İlk Yapay Dilin Bu Topraklarda Yaratıldığını Biliyor muydunuz? Baleybelen ve Dünya Üzerindeki Yapay Diller
İlk Yapay Dilin Bu Topraklarda Yaratıldığını Biliyor muydunuz? Baleybelen ve Dünya Üzerindeki Yapay Diller
Evet, yanlış duymadınız! İlk ortak dil bu topraklarda yaratıldı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Dünya üzerindeki her canlı birbiri ile iletişim halindedir ve de olmak zorundadır. Irklar, milletler ve farklı kültürler de çoğaldıkça dünyadaki dil sayısı da o kadar arttı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Herkes aynı anda birbirinin dilini konuşamayacağına göre ortak bir dil kullanmak en güzeli. Tıpkı günümüzde tüm dünyanın İngilizce konuşması gibi.
İşte böyle bir ortak dile bir zamanlar en çok bu topraklarda ihtiyaç duyuldu. Çünkü Osmanlı Devleti yükselme devrinde artık doğal sınırlarına ulaşmıştı. Toprakları içerisinde çok sayıda millet yaşıyor ve bir o kadar da çok dil konuşuluyordu.
Bu yüzden ortak bir dil artık kaçınılmaz hale gelmişti. Böylece dünyanın ilk yapay dili olan Baleybelen, 16. yüzyılda Osmanlı topraklarında yaratıldı. Dili yaratan kişi ise şair Muhyi-i Gülşeni'dir.
Muhyi-i Gülşeni bu dili yaratırken bir gün bütün Osmanlı tebaasının bu dili konuşacağını hayal ediyordu. Bu arzusunu pek çok yazısında dile getirmişti.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Yapay dillerin ortaya çıkmasında sadece ortak bir iletişim aracı yoktur. Mesela kendi aralarında şifreli konuşmak isteyen bir zümre ya da topluluklar da bu dillere ihtiyaç duyuyordu.
Baleybelen'in oluşmasının sebebi aslında biraz da bu gizlilik ihtiyacıydı. Muhyi-i Gülşeni bir dergaha mensuptu. O dönemlerde de sufiler üzerinde baskı vardı. Karşıt görüştekilerin sonu darağacına kadar gidiyordu.
İşte bu durum sufileri gizliliğe yöneltti. Kendi aralarında kullandıkları bazı şifreleri sadece çok az kişiyle paylaşıyorlardı. Muhyi-i Gülşeni ise Baleybelen'i sufilere de öğretti.
Bazı sufiler bu yeni dili kullandı bazıları ise Allah'a şirk koşmak olduğunu düşünerek reddetti. Ne olursa olsun Muhyi Baleybelen'i hiç bırakmadı, üzerinde ısrarla çalıştı.
Bugün bakınca Baleybelen'in harika bir dil olduğunu görürüz. Muhyi tam 10.000 kelime türetti ve bu dilde 200 adet de eser verdi. Baleybelen 'dilsizlere verilen dil' anlamına geliyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Türkçe, Arapça ve Farsça gibi farklı ailelere mensup birbirinden çok farklı dillerin özelliklerini bir araya getiriyor. Temel gramer Arapçadan alınmış, cümlenin ögelerinin sıralanışı ona benziyor ama biraz daha basitleştirilmiş.
Söz varlığını ise ağırlıklı olarak Türkçe ve Farsçadan alıyor.Öte yandan Türkçe gibi eklemeli bir dil. Bir isme ya da fiile ek getirerek yeni bir sözcük yaratmak bu dilde de mevcut. Ünsüz düşmesi özelliği de Bâleybelende bulunan özelliklerden birisi.
Baleybelenin ilginç yanlarından biri de aynı sözcüğün zıt anlamları karşılaması. Örneğin 'cevn' sözcüğü hem siyah hem de beyaz anlamına geliyor.
Maalesef Muhyi'nin ölümü ile birlikte bu dilin de sonu gelir. Kimseler onu kullanmaz ve unutulur gider. İşte Baleybelen'in ilginç keşif öyküsü burada başlar.
Bâleybelen dilinin keşfi 1800'lü yılların başında gerçekleşir. Fransız bilim adamı ve yazar Rousseau, Halep'teki gezisi sırasında, kendisine son derece yabancı gelen bir dille yazılmış esrarengiz bir eserle karşılaşır.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Tüm uğraşlarına rağmen ne eser hakkında bilgisi olan birisine ulaşabilir, ne de eserin içeriğini ve dilini çözebilir. Ardından, eserin ilk sayfasının bir kopyasını Osmanlı tarihçisi ve Alman Elçilik Ateşesi Hammer'a gönderir; fakat Hammer da bu işin üstesinden gelemez.
Nihayet eser, Oryantal Diller Okulu dil bilimcisi Silvestre de Sacy'e ulaştırılır. Sacy, yaklaşık 8 yıl sonra eserin bir başka nüshasına İmparatorluk Kütüphanesi'nde yer alan doğu yazmaları koleksiyonunda rastlar ve eser üzerindeki çalışmalarına başlar.
Ona göre Baleybelen, yeryüzünden silinmiş bir kavme ait ya da Kabalizmi temsil eden bir dildir. Aynı zamanlarda, oryantalist Alessandro Bausani, eserin yazıldığı dili "ilk yapay dil" olarak tanımlar.
Türkiye'de, ilk olarak 1966 yılında Mithat Sertoğlu, "Hayat Tarih" adlı dergide yayımlanan "İlk Milletlerarası Dili Bir Türk İcat Etmişti" başlıklı yazısında Baleybelen'e değinir.
İstanbul Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı profesörlerinden Mertol Tulum'un öğrencisi olan Mustafa Koç ise, Bâleybelen ile ilgili olarak 2001 yılında başladığı çalışmasını 2006 yılında tamamlar ve "Baleybelen/İlk Yapma Dil" isimli 751 sayfalık kitabını yayımlar.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Sadece Baleybelen değil dünyada pek çok yapay dil oluşturulmuştur. Bunların en yaygın ve en güncel olanı Esperanto'dur.
Baleybelen keşfedilene kadar ise ilk yapay dilin "Volapük" olduğu düşünülüyordu. 1879 yılında Alman Papaz Johann Martin Schleyer tarafından yaratılan dil büyük bir ilgi görmüştü.
Şimdi bu dillerin isimlerini ilk kez duymuş olabilirsiniz. Ama hepimizin bildiği popüler yapay diller de var. Yüzüklerin Efendisi'ndeki Elfçe'yi nasıl unutabiliriz?
Game Of Thrones dizisindeki Valyrian ve Dothraki dilleri de oldukça dikkat çekmişti. Hatta bunları öğrenip konuşmayı isteyen çok insan var. Biraz çaba ile neden olmasın!
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın