Görüş Bildir
Haberler
Şeyda Betül Kılıç Yazio: Masumlar Apartmanı'nda Kimsenin Masum Olmaması

etiket Şeyda Betül Kılıç Yazio: Masumlar Apartmanı'nda Kimsenin Masum Olmaması

Şeyda Betül Kılıç
07.02.2021 - 23:05 Son Güncelleme: 08.02.2021 - 15:21

Masumlar Apartmanı dizisinde her salı, Safiye’nin iç sesiyle savaşını, dizideki aşkın her derde deva olduğu iddiasını, psikiyatrik bozuklara, hatta kişilik bozukluklarına nasıl senelerce izleyici kalınır çaresizliğini izlemeyen kaldı mı?

İçeriğin Devamı Aşağıda

Safiye’nin ete kemiğe bürünmüş düşünceleri, ki bunlar genellikle ebeveyn sesidir, diziyi izlerken insanın ödünü koparan türden.

Safiye’nin ete kemiğe bürünmüş düşünceleri, ki bunlar genellikle ebeveyn sesidir, diziyi izlerken insanın ödünü koparan türden.

Bir anda nerden ve ne zaman çıkacağı pek belli olmuyor.  İstenmeyen işlevsiz düşüncelerin muhatap aldıkça hayatımızı yönetmeye yeltenmesi çok iyi anlatılmış. Obsesif kişilik olan ablanın agresifliğine gıcık olan izleyiciler içinden soruyor; bunun bir çaresi yok mu?  Şu kızcağıza biri yardım etse… 

Senaryonun köpürmesi için izleyicinin çaresizlik hissiyatında bekletilmesi şart sanırım. Şunu bir netleştirelim mi? OKB hastası olan herkesin, kavuşamadığı bir aşkı veya sevilmediğini hissederek büyümüş olduğu bir geçmişi olması gerekmiyor. Dahası sevgisizlik öyle zannedildiği gibi nesilden nesle aktarılan bir durum değil. Sevgisiz büyümüş olabiliriz. Bu bizi hemen, her zaman psişik zorlantılara sokmaz. Genetiği, kişilik ve mizaç yönelimlerini, çevresel faktörleri, kişinin zorluklar karşısındaki içsel gücünü yok saymak çok hatalı olur. Kaldı ki hasta yakınlarının kendilerini suçlu ilan etmesi yerine sorumluluk alması daha iyileştiricidir.

‘’Sevgisizlikten deliren ve ölen’’ dizi karakterleri ‘’sevgiyle düzelecek’’ teması çok şaşırtıcı.

‘’Sevgisizlikten deliren ve ölen’’ dizi karakterleri ‘’sevgiyle düzelecek’’ teması çok şaşırtıcı.

Eskiden sevdiği kişi bir anda ortaya çıkıp “hadi göğe bakalım, evlendim ama seni hiç unutmadım” dedi diye Safiye tek tek nohut yıkamaktan vazgeçmeyecek, bu net.  

Dizide herkes ‘’enkaz devraldık’’ inanışında. Sevilmedik, değer görmedik diyerek, hayatının kalanında sorumluluk almamak kolaycılık değil mi? Anneden anneye devredip duran duygusal ihmallerin zincirini kıran bir karakter, bu dizide eksik olmuş. Hadi diyelim aile topluca yaralı, ama tek tek iyileşmeye ihtiyaçları olduğunu fark eden hiç mi yok? 

Dizinin bir bölümünde malum ablamız kafasını duvarlara vuruyor, belli ki düşüncelerini duymamanın bir yolunu arıyor.  Biri de çıkıp bu bir kriz demiyor, doktora götürmeyi düşünmüyor. Dezavantajın avantajı mevzusu çok pragmatik kritize edilmiş.  

Masum olmakla bir derdin çaresini aramamak, bir hastalığa uyum sağlamak tercihi arasında bağ yoktur. Yani çaresizlik çözüm arama, yardım istemeye sevk etmelidir. Sadece bir his olarak masumiyet anlamı taşımaz.  Nevrotik hastalıkları aşk tedavi edemez. Aşkın iyileştirici özelliği elbette var ancak abartılı beklentilere gerek yok. Dizideki ağır vakalar ilaçsız, terapisiz kesinlikle iyileşemez. Ezgi Mola’nın rolünün seyircide sürmenaj oluşturması riskini, eski aşkının yeni hortlakları bile azaltamayacak bence.

Kişilik bozukluklarının romantik olmaktan öte, tehlikeli ve kısıtlayıcı olduğunun altını çizelim.

Kişilik bozukluklarının romantik olmaktan öte, tehlikeli ve kısıtlayıcı olduğunun altını çizelim.

Kötü kalpli narsist bir babayla büyümüş ve mecburen ebeveyn olmak zorunda kalmış İNCİ karakteri, alışkın olduğu aşağılanma ortamına evet diyor. İnci’nin Han’ın ailesiyle yaşamaya onay vermesi aşktan değil.  En azından bu seçimin aşkla, sevgiyle olmadığı kadar İnci’nin şemalarıyla, yani ailesinde gördüğü değersizlik, yok sayılmayla ilgili olduğunu görmemiz gerekiyor. Safiye’nin zorbalıklarına (hastalık değil, yanlış karşılanmış semptomlar) Gülben, Neriman ve Han’ın, yetmezmiş gibi şimdide İnci’nin çıt çıkarmaması, alışılması çok yanlış bir mesaj taşıyor. Ailesinde bu türden zorlayıcı semptomlar taşıyan kişiler olan izleyenler, kurban olmayı kabul edip, hastayı her gün biraz daha zorbalaştırsınlar mı?  

Her geçen gün ilgi gören bu psikolojik hastalık temalı diziler bazı kişiler için tetikleyici oluyor. Geçmişe geçmiş olsun demeyi bilmeyenlerimizin çokluğu malumken, acının geçiciliği ilkesini anlatmak biz psikolog veya psikiyatrlara düşüyor. Hayat bu kadar zor değil. Toplayın kendiniz arkadaşlar, eski aşklar bu keskin bıçak değil, ancak kaçacak yer aradığınızda aklınıza gelen eski hikayenizdir. Bana kalırsa olmak istediği kendine yatırım yapmanın en iyi yolu, değerlerin doğrultusunda kendini gerçekleştirmeye zaman harcamaktır.  

Instagram

Twitter

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
56
10
10
8
7
6
6
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın