Ay’a Yolculuk Fikri, Neden Yeniden Hareketlendi?
İnsanoğlunun Ay’a ayak basmasının üzerinden 50 yıldan fazla zaman geçti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla unutulan Ay yolculukları son yıllarda yeniden alevlendi. En son Hindistan, dördüncü ülke olarak Ay’a yumuşak iniş yaptı ve aracını, bir sonraki yolculuk başlayıncaya kadar uykuya yatırdı.
Ay, insanoğlunun uzaya yönelik ilk adımı olan Apollo görevlerinden bu yana, yeniden keşif ve araştırmanın odak noktası haline geldi. Son yıllarda, farklı ülkelerin Ay'a yönelik projeleri arttı ve bu projelerle ilgili komplo teorilerine yenileri eklendi.
Edebiyattan uzay yolculuğuna
Ay, sadece yolculuk ve uzay projeleri ile değil, metcezir hadiselerinden romantik gecelerdeki dolunaya, yüzlerce şarkıya, türküye ilham olmasından farklı inançlara kadar her toplumda, her kültürde derin izleri olan bir vakadır. Ay, her gece bize kendini hatırlatıyor.
İnsanlığın Ay merakı, Jules Verne’nin Ay’a Yolculuk kitabı ile başlamadı. Ondan çok daha önce pek çok bilim insanı, düşünür de Ay’a yolculuk hakkında yorum yaptı, yazdı ve proje geliştirdi.
Ay’da yaşamın mümkün olacağını ilk söyleyen Giordano Bruno'nun 'De la causa, principio et uno' (1584) adlı eserinde Giordano Bruno oldu.
Cyrano de Bergerac'ın 'L'Autre Monde ou les États et Empires de la Lune' (1657) adlı eserinde, Ay'a yolculuk yapan bir astronotun maceralarına yer veriyor.
Gulliver karakterinin yazarı Jonathan Swift'in 'Gulliver'in Gezileri' (1726) adlı eserinde, kahramanı Ay'a seyahat eder ve orada yaşayan çeşitli tuhaf yaratıklarla tanışır.
Amerikan Edebiyatının kurucusu kabul edilen Edgar Allan Poe'nun 'The Unparalleled Adventure of One Hans Pfaall' (1835) adlı eserinde, Hans Pfaall isimli bir adam, bir balonla Ay'a seyahat eder.
Jules Verne'nin 'De la Terre à la Lune' (1865) adlı eseri hepsinden sonra kaleme alındı.
Da Vinci’nin Ay planı
Pek çok alanda derin düşünceleri olan Leonardo da Vinci’nin (1452-1519), Ay'a yolculuk için bir planı vardı. Francis Bacon (1561-1626), Ay'a yolculuğun mümkün olduğunu ve insanlığın geleceği için önemli bir adım olacağını söyleyen bilim adamlarından bir diğeridir.
Ağaçtan düşen elma ile yerçekimi kanununu bulan Isaac Newton (1643-1727) da Ay'a yolculuk için gerekli olan matematiksel hesaplamaları yapmıştır.
Ve işin teknolojisine katkı bulunan öncülerinden başında da Cyril Stanley Smith’in (1909-1992) olduğunu unutmayalım.
Artan Ay projeleri
Son dönemde, Ay'a yönelik projelerin artmasının çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bu nedenlerden bazıları şunlardır:
● Uzay teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, Ay'a daha kolay ve daha güvenli bir şekilde ulaşmamızı sağlıyor. Yani Mars ve diğer gezegenlere yolculuk başlamadan bir nevi test alanı.
● Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi iki kutuplu dünyada yani ABD ve Çin gibi ülkeler, uzay yarışında öne geçmek için Ay'a yönelik projeleri hızlandırıyor.
● Ay, Dünya'nın oluşumu ve gelişimi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Ay'a yönelik projeler, bu bilgileri elde etmemize yardımcı olacaktır. Kutuplardaki buzulların erimesiyle konu daha da önem kazanabilir.
● Umarım, Ay'a yönelik projeler, yeni teknolojilerin geliştirilmesine yol açar. Ve bu teknolojiler, Dünya'daki yaşam kalitesini de artırır.
● Ay'da su ve diğer değerli mineraller bulunması, Ay'a yönelik projelerine olan ilgiyi artırmıştır. Nadir metaller ve helyum-3 bulunmaktadır. Teorisyenler, bu helyum-3'ün gelecekte enerji kaynağı olarak kullanılabileceğini iddia etmektedir. Ancak, Ay'da helyum-3'ün varlığı henüz kesin olarak kanıtlanamadı.
Komplolar teorileri…
Ne komploya inan, ne de komplolardan geri kal. Komplo teorileri, anlamsız olsa bile alınacak dersler barındırmaktadır. Fazlasına da kafa takıp, üzülmeniz de gerekmez.
Ay projeleri, her zaman komplo teorilerinin konusu olmuştur. Bu teorilerden bazıları şunlardır:
● Ay'a hiç gidilmedi: Bu teoriye göre, Apollo görevleri sahtedir ve Ay'a iniş görüntüleri ve fotoğrafları bir film setinde çekilmiştir…
● Sovyetler Birliği Ay'a önce gitti: Bu teoriye göre, Sovyetler Birliği, Apollo 11 görevinden önce gizlice Ay'a iniş yapmıştır…
● Apollo görevleri, ABD'nin Sovyetler Birliği ile uzay yarışını kazanmak için bir aldatmacaydı: Bu teoriye göre, Apollo görevleri, ABD'nin Sovyetler Birliği ile uzay yarışını kazanmak için bir propaganda kampanyasıydı…
● Ay’ın karanlık yüzünde bilinmeyen bir hayat var…
Bu teorilerin hiçbiri bilimsel kanıtlara dayanmadığı için, bilimsel topluluk tarafından reddediliyor. Yine de konuşulması bana düşünce jimnastiği açısından keyif veriyor. Ancak, bu teoriler popüler kültürde yaygın olarak ilgi görüyor ve birçok filme, televizyon programına ve kitaba konu oldu ve olmaya da devam ediyor.
Ay laboratuvarı
Benim Ay’a yönelik projelerle ilgili kanaatim şudur:
● Ay, dünyadaki bağlayıcı kurallardan bağımsız olduğu için her türlü deneylerin yapılabileceği bir laboratuvar ve uygun saha niteliğindedir. Bu deneyler arasında biyolojik araştırmalar olduğu gibi uzaya yönelik olanları da olabilir.
● Her türlü uzay projesi için Ay, destek noktası olabilecek uygun bir destinasyon ve istasyon niteliğindedir.
● Ülkeler, dünya genelinde varlıklarını yeniden konumlandırmak ve itibar açısından Ay’a yönelik projeleri de kullanma amacını güdüyor.
Uzay Anayasası şart
Son dönemde artan Ay projeleri, insanlığın uzaya yönelik ilgisinin devam ettiğini göstermektedir. Bu projeler, bilimsel araştırmalar, teknolojik gelişmeler ve ticari çıkarlar açısından önemli fırsatlar da sunmaktadır.
Ay projelerinde fırsatları ve riskleri birlikte değerlendirerek, bu projelerden daha fazla fayda sağlamak mümkündür. Bunun için de öncelikle Birleşmiş Milletler’in yapısını yeniden düzenlemek ve uzaya yönelik Uzay Anayasası gibi bağlayıcı uluslararası bir sözleşme hazırlamaktır.
Her halükarda, Ay'a yönelik projeler, insanlığın geleceği için önemli bir adımdır.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio