Instagram Kullanımı Hakkında Bilim Ne Diyor?
Sosyal medya ve oyun platformlarının kapatılması tartışmaları gündemini korurken konuya biraz da bilimsel çerçeveden bakalım. Eğitimin somut sonuçlarını almayı yıllardır deneyimleyen bir eğitimci olarak gönlüm elbette her zaman eğitimden yanadır. Etrafımızda her an zarar görme ihtimalimizin bulunduğu sınırsız etkenle yaşıyoruz ve her şeyi kontrol altında tutmamız mümkün görünmüyor. Karşılaştığımız olaylara akılcı ve esnek bir bakış açısıyla yaklaşmak daha pozitif ve kolaylaştırıcı bir seçim gibi duruyor.
Medya okuryazarlığı ve dijital okuryazarlık alanlarında çocuk ya da yetişkin kişilerin öz denetim kaslarını güçlendirmek esastır.
Sosyal medya ve zihinsel sağlık
Facebook, X ve Instagram gibi birçok sosyal medya hesabını kavramsal olarak dahil ettiğimiz sosyal ağ siteleri ve ruh sağlığı konusunda yapılan çalışmalara genel olarak bakıldığında, sosyal ağ sitelerinin aşırı kullanımıyla psikolojik iyi oluş halinin düşük olması yönünde ilişkiler tespit edildiğini biliyoruz. Aynı zamanda düzensiz beslenme davranışı ve daha zayıf bir bedene sahip olma isteğiyle ilişkili sonuçlar da bildirilmiştir. Araştırmalara göre bu bulguların arkasında özellikle görüntüye dayalı sosyal medya içeriklerinin ön plana çıktığı düşünülüyor. Aynı zamanda yüksek düzeyde sosyal ağ kullanan kullanıcıların alkol içerikli görüntülere aşırı maruz kalmasının daha sorunlu alkol kullanımına neden olduğu bildirilen bulgular arasındadır.
Instagram özelinde çeşitli çalışmalar ise, bu platformu aşırı kullanan kullanıcıların daha düşük düzeyde psikolojik iyi oluş yanıtları verdiğini ve yeme bozuklukları, depresyon, sosyal anksiyete, genel anksiyete ve sorunlu alkol kullanımı gibi farklı psikolojik sorunlar gösterdiklerini ortaya koymuştur.
Optimize edilmiş hayatlar ve gerçekler
Instagram kullanmanın iyi yönleri yok mu?
Aşırı düzeyde kullanılmadığı sürece, bir Instagram hesabına sahip olmak zihinsel sağlık risk oluşturuyor denemez. Instagram kullanımının sosyal destek, aidiyet ve daha az yalnızlık hissetme bakımından faydalı yönleri olabileceği gibi, kullanım yoğunluğu ve türüne bağlı olarak bu etkilerin olumsuz yanları da görülebilir.
Sosyal medya platformlarının başat kullanım motivasyonlarından biri başkalarıyla iletişimde olmaktır. Mevcut ilişkileri sürdürmeyi ve kişinin sosyal ağını genişletmeyi kolaylaştıran bu platformlar, sosyal sermaye edinmeye katkıda bulunur. Aile üyeleri ve yakın arkadaşlarla sosyal destek oluşturmayı sağlayan bağ kurma ve daha zayıf ilişkilerin sağladığı faydaları içeren köprü kurma şeklinde tanımlayabileceğimiz bu katkılar sosyal sermayemizin parçasıdır. Bu bağlar yeni bilgilere ve çeşitli bakış açılarına erişim sağlayabilir. Bağlantılarımızla etkileşime girdiğimizde, örneğin sohbet ettiğimizde, durum veya fotoğraf güncellemeleri yaptığımızda sosyal sermayemiz güçlenir ve psikolojik iyi oluşu pozitif yönde artırabilir. Tüm bu bulgular, sosyal platformların kullanımı ile ruh sağlığı arasındaki ilişkilerde rol oynayan psikolojik değişkenlerin araştırılmasının çok önemli olduğunu gösteriyor.
Instagram’da beğenilmenin olumlu sosyal destek olarak algılandığını bildiren çalışmaların yanı sıra, takipçi sayısının fazla olmasının kişilerin kendi bildirdikleri mutluluk algısıyla pozitif yönde ilişkilendirildiğini bildiren çalışmalar bulunmaktadır. Aynı zamanda kimi çalışmalarda yüksek takipçili kullanıcıların daha fazla insan tarafından değerlendirilmek anlamına geldiği için stres, kaygı ve depresif semptomlar gösterebildiği bildirilmiştir. Takipçi sayısının hem yararlı hem de zararlı sonuçlarla bağlantılı olduğu görülmektedir. Bu noktada daha fazla araştırmaya ihtiyaç bulunduğu açıktır.
Tüm bu bilimsel tespitlerden yola çıkarak aşırı düzeyde Instagram kullanımının önemli olumsuz sonuçlarla ilişkili olduğunu, aşırıya kaçmayan kullanımlarda Instagram’ın bir risk faktörü oluşturmadığını söyleyebiliriz. Ancak Instagram kullanıcıları üzerinde yapılan bilimsel çalışmaların henüz bu konuları tüm yönleriyle yeterli şekilde açıkladığını söylemek de mümkün değildir. Bulguların aktarıldığı araştırmalar Instagram kullanıcılarının tamamını temsil etmiyor. Çalışmaların büyük çoğunluğu 18-30 yaş aralığındaki genç yetişkinler üzerinde yapılmıştır. Instagram’ın daha genç yaştaki bireyler ve yaşlı bireyler arasında da popülerlik kazandığı düşünülürse bu bireyler üzerinde yapılacak daha fazla araştırma konuyu anlamamıza katkı sunacaktır. Ayrıca, çoğu çalışmada araştırma yapılan kişilerin çoğunluğunu kadınların oluşturduğu görülmektedir. Kadınların yoğun Instagram kullanımını nedeniyle olumsuz sonuçları daha fazla deneyimlediği bilinmektedir. Bu nedenle kadın erkek temsili eşit olan daha fazla çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Bir diğer sınırlılık, araştırma katılımcılarının çoğunlukla Batılı ülkelerden olması ve Asya, Afrika, Güney Amerika gibi kıtaların yetersiz temsil edilmesidir. Daha çeşitli ülkelerden yeterli katılımcılar üzerinde araştırmalar yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
*Yararlanılan kaynak
Faelens, L., Hoorelbeke, K., Cambier, R., Van Put, J., Van de Putte, E., De Raedt, R., & Koster, E. H. (2021). The relationship between Instagram use and indicators of mental health: A systematic review. Computers in Human Behavior Reports, 4, 100121.
Not: Yazıda söz edilen araştırma bulguları bu bilimsel çalışmanın incelediği birçok bilimsel çalışmadan elde edilmiştir. Yazıda bilimsel bulgular özetlenerek aktarılmıştır. Detaylı kaynak bilgisine bu çalışmanın kaynakça bölümünden ulaşılabilir.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!