Görüş Bildir
Haberler
Sibel Özkoçan Yazio: ‘’N’olur Beni Şaşırtın’’ Diyecek Duruma Geldik…

etiket Sibel Özkoçan Yazio: ‘’N’olur Beni Şaşırtın’’ Diyecek Duruma Geldik…

Onedio Arena
19.10.2021 - 18:10 Son Güncelleme: 23.10.2021 - 19:29

Yaşadığımız olaylar, bizi öylesine tüketti ki artık hiçbir şeye şaşırmıyor ve heyecan duymuyoruz!

İçeriğin Devamı Aşağıda

Günümüz koşullarında bizi şaşırtan bir şey kalmadı diyoruz.

Hele ki şu pandemi döneminde yaşadıklarımızdan sonra ‘’yok artık canım bu kadar da olmaz ki” dediğimiz şeylerin bile olması, yaşanır hale gelmesi bizi bu temel duygumuzdan uzaklaştırdı diyebiliriz. Gün içinde negatif dış etkenle karşı karşıya kalmamak adeta mümkün değil. TV kanallarındaki haberlerde sürekli ölüm haberleri, kaza haberleri, ekonomi haberleri, gün içindeki program akışlarında ise dramatik senaryolar, psikolojik travmalarla dolu TV dizileri, iş hayatımızda hiyerarşinin doğurduğu entrikalar, alttan altta pişirmeler, yaşadığımız büyük şehrin kaosunun, insana yarattığı bıkkınlık ve bezginlik etkisi insanın insana olan temasını azalttı. İnsanın bilgiye isteği azaldı, her şey o kadar kolay ulaşılabilir oldu ki… Bir anda hoop elimizin altında ve buna alıştık. Dünyada neler olup bittiğine kolay erişebilir bir hale gelince o duygularımız köreldi sanki.  Birazcık merak edip, birazcık daha öğreneyim, şurada acaba neler oluyor… Bunları unuttuk.

Peki… şaşkınlık nedir? İllaki şaşırmamız mı gerekiyor?

Aslında şaşırmak, doğduğumuz andan itibaren sahip olduğumuz bir tepki. Rahimdeki bebekler bile yüksek seslere ‘’moro refleksi’’ ya da şaşırma refleksiyle tepki veriyorlar. Bu refleks evrimleşmiş, neslimizi devam ettirmek için altı temel duygumuzdan biri. Yani olmazsa olmazlarımızdan. Hayatta kalmak için en temel duygularımızdan biri.

Şaşkınlık ayrıca enerjiyi yükselten, heyecana sürükleyen bir duygudur.

Heyecanı biz sadece adrenalin yani hız, haz olarak düşünüyoruz. Oysa ki merak etmek heyecan duygusunun oluşumunu sağlar. Heyecan, insanın harekete geçme olasılığını arttırır. Heyecanlar insanın yaşam kalitesini arttırır ve hayattaki önceliklerimizi belirlememizde bizlere yardımcı olur.

Peki… Neden bu duygu azaldı?

Çünkü biz kendimizden çok başka şeylerle ilgileniyoruz. Merak ve ilgi alanlarımız değişti, başkası ne yapmış, kim nereye gitmiş, ne giymiş, hangi mekânda… Açıkçası kendimizden kopuyoruz. Sonra da farkındalık kazanmak için eğitimlere gidiyoruz. ‘’Bu ne yaman çelişki anne!’’ diyerek insanın şarkı söyleyesi geliyor.

Bir de karşımızdaki kişiyi ne kadar gerçekten dinliyoruz? Ne yaptığını, anlattığı konuyu merak ederek mi dinliyoruz, yoksa konuşması bitse de ben cevabını versem diye mi dinliyoruz… Sohbet ederken oradaki merakı ve şaşırmayı da unuttuk. Halbuki ilişkilerde ‘’nasılsın, ne yapıyorsun, nasıl gidiyor’’ bugünlerde deyip karşımızdakini merakla dinlemek, o anlatırken şaşkınlıkla izlemek aslında, insanın içine sevinç veren duyguyu ortaya çıkarıyor.

O halde bu duyguyu yok sayarsak, şaşkınlığın pozitif yanı olan merak etme ve sevinç halini, içimizdeki o çocuğu her bir olayda yaralayarak yok etmiş olmaz mıyız?

İçimizdeki çocuğu yeniden yaşatabilmek, canlandırabilmek, çocuksu yanımızın bize yaşattığı şaşkınlığın içindeki mutluluğu, heyecanı, sevinci var edebilmek için aynı çocuksu merakla karşımızdakini dinlememiz gerekiyor. Aynı merakla kendimize soru sormamız, her bir cevapta tekrar nedenine inmemiz, yani içimize doğru bir yolculuğa kendi sorularımızla inebilmemiz gerekiyor.

Sıkı sıkıya bağlandığımız varsayımlarımızı sorgular ya da bize sorulan sorular üzerinden nasıl anlam verdiğimizi tekrar gözden geçirirsek, yaşamımızı yeniden tasarlama şansını elde edebiliriz.

Nietzche şaşkınlığı ne güzel ifade etmiş:

“Bir şey bizim için saydamlaşmışsa, bize artık direnemeyeceğini sanırız ve sonra içine doğru bakıp gördüğümüz şeyin içinden geçemediğimiz için şaşırırız. Bu bir sineğin her cam pencerenin önünde düştüğü ahmaklık ve şaşkınlığın tıpkısıdır.”

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
2
1
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın