Kafalar Karışık! "Westworld"den Geriye Neler Kaldı, 2. Sezonda Neler Olabilir?
Michael Crichton, 1960'lı yıllarda Disneyland'a gittiğinde buradan çok etkilenir ve Westworld adlında bir bilim kurgu eseri yazmaya başlar. 1973'te hikayenin filmi çekilir; film beğenilir ancak geniş bir kitleye ulaşamaz. Milyonlara ulaşması ancak bu yıl mümkün olabildi, ama ne yazık ki yazar 2008'de hayatını kaybettiği için bunu göremedi.
Dizi versiyonunun, Westworld'ün orijinalinden pek çok farkı var. Filmdeki robotlar kötü taraftayken dizidekiler ise iyi taraftalar. Bunun gibi bazı detaylar ve fazlası için yazının biraz aşağılarına doğru gitmeye başlayalım...
DİZİYİ İZLEMEYENLERİ DAHA SONRA BEKLERİZ, İÇERİĞİMİZ BOL BOL SPOILER İÇERİYOR. ☔️
Her yerinden kalite akan bir dizi olacağının sinyalini en başından vermişti Westworld.
10 bölümlük ilk sezonun, bekleneni verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
İlk bölümden itibaren teori üstüne teori üretildi.
Özellikle son yıllarda İnternet ortamında teori üretme modası aldı başını gitti ve Westworld sağ olsun bu teorici arkadaşlar altın çağını yaşamaya başladı.
Teorileri okuyanlar en çok konuşulanların bir bir gerçekleştiğine tanıklık etti ilerleyen bölümlerde. Bu teorilerden en önemlisiyse, üç farklı ana zaman dilimi olduğunu iddia edendi. Zor fark edilebilecek detaylarla erken tahminler yapıldı ve son bölümlerle birlikte bu teorinin doğru olduğu anlaşıldı. Westworld logolarının farklı olması gibi pek çok ince detayla bu teoriyi üretmek mümkündü.
Sezon finalinde, William'ın Siyahlı Adam olduğunun kesinlik kazandığı bu geçiş sahnesinde derin bir oh çektik.
Gerçi bu sürpriz sayılmazdı, önceki bölümlerde kendini belli etmişti. Teorilerden haberi olmayanlar ve dikkatli izlemeyenler için bir şok etkisi yaratmıştır tabii.
Logan'ı canlandıran Ben Barnes de bu teorilerden sıkıldığını, bunları okumadan dizinin tadının çıkarılması gerektiğini söyledi. Ama işte bu kadar merak edip tam olarak anlamak isteyince okumadan edemiyorsunuz.
William ve Dolores arasında zamana yayılan bir ilişki vardı ancak aradan geçen 30 senede William'ın, insani duygularını kaybettiğini gördük. Kafayı labirente takıyor ancak bu pek meşhur labirentin insanlar için olmadığını er geç anlıyor; çünkü insanın bir bilinci zaten vardır.
Bir buçuk saatlik sezon finali film tadındaydı ve pek çok sürprizle karşılaştık.
Bu sürprizlerin en şaşırtıcı olanlarından biri de, Maeve'in, bilinçlenerek Westworld'den kaçmaya çalışmasının kendi kararı olmadığını öğrenmekti.
Sezon başından beri adım adım bilinçlendi, izleyicinin favori karakterlerinden biri oldu ancak bu bilinçlenmede Ford'un etkisi olduğunu öğrendik. Maeve'in Bernard'ı uyandırmasında da Ford'un parmağı var belli ki.
Yine de, dış dünyaya giden trene bindikten sonra kendi kararını verebilmeyi başardı. Bu kararla birlikte Dolores gibi bir bilinç kazanmış olduğu görülüyor.
Dolores demişken; aklındaki sesin kendi sesi olduğunu anladığında bilincini kazanmayı başardı.
Sezon finalinin bir diğer önemli sürpriziydi. Arnold'ın Bernard, William'ın Siyahlı Adam olduğunu öğrendikten sonra bu kez de Dolores'in Wyatt olduğunu öğrendik.
William'a ise insan olmanın değersizliğini söyledi; acılardan, korkulardan bahsedip kuma dönüşeceklerini anlattı. Üstüne de ölümsüz bir tanrının geleceğini vurguladı. Bu sözler için tahmin üretmek kolay değil, yeni sezon için ipuçlarıydı belli ki.
William'ın Dolores'e söylediği bu sözler de bir işaret vermişti zamanında.
Maeve'e tekrar dönelim. Felix'i (çekik gözlü çalışan) uzun süredir emellerine alet ediyordu.
Sonunda Westworld'den kaçma zamanı gelmişti. Bu anlarda Terminatör'den sahneler izler gibi olduk, dizinin belki de en hareketli anlarıydı. Ancak o kadar eğitimli güvenlikçinin eline ilk kez taramalı alan robotları etkisiz hale getirememesi dizinin klasına yakışmayan bir basitlik olmuş.
Bu arada, bu sarışın sert karakter (Armistice) kesin tutar. Tutacağını bildiklerinden de bir bonus sahne eklenmiş.
Norveçli Ingrid Bolsø Berdal'ı, Şeytanın Oteli (Fritt vilt) filminden de hatırlıyoruz.(O zamanlar siyah saçlıydı.)
Gelelim Ford'a; bu kadar tutan teorilere rağmen Ford'un öleceği kimsenin aklından geçmiyordu.
Ford, 'Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulur' derken saniyesi saniyesine planladığı ölümü bekledi ve tıpkı Arnold gibi Dolores tarafından öldürüldü.
Arnold ile Ford, fikir ayrılıklarının ardından 35 yıl sonra da olsa aynı noktada buluştular. Böylece Ford'un o kadar da korkutucu olmadığını anlamış olduk.
Robotlar bu ayaklanmayla birlikte canlı olduklarını gösterebilecekler ve insan zulmünden, o korkunç döngüden kurtulabilecekler. Ford'un planı bu yönde ilerlemekte.
Peki, Ford gerçekten öldü mü?
Ölümü beklenmiyordu demiştik, ilk bölümden itibaren tanrıyı oynadı ne de olsa. Ve zorda kaldığını düşündüğümüz her anda akla gelmeyecek planları olduğu ortaya çıkmıştı.
Piyano sahnesinde en güzel örneklerinden birini görmüştük, ki piyanonun da sırrı merak ediliyordu.
Daha önce de, Ford'un zekasının bir örneği olarak Bernard'ın insan olmadığını öğrenmiştik mesela.
Bernard'ın, Arnold'un kopya bir robotu olduğunu biliyoruz; işte bu örneği neden Ford'da da görmeyelim? Kafasına sıkılan Ford, insan Ford'un robot hali olabilir.
Şu ihtimal de var; insan hali ölmüştür ama bilincini bir robota aktarmış da olabilir. Çünkü Ford, Theresa'yı öldürdüğünde bir robot üretimi gerçekleşiyordu. İlk başta Theresa'nın robotu olabilir diye düşünsek de, belki de kendi robotunu üretiyordu.
Ya da ikisi de olmamıştır, benden bu kadar deyip gerçekten de ölmüştür.
Gönül isterki ikinci sezonda da Anthony Hopkins'i görelim ama Game of Thrones'taki Ned Stark gibi beklenmedik bir şekilde son oyunculuğunu sergilemiş de olabilir. Yani dizi 5. sezona geldiğinde bir efsane olarak anılma ihtimali ağır basıyor.
Hopkins diziden ayrılsa bile Ford karakterini görme ihtimalimiz hâlâ var. Nasıl mı? Ford'un insan hali ölür ve bilinci robot haline aktarılır ancak bu robotu canlandıracak oyuncu Hopkins olmaz. Yeni oyuncu, Ford'un ağırlığını hissettirebilir mi, orasını şimdilik bilemeyiz.
Sanatçılar ölse de, yarattığı eserlerde yaşamaya devam ettiğini söylemişti Ford. Buradan şunu çıkarabiliriz; Ford, yarattığı bir robotta(yani eserinde) yaşamaya devam edeceğini ima etmiş olabilir. Ya da biz fazla kurcalıyoruz... Ama bulmaca gibi bir dizi, zevki kurcalayınca çıkıyor açıkçası.
Sanatçılar demişken; Ford, Dolores'e Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı adlı tablosunu gösterdi.
Tablonun 500 yıl sonra anca anlaşılabildiğini anlatıyor. Tabloda yaradılış teorisinin resmedildiği düşünüldü daima fakat beynimizin anatomisi saklıydı ve tanrıyı beynimizde yarattığımız anlatılıyordu gerçekte. Tanrı, yaradılış, benlik gibi felsefi kavramların bu kadar ön planda olduğu bir dizide verilebilecek en iyi örneklerden biriydi.
Ford'un ihtimallerinin haricinde ikinci sezonda başka neler olabilir?
2. sezonda Jimmi Simpson(William) olmayacak. Yani zaman akışı bu kez çoklu olmayacaktır muhtemelen. Gerek de kalmadı aslında.
Dış dünyayı da görecek gibiyiz, hikayeyi daha da zenginleştirecektir.
Delos şirketinin Westworld'ün haricinde inşa ettiği dünyaları da görebiliriz.
SW logolu Samurai World'ün olduğunu gördük. Westworld'ün yazarı, Jurassic World'ün de yazarı ve eserlerinde daha pek çok dünya bulunuyor. 1973'teki Westworld filminin devam filminin adı Futurewold'dü mesela. Jurassic World'e de serçe sahnesinde güzel bir gönderme yapılmıştı.
Dolores'in elbisesinin, Alice Harikalar Diyarı'na bir gönderme olduğunu da belirtmek gerekir.
Bernard, Dolores'e bu hikayeden bir pasaj da okumuştu. Konu olarak da benzer yanları bulunuyor.
1973'teki filmin karakteri Gunslinger'a da bu sahnede bir selam çakılmıştı.
Westworld'deki kasabanın adı "Sweetwater"dır, Jonathan Nolan, en sevdiği western filmi Once Upon a Time in the West (1968)'teki kasabanın ismini kullanmış.
Sergio Leone eminim gurur duyardı.
Nolan kardeşler anagramı seviyorlar. Daha önce de, Inception'da kullanmışlardı.
Karakterlerin isimlerindeki baş harfleri birleştirince 'dreams' kelimesi ortaya çıkıyordu.
İçimiz rahat olabilir; dizinin iptal edilme gibi bir durumu yok, 2. sezonu onaylandı.
Teddy'yi canlandıran James Marsden, dizinin 5-6 sezon sürebileceğini söyledi. Reytingler de efsane gidiyor; hem HBO'da hem de Netflix'te 'ilk sezonu en fazla izlenen dizi' ünvanını aldı. Game of Thrones'un ilk sezonu bile bu kadar izlenmemişti. Bu yılın televizyon ödüllerinin pek çoğunda adaylıklar da elde etti, kalitesi bir kez daha tescillendi.
Yeni sezonu epey bekleyeceğiz. 2017'de çıkacağını sanıyorduk ancak 2018'de geleceği söylendi.
Jonathan Nolan, sadece dizi setinde vakit geçirmek istemediğini, film çalışmalarının da olacağını söyledi. Araya bir film sıkıştırdıktan sonra da Westworld'ün yeni sezonu gelecektir.
Dizinin her bir bölümü hakkında sayfa sayfa yazılır, saatlerce konuşulur. Öyle de bir dizi sezonuydu. Hararet yapmış beyinlerimiz yeni sezona kadar anca soğur artık. Beklemedeyiz...
Yorum Yazın
Dünkü yazıya göre kat kat iyi bi yazı elinize sağlık, geek bi bireyin elinden çıktığı belli. Sezon finalini henüz izleyip araştırma yapmamış seyirci için har... Devamını Gör
2018 nedir yahu ?!
Bence de meave kendi kararını verdi demek üstünkörü bi yargı. Zira Bernard meave'nin hikayesini ancak trene biniyorsun bölümüne kadar okudu, sonrası hakkında... Devamını Gör