Aynalar kendini tanımanın en kestirme ve yalın hali oldukları kadar, pek çok kültürde içinde gizem barındıran birer araç olarak da görülmüşlerdir. Güçlü enerjiye sahip, büyülü eşyalar olmalarının yanı sıra, başka alemlere açılan kapılar olarak da düşünülmüşlerdir. İnanışlardan biri de aynanın karşısında uzun vakit geçirip kendini seyre dalan kişinin bir süre sonra yoğun bir trans haline geçmesi ve ehil olmayanların aklını kaçırmasıdır.
Aynalar her ne kadar ilgi duyulup evin baş köşesi yapılsa da bir o kadar korkulan bir materyal olmuşlardır. Aynalar iyiyi yansıttığı gibi, kötüyü de yansıtırlar, bu sebepledir ki ayna şeklinde muskalar takarak kişiye kötü gözle bakanlara enerjileri aynen geri aktarılır. Aynanın önünde ağlamak, kötü sözler söylemek aynaya bakan kişiye geri döner.
Ayna önünde yapılmayacak şeylerin başında uyumak da gelir.
Antik Mısır kültüründeki mezara ayna bırakma geleneğine başka uygarlıklarda da rastlanır. Mezara ayna bırakma geleneğinin temelinde, aynanın bu dünya ve ölümden sonra varılan öteki dünya arasındaki geçiş kapısı olarak görülme düşüncesi yatmaktadır. Bu sebeple yatak odasında ve yatağı görecek şekilde konan aynalar uyuyan kişinin uyku akımını bozar, aynada açılan kapıdan ruh kaçıp gidebilir.
Ayna büyük bir sihirdir ve ona yansıyan her şeyi hatırlayabilir.
Özellikle olumsuz duygular altında olduğumuzda aynaya sık bakmamak ve sık sık tuzlu suyla temizlemek gerekir. Çünkü aynalar içinde olduğumuz her tip duyguyu çoğaltır. Şamanizm de başta olmak üzere pek çok kültürde ayna kırmanın uğursuzluğuna inanılmıştır. Şamanlar, kırılan aynada kişinin suretinin parçalara ayrılmasından dolayı ayna sahibinin başına kötü şeyler gelebileceğine inanırlardı. MÖ 500'lü yıllara varan bir Çin inanışına göre, şeytanın sadece aynada görülebileceğine ve insanların sırtlarına yansıtıcı özelliği olan şeyler bağlanarak kötülükleri uzaklaştıracağına inanılır.
Aynaların bizi çeken parlaklığı ve sadece gerçekleri yansıtması, yüzyıllardır insanların ilgisini, merakını ve hayranlığını beslemiştir. Aynalar sadece evimizi süsleyen bir obje olmaktan çok daha öte anlamları içinde barındırıyor. İnsanın muhtemelen “kendini tanı” ile başlayan ayna ile ilişkisi kibire, hayale, giderek çılgınlığa dönüşmüş müdür bilinmez ama aynaların yalan söylemediği aşikar.
Twitter
Instagram
Yorum Yazın