Görüş Bildir
Haberler
Dünyanın En Cesur Fizikçisi Galileo Galilei İle Ufuk Açıcı Bir Röportaj

etiket Dünyanın En Cesur Fizikçisi Galileo Galilei İle Ufuk Açıcı Bir Röportaj

Burçak Yüce
16.06.2023 - 10:54 Son Güncelleme: 07.07.2023 - 22:51

Sayın Galilei öncelikle bu röportaj için müteşekkir olduğumu söylemeliyim. Belki şaşıracaksınız lakin gelecekten gelmekteyim. Sizler gibi değerli bilim insanlarının yaktığı kıvılcım sayesinde bilimsel gelişmeler özellikle son birkaç yüzyılda ciddi ivme kazandı.

Dinamiğin kurucusu ve ilk teleskobu yapan kişi olarak bu noktada size çok şey borçluyuz. Fizikçi, gökbilimci, matematikçi, filozof ve mühendissiniz. 1609’da Ay’a bir teleskop çevirdiniz ve tarihin akışını değiştirdiniz. Üstün yeteneklerinizin daha küçük yaşlarınızda ortaya çıktığını biliyoruz. Ut ve org çalmanın yanı sıra resme yeteneğiniz sanatsal yönünüzün de ağır bastığını gösteriyor.

Bunun yanı sıra doğru bildiklerinizden ödün vermeyerek Engizisyon Mahkemesi’nce yargılanmayı; dinden sapmakla suçlanmayı göze alarak, güneş merkezli evren teorisini açıkça ilan ettiniz. 

Yaşamınızın son yıllarını Floransa yakınlarında Arcetri’deki evinizde, Engizisyon Mahkemesi’nin verdiği ev hapsi cezasıyla geçirip, bu dönemde gözlerinizin görmemesine rağmen bilimle olan uğraşınızı son nefesine kadar sürdürdünüz.

Bu sebepten cesaretinize, inancınıza ve azminize hayranlığımı belirtmekle birlikte bir fizikçi olarak minnetlerimi sunarak söze başlamak isterim.

İçeriğin Devamı Aşağıda

- Gözlemlerinizin arasında en önemlisi Jüpiter’in dört uydusuydu. Ama bu buluşunuzu açıkladığınızda çok tepki aldınız. Çünkü resmi öğretiye göre, sabit yıldızlar dışında yalnızca yedi göksel nesne (Güneş, Ay ve beş gezegen) vardı. Sizi bir şarlatan, teleskobunuzu ise şeytanımsı bir araç kabul ettiler. Öyle bir araçla gökyüzünü incelemeye kalkmanız bile bağışlanmaz bir günahtı. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

- Gözlemlerinizin arasında en önemlisi Jüpiter’in dört uydusuydu. Ama bu buluşunuzu açıkladığınızda çok tepki aldınız. Çünkü resmi öğretiye göre, sabit yıldızlar dışında yalnızca yedi göksel nesne (Güneş, Ay ve beş gezegen) vardı. Sizi bir şarlatan, teleskobunuzu ise şeytanımsı bir araç kabul ettiler. Öyle bir araçla gökyüzünü incelemeye kalkmanız bile bağışlanmaz bir günahtı. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

“Bu yıl, 1610’da, Ocak ayının yedinci gününde, takip eden gecenin ilk saatlerinde, bir teleskopla göklerdeki takımyıldızları izlerken Jüpiter kendisini bana gösterdi.”

- 22 Haziran 1633’te Katolik Kilisesi’nin Engizisyoncu generalleri tarafından okumaya mecbur bırakıldığınız tövbeyi bitirdikten hemen sonra fısıltıyla bir cümle sarf ettiniz. Ne demiştiniz?

“(E pur si muove.) Her şeye rağmen, dönüyor.” (Bu sözleri neredeyse duyulmaz bir fısıltı gibi söyledi.)

- Din adamları tarafından yargılanırken kendi fikrinizden kuşkuya düştüğünüz oldu mu?

“Söz konusu bilimse, binlercesinin otoritesi, tek bir kişinin mantıklamasından değerli değildir.”

“Bize akıl, mantık ve algılama yetisi bağışlamış olan Tanrı, neden bunları kullanmaktan vazgeçmemizi istemiş olsun ki? - Dünya yine de dönüyor.”

- Emin olun yüzyıllar sonra bile bilim insanları ve fikirleri hala bazı kesimler tarafından hor görülmekte. Yani sizden sonra dünya değişse de insanların ön yargıları değişmedi. Aklıma Einstein’ın sözü geliverdi; “Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.”

- Sevgili Galilei Galileo bizim dönemin meşhur fizikçilerinden Carl Sagan’ın şu sitemkâr cümleleri bu noktada sizinle benzer kaderi paylaştığını ispatlıyor:

“Bildiğiniz üzere birkaç yıl önce göklerde çağımızdan önceki dönemlerde bilinmeyen birçok şeyi bulup ortaya çıkarttım. Bu buluşların yeniliği ve akademisyen filozofların edindikleri fizik kavramlarıyla genellikle çelişen sonuçları, küçümsenmeyecek sayıda profesörün bana karşı vaziyet almasına yol açtı. Bu profesörlerin çoğu kilise adamlarıdır. Doğayı ve ona ilişkin bilimsel yasaları ters yüz etmek için göğe bu cisimleri sanki ben kendi ellerimle yerleştirmişim gibi bana kızıyorlar. Gerçeklerin gün ışığına çıkarak birikim yaratmasının çeşitli sanat kollarındaki araştırmayı ve gelişmeyi kamçıladığını unutuyor gözüküyorlar.”

- Sanıyorum sizi bu dünyada en çok bilgisizlik ve cehalet yordu?

“Bu dünyada bilgisizliğin bilime karşı duyduğu kin ve nefretten daha zorlu bir kin ve nefret yoktur.

- Galileo Galilei cehaletten yılıp cahil insanlardan uzaklaştığınız bir dönem oldu mu hiç?

“Hiçbir şey öğrenemeyeceğim kadar cahil birine hiç rastlamadım.”

- Ne güzel! Yine de yılmadan cesurca ümit etmeyi sürdürüyorsunuz. Cesaretten bahsetmişken, “Yıldızları çok sevdiğimden, gecenin karanlığından korkmuyorum.” söyleminizi hatırlıyorum. Aslında ben de korkularımızın çoğunun yersiz ve gereksiz olduğuna inanırım. Siz bu konuda ne söylemek istersiniz?

“Hiç de tehlikeli ve korkutucu olmayan bir şeyden müthiş çekiniyorsunuz, isminden başka bir şeyi bilmeyen bir küçük çocuğun zırhtan korkması gibi korku duyuyorsunuz ve aslında zırh, isimden başka hiçbir şey değildir.”

- Sevgili Galileo biliyoruz ki Platon, önceden geometri okumamış, geometri bilgisi edinmemiş kimseleri felsefe dersine almazmış. Peki, sizce geometri ve matematik neden bu kadar önemli?

“Kâinat dediğimiz kitap, yazıldığı dil ve harfler öğrenilmedikçe anlaşılamaz. O, matematik dilinde yazılmış; harfleri üçgen, daire ve diğer geometrik şekillerdir. Bu dil ve harfler olmaksızın kitabın bir tek sözcüğünü anlamaya olanak yoktur.”

“Matematik tanrının, dünyayı yaratmak için kullandığı alfabedir.”

“Ölçülebileni ölç, ölçülenmeyeni ölçülebilir yap. Evrenin kitabı matematik diliyle yazılmıştır.”

- Günümüzde ne yazık ki matematik hala en zor öğretebildiğimiz derslerden. Sizce nerede yanlış yapıyoruz?

“İnsana hiçbir şey öğretemezsin; öğrenmeyi ancak kendi içinde bulacağını öğretebilirsin.”

- Kendine doğru keşif. Çok etkileyici bir cevap oldu. Öğrenmeyi bir yoldaşlık olarak ele alırsak, öğrenme yoldaşlığında biz öğretmenler öğrencileri öncelikle hangi disipline yönlendirmeliyiz?

“Ben şuna inanıyorum ki insan zihninin doğasından kaynaklanan yetenekleriyle öğreneceği şeyler arasında 'Evren'in yapısını öğrenme çabası' ilk sırayı alır. Bu çaba, Evren'in her şeyi sinesinde barındırması bakımından büyüklükte kıyas kabul etmeyeceği gibi tüm şeylerin temeli ve her şeyi kucaklıyor oluşu nedeniyle de çabaların en soylusudur.”

- Keşiften bahsetmişken, mikroskop ve teleskobun keşfi ve daha pek çok keşfe katkı sağlamış bir kişi olarak keşfin önemine dair ne söylemek istersiniz?

'Keşfedildikten sonra gerçekleri anlamak kolaydır. Mühim olan keşfetmektir.'

'Hiçbir şey keşfetmeksizin büyük meseleleri uzun uzadıya anlatmak yerine, keşke bir tek olgu, hatta küçük bir şey keşfetseydim.'

- “Kuşku bilimin babasıdır.” sözünüz meşhurdur. Biliyoruz ki bir de çokbilmiş insanlar var ve bildiklerinden asla kuşku duymuyor. Hep onların bildikleri doğru! Buradan onlara seslenmek isteseniz ne söylerdiniz?

“Her şeyi bilme şeklindeki bu kendini beğenmiş küstahlığın temeli hiçbir zaman hiçbir şeyi anlamamış olmaktan başka bir şey değildir. Bir kerecik bile olsa, tek bir şeyi tam olarak anlama deneyimi olan ve bilginin nasıl elde edildiğini gerçekten duyumsamış olan bir kimse, kendisinin hiç anlamadığı, sonsuz sayıda başka hakikatlerinde var olduğunu fark eder.”

- Zaten ben oldum demek gelişimi etkileyen bir düşünce tarzı değil midir? Ve ileride kaçınılmaz olarak başarısızlığı getiriyor. Başarısızlıkla mücadelede gençleri ikaz etmek istediğiniz bir şeyler var mı?

“Kararsızlık ve gecikme, başarısızlığın iki önemli sebebidir.”

- Ve son sorum, çoğunlukla fen bilimlerinden bahsettik. Siz aynı zamanda mühim bir filozofsunuz. Şu iki sözünüz benim fikir dünyamı beslemiştir: “İki gerçek birbiriyle asla çelişmez”, “Dalgalı deniz iyi bir ayna oluşturmaz.” Bilimsel çalışmalarınızda felsefe sizi besledi mi?

“Felsefe onunla beslenmesini bilenler için gerçek bir besin kaynağı oluşturur.”

Ne Aristoteles ne de siz yerkürenin fiilen Evren'in merkezinde olduğunu kanıtlayamazsınız. Fakat Evren'e eğer bir merkez tanınacak olabilse burada, o yerde öncelikle Güneş'e rastlardık.” sözünüz dün gibi aklımda. Ve buradan yola çıkarak benim için anlamı çok derin olan bu röportajı yaşadığım yüzyılın dahi fizikçilerinden Stephen W. Hawking’in sizinle ilgili düşüncelerini naklederek bitirmeyi bir borç bilirim:

“Bugün anladığımız anlamda fizik bilimi ise Galileo Galilei’yle başlar. O nedenle bütün dünyada üniversite birinci sınıfta fizik öğrenimine Galileo fiziğiyle başlanır ve hiçbir zaman Aristoteles fiziği okutulmaz.

Çünkü günümüzde Aristoteles ‘bilim’ olarak kabul edilmemektedir. Galileo ve sonrasının Aristoteles fiziğinden ayıran en önemli temel ilkesi ‘hareket ilkesidir.’

Zamanında fısıltıyla söylediklerinizi bugün tüm bilim camiası haykırıyor.

Ve evet, haklısınız dünya son sürat dönüyor.

Instagram

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
7
4
4
1
1
1
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
mamamia

gelmiş iki gözümün çiçeği 🫠 emeğinize sağlık yine harika olmuş Burçak hanım 🌸

Burçak Yüce

Ne güzel bi yorum çok teşekkür ederim🌸