onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Evrime İnanmayanlar: Bilim İnsanları İnsanlığın Evriminin Halen Sürdüğünü Kanıtlarıyla Anlatıyor!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Evrime İnanmayanlar: Bilim İnsanları İnsanlığın Evriminin Halen Sürdüğünü Kanıtlarıyla Anlatıyor!

Erdem Yılmaz
13.11.2018 - 11:49 Son Güncelleme: 30.07.2021 - 12:30

Aslında atalarımızla aramızda şöyle bir bakıldığında öyle dağlar kadar fark yok. Ama biz 'şöyle bir' bakmayacağız, biraz daha yakına gelerek atalarımızdan bu yana değişimlerimiz bir yana, evrimimizin halen sürdüğüne dair kuvvetli tezleri inceleyeceğiz.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Evrimden bahsederken hepimiz büyük çaplı, hemen göze çarpan değişimleri aklımıza getiriyoruz. Mesela...

Evrimden bahsederken hepimiz büyük çaplı, hemen göze çarpan değişimleri aklımıza getiriyoruz. Mesela...

Ama bizim bahsedeceğimiz evrim izleri bu tip göze çarpan şeyler değil, belki binlerce yılın ardından geçmişe bakan araştırmacılar farkı daha iyi görecek ama evrim sürecinin binlerce yılı bulduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak, her şey olması gerektiği gibi ilerliyor.

Nedir bu gerçekleşmeye devam eden evrimin izleri? 3 tanesini mercek altına alalım.

1. Bazılarımız mutasyonlarımız sonucu nefesimizi çok daha uzun tutabiliyoruz.

Ortalama bir insan 30 saniye civarında tutarken 'denizin çingeneleri' lakabıyla anılan Filipinler'in Bajau kabilesinin üyeleri 12 dakikaya yakın nefesini tutabilir.

Tabii bu özellikleri şans eseri gelişmedi.

Tabii bu özellikleri şans eseri gelişmedi.

Suda besin arayışında bazen 70 metreye dek inmeleri ve uzun uzun onları hayatta tutacak besini aramaları gerekiyordu. Günlerinin yarısına yakını suyun altında geçtiği için adapte olmakta zorlanmadılar.

2. Bu yetilerini geliştirirken vücutlarında bazı mutasyonlar da yaşandı.

2. Bu yetilerini geliştirirken vücutlarında bazı mutasyonlar da yaşandı.

Kabilede nesiller boyu sürdürülen gelenek sonucunda oksijen zengini hücreleri barındıran dalakları normal insanlara oranla %50 daha büyüktü.

Tahminler bu evrimin 1.000 yıldır suyun üzerinde yaşamalarının getirisi olarak ortaya çıktığı üzerine.

3. Dünya nüfusunun %35'i inek sütünü tam anlamıyla sindirebiliyor. Pek etkilenmemiş olabilirsiniz...

3. Dünya nüfusunun %35'i inek sütünü tam anlamıyla sindirebiliyor. Pek etkilenmemiş olabilirsiniz...

Ama bu aslında bir süper güç. Nasıl mı?

Ölçeği biraz daha genişletelim ve tüm memelileri ele alalım. Sonuç şimdi daha berrak: İnsan tüm memeliler arasında bu yetiye sahip tek canlı.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Beş bin yıl öncesine, atalarımızın bugün Avrupa kıtasında ikamet edenlerine bir bakalım.

Beş bin yıl öncesine, atalarımızın bugün Avrupa kıtasında ikamet edenlerine bir bakalım.
peopleofonefire.com

Muhtemelen buna benzer bir evde, avcı ve toplayıcılıkla meşgulken laktaz enzimine sahip inek sütünü içmeyi akıl ettiler. Onların soyundan gelen Avrupalıların büyük bir kısmı bu mirası verimli biçimde kullanıyor.

Çocukluk yıllarından sonra vücudun ihtiyaç hissettiği laktaza dair bu mutasyon bugün o coğrafyanın %95'inde mevcut.

4. Artık hastalıklarla tam anlamıyla savaşabiliyoruz. Bu savaşı da büyük oranda kazanıyoruz.

4. Artık hastalıklarla tam anlamıyla savaşabiliyoruz. Bu savaşı da büyük oranda kazanıyoruz.

Otuz bine yakın gene sahibiz ve bu genlerin büyük bir kısmı hayati fonksiyonları yerine getirirken bir kısım koruyucular da hastalıklara, özellikle de ölümcül olanlarına gardiyanlık yapıyor.

Fakat Güney Afrika'nın bazı bölgelerinde kadınların yarıya yakını HIV virüsünden muzdarip.

Fakat Güney Afrika'nın bazı bölgelerinde kadınların yarıya yakını HIV virüsünden muzdarip.

Fakat HIV'nin kol gezdiği bazı yerlerde kadınların ortalamanın üzerinde direnç gösterdiği gözlendi. Yani virüsler karşılaşan bünye mücadeleye başladığında bazen virüsün ilerlemesini önlüyor bazı durumlarda da virüsün bünyesine sirayet etmesini bile engelliyordu.

Sonradan anlaşıldı ki bu vakalar tesadüfi ortaya çıkmamıştı, bölgede yaşayan kadınların HLA B27 olarak adlandırılan geni mutasyona uğramıştı.

Sonradan anlaşıldı ki bu vakalar tesadüfi ortaya çıkmamıştı, bölgede yaşayan kadınların HLA B27 olarak adlandırılan geni mutasyona uğramıştı.

İnsanlığın geri kalan o çoğunluğunda bu mutasyon hiç yaşanmadı. Bir gün bu gen mutasyonu yaygınlaştığında belki de HIV bağışıklığı kazanabileceğiz.

Bunlar sadece ihtimaller ama bir hakikat var ki ondan kaçmak mümkün değil.

Bunlar sadece ihtimaller ama bir hakikat var ki ondan kaçmak mümkün değil.

Neymiş o hakikat?

Gördüğümüz üzere, binlerce yıldır değişim rüzgarı estiren evrimin bizimle işi henüz bitmedi.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
455
94
76
26
26
24
5
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
pella

Evrime değil evrim teorisine inanmıyor insanlar. Ki bu teoriye göre insanlar maymundan gelmiştir.

Firat Aydin

Evrim Teorisi : Insanlar maymundan gelmistir