Kimi matematik konusunda yeteneklidir, kimi müzik, kimi spor, kimi edebiyat. Örneğin, kızım beş yaşından beri dans ediyor. İçinde doğal bir dans yeteneği var. Oysa oğlum piyanoya meraklı çünkü onun yeteneği müzik alanında. Kim olabileceğimizi anlamak için işte bu yeteneklerimizi iyi belirlememiz, güçlü yanlarımızı bilmemiz elzemdir.
Peki, özümüze ulaşmak için bu yeteneklerimizi bilmemiz yeterli midir? Özde olmak için fazlasıyla tutkuya da ihtiyacımız vardır. Hatırlayın, 2000’li yılların ortalarında pek çok beyaz yakalının büyük şehirleri terk edip Ege’de güneyde kafe ya da restoran açma hayali vardı. İçerinden bunu gerçekten tutkuyla yapmak isteyenler çok başarılı oldular. Lakin bazıları daha harekete geçmeden vazgeçti ya da açtıkları yerler isimleri daha duyulmadan kapandı gitti. Bu insanları kimileri pazarlama alanında, kimileri finansta son derece yetenekli insanlardı oysa. Yine de başarılı olamadılar çünkü hayatta sadece istemek yetmez. Hayal kurmak da yetmez. Bu hayali ve istediği tutuyla hayata geçirmek şarttır. Çünkü tutku olduğu zaman disiplin devreye girer. Bir çalışma alışkanlığı oluşur. Yetenek bizde doğal olarak var olan bir şeydir. Tutku ise o yeteneği ne derece hayata geçirmek istediğimizle alakalıdır. Ancak doğal yeteneğimizle tutkumuzu bir araya getirebildiğimizde karşımıza çıkan fırsatları görebilir, şansları değerlendirebiliriz.
“Önce düşün, sonra inan. Daha sonra düşle ve en sonunda cesaret et.” Walt Disney
Özü anlamakta insan zekâsı ve hayal gücü çok önemli kavramlardır. İnsan zihni olağanüstü yaratıcıdır ve yaratıcılık kapasitemiz yaşamımızı, koşullarımızı yeniden değerlendirip değiştirebileceğimiz, kendimizi her an baştan yaratabileceğimiz ve özümüze giden yolu bulabileceğimiz olanakları bize sunar. Ve bunu da hayal gücü sayesinde yapabiliriz. Burada, hayal gücünü yaratıcılıktan ayırmak gerekir. Yaratıcılık, hayal gücünü bir başka seviyeye getirir. Hayal gücü tamamen içseldir. Bir insan hiç kimse fark etmese de tüm gün boyunca hayal kurabilir. Ancak kişi ortaya bir ürün koymazsa, o kişinin yaratıcı olduğunu söyleyemezsiniz. Yaratıcı olmak için bir şey yapmak zorundasınız.
Yaratıcılık, hayal ettiğiniz o özgün fikirleri somut olarak ortaya koyma sürecidir. Yaratıcılığı, uygulanan hayal gücü olarak düşünebiliriz. Orville ve Wilbur Wright kardeşler bir yerden bir yere uçan bir vasıtayla gitmeyi sadece hayal etselerdi onları mucit değil, hayalperest diye tanımlardık. Oysa bu iki kardeş hayal ettikleri şeyi somut bir vasıtaya dönüştürerek uçağı icat ettiler. Hayal etme yeteneklerini tutkuyla işleyerek dünyayı değiştirdiler.
Yeteneklerimizin farkına varıp onları tutkuyla beslediğimizde, özümüze dokunup neler yapabileceğimizi fark ettiğimizde açılmayacak kapı yoktur. Buna inanın, sevgili okur. Steve Jobs’un dediği gibi “Dünyayı değiştirecek insanlar, onu değiştirebileceklerini düşünecek kadar çılgın olanlardır.”
Web
Instagram
X
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio