Erkeklerin Dikkat Etmesi Gereken Kıskanç Kızlar!
Deneyimlediğimiz tüm duygular arasında en fazla tartışma konusu olanlardan biri kıskançlık.
Düşünün, bugüne kadar kaç kere “Ben hiç kıskanç değilim” cümlesini duydunuz? Peki ya siz kaç kere söylediniz? Şahsen ben sayısını hatırlamadığım kadar çok söylediğimden eminim. İlginçtir ki kıskançlığı bir kusur gibi görmekten ileri gelen bu savunma aslında yersiz; ve bir o kadar da doğamıza aykırı.
Gerçek şu ki; hepimiz biraz kıskancız. Kıskançlık yaradılışımızda var. Kimimizde daha az, kimimizde daha çok; ancak doğuştan olduğu için istisnasız hepimizde mevcut.
Uzun süreli ilişkisi olan birine “kıskançlık” sorusunu sorarsanız, muhtemelen o da ilişkisinde en az 1 kere bu duygunun gündeme geldiğini söyleyecektir. (Ki “en az 1” çok iyimser bir rakamdır)
Yine de, diğer bir çok şey gibi, kıskançlık da zaman içinde kontrol edilemez korkunç bir hale gelip en iyi ilişkileri bile hasara uğratarak sona götürebilir.
Kıskançlık konusunda neyin normal neyin anormal olduğunu belirlerken 2 tip kıskançlık olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir:
1. İlişki için ciddi anlamda tehdit oluşturacak sebeplerden kaynaklanan kıskançlık:
2. Gereksiz/kuruntulu kıskançlık:
Bu tip kıskançlık günümüz ilişkilerinin baltalayıcısı olarak da nitelendirilebilir. Hem kadın hem de erkek tarafında sıklıkla görünen gereksiz kıskançlık başka bir deyişle çağımız ikili ilişkilerinin amansız vebasıdır. Gelelim örneğimize; Gaye ve Ali sorunsuz ilişkilerinde mutlu mesut geçinip gitmektedirler. Ali 1 ay önce yeni bir işe başlamıştır. Her akşam eve gelince Gaye’ye ofiste olanları, tanıştığı yeni insanları anlatmaktadır. Bir gün bilmeden Gaye’de kuruntu yaratacak o tetiği çeker: Ofiste kendisi gibi ekibe yeni katılan Ayşe’nin gözlerinin ne kadar güzel olduğundan bahsetmiştir. Gaye ilk etapta bunu fazla sorun etmez, ancak 2 gece sonra yemek yerken konu bir şekilde Ayşe’nin başka bir “harika” özelliğine gelince Gaye çıldırır ve iş Ali’yi “Yoksa onunla yattın mı?” diye suçlayacak kadar büyür. Gaye çenesini tutmaz ve ortada fol yok yumurta yokken gereksiz kıskançlık yaparak bu olayı büyütmeye devam ederse şüphesiz ki Ali’yle ilişkisi büyük hasar görecektir. Bazı ilişkilerde Gaye’nin bu tavrı bir süre sonra Ali’nin gerçekten Ayşe ile ilgili birtakım niyetler içerisine girmesine sebep olabilir bile. İşte bu nedenle kuruntu tipi kıskançlık en kötüsüdür; çünkü bir kişinin başka bir kişiyi ilişkisi için potansiyel tehdit olarak görmesi ilişki içerisinde olduğu kişiyi her saniye nerede olduğunun raporunu vermesini isteyecek kadar boğması ve en nihayetinde bu ilişkinin sonlanması anlamına gelebilir.
Gerçek bir ilişki güven ve saygı temelli olmalıdır. Gereksiz kıskançlık karşımızdaki kişiyi bize yakınlaştırmak yerine muhtelemelen iyice uzaklaştıracaktır. Eğer kendinizi böyle bir davranış biçimini benimsemiş halde bulursanız aslında taşıdığınız korkunun ne olduğunu keşfetmenin size yardımı olabilir. Daha önceki sevgiliniz sizi aldattı mı? Terkedilme korkusu mu taşıyorsunuz? Genellikle bu tip korkular bir terapist yardımıyla kolayca çözülebilir.
Yine de bilinen bu 2 tür kıskançlık dışında bir de partnerinizin sizden reaksiyon almak için yaptığı, kıskançlığınızı tetikleyen akıl oyunlarından da bahsetmek lazım. Çoğumuz özellikle de ilişkilerimizin başında veya her şeyin artık rutin olmaya başladığını hissetmeye başladığımız zamanlarda sevgilimizin ilgisini çekmek için çevremizden aldığımız iltifatlardan, yeni tanıştığımız insanlardan veya bunun gibi dış etkenlerden bahsederiz. Bunu yaparken içimizden karşı tarafa verdiğimiz “Hadi beni kıskan, ben de benimle ilgilendiğini anlayayım” mesajı çoğu zaman karşı tarafa itici gelir; ve sonunda beklendiği gibi gereksiz tartışmalara yol açacaktır. Eğer ilişkide olduğunuz kişi size sıklıkla küçük kıskandırma oyunları oynuyor, bazen farketmeden işin dozunu kaçırıyorsa size tavsiyem o ilişkiden kaçın. KOŞARAK.
Demek istediğim; kıskançlık duygusu hayatlarımızda yokmuş gibi davranmak yerine hepimizde bu duygunun doğuştan varolduğunu kabul edip nedenlerine inmek öyle ya da böyle daha sağlıklı sonuçlar getirecektir. Bazı durumlarda kabul etmesi zor gibi görünebilir, ancak uzun vadede yüzde 100 huzur garantilidir.
Şahsen ben, bir daha biri size kıskanç biri olup olmadığınızı sorduğunda bunu bir çeşit aşağılama ya da kusur olarak görmekten vazgeçip “EVET” cevabı vermenizi öneririm; çünkü aslında hepimizde doğuştan varolan kıskançlık, zayıf ya da kötü olduğumuzun değil; insan olduğumuzun göstergesidir.
YAZAR:
Yazarın diğer yazılarını okumak ve takip etmek için tıklayın...