Maslow'un Günlük Hayatımızın Tam Ortasında Olduğunun 19 Kanıtı

ABD'li psikolog Abraham Maslow, insan davranışlarını araştırırken bu davranışları anlamlandırmak için bir takım gözlemler ve varsayımlarda bulunmuştur. 

Oluşturduğu İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi'nde iki temel varsayımdan hareket eder:

1. İnsan davranışlarının temelinde ihtiyaçlar vardır

2. Bazı ihtiyaçların tatmini diğerlerinden daha değerlidir.

Bu varsayımlara göre insanların davranışlarında belirli katmanlar olduğunu ve bu katmanlar arası geçiş için ancak bir önceki katmanda saydığı ihtiyaçların tamamen giderilmesi gerektiğini savunur.

Günlük hayatta Maslow'un bu teorisi karşımıza nasıl çıkıyor bakalım.

Birinci katmanda yer alan fizyolojik ihtiyaçlar, insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan asgari şartları ortaya koyar. Örneğin, aç ya da evsiz biri için öncelikle çözülmesi gereken sorunlar bunlardır.

Yaşamsal önemdeki ihtiyaçlar karşılandıktan sonra bir sonraki katmanda fiziki, ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan güvenlik gereksinimleri ön plana çıkar. Örneğin sosyal güvenceli bir iş bulmaktan, mülkiyetinin fiziki olarak zarar görmemesine kadar olan kaygılar burada yer alır. Devletlerin doğuşunu da bu katmanda sayar.

İnsanların sosyal birer varlık olmasının üzerinde fazlaca durur. İnsan, diğer insanlarla bir arada yaşamak, sevmek ve sevilmek ister.

Dördüncü katmana gelindiğinde artık ihtiyaçların epey bir bölümü karşılanmıştır. Manevi gereksinimler ve toplumda yer edinme konuları devreye girer. Yaptığı işler dolayısıyla sosyal çevrede saygı görme isteğinin yanı sıra, bireyin kendi kendine de değer vermesi söz konusudur.

Birey yukarıda sayılan ihtiyaçlarını giderdiği halde hala bilgi, beceri ve yeteneklerini tam olarak ortaya koyamadığını düşünüyorsa meslek, bilim, din, siyaset gibi noktalarda en tepeye ulaşıp örnek gösterilen bir karakter konumuna gelme isteği ortaya çıkar.