Görüş Bildir

Sahte Kimlik Haberleri

Sahte Kimlik ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Sahte Kimlik ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Başsavcılık’tan Operasyon Açıklaması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülen Cemaati'ne yönelik başlatılan iki ayrı soruşturma kapsamında 104 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Hakkında gözaltı kararı olup da aranan 11 kişi kaldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı bir açıklama yaparak iki ayrı soruşturma hakkında bilgi verdi. Buna göre, 'Selam-Tevhid' adlı örgüt kurulduğu yönündeki soruşturmada 'casusluk' yapıldığı tespitiyle ilgili 76 Emniyet görevlisi hakkında yakalama, gözaltı talimatı vardı. Şu an itibariyle bunlardan 75'i gözaltında. Yine çok sayıda kişinin sahte kimlik ve belgelerle değişik zaman dilimlerinde özel amaçlı dinlenilmesiyle ilgili de İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi'nde görevli 39 şüpheli hakkında 21 Temmuz tarihli yakalama, arama, gözaltı talimatı vardı. Bu şüphelilerden de 29'u gözaltına alındı. 'Bunlar şeref madalyaları' Öte yandan Gülen Cemaati'ne yönelik salı günü başlatılan operasyonda gözaltına alınan polisler, akşam saatlerinden bu yana gruplar halinde sağlık kontrolünden geçirildi. Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, ikinci kez sağlık kontrolünden geçirilmek için sabah saatlerinde Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tabipliği'ne sevk edildi. Hastaneye sivil polis aracıyla götürülen Ali Fuat Yılmazer kelepçe takılmasına tepki göstererek, 'Bu şeref madalyalarını görün, bunlar şeref madalyalarıdır. Bunlar da bugünün polisliğidir. Reza'lara (Rıza Sarraf) yapılmamış polisliği görüyoruz. Bunlar devletimden aldığım şeref madalyalarıdır. Türkiye görecek, tarihe geçecek' dedi. Yanındaki polisler Yılmazer'i, 'Müdürüm lütfen müdürüm' diyerek araca bindirmeye çalıştı. Kendisini sağlık kontrolüne getiren polis memurlarıyla da tartışan Ali Fuat Yılmazer sonra tekrar Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Bu polislerden Kadri Cemil Y. de gazetecilere, 'Ben polisim. Hırsız, terörist gördüm mü bulur, yakalarım' diye bağırdı. İftar kumanyasına isyan etti İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ile Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği operasyonlarda gözaltına alınan eski polis şefleri ve polis memurları, Emniyet Müdürlüğü'nün bodrum katındaki nezarethanelerde tutuluyor. Ömer Köse’nin avukatı Kemal Şimşek, müvekkiliyle diğer şüpheli polislerin, 'adi suçlular gibi ikişer kişilik hücre tipi koğuşlarda tutulduklarını' söyledi. İki kişilik hücre tipi nezarethanelerde tutulan şüpheli polis şeflerinden İstanbul Terörle Mücadele Şube'sinin eski müdürü Ömer Köse, verilen iftar kumanyasına tepki gösterdi. Köse avukatının yanında, 'Terör suçlularına bile yapmadığımızı bize reva görmenizi hak etmedik' diye görevlilere bağırdı. Köse, 'Ben terör müdürüyken buraya gelen terör örgütü üyelerine, terör suçlularına bile yemeği beğenmediklerinde dışarıdan yemek hakkı tanırdım. Onlara çay ikram ederdik. Şimdi bize reva görülene bakın. Biz bunu hak etmedik” dedi. Köse'nin avukatı, diğer illerdeki gözaltı işlemleri devam ettiği için henüz sorgulama aşamasına geçilemediğini söyledi. 'Bu durum da ayrıca mağduriyet doğuruyor” dedi. Avukat Şimşek'e göre sorguya perşembe günü başlanacak. 'Savcının aldığı ek gözaltı süresini de hesaba katarsak şüpheliler ancak cuma ve cumartesi günü hakim karşısına çıkabilir” dedi. Şimşek ayrıca, operasyonun başladığı salı sabah saatlerinde avukatların cep telefonlarıyla içeri girebildiğini, hatta şüphelilerin aileleriyle de görüştürüldüğünü ancak öğleden sonra buna artık izin verilmemesini de anlayamadıklarını ifade etti. 104 polis gözaltında İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimi Hulusi Pur'un kararıyla başlayan operasyonda haklarında yakalama ve gözaltı kararı olan 115 emniyet görevlisinden 104'ü gözaltına alındı. Gözaltına alınan son isim eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer oldu. Al Jazeera 'nin edindiği bilgilere göre polislere, 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme', 'casusluk', 'usûlsüz dinleme', 'resmi belgede sahtecilik', 'suç uydurma', 'özel hayatın gizliliğini ihlal', 'konut dokunulmazlığını ihlal', 'soruşturmanın gizliliğini ihlal' ve 'delil üretmek' suçlamaları yöneltiliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da operasyonun süreceği ve başka alanlara da sıçrayabileceği mesajı vermişti. Kaynak: Al Jazeera, AA
Gözaltındaki 75 Şüpheli İçin Ek Gözaltı Süresi Alındı Haberi
Paralel yapı iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden 75’i için ek gözaltı süresi alındı.Sözde Selam -Tevhid adlı örgüt kurulduğu yönündeki soruşturma vasıtasıyla casusluk yapıldığı iddialarına ilişkin 75 emniyet mensubu önceki gün yapılan baskınla gözaltına alınmıştı. Çok sayıda kişinin sahte kimlik ve belgelerle değişik zaman dilimlerinde özel amaçlı dinlenmesi ile ilgili de İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi’nde görevli 39 şüpheli hakkında yakalama, arama, gözaltı talimatı verilmiş, bu şüphelilerden de 29’u gözaltına alınmıştı. Emniyette işlemleri tamamlanan şüphelilerden 75’i için 24 saatlik ek gözaltı süresi alındı. Sorgu işlemleri tamamlanan diğer şüphelilerin ise bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. İHA
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Önceki gün Küçükçekmece’deki Garip Dede Türbesi’nde bir Alevi dedesi ile görüştüm.Çocuğunu ilk gün okula yollamış. Din dersinde hoca sınıfa girer girmez, “ İyi günler öğretmenim ” diyen çocukların sözünü düzeltmiş:Bundan böyle “ Hayırlı günler ” demelerini tembihlemiş.Sonra da Sübhaneke duasını öğretmeye girişmiş.“İlk derse girdi ama bundan sonra hiçbir din dersine girmeyecek” dedi dede…Kişisel bir tasarruf mu?Değil, kitlesel bir karar bu…Aleviler, Sünnilik eğitimine karşı demokratik mücadeleye hazırlanıyor.“Bedeli ne olursa olsun ”, dayatmaya direnecek, zorunlu din derslerine girmeyecekler.
Diyarbakır'da 'Dur İhtarına Uymayan' Kişi Öldürüldü
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 'dur' ihtarına uymadığı belirtilen bir kişi, açılan ateşte öldü. Valiliğe göre cezaevi firarisi olan sürücü, güvenlik güçlerine tabanca doğrulttu.Diyarbakır'ın Lice ilçesi Bingöl yolu üzerindeki Abalı Jandarma Karakolu kontrol noktasında görev yapan askerler, saat 14:30 sıralarında araçlarda kontrol yaparken, kendilerini gören bir otomobil sürücüsünün kaçmaya çalıştığını fark etti. Diyarbakır Valiliği'nin açıklamasına göre jandarma, kaçan aracı takibe alıp, sürücüye 'dur' ihtarı yaptı. Jandarma ekipleri, kendilerine tabanca doğrulttuğunu söyledikleri kişiye ateş açtı, sürücü başından ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan 25 yaşındaki Muzaffer Görül hayatını kaybetti.Valilik, ekiplerin önce havaya ardından da aracın tekerleklerine ateş açtığını belirtti.Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde olayı protesto etmek isteyen bir gruba polis biber gazıyla müdahale etti. Görül'ün yakınları, acil servisin camlarını kırdı. Atılan gazlardan hastanede olanlar da etkilendi.Jandarmanın yaptığı araştırmada 'dur' ihtarına uymayarak kaçan kişinin Bingöl Açık Cezaevi'nden bir süre önce firar ettiği ve üç suçtan arandığı ve kesinleşmiş 7 yıl 6 ay hapis cezası olduğu belirlendi. Valiliğe göre, hakkındaki suçlamalardan biri de 'kamu malına zarar verme'ydi. Araçta da bir ruhsatsız tabanca ve iki ayrı sahte kimlik bulundu.Bu kişinin geçen hafta da Bingöl'de aynı araçla Jandarma kontrol noktasından kaçtığı belirlendi.Al Jazeera, DHA, AA
16 Polis Yasadışı Dinleme İddiasıyla Gözaltına Alındı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, 'Yasadışı dinleme yaptıkları' iddiasıyla haklarında yakalama ve gözaltı kararı verilen şüpheli 17 polisten 16'sı gözaltına alındı. 1 polise ise annesinin rahatsızlığı nedeniyle izin verildi.Polisler hakkındaki soruşturmanın, Emniyet Genel Müdürlüğü müfettişlerinin ihbarı üzerine 20 Mart tarihinde başladığı öğrenildi.Polisler, 2008-2014 yılları arasında, aralarında milletvekili, savcı-hakim, siyasetçi, üst düzey bürokrat, emniyet personeli ve basın mensubunun da bulunduğu çok sayıda kişiyi, sahte belgelerle ve “Yasadışı örgüt üyesi' oldukları gerekçesiyle dinlemekle suçlanıyor.Emniyet Genel Müdürlüğü müfettişlerinin, Edirne ve Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlilerinin 2008-2014 yılları arasında çok sayıda kişinin sahte kimlik ve kişisel bilgilerle değişik zaman dilimlerinde özel amaçlı dinlenip konuşmalarının kayda alındığı yönündeki ihbarı üzerine, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy tarafından 20 Mart'ta soruşturma başlatıldığı öğrenildi.'ÖZEL AMAÇLA DİNLEME YAPTILAR' İDDİASISoruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen ve aralarında Emniyet Müdürleri H.H.S. ve Ö.N.'nin de bulunduğu 17 şüpheli polisin, suç tarihinde, milletvekili, savcı-hakim, siyasetçi, üst düzey bürokrat, emniyet personeli ve basın mensubu çok sayıda kişiyi sahte belgelerle dinledikleri iddia ediliyor.Polislerin, bu kişileri, ilgileri olmadığı halde “Yasadışı örgüt üyesi' oldukları gerekçesiyle, kapatılan Özel Yetkili Mahkemelerin dinleme kararına uyarak 'özel amaçla' dinledikleri iddia edildi.16 KİŞİ GÖZALTINDAOperasyon kapsamında gözaltına alınan isimler arasında, Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde görevli Emniyet Müdürü H.H.S. de bulunuyor. Diğer şüphelilerin de B.A., O.G., V.A., O.T., Ü.S., F.A., B.D., H.K., Y.E., Ü.Y., O.D., Ç.O., K.Ö., A.Ö. ve İ.A. olduğu öğrenildi.ANNESİ RAHATSIZ OLAN MÜDÜR'E İZİN VERİLDİBu arada, hakkında gözaltı kararı alınan ve Edirne Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube'de 'Müdür' olarak görev yapan Ö.N.'ye, annesinin rahatsızlığı nedeniyle izin verildi.DHA
'Osmanım' Sırra Kadem Bastı!
Danıştay saldırısı ve Ergenekon davalarının kilit isimlerinden Osman Yıldırım ortalıktan kayboldu. Ergenekon'da kumpas iddialarını araştıran savcı tekrar ifadesini almak istediği Osman Yıldırım'a ulaşamadı.Ümraniye'de 2007 yılında bir gecekondunun çatı katında el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon davasında 275 sanık yargılanmış ve 2013 Ağustos'ta mahkemeden ağır hapis cezaları çıkmıştı. Dava boyunca sanıklar ve avukatları soruşturmaya dayanak olan e-mailler, gizli tanıklar ve aramalarda bulunan belgelerle ilgili itirazlarda bulunmuş ve 'kumpas' iddialarını gündeme getirmişti. Sanık avukatları 31 gizli tanıktan çoğunun daha önce örgüt davalarında hüküm giymiş olan kişiler ve bazı emniyet personelinden oluştuğunu ve yanlı beyanlarda bulunduğunu öne sürmüştü. Avukatlar e-maillerin aynı kaynaktan gönderildiğini savunurken, belgelerin de sahte olduğu ve bilgisayarlara sonradan yüklendiğini söylemişti.İzmir'deki evinde bulunamadıErgenekon davası sonuçlanıp Yargıtay'a gönderilirken davadaki 'kumpas' iddialarını soruşturmak için İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mesut Erdinç Bayhan görevlendirildi. Bayhan, daha önce Ergenekon savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından ifadelerine başvuran gizli tanıkları yeniden dinlemeye karar verdi. Bazı gizli tanıkların ifadesini alan savcı Bayhan, Danıştay saldırı hükümlüsü Osman Yıldırım’ın da dinlenilmesi için polisten yardım istedi. Vatan gazetesinden Çağdaş Ulus'un haberine göre, Antalya'da bir dizi estetikle yüzü değiştirilip kendine yeni yüz ve yeni kimlik edindiği belirtilen Osman Yıldırım'ın 150 bin dolara satın aldığı sosyal tesisleri, havuzu ve güvenliği bulunan İzmir'deki evine giden polisler Yıldırım'a ulaşamadı. Bunun üzerine akrabalarının bulunduğu Kars ve Erzurum'daki adreslere gitti. Ancak burada da Yıldırım'ın izine rastlanmadı.'Evrakı yok oldu' iddiasıTanık Koruma Programı'na dahil olan Osman Yıldırım'ın kayıtlarının da ortada olmadığı öne sürüldü. Yıldırım'ın programa dahil olduktan sonra Tanık Koruma Daire Başkanlığı'ndan bazı polislerle iletişimini sürdürdüğü öğrenilirken, polisin verdiği adreslerde Yıldırım'ın bulunamaması üzerine savcılık kayıtların değiştirilmiş olabileceği ihtimalini de değerlendiriyor. Savcılığın bu nedenle bazı polislerin ifadesini aldığı belirtildi.Hem tanık hem sanık17 Mayıs 2006’da gerçekleştirilen Danıştay saldırısıyla ilgili davada Osman Yıldırım Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada müebbet hapis cezasına çaptırıldı. Cezaevinden mahkemeye dilekçeler gönderen Yıldırım, daha önceki ifadelerini reddederek Danıştay saldırısını ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanma olaylarını Ergenekon'un talimatıyla yaptıklarını söyledi. 2008'de Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, Yıldırım’ın tanık olarak ifadesini aldı. Bu ifadeyle Danıştay saldırısı Ergenekon davasıyla birleştirildi. Yıldırım tanığı olduğu davanın sanıklarından biri oldu. Dava sürecinde, ‘Gizli tanık 9’un da Osman Yıldırım olduğu anlaşıldı.Nasıl kurtuldu?Ergenekon savcıları ve polislerin 'Osmanım' diye hitap ettiği belirtilen Osman Yıldırım, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili beraat etti. 'Terör örgütü üyeliği'nden verilen 15 yıl hapis cezası 'işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi' nedeniyle 4’te 3 oranında indirilip 3 yıl 9 aya düştü. 'Tehlikeli madde bulundurmak'tan da 5 yıl 3 ay hapis cezası alan Yıldırım'ın toplam cezası 9 yıl oldu. Yıldırım, tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak 5 Ağustos 2013'te tahliye edildi. Ergenekon savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın davanın temyiz dilekçesinde Yıldırım 'suçun işlenmesinden gönüllü olarak vazgeçtiği' için ceza verilmemesini istedi.Dosyası kabarık!Tanık koruma programı içinde izini kaybettirdiği belirtilen Yıldırım'ın suç kaydı şöyle;1986 - Ablasını öldürdü: Akhisar’da ablası Miyase Yıldırım’ı öldürüp kaçtı. 20 yıl hapis aldı, 4 yıl yatıp çıktı.1993 - Fuhuşa aracılık: Öz yeğenini erkeklere pazarladığı gerekçesiyle 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.1994 - Öldürmeye teşebbüs: Alacak verecek meselesi yüzünden bir kişiyi vurdu. Aftan yararlanarak 2000 yılında çıktı.1998 - Sahte kimlik: Kırklareli’nde sahte kimlik çıkartmaya çalışırken yakalandı.2008 - Atatürk'e hakaret: Kamu görevlisine ve Atatürk’ün hatırasına alenen hakaretten 3 yıl 9 ay ceza aldı.Tanık Koruma Programı nedir?Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Tanık Koruma Daire Başkanlığı 2009'da hayata geçti. İlk şube müdürlüğü Ergenekon soruşturmasının gizli tanıkları için İstanbul'da, ardından Ankara ve İzmir'de kuruldu. Başta terör, organize, narkotik, mali ve kaçakçılık suçlarıyla ilgili operasyonlarda tanıklık yapanlara koruma sağlanmaya başlandı.Yasaya göre tanıklık görevi sebebiyle ciddi tehlike içinde bulunanlar bu program kapsamına alınıyor. Bunun için savcı ya da tanığın mahkemeye başvurması gerekiyor.Yasa gereğince tanığın kimlik ve adres bilgileri gizli tutuluyor, adli sicil, askerlik, vergi, nüfus, sosyal güvenlik ve benzeri kayıtları değiştiriliyor.Geçici olarak geçimini sağlaması için yardımda bulunuluyor.Uluslararası anlaşmalara uygun şekilde, geçici olarak başka bir ülkeye yerleştirilebiliyor.Fizyolojik görünümü estetik cerrahi yoluyla veya estetik gerektirmeksizin değiştiriliyor.Tanık bu program kapsamında gizlendiği sürece sadece ilgili polisler nerede olduğu ve ne yaptığını biliyor.ÇAĞDAŞ ULUS | VATAN
Tuncay Güney Hakkında Yakalama Kararı
Ergenekon tanığı Tuncay Güney hakkında Ergenekon soruşturması kapsamında şüpheli sıfatıyla yakalama kararı çıkarıldı.Talep, Ergenekon davasında Savcı Zekeriya Öz'ün yerine gelen Erdinç Bayhan tarafından yapıldı.Tuncay Güney, Ergenekon davasını başlatan ifadelerin sahibiydi. Otomobil kaçaklığı suçlamasıyla gözaltına alınan Günay'in ifadesini dönemin İstanbul KOM Müdürü Adil Serdar Saçan almıştı. Güney'in ifadelerine dayanılarak çizilen Ergenekon şeması Cemaat'e yakınlığıyla bilinen polislerin Emniyet'e hakim olmasıyla birlikte dava konusu olmuştu. Sanıkların taleplerine rağmen mahkeme Tuncay Güney'i duruşmaya çağırmamıştı. Tuncay Güney, daha sonra yaptığı açıklamalarla Ergenekon davasının bir 'proje' olduğunu söylemişti. Kanada'da yaşayan Güney, Ergenekon operasyonlarının başlamasının ardından bir daha Türkiye'ye gelmedi.Odatv.com
Kimliği Çalındı: 36 Dava, 3 Milyon Lira Borç!
İş bulma ümidiyle gittiği İstanbul’da kimliğinin çalınması sonucu, dolandırıcılar tarafından adına sahte şirketler kurulan konfeksiyon ustası Şadi Vakkas İşçi, yıllardır mahkeme mahkeme dolaşıp suçsuzluğunu ispat etmeye çalışıyor. Hakkında bugüne kadar çeşitli illerde 36 ayrı dava açılan İşçi’nin sahte belgeler nedeniyle yaklaşık 3 milyon lira borcu olduğu iddia edildi. 7 yıldır sürdürdüğü hukuk mücadelesinde 15 ayrı şehirde 36 mahkemeye giren İşçi, davaların hepsinden beraat etti. Ancak işçinin başı şimdi de vergi borcu nedeniyle Maliye ile dertte. Hiç gitmediği İzmir ve Uşak’ta adına açılan şirketlerin 30 bin TL vergi borcu çıkan İşçi, bu borcu ödeyemezse hapis yatacak.Kahramanmaraş’ta yaşayan, evli ve 3 çocuk babası 45 yaşındaki Şadi Vakkas İşçi’nin hayatını karartan olay, İstanbul’da 2003 yılında nüfus cüzdanı çalınmasıyla başladı. Gece işçi ve kardeşinin kaldığı Zeytinburnu’ndaki eve giren hırsızlar, cep telefonu, 400 dolar ve bir miktar para ile İşçi’nin kimliğini de çalarak kayıplara karıştı. Durumu Topkapı Merkez Efendi Polis Karakoluna bildiren İşçi, olaydan bir ay sonra Kahramanmaraş Nüfus Müdürlüğünden yeni kimlik çıkarttı.2005 YILINDA SAHTE KİMLİK DÜZENLENDİAncak İşçi’nin kimliği dolandırıcıların eline geçti. Nüfus cüzdanındaki fotoğrafı kendi fotoğrafıyla değiştiren Fikret Ş., 2005 yılında Uşak’tan nakil ilmühaberi alarak Küçükçekmece Nüfus Müdürlüğünde adına sahte kimlik düzenledi. Ardından İzmir ve Uşak merkezli 2 şirket kurup banka ve çeşitli şirketlere milyonlarca liralık karşılıksız çek dağıttı.GÖREVLİNİN ÇEKMECESİNDEN 42 ADET SAHTE KİMLİK ÇIKTIBu arada, şikayet üzerine soruşturma başlatan polis, nüfus müdürlüğünde kimliği düzenleyen kişinin çekmecesinde 42 adet sahte kimlik yakaladı. Ancak görevliye ceza verilmedi. Uşak’ta Nakil ilmühaberini veren Mahalle Muhtarıyla ilgili ise 3 ay hapis cezası ve 2 bin lira para cezası verildi.15 AYRI İLDE 36 DAVA AÇILDIOlanlardan habersiz hayatını sürdüren İşçi, 2007 yılında Adli Sicil Kaydı almak için gitti Adliye’de, piyasayı yaklaşık 3 milyon lira dolandırdığını, hakkında 36 ayrı dava dosyasından yakalama emri çıkartıldığını ve mal varlıklarına ihtiyati tedbir karı konduğunu öğrenir.SUÇSUZ OLDUĞUNU 7 YILDA İSPATLAYABİLDİBir anda kendini milyonlarca liralık borç yükünün altında bulan İşçi hakkında şimdiye kadar İstanbul, Antalya, İzmir, Uşak, Konya, Karaman, Kahramanmaraş, Düzce, Bursa, Balıkesir’inde arasında bulunduğu 15 şehirde, 3167 sayılı kanuna muhalefet ederek karşılıksız çek kullanmak suçundan 36 dava açıldı. İşçi, yakalanmamak için 2 yıl süreyle ailesinden uzakta, kaçak hayatı yaşadı. Aklanmak için 7 yıl hukuk mücadelesi veren işçi en son birbuçuk yıl önceki davayı da kazanarak 36 mahkemeden beraat etti.Kayıtlara göre piyasayı yaklaşık 3 milyon lira dolandırdığı görünen İşçi, film senaryolarını aratmayan hayat hikayesini şöyle anlattı: '2003 yılında İstanbul’a çalışmak için gittim. Kardeşimin Zeytinburnu’ndaki evinde hırsızlık oldu. Gece soyulduk, paralarımızla birlikte kimliklerimizde çalındı. Cep telefonu, 400 dolar ve bir miktar para çalındı. Topkapı Merkezefendi Polis Karakolunda şikayetçi olduk. Karakoldan ifade verdiği için ilan vermeme gerek olmadığını söylediler. Olaydan bir ay sonra Maraş’ta yeni kimlik çıkarttım, tekrara İstanbul’a döndüm. 2007 yılında yurt dışına gidecektim sabıka kaydı almak için adliyeye gittim. Adliyede 3 nüsha belge verdiler. Böylelikle hakkımda 36 dava dosya açıldığını, mal varlığıma ihtiyati tedbir kararı konulduğunu ve yakalama emri çıkartıldığını öğrendim.''AKLANMAK İÇİN 7 YIL UĞRAŞTIM'Birbiri ardına 7 yıl süren mahkemelerin ardından kendini aklayabildiğini belirten İşçi: 'Kimliğim kullanılarak İzmir ve Uşak merkezli 2 şirket kurulmuş. Maliyeye 30 bin lira vergi cezası, çeşitli miktarlarda çek, toplam 3 milyon TL borç çıktı. Aklanmak için 7 yıl uğraştım. 36 mahkeme sonucunda hepsinden aklandım. 2007 yılında Tebligat geldi, ‘3167 SYM’ bankadan bana çek imzaladığım söylendi. Çekte İstanbul yazıyordu. Benim şirketlerim olduğu ve çeklerle birçok insanların dolandırıldığını öğrendim. Daha sonra bizim hukuk mücadelemiz başladı. Bendeki kimlik sahte, diğer dolandırıcıların çıkarttığı kimlik gerçek kimlik görünüyordu. Mahkemelerle mücadelemiz başladı, bu mücadele tamı tamına 7 yıl sürdü. Hakkımda 36 dava açılmış ve 3 milyon liraya yakın borç vardı. Her bir mahkemeye çıktık, el yazı örneklerimizi, parmak izi örneklerimizi verdik, incelemelerin ardından kendimizi akladık.' diye konuştu.MALİYE İLE BAŞI DERTTE, ÖDEMEZSE 3 AY İLE 1 YIL ARASI HAPİS YATACAKMahkemelerin ardından bu kez de Maliye ile başının dertte olduğunu söyleyen işçi: 'Mahkemeler bitti bu kez de sahte şirketlerin maliye borcu çıktı. Usulsüzlük nedeniyle 30 bin lira vergi borcum görünüyor. Vergi mahkemelerine dava açtık, olumsuz sonuç aldık. Konuyla ilgili Maliye Bakanlığına müracaat ettik. Şimdi oradan gelecek güzel bir haber bekliyoruz. Devletim beni bir yerde de koruyamadı, bilgilerime sahip olamadım, savcılığa suç duyurusunda bulunuyorsunuz, savcılık hareket geçti mi, geçmedi mi size bilgi vermiyor. Maliye borcu çıktı ödemezsem 3 ay ile bir yıl hapis cezası diyor. Ne yapmamız lazım.' ifadesini kullandı.'EVDEN 2 YIL AYRI KALDIM'Çektiği sıkıntılı günleri gözyaşı dökerek anlatan İşçi, tutuklanmak korkusu nedeniyle eşi ve 3 çocuğundan 2 yıl ayrı yaşamak zorunda kaldığını aktardı. ‘Çok sıkıntılar çektik’ diyen İşçi şunları kaydetti: 'Yeri geldi çalışamadım. Kazandığımız 3 kuruşu avukat parasına verdik. Sorumlu olduğum bir ailem vardı, onlara da para vermek durumundaydım. Yaşadıklarım parayla ölçülmez. Yeri geldi bir öğün yemekle idare ettim. Evden 2 yıl ayrı kaldım. Çocuklarımı göremedim, bayramları ailemden uzakta geçirdim. Kimseye bir şey anlatamıyorsunuz, mahkemeler süresince avukat yakalanırsam tutuklanarak ceza evine gönderileceğimi söyledi. Bu yüzden kaçak hayatı yaşadım. İşverenler farklı gözle bakıyor, sicil kaydı yüzünden iş vermiyorlar.' İş kazası geçirdiğini ve son 6 ay çalışamadığını dile getiren İşçi, maliye borcu konusunda devlet büyüklerinden yardım beklediğini sözlerine ekledi.'ÇOCUKLARIMA HEM ANNELİK HEM BABALIK YAPTIM'Şadi Vakkas İşçi’nin 17 yıllık hayat arkadaşı Meziyet İşçi (39) ise çocuklarına hem annelik hem babalık yaptığını söyledi. Eşinin dava sürecinden anlının akıyla çıktığını ifade eden İşçi, 'Çocuklarıma hem annelik yaptım hem babalık. Eşim İstanbul’daydı, mahkemeler nedeniyle oraya gitmek zorunda kaldı. Yoksa tutuklanacaktı. Şimdi çok şükür 36 mahkemeden beraat aldı, ayaklarımızın üzerinde durmaya çalışacağız. Maliyeden temizlenirse omzumuzdaki yükler tamamen hafifleyecek.' dedi.Cihan Haber Ajansı
Yasadışı Dinleme Davasında 31 Polise 238'er Yıl Hapis İstemi
Adana'da 'yasadışı dinleme' iddiasıyla polisler hakkında yürütülen soruşturmalar kapsamında 4'üncü bir dava daha açıldı. 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davada yargılanan tutuksuz 31 polis hakkında 238'er yıla kadar hapis cezası istendi.Adana'da hakim ve savcılar ile emniyet mensuplarının yasa dışı olarak dinlenmesiyle ilgili biri emekli 14 polis hakkında ilk olarak 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir dava açılmıştı. Tutuksuz polisler hakkında 25'er yıla kadar hapis cezası istenirken 'yasa dışı dinleme' iddialarıyla ilgili 6'ncı ve 7'nci Ağır Ceza Mahkemeleri'nde de farklı şikayetçiler tarafından yapılan başvurular nedeniyle bazı polisler hakkında davalar açıldı ancak duruşmalara henüz başlanmadı.DÖRDÜNCÜ DAVA AÇILDIDevam eden soruşturma kapsamında aralarında Adana Adliyesi'nde görev yapan memurlar ve polislerin de bulunduğu 14 kişiyi sahte kimlik ve uydurma suçlar işlemiş gibi göstererek yasa dışı dinledikleri iddiasıyla 31 polis hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı.Aralarında daha önceki davalarda yargılanan polislerin de bulunduğu tutuksuz sanıklar hakkında 'Haberleşmenin gizliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' suçlarından 238'er yıla kadar hapis cezası istendi.9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına 31 sanığın 24'ü katıldı. Duruşmaya sanıkların 1'inci derece yakınlarının dışında kimse alınmadı.DHA