konuyu merak ederek mi dinliyoruz, yoksa konuşması bitse de ben cevabını versem diye mi dinliyoruz… Sohbet ederken oradaki merakı ve şaşırmayı da unuttuk. Halbuki ilişkilerde ‘’nasılsın, ne yapıyorsun, nasıl gidiyor’’ bugünlerde deyip karşımızdakini merakla dinlemek, o anlatırken şaşkınlıkla izlemek aslında, insanın içine sevinç veren duyguyu ortaya çıkarıyor.
O halde bu duyguyu yok sayarsak, şaşkınlığın pozitif yanı olan merak etme ve sevinç halini, içimizdeki o çocuğu her bir olayda yaralayarak yok etmiş olmaz mıyız?
İçimizdeki çocuğu yeniden yaşatabilmek, canlandırabilmek, çocuksu yanımızın bize yaşattığı şaşkınlığın içindeki mutluluğu, heyecanı, sevinci var edebilmek için aynı çocuksu merakla karşımızdakini dinlememiz gerekiyor. Aynı merakla kendimize soru sormamız, her bir cevapta tekrar nedenine inmemiz, yani içimize doğru bir yolculuğa kendi sorularımızla inebilmemiz gerekiyor.
Sıkı sıkıya bağlandığımız varsayımlarımızı sorgular ya da bize sorulan sorular üzerinden nasıl anlam verdiğimizi tekrar gözden geçirirsek, yaşamımızı yeniden tasarlama şansını elde edebiliriz.
Nietzche şaşkınlığı ne güzel ifade etmiş:
“Bir şey bizim için saydamlaşmışsa, bize artık direnemeyeceğini sanırız ve sonra içine doğru bakıp gördüğümüz şeyin içinden geçemediğimiz için şaşırırız. Bu bir sineğin her cam pencerenin önünde düştüğü ahmaklık ve şaşkınlığın tıpkısıdır.”
Yorum Yazın