Sedat Peker Videoları Neden Çok İzleniyor?
Türkiye üç haftadır Sedat Peker videolarıyla yatıp kalkıyor. En son videosu 15 milyon izlenince kafalarda soru işaretleri belirmeye başladı. Nasıl olur da bir mafyanın videoları bu kadar izlenir? Pek çoğumuzun aklındaki bu soru. Hadi bu sorunun cevabını aramaya başlayalım.
Bir içeriğin tutulabilmesi için üç sebep vardır. “Kim neyi nasıl söylüyor?” sorusunun cevabındadır bu sebepler.
Öncelikle içeriği sıradan biri hazırlamıyor. Memleketin en karanlık adamlarından birinin hazırladığı videoları izliyoruz. Bir mafya mensubu karşımızdaki, herkesin tanıdığı ünlü biri. Sahi Sedat Peker’i tanımayan var mı? Kendisini sevenin de, ondan nefret edenin de merak ettiği kişilik… Magazini olan biri.
İkinci önemli sorumuz, bu adam ne söylüyor? Sadece kendini ilgilendiren konuları dillendiriyormuş gibi olsa da herkesi ilgilendiren şeyler dökülüyor ağzından. Parlamentosundan sokaktaki manava kadar herkesi ilgilendiren konuları zikrediyor ve hepsini de bir çırpıda söylemiyor. Sezonlara bölmüş anlatacaklarını, usta bir yönetmen gibi ve ilgiyi her daim canlı tutmasını biliyor.
Üçüncü sorumuz ve en önemlisi, bunları nasıl söylüyor? Hangi şartlarda konuşuyor? İşte burada bize bir çatışma sunuyor. Haksızlığa uğradığından, ailesinden, kaçtığından ve tüm bu videoları intikam için hazırladığından bahsediyor. Kendince intikam yemini ediyor. En can alıcı kısmı bu işte! Dinleyici de o anda kafasında beliren dört mühim soruyu merak ediyor. Doğrusu, birilerine merak edecekleri şu dört önemli soruyu aynı anda sordurursanız kimse muhatabından gözünü alamaz:
“Bu adam daha neler anlatacak?”
“Bu adamın savaş açtığı adamlar nasıl cevap verecek?”
“Bu adamın savaş açtığı adamlar ne yapacak?”
“Bu adamın sonu ne olacak?”
Tüm bu sorular binlerce insanı bu konuda yazmaya, konuşmaya ve fikir üretmeye itiyor. Parlamentodan, sıradan ailelerin salonlarına kadar herkese üzerinde günlerce, belki aylarca tartışacak konu çıkıyor.
Bu videolardaki genel hikâye ise Holywoodvari bir senaryoya dayanıyor. William Wallace Peker, çocukları ve ailesinin intikamını almak için bir savaşa giriyor. Sinemada da gider, televizyonda da gider, her yerde gider bu tema.
Özetle bir içerik, üzerinde konuşulacak başka içerikler ürettirebildiği anda maksimum ilgi görüyor ki şahit olduğumuz üzere, ürettiriyor da. Gazetecilerin hazırladığı analiz videoları ise yüzbinlerce kez izleniyor. Videoların diğer büyük başarısı muhataplarını cevap vermeye itmesi yani etkileşim vermesi. Kimse videolara kayıtsız kalamıyor.
Bu videoların izlenme nedenlerini ise iki başlıkta incelemek lazım: 1) Teknik nedenler 2) Sosyolojik nedenler
Teknik nedenlere başlarken şunu söyleyelim: Sedat Peker söz dinliyor. Sosyal medyada üretilen içerik hakkında bu işin uzmanlarından katkı aldığı apaçık.
Bunu nereden çıkardın diyenlere not düşelim: Bir videosunda ‘’video süresinin 1 saati aşmaması gerekiyormuş’’ cümlesine benzer bir ifade kullandı. Bu, kendisine teknik konularda verilen tavsiyeleri dinlediğinin göstergesi.
Bir dijital içeriği hazırlarken ilk olarak hedef kitleyi belirleriz. Sedat Peker, içeriklerinin temel hedef kitlesini kesinlikle belirlemiş: 40 yaş altı. Bu kitleye oynuyor. Onların bu videoları yayması için yeterince malzeme veriyor. Şu an özellikle Tiktok ve Twitter, 7-8 saniyelik Sedat Peker video ve monteleriyle dolu. Siyaseti, 90lar Türkiye Tarihini belki de hiç bilmeyen Z kuşağı, Sedat Peker montelerini Tiktok'ta paylaşıyor.
İyi bir içerik yüksek başlar ve yüksek biter. Sedat Peker’in hemen hemen her videosu bu şekilde. Yüksek başlanan içerik, izleyiciyi diri tutar. İçerik yüksek biterse de paylaşım oranını o derece yüksek tutar. Fısıltı gazetesi için bir içeriğin sonu çok önemlidir.
İçeriklerde filozoflardan ve sosyal bilimcilerden yaptığı alıntılarla da dikkatin dağılmasını engelliyor. İzleyiciyi şaşırtıp onların daha bir hayranlıkla kendisini izlemesini sağlıyor. Belli ki iletişimsel rasyonaliteyi Habermas’tan, matematiksel iletişim modelini Shannon’dan öğrenmiş demek isterdim ama kendisi henüz oralardan atıf yapmadı :)
Sadece alıntılar mı? Hayır. Magazin var videolarda. Her an her yerden herkes çıkabilir. Nusret, Oktay Kaynarca, Emir Sarıgül... Her videoda karşımıza magazin dünyasının ünlüleri çıkabilir. Sadece Fouche değil.
İyi bir dijital içeriğin en önemli özelliği, içeriğin tamamının ya da bir kısmının paylaşılabilir olması. Her videosundan en az 10-15 kesiti, video yayınlandıktan hemen sonra mizah sayfalarında görmeye başlıyoruz. Bu monteler, videolardan bihaber olan apolitik kitlelere de süreç içinde videoyu izletir oldu.
Sedat Peker iyi bir ''storyteller''.
Bir insanın ortalama dikkat süresi 35-45 dakikadır. Okullarda ders süreleri de buna göre belirlenir. Fakat sosyal medyada dikkat süresi çok düşüktür. Çünkü uyaran çoktur. Her yerden bildirim gelir. O kadar uyaran arasından herhangi bir içeriğe odaklanmak zordur. Hele ki “1 saat”lik bir içeriğe. Youtube içerik üreticilerinin bilindik ezberidir şu: Video süresini kısa tutmak gerekir. Bu kuralı bozan YouTuber sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bunlardan biri de Sedat Peker oldu. Eğer 1 saat boyunca kurguya girmeden ( ya da çok az kurguyla ) 15 milyon insana videolarınızı izletebiliyorsanız sizin için iyi bir ‘’storyteller’’ diyebiliriz.
Peki, bu videolar sadece içerik tekniği nedeniyle mi çok izleniyor? Elbette hayır. Çünkü bu videoların zemini yıllar önce televizyonlarda hazırlandı. Deli Yürek, Kurtlar Vadisi, Çukur, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz ve hatta Kolpaçino serisi… Rating rekorları kırıldı.
Bu üretimlerle büyüyen nesillerin zihin dünyasında mafya meşrulaştı, hatta sempatikleşti. Bunun dışında sokak kültüründen gelen nesil için ataerkillik temelli bitirimlik ve bıçkınlık her daim el üstünde tutulmakta. Unutmayın, ağır abili, bitirimli diziler filmler her zaman rating alır ve sevilir.
Devlet ve mafya ilişkisi 90’lardan bu yana her zaman merak konusu olmuştur. Devletin, hukuki yollardan yapamadığını ‘’ülkücü mafya’’ aracılığı ile yaptırdığı tevatürü ve bu durumun Kurtlar Vadisi gibi dizilerde pekiştirilmesi bu ilişkiyi daha da ilgi çeken bir şekle sokuyor. ‘’Kurtlar Vadisi, Türkiye’nin gerçeklerini anlatıyor abi’’ cümlesini duymayan kalmamıştır. Abdullah Çatlı, Alaattin Çakıcı, Sedat Peker… Devletin, ASALA ve PKK ile mücadelede bu isimlerden faydalandığı iddiası milliyetçi muhafazakâr kitleleri her zaman heyecanlandırmıştır. Şimdi bu üçlüden biri çıkıyor, Mehmet Ağar ve Süleyman Soylu ile kavgasını anlatırken karanlıkta kalan ilişkileri ifşa ediyor. Bu ifşaların devam edeceğini de vaat diyor.
Bazı muhafazakar milliyetçiler o ilişkiyi ''tatlı bir heyecanla'' dinlerken, solcular karanlık ilişkilerin ifşasını bekliyor.
Peki, bu videolardan politik bir uyanış çıkar mı? Çıkmaz çünkü videolar mafyatik reality show olarak izlenmekte.
Türk halkının hukuk devletine ''iman ettiği'' pek söylenemez.
Mafya da hukuk devletine inancın olmadığı yerden beslenir, büyür.
Hukuk devleti yerine kanun devletinden korkar halk.
Ve Türk halkı da Osmanlı kanununun üç gün sürdüğünü çok iyi bilir.
Ve dahi şunu da iyi bilir Türk halkı: Şalvarı şaltaklıdır Osmanlı'nın.
Bu da ilginizi çekebilir
Yorum Yazın
Benim izleme sebebim hep bildiğimiz karanlık şeyleri başkaları tarafından dinlerdik. Mesela bir gazeteci vs. Ama bu kez tüm bu pislikleri bu işin ta içerisin... Devamını Gör
son madde yanlış bence. zaten adamın hedef kitlesi 40 yaş altı. tiktokta 250 milyon kişi izledi ise, hedefine ulaşmış demektir. yıkıcı etki demektir bu. zir... Devamını Gör
Yıkıcı güç mü .ddd 3 gün sonra unutur Anadolu insanı bunları hele hele tiktok kullanan Anadolu insanı ,dd