Duygusal Zekası Yüksek Olan İnsanlardan Örnek Alıp Bir An Önce Hayatımıza Uygulamamız Gereken Davranışlar
Duygusal zekası yüksek olan insanlar çoğu zaman sosyal hayatlarında daha başarılı ve dengeli olabilen kişilerdir. Psikologlara göre duygusal zekası yüksek insanlardan örnek alarak bir an önce hayatımıza uygulamamız gereken davranışlara bir göz atın! 👇
Duygusal zeka etrafınızdaki diğer insanlara karşı empati, sezgi ve sosyal iletişim becerilerimizin bütününü kapsayan bir ölçüdür. Çoğu insan bunun zamanla geliştirilebilen bir yetenek olduğunu düşünse de aslında duygusal zeka, bir şeyler yapmaktan çok yapmamakla ilgilidir.
Yanlış duymadınız, duygusal zekası yüksek olan insanlar belirli davranışlar yapmak için kendilerini zorlamazlar. Ancak bu insanların davranışlarını hayatınızda uygulamayacağınız anlamına gelmiyor...
Psikologlara göre duygusal zekası yüksek olan insanlardan örnek almamız gereken davranışlar şu şekilde;
1- Kendi hatalarının sorumluluğunu diğer insanlara yükleyip suçu başkalarına atmazlar.
Bilinçaltımızın kendini korumak için belki de en sık yaptığı davranış, suçu diğer insanlara atmaktır. Özetle...
Diğer insanların bizden daha aptal olduğunu düşünmek kendimizi daha zeki algılamamıza,
Diğer insanların saf olduğunu düşünmek, bizim daha zeki ve olgun olduğumuzu varsaymamıza,
Başkalarının kıyafetinden saçına kadar fiziksel görünüşünü eleştirmek, kendimizi daha güzel ve zevkli olarak algılamamıza neden olur.
Tabii ki hepimiz doğamız gereği bazen insanları, bazen de içinde yaşadığımız sistemi eleştiriyoruz.
Ancak bunu bir alışkanlık haline getirip sürekli diğerlerini eleştirmek zamanla sabit fikirli, dünyaya at gözlükleriyle bakan insanlar olmanıza sebep oluyor.
Faydalı ve yerinde eleştiri dünyayı iyileştirir, gereksiz eleştiri sizi bir süreliğine iyi hissettirir.
2- Sürekli gelecek hakkında endişelenmezler.
İnsanlar olarak düzen ve kesinliği seven, belirsizlik olduğunda gerilen bir yapıya sahibiz. Doğal olarak geleceğin belirsizliği hakkında endişelenmek kaçınılmazdır. Sürekli olarak endişe hisseden insanlar ise bu belirsizlikle yaşamayı reddeder ve plan yaparak bu korkularından kaçmaya çalışırlar.
Ancak duygusal zekası olan insanlar hayatın belirsiz olduğunu kabul ederek karşılarına çıkacak tüm sorunlara açık şekilde yaşarlar.
Hayatın sürekli sizin istediğiniz gibi geçmeyeceğini kabullenmek, yaşadığınız stres ve anksiyeteyi önemli ölçüde azaltacaktır.
3- Geçmişte de takılı kalmazlar.
Geleceğin belirsizliği gibi, geçmişte yaptığımız hataların pişmanlığını sırtımızda yük gibi taşımak da insanların kaçınılmaz olarak yüzleştiği sorunlar arasındadır. Peki geçmiş pişmanlıklarınız üzerinde tekrar tekrar düşünüp kafanızı duvarlara vurmak bir işe yarıyor mu? Yanıt hepimizin bildiği gibi, hayır.
Yine bu davranış, duygusal zekası yüksek olan insanların hem anladığı hem de kabullendiği bir gerçektir.
Eğer hayatınızın ilerlemesini istiyorsanız ne kadar çaresiz ve pişman hissetseniz bile geçmişi olduğu gibi kabullenmeniz gerekir.
Dostoyevksi'nin dediği gibi: 'Fazla düşünmek bir hastalıktır.'
4- Son olarak insanlardan beklentilerini her zaman gerçekçi tutarlar.
Geleceği planlamak, geçmişten pişmanlık duymak dedik... İnsanların hayatta yaşadığı en büyük hayal kırıklıklarının sebeplerinden birisi de yüksek beklentilerdir. Yüksek beklentiler de aslında sadece hayatı kontrol altında tutmak isteyenlerin yaptığı bir davranıştır. İster kendilerinden olsun, ister sevdiklerinden, isterse de gelecekten.
Şu zor gerçeği kabullenmek gerek: İnsanları kontrol edemezsiniz, işler her zaman sizin istediğiniz gibi yürüyemez.
Beklentiyi göklere çıkarmak yerine, duygusal zekası yüksek olan insanlar gibi şöyle yapabilirsiniz;
Gelecek hakkında mükemmel hayaller kurmak yerine şu an yaşadığınız sorunları çözmeye odaklanabilir,
Mükemmeliyetçiliği bırakıp sadece gereken kısıtlamalara odaklanabilir,
Etrafınızdaki insanları değiştirmeyi bırakıp oldukları gibi kabullenebilir,
Umudunuzu kaybetmeden, beklentilerinizi bırakmayı öğrenebilirsiniz.
Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı? Yorumlarda paylaşın!
Yorum Yazın