Şeyda Betül Kılıç Yazio: Pandemi Bizi Yaşlandırdı mı, Olgunlaştırdı mı?
Adeta dayanıklılığımızı ölçen zor günlerin ardından insan biraz telafi istiyor. Şımarmak, rahatlamak, gezmek, ses etmek… Görüyorum ki konu sadece zorluk çekmek de değil. Aynı zamanda geçmişin olduğu gibi geri gelmeyeceğinin yasını da tutuyoruz. Mağaradan çıkar gibi çıktığımız bugünlerde çoğumuza bir şeyler oluyor. Geçmişle hesaplaşıyoruz. Durup şöyle bir bakınca sınırsızlığımızı, birey olmanın gerekliliğini, hayatımızdaki ihlalleri, ihmalleri fark ediyoruz. Fark ettik.
Özgürlüğü, bedeni, değerleri aslında çok basit algılıyor olsak da o artık öyle değil.
Büyüdük! Kapanmalardan özgürleştiğimizde- iddia ediyorum ki- hepimiz iki yıla karşılık beş yıl büyüdük.
Mahrumiyet, insanı insan dostuna daha bir bağlı kıldığı kadar, benliğine olan dostluğuna da hürmetkar kılıyor. Mavi kürede bir tehdit olduğunda insan kime sarılacağını ve daha önemlisi sarılma ihtiyacını baş tacı ediyor. Kirli, günah, eksik, kötü, tehlikelilere odaklanmak istemiyoruz. Dilerim bunca mahrumiyet dolu zaman, utandığımız için yaşanmamış sevginin, temasın, duyguların telafisi için varlığına özen gösteren olmayı öğretmiş olsun. Dilerim, evrensel huzuru, birbirimizi susturarak değil, uzlaşma mecburiyetinden özgürleşerek ve daha az yargıyla tesis edebiliriz.
Yorum Yazın