Görüş Bildir
Haberler
Dünyada İlk Kez Halktan Bir Kadın Olarak Paraya Resmi Basılan Sanatçı: Sabiha Tansuğ

Dünyada İlk Kez Halktan Bir Kadın Olarak Paraya Resmi Basılan Sanatçı: Sabiha Tansuğ

Görkem Kızıldağ
09.03.2021 - 08:45 Son Güncelleme: 09.03.2021 - 12:09

Kadınlar oldukları her yeri güzelleştirmiyorlar mı sizce de?

Kaynak: Sevil Çonka

İçeriğin Devamı Aşağıda

Sabiha Tansuğ 1933 senesinde Gümülcine'de doğar ve 8 yaşındayken ailesi ile birlikte Türkiye'ye göç eder.

Sabiha Tansuğ 1933 senesinde Gümülcine'de doğar ve 8 yaşındayken ailesi ile birlikte Türkiye'ye göç eder.

Ve ilkokulda bir gösteride eğribaş adlı gelin başlığı giyer. Bu giysiye hayran olan Tansuğ'un hayranlığı ömrünün sonuna kadar hem sürer hem de hayatını şekillendirir.

Hayatını erken yaşta dikiş dikerek kazanmaya başlayan Tansuğ, Göztepe Enstitüsü'nde okurken şapka yapar ve satar.

Hayatını erken yaşta dikiş dikerek kazanmaya başlayan Tansuğ, Göztepe Enstitüsü'nde okurken şapka yapar ve satar.

Ayrıca Kemeraltı'nda satılan taş kuklalara Anadolu giysileri diker ve işinde ustalaşmaya devam eder. 20 yaşındayken ünlü ressam Nuri İyem'den aldığı resim dersleri ise hem işinde hem de sanatında kendisine faydalı olur genç kadının.

Otuzlu yaşlarında gazeteci Haluk Tansuğ ile evlenen Sabiha Hanım, Meydan Gazetesi'nde turizm yazıları yazmaya başlar.

Otuzlu yaşlarında gazeteci Haluk Tansuğ ile evlenen Sabiha Hanım, Meydan Gazetesi'nde turizm yazıları yazmaya başlar.

Bu yazılarından birini yazmak için çıktığı gezilerin birinde Milas'ta aracı bozulur. Tamir için beklerken köy kahvesine giden Tansuğ çocukken başına taktığı 'Eğribaş'ı görür ve satın alır.

O günden sonra ise Anadolu'nun pek çok yerine seyahat eder ve geleneksel, farklı tarzdaki şapkaları toplar.

O günden sonra ise Anadolu'nun pek çok yerine seyahat eder ve geleneksel, farklı tarzdaki şapkaları toplar.

Hatta 1968'de Galatasaray Lisesi'nin yanındaki Yapı Kredi binasında Anadolu Kadın Başlıkları adlı ilk sergisini açar. Bu sergi o kadar ilgi toplar ki ünü Türkiye sınırlarını hızla aşar.

Bu duruma kayıtsız kalamayan dönemin darphane müdürü Sait Tanaçan ise sergideki başlıklardan biriyle Sabiha Tansuğ'un portresini paraya basmak ister. Teklifi şöyle niteler Sabiha Hanım:

Bu duruma kayıtsız kalamayan dönemin darphane müdürü Sait Tanaçan ise sergideki başlıklardan biriyle Sabiha Tansuğ'un portresini paraya basmak ister. Teklifi şöyle niteler Sabiha Hanım:

“Birçok ödül aldım, folklorda da çok ödül aldım ama en büyük ödül, paraların, 50 kuruşun üstüne geçmemdir benim. Ondan daha büyük ödül olamaz! Çünkü bugüne kadar Dünya tarihinde madeni paraya halktan bir sanatçı ve kadın geçmemiştir.”

İçeriğin Devamı Aşağıda

Bu arada yazmıştım ya serginin ünü yurtdışına yayılır diye... Önce Japonya'ya gider sergi ve Tansuğ çifti Japonya'da imparator nezdinde ağırlanır.

Bu arada yazmıştım ya serginin ünü yurtdışına yayılır diye... Önce Japonya'ya gider sergi ve Tansuğ çifti Japonya'da imparator nezdinde ağırlanır.

Ardından 1975'te Belçika ve Rotterdam, 1976'da Strassburg, 1980'de Roma Üniversitesi, 1985'te de Köln sergisi açılır. Bütün bunlar güzel ama Tansuğ'un kafasında asıl olarak kendi ülkesinde bir müze açma fikri yer tutar.

Ve 1974'te o güne kadar topladığı başlıkların sergileneceği bir müze açmak için devlete başvurur. Dönemin Kültür Bakanı bu isteği pek umursamaz.

Ve 1974'te o güne kadar topladığı başlıkların sergileneceği bir müze açmak için devlete başvurur. Dönemin Kültür Bakanı bu isteği pek umursamaz.

Devrin bir diğer siyaset insanı Fahrettin Kerim Gökay ile bir öğle yemeğinde durumu konuşan Sabiha Hanım, aldığı cevap karşısında kahrolur, çünkü Gökay yetkililerin şöyle dediğini aktarır: 'Biz bir kadına mı kaldık?' Bunun üzerine ise yazar Şevket Süreyya Aydemir şöyle diyecektir: 'Bu topraklarda deve dikeni yetişiyor, adam yetişmiyor, seni anlamazlar Sabiha Kız.'

Söylenenlere aldırmamacasına 1980'li yıllara dek Anadolu başlıklarını toplamaya devam eden Tansuğ bu arada 2 kitap ve 200'den fazla makale yazar.

Söylenenlere aldırmamacasına 1980'li yıllara dek Anadolu başlıklarını toplamaya devam eden Tansuğ bu arada 2 kitap ve 200'den fazla makale yazar.

2007'de ise yaşanan kötü olay neticesinde koleksiyonunun 430 parçası çalınır. Yazık! Sabiha Hanım bu olay karşısında şöyle isyan eder: “En üzüldüğüm şey koleksiyonumun müzeye dönüştürülmemesi, bu birikimden kimsenin haberdar olmayışı, bu kültürü dünyaya tanıtamamak, sosyolojik ve antropolojik çalışmalara kaynaklık edecek bu hazinenin gün ışığına çıkamayışı… Bundan büyük üzüntü mü olur?”

2010 yılında ise müze için "kendi kollarını sıvar" ve oturduğu daireyi boşaltarak burayı bir müze haline getirir. Kendisi ise aynı cadde üzerinde kiraya çıkar.

2010 yılında ise müze için "kendi kollarını sıvar" ve oturduğu daireyi boşaltarak burayı bir müze haline getirir. Kendisi ise aynı cadde üzerinde kiraya çıkar.

Türk Halk Bilimi araştırma dalı ödülü, Pertev Naili Boratav Halk Bilimi ödülü, Pen Dünya Kadın Yazarlar Derneği ödülü sahibi olan Sabiha Tansuğ çalışmalarına devam etmekte... Müzenin adresine ve etkinliklere Sabiha Tansuğ Müzesi Twitter adresinden ulaşabilirsiniz.

Çok önemli işleri gururla hayatına sığdırmış bir Anadolu kadını olarak Sabiha Hanım bugün 88 yaşında... Dünyayı değiştirecek olanların kadınlar olduğunu şu sözleriyle ilan ediyor adeta:

Çok önemli işleri gururla hayatına sığdırmış bir Anadolu kadını olarak Sabiha Hanım bugün 88 yaşında... Dünyayı değiştirecek olanların kadınlar olduğunu şu sözleriyle ilan ediyor adeta:

'Kozak yaylasında bir Türkmen gelini

Baştan ayağa Efes Tanrıçası Artemis gibi

İnançla, felsefeyle donatılır

Yirmi dört parçadan oluşur giysisi

Bunların hepsi kadınlık simgesi

Arkeoloji, etnoloji bu giyimde gizli

Kutupların Tanrıçası benzeri'

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
91
47
6
3
3
2
2
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
feyk

paranin uzerine halkdan birinin resmini koymanin derin anlamlari var. para ilk basildigindan beri gucun ve otoritenin temsilidir. yeni bir olusumun devlet ol... Devamını Gör

Pasif Kullanıcı

Yanlış hatırlamıyorsam dünyada ilk masal derleme işini Grimm kardeşler yapmıştı, bu aynı zamanda Halkbiliminin de başlangıcı sayılır. Bunu ilk duyduğumda "bu... Devamını Gör