Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Beyniniz ile Elleriniz Arasında Kavga Çıkmasına Neden Olan Hastalık: Yabancı El Sendromu
Nöroloji kökenli sendromların dünyası oldukça ilgi çekici. İnsan beynini sınırları olmayan bir evren olarak düşünürsek, içinde yaşanan fenomenlerin de aynı sınırsızlığı ve çılgınlığı sunmayı başardığını söylemek mümkün.
Yani böylesi de olur muymuş diyeceğiniz, fantastik bir hikaye zannedeceğiniz olaylar kafanızın içinde sıradan bir semptom olarak vücut bulabiliyor. Şaşırmayıp kabullenmek en doğrusu. Çünkü beynin oynadığı oyunlar, sizi bir çamaşır makinesi olduğunuza dahi ikna edebilir.
Yabancı el sendromu da onlardan biri. En yalın tabirle “elin vücuttan bağımsızlığını ilan etmesi” durumu bu.
Merak etmeyin, bir sabah uyandığınızda sol elinizi dünyayı yok etme planları yaparken bulmayacaksınız.
Beyninin iki lobu cerrahi müdahaleyle ayrılmış kişiler mesela...
Şiddetli epilepsi vakalarını kontrol altına almak için uygulanan bir teknik bu. En çok bu uygulamadan sonra vücut bulduğu gözlemlenmiş.
Alzeimer, beyin ameliyatı, felç, enfeksiyon, anevrizma, tümor gibi durumların ardından da kayıtlara geçtiğini söyleyelim.
Literature Alman nöro-psikiyatr Kurt Goldstein vasıtasıyla giren sendrom, 1908 yılında yine onun yazdığı bir makalenin konusunu oluşturuyor.
Sol yanından felç geçiren ancak zamanla iyileşen bir kadını merkez alan çalışmada, kadının sol elinin zaman içerisinde “başkasına ait gibi' davranmaya başlamasından bahsediliyor.
Hasta kadın, içinde sürekli bir “gariplik” hissettiğinden ve sol elinin kendi isteğinden ziyade başka birinin istekleri doğrultusunda hareket ettiğinden şikayet ediyormuş.
“O elle bir şeyi kavramakta sıkıntı yok. Esas mesele onu bırakmakta!”
Kadının şikayetlerinden biri de bu garip durum. Bir şeyi kolaylıkla kavrayabildiğini, ancak bırakmak istediğini bunu yapamadığını belirtmiş.
Semptomları arasında, kişinin o anki hal ve hareketlerine hiç de uygun olmayacak biçimde bir hareket eden bir kol (nadir de olsa bacak) var.
Bazı vakalarda buna anarşist el sendromu deniyor. Bu durumda kişi elinin hareketlerine söz geçiremediği gibi onunla kavga ederek mücadelesini veriyor.
Bir Stanley Kubrick klasiği olan Dr. Strangelove’da, Peter Sellers’ın canlandırdığı karakterlerden biri de bu sendromdan mustariptir.
Esasında parkinson olarak portrelenen rahatsızlık, karakterin hiç de uygun olmayan bir durumda 'Nazi selamı' vermesine sebep olur.
Biraz daha günümüze çekersek, House M.D. dizisinin beşinci sezon finaline de yabancı el sendromu konu olmuştu.
Bölümün açılışında hastanın istem dışı hareketleri ona bu tanının koyulmasına sebep oluyordu.
Popüler kültürde epey dile gelen sendromun bir tedavisi bulunmuyor. Fakat çeşitli yöntemlerle kontrol altına alınabiliyor.
Hasılı, geçmişte nöroloji kökenli bir rahatsızlık yaşadıysanız ve bazen uzuvlarınıza söz geçiremiyor gibi oluyorsanız, yabancı el sendromu size de musallat oluyor olabilir. Bu çok nadir bir ihtimal de olsa, aman dikkat!
Yorum Yazın
Huzursuz bacak sendromu da var o da çok kötü.
Huzursuz bacak sendromu dahil mi?