Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
7 Başlıkta Yeni Girişimcinin Ortaklık Sözleşmesi Yaparken Dikkat Etmesi Gereken Önemli Hususlar
Yeni girişimciler ortaklarına güvendiklerini veya aslında ileride ortaya çıkabilecek sorunları öngördükleri halde ortaklarının güvenini kıracaklarını düşünerek ortaklarıyla yazılı bir protokol imzalamaktan kaçınıyor ya da çekiniyorlar. Haklılık payları da yok değil. Evet, yazılı bir anlaşma tesis etmek istemek karşı tarafta anlaşma yapmak isteyen tarafla samimi olmadıkları veya anlaşma yapmak isteyen tarafın kendisine güvenmediği düşüncesine sebebiyet veriyor da olabilir. Ancak zaten hiç kimse güvenmediği bir insanla birlikte ortaklık kurmak ve iş yapmak istemez. Ancak bununla birlikte gelecekte bu ortaklıkta yaşanabilecek problemleri de bugünden öngörmek mümkün olamayabilir.
Ortaklık kurulduktan bir süre sonra ortaklarıyla yazılı protokol imzalamadıkları için pişman olanların sayısı da oldukça fazla. Bu sebeple yazılı bir sözleşme, ortaklıklar için olası ihtilaflara karşı bir önlem niteliğindedir. Bu sözleşmeler; yapacakları işe, hakları ve yükümlülüklerine, kar paylaşımlarına ve ortaya çıkabilecek olumlu ya da olumsuz durumlarda ellerinde olan hakların neler olduğuna dair hükümler ihtiva ederek ortaklığın geleceğini öngörülebilir kılacağı için tercih edilmelidir. Yeri geldiğinde o sözleşme girişimcinin tek kurtarıcısı da olabilir.
İşte saydığımız bu sebeplerle bugünün profesyonel iş dünyasında ortaklar arasında imzalanan ortaklık sözleşmeleri olmazsa olmazdır. Bu sözleşmelerden en yaygın olanı “adi ortaklık sözleşmeleri”dir.
Ortaklık sözleşmelerinde dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar vardır. Bu yazımızda işte bu önemli hususlardan söz edeceğiz. Keyifli okumalar...
Ortaklık sözleşmesini kesinlikle yazılı şekilde yapmalısınız.
Yönetim ve temsil hakkına kimin veya kimlerin sahip olacağını düzenlemelisiniz.
Adi ortaklıkta aksi ortaklar tarafından kararlaştırılmadığı sürece ortaklığa dair kararlar oy birliği ile alınmaktadır. Bu hususun sizi yavaşlatacağını düşünüyorsanız veya başka bir karar alma usulü uygulamak istiyorsanız, örneğin oy birliği ile değil oy çokluğu ile karar almak istiyorsanız sözleşmede bu konuyu da hükme bağlamanız gerekmektedir. Sözleşmede çoğunluk ile karar alınacağına dair bir husus vaz etmişseniz hukuken ortakların katılım payları oranına göre değil kişi sayısına göre bir çoğunluk şartı belirlenmiş sayılmaktadır. Dolayısıyla karar alma usulünü düzenlerken dikkat etmeniz gereken bir detay da budur.
Yine aksi ortaklar tarafından kararlaştırılmadığı sürece tüm ortaklar yönetim ve temsil yetkisini haizdir. Eğer ortaklar yönetim ve temsil yetkisini bir ortağa ya da bazı ortaklara, bunların da dışında şirketle organik bağı olmayan bir üçüncü kişiye devretmek isterlerse bunu da belirlemeleri gerekecektir. Yönetici ve temsilcinin ortaklığı temsilen yapabileceği iş ve işlemlerin kapsamı geniş olduğundan yönetim ve temsil yetkisini kime veya kimlere özgülediğiniz büyük önem taşımaktadır. Gecikmesinde sakınca bulunan haller istisna olmak üzere olağan işlerde yetki verilmiş temsilci tek başına söz sahibi olabilirken olağanüstü işlerde birden fazla ortak ya da tüm ortakların yetkili olduğu hallerde oybirliği aranmıştır.
Kâr paylarını belirlerken dikkatli olmalısınız.
Ortaklığın hak ve borçlarına dair hükümleri unutmamalısınız.
Adi ortaklıklar; anonim ve limited şirketler gibi kendi adı ve hesabına hak ve borç edinemezler, çünkü bir tüzel kişilikleri yoktur. Bu sebepten gerçek kişiler üzerinden yapılan bir muhasebe söz konusudur. Dolayısıyla burada da güvenin önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ortakların kişisel alanındaki zararı ortaklığa aksettirmemesi için sözleşmede bu kısmı detaylı bir şekilde düzenlemenizi öneririz.
Ortakların yükümlü olduğu işler ile diğer yükümlülüklerini düzenlemeniz de önem taşımaktadır.
Ortaklar iş bölümü yaparak hem kendi yapmayı planladıkları işi aşmamalarını hem de yapacakları işi öngörülebilir kılmalarını ve diğer iş ve işlemleri kimlerin yapacağını kategorize ederek ortaklığın nizami şekilde yürümesini sağlayabilir ve olası bir karışıklıktan ve ihtilaftan kaçınabilirler.
Ortaklığın sona erme hükümlerini düzenlemeyi unutmayınız.
Olası bir uyuşmazlıkta davanın ya da takibin görüleceği yetkili mahkeme ve icra dairesini belirleyebilirsiniz.
İleride ortaya çıkabilecek bir uyuşmazlıkta sizin için daha kolay erişilebilir bir bölge, şehir ve adliyeyi uyuşmazlık dava veya takibinin görülmesi hususunda yetkili kılabilirsiniz. Böylece olası bir uyuşmazlıkta fazla masraf yapmanız ve yaşadığınız ya da iş yaptığınız yerden uzaklaşmanız gerekmeyecektir. Hangi mahkeme ve icra dairesinin yetkili olduğu gibi ekstra uyuşmazlıklarla sürecin uzama ihtimali azalacaktır.
Bu yazıda fazlasıyla yaygın olan adi ortaklıkların ispat kolaylığı ve hukuki öngörülebilirlik açısından yazılı sözleşmeye ihtiyaç duyduğundan, bu yazılı sözleşmenin/protokolün ne gibi bileşenleri olduğundan ve bu bileşenler içerisinde ne gibi hususlara dikkat edilmesi gerektiğinden söz ettik. Ancak ortaklık ilişkisini ne için kurmak isteyeceğinize bağlı olarak spesifik maddelerin de önem taşıyacağını unutmayınız.
Örneğin bir market işletme, bir proje hazırlama veya bir avukatlık ortaklığında önem arz eden hususlar çeşitli ve farklıdır. Hiçbir hak kaybı yaşamayacağınız ve hukuk kuralları çerçevesinde dilediğiniz hususları sözleşmede akdedebileceğiniz bir ortaklık protokolü hazırlayabilmeniz için hukuki destek almanızın daha yerinde olacağından da söz ederek bu yazıyı sona erdirmiş olalım.
Okuduğunuz için teşekkürler. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğimle.
Yorum Yazın