Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Arkeologları Şaşkına Çeviren Mumyalar: Geçmişin İzleri Sizi de Hayrete Düşürecek
Mumyalar yüzlerce yıldır insanların ilgisini çekiyor. Mumyaların anlatıldığı filmler yapılıyor, belgeseller hazırlanıyor. Çünkü binlerce yıl önce devasa yapıların içerisine, onca eşya ve hizmetçiyle beraber gömülen bu insanların sırrı; hemen herkesi cezbediyor. Bazı mumyalar ilginç hikâyeleriyle dikkat çekiyor bazılarının ise tabutları açıldığı anda enteresan olaylar başlıyor. Her keşifte ayrı bir heyecana katılan arkeologlar ise kimi zaman hayret etmeden duramıyor. Mumyalar sizin de ilginizi çekiyorsa gelin, arkeologların bu ilginç keşiflerine ortak olalım.
Bayan Rai'nin saçları
Bayan Rai ya da Lady Rai olarak bilinen mumyanın milattan önce 1500 yıllarında öldüğü düşünülüyor. 30-40 yaşlarında hayata gözlerini yuman kadının bir kraliçenin hizmetçisi olduğu tahmin ediliyor. Arkeologların Lady Rai'nin mezarını açtıklarında en şaşırdıkları şey, mumyanın saçlarıydı. Mumya, sanki hâlâ yaşıyormuş gibi hiç bozulmamış saçlara sahipti. Çok ilginç, değil mi?
Dünyanın en eski mumyası
Dünyanın en eski mumyası, insan yapımı bir mumya değil. Onun yerine Alp buzullarında donarak doğal yollarla mumyalanmış, yaklaşık 5300 yıldır mumya olarak kalmış bir adama ait. Ötzi olarak adlandırılan bu adamın mumyası, görenleri hayrete düşüyor.
II. Ramses Fransa yolcusu
Antik Mısır döneminin en uzun hüküm süren firavunlarından birisi olan II. Ramses'in 90 yaşına kadar yaşadığı tahmin ediliyor. 100'den fazla çocuğa sahip olduğu düşünülen Ramses'in mumyası, ilk olarak 1881 yılında keşfedildi. Mezarındaki ihtişam, arkeologları büyüledi ve hayrete düşürdü. Fakat çıkarıldıktan sonra 1974 yılında mumyanın durumunun kötüye gittiği fark edildi. Bu sebeple Fransa'ya iyileştirme uygulamaları için gönderilen Ramses'e Mısır pasaportu çıkartıldı ve mesleğine 'Kral merhum' yazıldı. Hatta Fransa'ya geldikten sonra Ramses'e sadece kraliyet ailesinden olanlara verilen onur nişanı hediye edildi.
Kral Tutankhamun ve laneti
Kral Tutankhamun; 9 yaşında yönetimin başına geçmiş, Mısır'ın en geç firavunlarından birisiydi. Döneminde çok da önemli bir karakter olmayan Kral Tutankhamun, mezarı açıldıktan sonra en meşhur mumyalar arasına girdi. 1922 yılında Krallar Vadisi'nde keşfedilen mezarı, arkeologları büyüledi çünkü mezarın içinde akla hayale sığmayacak antik eşyalar bulunuyordu. Katı altından yapılmış en detaylı tabut maskelerinden birisine sahipti. Ayrıca Tutankhamun laneti de meşhur olmasında neden oldu. Finansörü bu mezarı açtıktan birkaç gün sonra sivrisinek ısırığı ile ölmüş, bu da 'mumyaların laneti' söylentisini kuvvetlendirmişti.
Dünyanın en iyi korunan mumyalarından biri: Xin Zhui
Dünyanın en iyi korunan mumyalarından biri de Çin'de yaşamış Xin Zhui adında kadına ait, 2000 yıldan daha eski bir mumya. Mumya o kadar iyi korunmuş durumda ki saçları ve iç organları bozulmadan kalmış. Özellikle saçları o kadar taze duruyor ki görünce ürpermemek mümkün değil.
Timsah mumyaları Mısır'da çok yaygın
Timsah, Eski Mısır'da en önemli hayvanlar arasındaydı çünkü Nil Nehri'nde yaşayan Nil timsahları, dünyanın en iri ve güçlü timsahları arasında yer alıyor. Bu sebeple Mısır'da birçok timsah mumyası bulmak mümkün. Özellikle timsah başına sahip olan Sobek isimli tanrıyı simgelemek için bu mumyalar yapılıyordu. İşin ilginç yanı ise Antik Mısırlılar timsahların içini eski papirüslerle dolduruyordu. Bu da bilim insanlarının timsahların içinden daha hiç görmedikleri antik metinleri bulmasına yol açıyor.
Halktan bir mumya örneği: çamur kaplı mumya
Genellikle mumyalama işlemi kraliyet ailesinden olan kişilere yapılıyordu. Çünkü mumya kaplamak için kullanılan reçine oldukça pahalıydı ve herkes bunu temin edemiyordu. Bu sebeple reçineye ulaşamayan halktan bir kişi, kaybettiği birini çamur kaplayarak mumyaladı. 20 yaşlarında mumyalanan bu kadın, halkın kraliyet ailesine nasıl özendiğini gösteriyor.
Hatşepsut Firavunu
18. Antik Mısır hanedanın 5. firavunu olan Hatşepsut, tarihin en güçlü kadın hükümdarlarından biriydi. Üretkenliğiyle de ün salan Hatşepsut'un uzun süre mezarı bulunamadı. 1900'lü yılların başında Krallar Vadisi'nde mezarı bulunan Hatşepsut'un tabutu boş çıktı. Daha sonra süt annesinin mezarına ulaşıldı. 1902'de olan bu olaydan 100 yıl sonra Hatşepsut'un özel eşya kutusunda bulunan dişi ile yapılan DNA testiyle mumyanın aslında süt annesi değil Hatşepsut'un kendisi olduğu ortaya çıktı.
Yorum Yazın