Otuz bir yılı geride bırakıp 32 yıla döndüğüm bugünlerde "iki tık tık bir pıtpıt”ın hikâyesidir bu.
Hayat ne kadar gariptir değil mi? Hayaller bir tarafta, gerçekler diğer tarafta. Örtüşüyorlar mı? Bazen. Belki şans, belki çalışmak, hedefe odaklanmak, ama hele ki günümüzde kestirmek çok zor.
Kendimden örnek verecek olursam dansı çok severdim hala da çok severim bir zamanlar balet olmak istemiştim. Pilotluk da ideallerim arasındaydı. Ama ne olursa olsun her şartta en büyük arzum şıkır şıkır güzel insanlarla düzenli bir ofis ortamında çalışmaktı. Pek hedeflerimi tutturamadım galiba. Hep dertli, mutsuz, problemli insanlarla uğraşmak zorunda kaldığım bir meslek seçtim. İnsanlarla primer yüz yüze çalışan tüm işler çok zordur. Ama bir de bunların hasta olduğunu düşünür müsünüz? Yanlış anlamayın işimi çok severek yaptım ve yapmaya devam ediyorum ama zor iştir tababet gençliğinizi, gününüzü, yarınınızı alır sizden ve eğer Türkiye'de yapıyorsanız. Bunun karşılığını alabilen de çok küçük bir azınlıktır. Kendi zamanlarımdan bahsedecek olursam; bizim zamanımızda lisede fen ve edebiyat ayrılırdı. O zamanlar farklı değildi, edebiyatlar eller havaya yaparken bizler ders çalışıyorduk, imrenerek baktık.
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın