STALIN'İN TAVUĞU
STALIN'İN TAVUĞU
1917’de, Sovyet Devrimi’ni yapan Lenin’in ölümünden sonra iktidarı ele
geçiren Sovyetler Birliği diktatörü Stalin, en katı uygulamaları
planladığı çalışma odasına, yakın çalışma arkadaşlarını toplamış sohbet
ederken, bir ara ayağa kalkıp ellerini havaya kaldırarak herkesi
susturur ve söze başlar:
'Saçını ihtilalde, halk içinde,
devlet yönetiminde, bürokraside ağartmış dostlarım... Söyleyin bakalım,
halkın yönetime baş eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için
yöneticiler ne yapmalı? Böyle güçlü bir idare tesis etmek için nasıl
davranmak gerekir?'
Her kafadan bir ses çıkar. Kimisi adaletten, haktan, hukuktan söz eder.
Kimisi demokrasiden, insan haklarından bahseder. Kimisi sertlikten yana tavır alır.
Kimisi sürgünden, sehpadan, hapisten dem vurur.
* * *
Kitlesel baskı ve korku yaratmanın deha çapındaki diktatörü Stalin,
adamlarının açıklamalarının hiçbirini beğenmez. Masadaki votka şişesi
yarı yarıya boşalmıştır... Bir kadeh daha içki yuvarlayıp soğuk ve
ürpertici bir sesle şöyle der:
'Yönetimi ele geçiren
hükümdarın ya da o güçteki bir liderin Tanrı’dan pek farkı yoktur. Halk
onu öyle görür. Önce bunu bilin... Sonra, insanların karşınızda baş eğip
durması için ne yapmanız gerektiğini bırakın da ben, şu beyinsiz
kafalarınıza çivi gibi çakayım!'
Hakaret ağır olmasına rağmen
herkes memnun memnun sırıtır. Stalin’den hakaret işitmek bile onlar
için önemli bir iltifat gibidir.
Stalin, hizmetkárlardan birini çağırıp emreder:
'Çabuk bana bir tavuk getirin!'
* * *
Aceleyle bir tavuk kapıp getirir uşaklar...
Stalin, adamlarının gözleri önünde tavuğun tüylerini canlı canlı yolmaya başlar.
Diktatör, bütün tüyleri yolunup cascavlak kalan tavuğu odanın ortasına salıverir:
'Şimdi izleyin bakalım nereye gidecek bu şaşkın tavuk?'
Zavallı
tavuk içine düştüğü azaptan kaçıp kurtulayım diye aralık kapıdan dışarı
kaçar, soğuktan tir tir titrer, dönüp masaların altına girer, köşeli
masa ayakları canını yakar, duvar diplerine koşar, tüysüz kanatları yara
bere içinde kalır, şömineye yaklaşır, tüysüz derisi kavrulur...
Sonunda çaresiz, tüylerini yolan Stalin’in bacakları arasına sığınıp saklanır.
O
zaman Stalin, cebinden bir avuç yem çıkarıp yolunmuş tavuğun önüne tane
tane atar. Yemlenen tavuk bundan sonra, Stalin nereye yönelse peşinden
koşar!
Ağızları bir karış açık kalan dostlarına bakan Stalin, alaycı bir gülüşle şöyle der:
'Gördünüz
mü? Halk dediğiniz topluluk bir tavuk gibidir. Tüylerini yolup aldıktan
sonra onu serbest bırak. O zaman yönetmek o kadar kolay olur ki...'
Yorum Yazın
malesef.