onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Kaybettiklerimizin Ardından Bir Özgürleşme Hikâyesi…

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Kaybettiklerimizin Ardından Bir Özgürleşme Hikâyesi…

Derya Özel
13.02.2024 - 09:33 Son Güncelleme: 07.05.2024 - 00:57

Arda Erel genç bir yazar; bu gençliğine 8 kitap sığdırmış başarılı bir yazar aynı zamanda. Son kitabı Senin Hakkında Bir Hikâye’yi okurken neden başarılı bir yazar olduğunu da anlıyor insan. Okuyucuyla konuşuyor, dertleşiyor, su gibi akıyor cümleler. Belki de psikoloji okumasının karakter çözümlemesinde çok büyük faydası var diye düşündürdü bana çünkü karakterlerin hissettiklerini öyle güzel aktarıyor ki, çoğumuzun zaman zaman kendine bile itiraf edemediği o duyguları kolayca yazıvermiş romanında. Bir nevi okuyucuyu kendi duygularıyla yüzleştiriyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Roman esasen kırık bir aşk öyküsünün ana kadın karakteri tarafından bir yol boyunca arkadaşına içini dökmesini anlatıyor.

Roman esasen kırık bir aşk öyküsünün ana kadın karakteri tarafından bir yol boyunca arkadaşına içini dökmesini anlatıyor.

Bir ayrılığın ardından duyulan yas sürecini, arkadaşıyla dertleşen bir kadının ağzından dinliyorsunuz. Okumaya başladıkça sadece ana karakterin değil, roman içindeki diğer kişilerin de başka ayrılıkların yasını nasıl yaşadıklarını görüyor ve kendinizde de bunlardan bir parça buluyorsunuz. Sevdiği evini boşaltıp başka bir eve taşınmak zorunda kalan bir kadının eski evinden ayrılmasının yası gibi, kocasını kaybetmiş yaslı bir kadının hayata tutunma çabasını, ülkesini bırakıp başka bir ülkeye çalışmaya giden birinin vatan yasını, kürtaj olmuş bir kadının doğmamış bebeğine yasını okurken, içine günümüz hızlı tüketim ilişkilerini de ustalıkla serpiştirmiş Arda Erel.

Bu bir yas kitabı demek haksızlık olur. Kimse küskün bir hikâyeyi okumak istemez elbette ama buradaki fark bir kayıpla barışmanın, o yası kucaklayıp özgürleşmenin, hayata tutunmak için gösterilen çabanın ve isteğin de hikâyesine dönüşüyor. Kocasını kaybettikten sonra terapistine giderken makyaj yapan o kadının hayata bir yerinden nasıl tutunduğunu ve bakış açısının zamanla nasıl değiştiğini, güzel hatırlanan merhum kocanın ardından kendi hayatında artık öncelik sırasının nasıl değiştiğini de görüyorsunuz bir sayfa boyunca. Gidenin ardından ahlanıp vahlanmaktan öte, hızla akan hayatta o fışkıran enerjiyi tekrar yakalayabilmenin tazeliğini okuyorsunuz. Acıyı paylaşmanın en büyük adım, hayata kaldığı yerden devam etmek için de dönüşümü nasıl kabullendiğimizi anlatan sıcacık bir roman okuyacaksınız.

Bazen insan, bir kayıptan sonra kendiyle yeniden tanışır.

Bazen insan, bir kayıptan sonra kendiyle yeniden tanışır.

İşte bu tanışma anı aslında unutulmaz yeni deneyimlere de gebedir. “Değişik ilerledi hikâyemiz. Zaten her hikâye değişik ilerler. Hiç kimsenin hikâyesi zannettiği gibi başlamaz ve umduğu gibi bitmez.” diyor romanın bir yerinde. Yeni deneyimlerle, farklı bir “ben” ile başlıyor tüm hikâyelerimiz. Bir önceki yaşanmışlıktan özgürleşmedikçe, yeniye yer açamıyor insan. Kendini uyuşturmak için, var olan hüznü halının altına süpürmek için yeni dünyanın sosyal medya kataloğundan kendine yeni heyecanlar arıyor. Romanda buna da değinmiş Arda Erel. 

“Günümüz dünyasında ben aşkın farklı anlamlara büründüğünü, insanların yaşamlarında aşkın bir görünüp bir kaybolduğunu, insanların genelde onu sosyal medyada veya arkadaşlık uygulamalarında elleriyle dokunarak yakalamaya çalıştıklarını ama aslında hep ellerine çatlak bir şeyin geçtiklerini düşünüyorum.” diyor Arda Erel romanın sonunda. 

Günümüz ilişkilerinde günlük, gecelik yakınlaşmaların insanı nasıl uyuşturduğunu, kişiye bir şey katmak yerine ne kadar çok şey götürdüğünü, sırf ruhumuzu uyuşturduğu için acıyla başa çıkmaktan korktuğumuzu çok güzel anlatmış. “Anı yaşıyorum” saçmalığının bu tip gel geç ilişkilerde aslında nasıl kendi cehennemimizi yarattığımızdan bahsetmiş. Umursamamanın çok havalı bir şey olmadığını, daha ziyade umursayarak, o acıyı yavaş yavaş tüketerek özgürleşilebileceğinin altını çizmiş romanda. 

Ezcümle, roman salt bir yas romanı, kırık bir aşk hikâyesi değil, o kırgınlığı nasıl kucaklayacağımızın, yastan nasıl tazelenmiş çıkacağımızın, umudun ve özgürlüğün hikâyesi. Hayat içindeki küçük zannettiğiniz kırgınlıklarınızın aslında üstü kapalı yaslar olduğunu fark edeceğiniz etkileyici ve akıcı bir roman. 

X

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
1
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam