onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Emir Can İğrek'in Yeni Şarkısı Ali Cabbar'ın Acıklı Hikayesi, Çerkeslerin Yıllardır Kanayan Yarası!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Emir Can İğrek'in Yeni Şarkısı Ali Cabbar'ın Acıklı Hikayesi, Çerkeslerin Yıllardır Kanayan Yarası!

Emir Can İğrek'in yeni şarkısı Ali Cabbar son günlerde herkesin dilinde. Sözleri oldukça acıklı olan bu şarkının arkasındaki hikaye de birçok kişi tarafından araştırılmaya başlandı. Sevdiği kızın düğününde çalgıcılık yapan Ali Cabbar'ın hikayesi ise okuyanların yüreğini dağladı. Peki bu hikayenin Çerkesler'de de yıllardır var olduğunu biliyor musunuz?

Son zamanların en popüler seslerinden Emir Can İğrek, özellikle duygusal şarkı sözleriyle hepimizin yüreğini dağlıyor.

Son zamanların en popüler seslerinden Emir Can İğrek, özellikle duygusal şarkı sözleriyle hepimizin yüreğini dağlıyor.

Önce Nalan adlı şarkısıyla, şimdi de Ali Cabbar ile en acıklı aşk hikayelerine ayna tutuyor kendisi. Ayrıca ünlü aşk şairimiz Atilla İlhan'dan esinlenerek yazdığı şarkılar da bi' ayrı mevzu.

Ali Cabbar'ın hikayesini henüz bilmeyenlerin ise şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Böyle acıklı bir hikayeye günümüzde denk gelmek son derece zor çünkü.

Ali Cabbar'ın hikayesini henüz bilmeyenlerin ise şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Böyle acıklı bir hikayeye günümüzde denk gelmek son derece zor çünkü.

Bilmeyenler için Ali Cabbar'ın hikayesini şöyle özetleyelim: Tekirdağ'ın bir köyünde yaşayan Ali Cabbar, babasıyla düğünlerde gırnata (klarnet) çalar. Bir gün babasıyla gittiği düğünde ise köyünden kızlarından birisine sevdalanır.

Fakat kızın ailesi, Ali Cabbar'ı istemez. Kızlarına bir başkasıyla evlendirmeye karar verirler. Ali Cabbar'ın babası ise bir gün oğluna 'al gırnatanı oğlum, akşama düğün var' der.

İşte hikaye tam da burada başlar...

Ali Cabbar, düğünde gırnatasını tıngır mıngır çalarken aslında sevdalandığı kızın düğünü olduğunu fark eder.

Ali Cabbar, düğünde gırnatasını tıngır mıngır çalarken aslında sevdalandığı kızın düğünü olduğunu fark eder.

Ali Cabbar, o anda ne yapar bilinmez fakat, gördüklerinden sonra uzunca bir süre askere gitmeye karar verir. 6-7 ay sonra ise köye bir ateş düşer. Ali Cabbar'ın şehit olduğu haberi alınır.

Söz ve müziği Emir Can İğrek'e ait olan Ali Cabbar şarkısını dinlemek isteyenleri de şöyle alalım.👇🏻

Emir Can İğrek - Ali Cabbar (Official Video)

Şimdi gelelim Çerkeslerin yüreğini yıllardır dağlayan 'Ağlatan Kafe' şarkısının hikayesine...

Şimdi gelelim Çerkeslerin yüreğini yıllardır dağlayan 'Ağlatan Kafe' şarkısının hikayesine...

Kafkasya'da yaşayan genç ve yağız bir delikanlı olan Şamil, akordeon çalgıcısıdır. Şamil, bir gün katıldığı düğünde genç ve güzel bir kıza vurulur. Kızı görünce bütün notaları birbirine karıştırır. Etraftakilerin tuhaf bakışlarını fark eden Şamil, hemen düzeltir hatasını.

Köylü düğünden ayrıldıktan sonra Şamil, başlar genç kızı sorup soruşturmaya. Sonunda adının Janset olduğunu öğrenir. Fakat kız, kendi köyünden değildir.

Şamil, günlerce Janset'in peşinden koşar. Bütün çevre köylerde onun izini sürer.

Şamil, günlerce Janset'in peşinden koşar. Bütün çevre köylerde onun izini sürer.

Günler haftaları, haftalar ayları kovalar. Şamil sonunda güzeller güzeli Janset'i bulur. Gizlice takip eder ve evini öğrenir.

Akşam bastırınca da evlerinin kapısını çalar. Janset ise genç ve yağız delikanlıyı evlerine buyur eder. Şamil, aileye durumu açıklar ve kızı babasından ister.

Çerkeslerden kız almak ise öyle kolay değildir. Baba başlar Şamil'in şeceresini soruşturmaya. Kimlerdensin, ne iş yaparsın, nerede oturursun...

Janset'in babası sonunda sinirlenir ve 'benim çalgıcıya verecek kızım yok' diyerek Şamil'i yaka paça dışarı atar.

Janset'in babası sonunda sinirlenir ve 'benim çalgıcıya verecek kızım yok' diyerek Şamil'i yaka paça dışarı atar.

Şamil sessiz sedasız evine döner. Müziğe küser. Kendisini eve kapatır. Aradan birkaç ay geçtikten sonra Şamil'in kapısı çalar. Gelen kişi Şamil'in amcasıdır.

Şamil'den o akşam yapılacak bir düğünde akordeon çalmasını ister. Şamil her ne kadar istemese de ısrarına dayanamaz ve gider düğün evine...

Atın üzerinde süzülerek gelen gelin ise Janset'ten başkası değildir.

Atın üzerinde süzülerek gelen gelin ise Janset'ten başkası değildir.

Kara sevdası Janset'in evlendiğini gören Şamil'in eli ayağına dolanır. İşte tam o anda akordeonunu içinden geldiği gibi çalmaya başlar. Şamil'in çaldığı eşsiz bestede gelin ve damat en güzel danslarını sergiler. 

Ortaya da hem o anda duyanları ağlatan hem de Çerkeslerin en meşhur melodisi olan bir şarkı çıkar. Bu melodi zamanla 'Ağlatan Kafe (Dans)' olarak anılmaya başlar.

Bu güzel melodiyi dinlemek isteyenleri de böyle alalım.👇🏻

Hikayenin ne kadar doğru olduğu tartışılır elbette. Tartışılamayacak tek şey ise hikayenin ne kadar acıklı olduğu.

Hikayenin ne kadar doğru olduğu tartışılır elbette. Tartışılamayacak tek şey ise hikayenin ne kadar acıklı olduğu.

İsimler değişir, Şamiller Ali Cabbar olur. Akordeonlar gırnata olur...Yıllardır değişmeyen şey ise sevdiklerine bir türlü kavuşamayan, üstelik onların başkalarıyla mutlu olduğunu görenlerin sözlerle ifade edilemeyen acısı.

Siz bu hikaye hakkında neler düşünüyorsunuz?

2022 yılında Ege Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü'nden mezun oldum. Farklı alanlarda tercümanlık ve metin yazarlığı yaptım. Henüz öğrencilik yıllarımda merak saldığım içerik dünyası, profesyonel hayatımın büyük bir parçası haline geldi. Onedio'da Yaşam Editörü olarak dünyadaki en güncel haberleri takip ediyor, yaşamın içinden dikkat çekici konuları sizlere aktarıyorum. Z kuşağının bir üyesi olarak internet dünyasının içine doğdum, şimdi ise onu şekillendiriyorum.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
73
26
8
8
5
1
1
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
KumdanKum

Ali Cabbar da fena değil güzel ama Ağlatan Kafe insanın yüreğine inceden inceye dokunan muhteşem bir ezgi👌 Ayrıca sevenler kavuşsun hiç ayrılmasın ❣️

Pickle Rick

He ya. Ne biçim acıdır o. Dilde kolay ama, sevenin halinden gerçekten sevenler anlar.

Hüseyin Arık

faruk kanşat in eseridir ağlatan kafe. bedirhan gökçe nin videosunu izlerseniz böyle bir "hikayesi" olmadığını da anlarsınız