Nil Keskin Yazio: Kapanma Ders 1: Aşk ve Sevgi Sanatı
Kapanma döneminde, en çok açlığı çekilen ama çok az kişinin tanımaya öğrenmeye, kendini eğitmeye vakit ayırdığı bir sanat, sevgi sanatına odaklanalım istedim ilk olarak.
Hayatta kalmanın, dayanmanın en büyük ateşleyen gücü olan aşk ve sevginin şüphesiz önce kendine ve sonra karşı cinse olan bir tutkunun sanata nasıl dönüştürülebileceğini ve bunu öğrenmenin iyi yaşam kalitene neler katabileceğini ele alalım bu önemli dönemde.
Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki insanın hayatı boyunca tadabileceği en tarifsiz duygu aşk, o kadar güçlü ki sadece kalbi değil beyni ve bedeni de esir alıyor. Aşkla yaşayan, aşık olan, zaman zaman bu duyguyu uyandırmayı bilen kişinin beyninde adeta hormon fırtınası yaşanıyor. Önce haz ve keyif veren dopamin, sonra mutluluk veren serotonin, ardından da ‘bağımlılık’tan sorumlu oksitosin hormonu salgılanmaya başlıyor. Beynin ‘empati’ ile ilgili bölgesinin devreye girmesiyle büyük aşkın hiçbir kusuru görülmez oluyor. Böylece ‘aşkın gözü kördür’ sadece bir deyim olmaktan çıkıyor ve bilimsel bir gerçeğe dönüşüyor.
Sevgi sanatını anlatmak için gel seni bu topraklarda yaşanmış kulağa melodisi, ruhuna enerjisi farketmeden usulca gelen ve yeryüzünün gördüğü en büyük aşklardan biriyle tanıştırayım: Kanuni’nin Hürrem Sultan’a olan aşkı…
Onların bu yıllara varan hikayelerinin her bir karesinin içinde dolaşırken ve özellikle Kanuni’nin Hürrem’e yazdığı şiirleri görünce evet aşkın bir sanat olduğuna sen de kanaat getirebilirsin.
Peki ya Hürrem Sultan? Sultan Süleyman’ın her savaşta uzakta olduğunda, aşkını, acısını, özlemini mektuplarıyla nasıl da bir duygu şöleni gibi ifade edebilmiştir.
Sevgi, aşk sanatı hayatın bütününe yansır. Her sanat emek ister, sabır ister, cesaret ister, yaratım ister, ve tabi ki sanatçı yeteneği ister.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın