Burak Arzova Yazio: Moody’s in Kararı Gerçekten Sürpriz ve Adaletsiz Bir Karar mı?
Aslında bu haftaki yazımı geçtiğimiz hafta açıklanan işsizlik rakamlarına ayırmaya karar vermiştim.
Ancak Cuma akşamı geç saatlerde, programlı olmayan bir Moody’s açıklaması, ülke notumuzu notun verildiği tarihten bu yana en düşük seviye olan B2 derecesine düşürüp, görünümü de negatife çevirdi. Bu nedenle benim de yazımın rotası “İşsizlik Rakamları” çok çarpıcı olsa da, ister istemez Moody’s in not düşürümüne çevrildi.
Açıkçası programlı bir Türkiye açıklaması olmadığı için beklenmedik bir gelişmeydi hepimiz için.
Not indirimi hiç sevilmez, hele siyasetçi hiç sevmez. Bu ilişki sınav notu açıklamasındaki hoca – öğrenci ilişkisine benzer.
Eğer not yükselirse siyaset bunu kendi üstün başarılarının bir sonucu olarak görüp, ülke kamuoyuna bu şekilde pazarlarken, not indirimini aynı siyaset aynı kamuoyuna, dış güç, ülkenin gelişmesini çekemeyenlerin bir oyunu, haksız bir eylem olarak sunar.
Tıpkı 100 üzerinden alınan 50 ve üzeri notu öğrencinin alması, 50'nin altındaki notu hocanın vermesi gibi.
Moody’s benim üç büyük derecelendirme kuruluşu içerisinde (diğerleri S&P Ratings ve Fitch) açıklamalarını ve not artırım ya da indirim gerekçelerine en ciddiye aldığım ve değer verdiğim Kredi Derecelendirme Kuruluşu. S&P u fazlası ile siyasi bulurum. Fitch ise hep durumu idare eder ve hizmet verdiği ülke hazinesine daha yumuşak davranır.
Notumuzu tarihi dip nokta olan B2 derecesine çeken Moody’s özetle; Türkiye’nin yabancı para rezervlerinin GSYİH yüzdesi olarak son yılların en düşük seviyesine ulaşması, hükümetin dış borç ödemelerini karşılama kabiliyetini önemli ölçüde zayıflattığı bu durumun, Türkiye'nin uluslararası yatırımcı duyarlılığındaki değişimlere karşı savunmasızlığını artırdığını, ülkenin kurumlarının bu zorlukları etkin bir şekilde çözmekte isteksiz olduğunu ya da çözemediğini temel gerekçeler olarak gösterdi.
Benim burada en dikkatimi çeken husus, “Ülkenin kurumlarının bu zorlukları etkin bir şekilde çözmekte isteksiz olduğunu ya da çözemediğini” gerekçesi oldu.
Pandemi süreci yaşadığımız kriz, şu ana kadar yaşadığımız krizlerden çok farklı. 2020 Mart ayında ekonomilerin kapanması ve akabinde alınan tedbirle (Pandemi Etkisi) küresel ölçekte yeni bir finansal durum ile karşı karşıya kaldı tüm ülkeler.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
“ ...Eğer not yükselirse siyaset bunu kendi üstün başarılarının bir sonucu olarak görüp, ülke kamuoyuna bu şekilde pazarlarken, not indirimini aynı siyaset a... Devamını Gör
Güzel bir yazı eline sağlık. Okumak için üşenenler madde madde yazılanları ve son cümleyi okusunlar.
Yarı zamanlı çalışarak ayda 18000 dolardan fazla kazanıyorum. Başkalarının bana çevvrimiçi olarak ne kadar para kazanabileceklerini söylediğini duydum, bu yü... Devamını Gör