Danla Bilic mi Çöp Yoksa Okan Bayülgen mi?
Danla Bilic mi Çöp Yoksa Okan Bayülgen mi?
Cevap: Hiçbiri
Yasal yükümlülükten kurtulduğumuza göre Okan Bayülgenleri eleştirmeye başlayabiliriz.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bir vardııı bir yoktuuu, bugünün boomerların henüz kısa pantolonla gezdiği yıllarda televizyonda sadece TRT kanalı vardı.. Üretilen içerik kontrollü biçimde bu mecralarda yayınlanır ve gündem bu mecralarda belirlenirdi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
90larda özel radyo ve televizyonların bir anda ortaya çıkmasıyla yoğun bir içerik talebi oldu. Medyada adeta içerik patlaması yaşandı. Müthiş bir içerik ihtiyacı doğmuştu.
O furyada Pop müzik patladı. Yeni nesil şarkıcılar her yerde görünür oldu. Bu her alana yansıyınca mankenler, oyuncular vs hayatımıza birçok hiç, az ve çok ünlü girdi. Okan Bayülgen'in o yıllarda ürettiği içerik tamamen 90larda zuhur eden ünlüler üzerine kuruluydu. Medya kendi ürettiği içerikler üzerinden tekrar içerik üretip bunu tekrar seyirciye sunma tekelini elinde bulunduruyordu. 90ların ‘çöp’ içeriği yine o içeriğin yayınlandığı mecrada alay konusu olabiliyordu.
Aradan yıllar geçti. İnternet, gelişen teknoloji ve hayatımıza giren sosyal medya ile iletişim 20 sene sonra tamamen değişti.
İçerik üretme, kaliteli içeriğin ne olduğunu belirleme, gündem belirleme ve üretilen içerikle alay etme tekeli birilerinin elinden kayıp gitti. Sosyal medyada içerik üreten herkes kendi medya patronu oldu. Tekel kırılmıştı. Artık herkes kendi medya arkası programını sosyal medya hesaplarını yapıyordu. Kimsenin bunlara yapabilmesi için hormonlu networklere ihtiyacı yoktu.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Artık neye güleceğimizi, neyi eleştireceğimizi, neyi beğeneceğimizi, neyin kaliteli olduğunu geleneksel medya yönetici ve programcıları değil sosyal medya kullanıcıları belirler oldu.
Bu reklam ve pazarlama modellerini de değiştirdi. Türkiye’de dijital reklam yatırımları %50’nin üzerinde bir paya sahip. Televizyonlar ise sadece diziler ve gündüz kuşağı kadın programları reklamları ile yaşamına devam ediyor.
Geleneksel medyanın ünlüleri yine eskisi gibi reklamlarda yer alıyor fakat pasta azaldı. Pastanın önemli kısmı artık ’çöp’’ influencerlarda.
Okan Bayülgen’e Twitter hesabımdan hattat benzetmesi yapmıştım. Daha önce de yapanlar olmuştu.
Bugün de iletişim araçlarının değişimi birçok dengeyi değiştirdi. Bu değişikliklere uyum sağlayamayan eskinin ünlülerini rahatsız ediyor. Eski ışıltılı günlerini arıyorlar. Sosyal medyada konuşulmayınca aslında 'yok' olduklarının farkındalar.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Artık gözler Okan Bayülgenlerin üstünde değil. Oldu bitti gitti. Işık artık Danla Bilic'lerin Berkcanların üzerinde. Teknoloji ilerledikçe iletişim aygıtları değiştikçe buna uyum sağlayanlar sürekli ''popüler ve gündemde'' olacak.
Televizyonlar bize geçmişte Okan Bayülgen'i, Reha Muhtar'ı, Televole'yi dayattı ve günümüzde farklı bir kakafoniyi dayatıyor. Her zaman bir ideolojik aygıt işlevi gördü. Sosyal medya ise sürekli regüle edilmek istenen, hükümetleri ve boomerları rahatsız eden ideolojik toplumsal bir zemine sahip.
Sosyal medya bize çeşitlilik sunuyor. Emrah Safa Gürkan, Barış Özcan ve Enes Batur arasında tercih yapabiliyorsun. Abone oluyorsun, isteğe bağlı ücret de veriyorsun. Dayatma yok.
Kimse hormonlu networkleriyle fenomen ya da influencer olmadı, olamaz. Ne olduysa kullanıcıların tercihleriyle oldu. Sıradan bir kişi yarın Youtube hesabı açıp içerik üreterek ünlü olabilir.
Eğer Danla Bilic'den rahatsız oluyorsanız, engelle ve sessize al butonuyla sosyal medyada onu maksimum kısıtlayabilirsiniz. Televizyon bize bu şansı hiç vermedi. Hatta televizyon izlememek bu nedenlerle bir ara aydın ve yarı-aydın kitle arasında popülerleşti.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Velhasıl kelam sosyal medya bize tercih etme özgürlüğü sunuyor. İsteyen 'çöp' içerik üretiyor ve tüketiyor, isteyen kaliteli içerik. Şimdi bu içeriğin yorumlarını ve emojilerini kapatıp size o ''eski''yi yaşama fırsatı sunuyorum.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam