Geçmişten Günümüze Sanat Tarihindeki Resim Akımlarının Bakış Açımıza Etkisi
Geçmişten Günümüze Sanat Tarihindeki Resim Akımlarının Bakış Açımıza Etkisi
Bazı sanat akımları bazı kişileri daha çok kendine çeker. Öyle ki o sanat akımına tutkuyla bağlanırlar ve o dönem yaratılan eserler onlar için her zaman en iyisidir. Peki acaba sanat akımlarına bu denli bir bağlılık, bir eserin gerçek değerini görmemizi engelliyor olabilir mi? Ne dersiniz?
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bir sürü sanat akımı var. Barok, Rönesans, Gotik, Romantizm, Empresyonizm ve daha fazlası...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Binlerce sanat hareketi oldu ve hepsinin kendi alt kategorileri var.
Caravaggio ve Claude'un her ikisi de "Barok" ressamlar olarak adlandırılır.
19. yüzyıla geldiğimizde ise, "Gerçekçilik" ve "Romantizm" gibi daha geniş hareketlerin içinde, devasa, parlak manzaralarıyla Amerika'daki Hudson Nehri Okulu'nu ya da Britanya'daki Neo-Ortaçağcı Pre-Raphaelciler'i görüyoruz.
Ve 20. yüzyılda, sanatta Modernizm'in devasa şemsiyesi altında, Ekspresyonizm veya Fütürizm'den Fovizm veya Vortisizm'e kadar her şeye sahip olmuştuk. Bunların hepsi, bazı özellikleri paylaşsalar da aslında çok farklı tarzlardı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Şimdiye kadar yukarıda bahsettiğimiz akımların hepsi Batı Sanatı tarihinden... Ama elbette akımlar Avrupa ile sınırlı değil.
İşte dört farklı akımdan dört resim: Neoklasizm, Rokoko, Flaman Rönesansı ve Uluslararası Gotik.
Peki örneğin Caspar David Friedrich'in bir tablosuna baktığınızda ne görüyorsunuz?
Friedrich, JMW Turner, John Martin veya büyük Romantik sanatçılardan herhangi biri gibi, onların çalışmaları da bir "stil"in dışsal, biçimsel nitelikleriyle değil, bu stili destekleyen ve bu sanatçıları resim yapmaya ve çizmeye iten her şey tarafından tanımlanıyor.
Magritte'in Gerçeküstücülüğü, figüratif sanatın geleneksel yöntemlerini "gariplik" ile karıştırmak olarak mı açıklanır?
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Mavi nilüferleri "İzlenimcilik" akımı ya da 19. yüzyılın sonlarındaki Fransa yaratmadı. Onları çizen Claude Monet'di.
Hatta belki zaman zaman -izmler hakkında konuşmasak daha bile iyi olabilir.
Stil anlamdan doğar.
Herhangi bir sosyokültürel kısıtlama, sanatı ve anlamını ve dolayısıyla bize nasıl hissettirdiğini de besler.
Bunların hiçbiri sanatın bağlamını aşamayacağını söylemek değildir, bu her zaman olabilir.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bu içerik, "stillere" ve "hareketlere" odaklanmanın bizi sanatla daha derin ve anlamlı bir şekilde ilişki kurmaktan alıkoymasına izin vermememiz için bir hatırlatma olarak burada dursun.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın