Görüş Bildir

akit Haberleri

akit ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. akit ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Gazete Manşetlerinde Bugün | 7 Mart Cuma
Hürriyet: Valim bilirMilliyet: İnce hesapSabah: İntikam timleri Vatan: Tahliye yolu açıldıStar: Olmayan konuşmanın kasedini yaptılarZaman: GYV'den karalama ve iftiralara 6 cevapRadikal: Bathonea Antik Kenti'ne TOKİ evleri! Cumhuriyet: Yüce divan için 55 vekil yeterTaraf: Sosyal medya kapatılacakYeni Şafak: Himmetin adı örgütlü haraçAkşam: Güvenliğimizi tehdit ediyor BirGün: Doğarken ağladı insan, bu son olsun bu son Sözcü: Başbakan Erdoğan, Demirören’i ağlattı!Akit: Montajsız Gazetelerin manşet haberlerini okumak için başlıklara tıklayınız.
Daha Düne Kadar Kamu Kaynakları Cemaate Hibe Edilmiyor muydu?
Abdurrahman Dilipak: AK Partililer bir yandan da şimdiden kendi içlerine bakmalılar. Ve bundan sonrası için daha dikkatli olmalılarT24Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak , Gülen cemaatini eleştirerek, “Daha düne kadar kamu kaynakları bu yapıya hibe edilmiyor muydu? Kültür merkezleri, bilgi evleri bunlara kiralanmıyor muydu yok pahasına? Yurt-okul diye imar planlarında değişiklikler yapılıp, kimseye tanınmayan imtiyazlar bunlara verilmiyor muydu?” diye sordu.Abdurrahman Dilipak’ın Yeni Akit gazetesinin bugünkü (9 Mart 2014) nüshasında yayımlanan “Kendim ettim kendim buldum” başlıklı yazısı şöyle:Kendim ettim kendim buldumDün İstanbul’da Hukukçular Derneği’nin, Hukuk Fakültesi öğrencilerine yönelik “Darbeler ve Hukuk” konulu dizi konferanslarının sonuncusunda konuşmacıydım.Dernek yöneticisi arkadaşlarla, katılımcılarla konuşuyoruz da, haklı sitemleri var. Daha bu olaylar patlamadan kısa süre önce, paralel yapının örgütlediği Boğaziçi, Mizan, Adalet ve Hukuk gibi derneklerin açılışına bakanlar katılmış, hatta 500.000 liraya yakın proje desteği sağlanmış ve ardından kriz patlayınca hükümet aleyhinde ilk suç duyurusunda bulunanlar bunlarmış.Besle kargayı oysun gözünü derler ya, o hesap!Teşvikler, muafiyetler büyük ölçüde bunlara gidiyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Meclis Başkanı, ne kadar “Devletlü”, işadamı sanatçı, sporcu varsa cemaatin peşinde. Yabancılar da alkışlıyor, yerliler de. İşadamları keselerin ağzını açıyor. Sıradan insanlar, gençler nasıl inanmasın anlatılanlara.Daha düne kadar kamu kaynakları bu yapıya hibe edilmiyor muydu? Kültür merkezleri, bilgi evleri bunlara kiralanmıyor muydu yok pahasına? Yurt-okul diye imar planlarında değişiklikler yapılıp, kimseye tanınmayan imtiyazlar bunlara verilmiyor muydu?AK Parti’nin, Genel Merkezden taşra teşkilatına kadar kendini bir özeleştiriye tabi tutup “Nerede yanlış yaptık” sorusunu sorması gerekir kendine...Hâlâ birtakım “şüpheli” kişiler var saflarının arasında. Talihsiz sürprizlerle karşılaşmamak için bunları ayıklaması gerekir.Hükümet karşıtları, yolsuzluk ve fuhuş konusunda samimi değiller. Maksatları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Mut’a nikahından söz ediyorlar, Mut’a da olmadan yenilen haltlar ne oluyor?Yolsuzluk dosyalarını bugüne kadar niçin beklettiler acaba? Ya da eğer bu bir “Temiz toplum” projesi ise, o zaman niye bekliyordunuz? Şantajcılık, öbür ahlaksızlıklardan daha hafif bir şey değil. “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden bir bakış açısı ile, korkutup, teslim aldıklarınız sütten çıkmış ak kaşık mı oluyorlar?Tamam rüşvetçiler, hırsızlar, uçkur düşkünleri cezalandırılsın. Ama torpilciler, üniversite ya da personel sınavında soruları çalanlar da, haksız olarak yandaşlarını ödüllendirip terfi ettiren ve kendilerinden olmayanların sicilleri ile oynayanlar, yargıyı manipüle edenler de cezalandırılsın.Sahi şu Halk Bankası Genel Müdürü o rüşveti aldı ise kime çok daha büyük bir haksız menfaat sağladı da, kamuyu zarara uğrattı?Kamu kaynaklarını yağmalayanlar, komplo ve iftiralar ile hükümeti ele geçirmeye çalışanlardan da hesap sorulmalı.Sahi Ergenekon ve Balyoz’da bu paşaları, bu subayları kim niçin içeri tıktı ve ne oldu da şimdi salıveriyorlar?Gezi’de ne oldu? Koç’la bu muhabbet nereden kaynaklanıyor?Cemaat ABD, AB, Vatikan ve İsrail’de bu muhabbet ve güveni nasıl sağladı?Yabancıların güvenini kazanırken kendi ülkesinde nasıl bu kadar yalnızlaştı?Bağlıları dışında kimse bunlara güvenmiyor. Bu kadar büyük bir öfkeyi nasıl hakettiler!Şimdi sempatizanlarını, CHP, MHP, SP, BBP’ye özellikle de Sarıgül’e oy vermeye, bu da olmazsa oy kullanmamaya, ya da oylarını iptal etmeye çağırıyorlar.Ne nedir, şunun şurasında 3 hafta kaldı, görülecek. Ve sonra derin devlet, Paralel devlet, darbeciler, kayıt dışı ekonomi, kayıt dışı siyaset, yağmalanan kamu kaynakları, haksız bir şekilde elde edilen ne varsa hesabı sorulacak.AK Partililer bir yandan da şimdiden kendi içlerine bakmalılar. Ve bundan sonrası için daha dikkatli olmalılar. Parti, milletvekili, belediye arasında ucuz köşe kapmaca oyunlarının ötesine geçip, bu krizden ders alıp gereken yapılmalı.Bir musibet, bin nasihattan iyidir.Ha bu bize ders olsun.Selam ve dua ile.
Akit Mahkemede Homofobiyi Savundu, Beraat Etti
Yeni Akit, KaosGL’yi hedef gösterdiği “Sapkınlar Okullara Sızıyor” başlıklı haber nedeniyle açılan davada beraat etti. KaosGL avukatları karar itiraz edecek. Yeni Akit’in basın yoluyla hakaret suçundan yargılandığı ve 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava duruşmasına Kaos GL Avukatı Hayriye Kara ve Avukat Fırat Söyle katıldı. Yeni Akit adına ise davayı Avukat Ali Pacci’nin yanı sıra hakkında zorla getirilme kararı çıkan Yeni Akit sorumlu yazı işleri müdürü Zekeriya Say katıldı. Bianet'ten Yıldız Tar'ın haberine göre, Say savunmasında dilekçesini tekrar ederek davanın düşürülmesini talep etti. Mahkeme heyeti tüzel kişilere hakaret suçundan dava açılamayacağını söyleyerek sanığın beraatini istedi. Kaos GL avukatı Kara ise, beraat istemine karşı çıkarak davayı “hakaret” suçundan değil “aşağılama” suçundan açtıklarını hatırlattı ve ekledi: “AİHM kararları uyarınca cinsiyet mefhumu geniş yorumlanarak cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini de kapsayacak şekilde yorumlanmalıdır. Bu nedenle Kaos GL Derneği üye ve gönüllülerine karşı aşağılama suçu işlenmiştir. TCK’nın 216. maddesindeki aşağılama suçu uyarınca hüküm kurulmasını talep ediyoruz.” Avukat Fırat Söyle ise, mütalaaya katılmadıklarını, Yeni Akit'in sistematik olarak aşağılayan haberler yaptığını belirterek uluslararası sözleşmeleri hatırlattı. Yeni Akit Avukatı Ali Pacci ise homofobik yayıncılık anlayışlarını savundu: “Müvekkilimin endişesi eşcinsellik ve türevlerine karşı değil bu durumun normalleşmesine karşıdır. Sapkınlık ibaresi toplumca kabul görmeyen görüşlerin tümü için kullanılan bir ibaredir. Sözlükte toplum değerlerine ters düşmeyi ifade eder.” Pacci, Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Psikiyatri Derneği’nin eşcinselliği “hastalık” kategorisinden çıkarmasına rağmen, eşcinselliğin hastalık olduğunu söyledi. “Eşcinsellik ve türevlerinin normalleştirilmesine dair çalışmalar kabul edilemez. Bunun sağlıklı bir durum gibi gösterilmesi anayasada toplumun temeli olarak tanımlanan aileyi dinamitlemektedir” diye konuştu. Zekeriya Say ise duruşma boyunca sessiz kalmayı tercih ederken, duruşma sonlarına doğru “Bana homofobik diyorlar. Homofobik müdür diye yayın yapıyorlar. Ne suçu, ben suç işlemedim. İnsanlar benimle dalga geçiyorlar. Beraatimi istiyorum.” Mahkeme heyeti başkanı; Pacci’nin nefret içerikli konuşmasındaki yanlışları belirtmek isteyen Av. Hayriye Kara’ya söz vermezken; nefret cinayetlerinin hatırlatılması üzerine, “Kadın cinayetleri oluyor diye kadınlara bir şey diyemeyecek miyiz” dedi. Heyet tüzel kişiliklere hakaret edilemeyeceğini ve Yeni Akit’in homofobik yayınlarının ifade özgürlüğü olduğunu iddia ederek beraat kararı verdi. Kara, kararı temyiz edeceklerini belirtti. Kaos GL, Yeni Akit’te 23 Ekim 2012’de yayınlanan “Sapkınlar Okullara Sızıyor” başlıklı habere karşı TCK 216 “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Eşcinselleri “sapkın” olarak niteleyen gazete haberini 'basın özgürlüğü' kapsamında gören Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 12 Mart 2013’te davaya ilişkin takipsizlik kararı verdi. Karara yapılan itirazın ardından “basın yoluyla hakaret” suçundan açılan dava, LGBT’lere yönelik basında yer alan nefrete ilişkin Türkiye’de açılan ilk kamu davası olma özelliğini taşıyor. Yıldız Tar | Bianet
"Cemaati Bitirmede Erdoğan'ın Yanındayız"
Yeni Akit gazetesi, daha önce sert eleştirilerde bulunduğu ve ideolojik olarak zıt kutuplarda bulunduklarını belirttiği Ergenekon sanıklarından İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek ile röportaj gerçekleşitirerek dikkat çekti Yeni Akit Gazetesi, Ergenekon davasında örgüt yöneticiliğinden ağırlaştırılmış müebbet hapis alan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek 'le röportaj gerçekleştirdi. Perinçek röportajında, Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın, Fethullah Gülen cemaatine yönelik bitirme operasyonuna ilişkin, 'Cemaati bitirmede Erdoğan'ın yanındayız' dedi. Tukluluk süresi 5 yılı aşan mahkumnlar için verilen tahliye kararından yararlanarak 10 Mart 2014'te serbest kalan Perinçek'in cezaevi çıkışında, 'Tayyip Erdoğan'ların, Abdullah Gül'lerin, Fethullah Gülen'lerin iktidarını, hepsini birden yıkacağız. Dervişler, müritler, cemaatlerin kökünü kazıyacağız. Kınından çıkmış bir kılıç gibiyiz' ifadelerini kullanması dikkat çekmişti. AKP'nin Gülen cematini bitirme operasyonuna ise açık destek sözü veren Perinçek 'Kim onun kökünü kazırsa kimse onun elini tutmayacak ve biz orada beraber çalışacağız' ifadesini kullandı. Perinçek, Gülen cemaati ile bağlantılı yurtların kapatılmasını, üniversitelerin kamulaştırılmasını da istedi. 'Tayyip Erdoğan ile beraber mi olacaksınız?' sorusuna ise 'Evet, o konuda beraber olacağız' ifadesini kullandı. Akit gazetesinde cemaati bitirme operasyonuna destek sözü veren Doğu Perinçek, aynı gün Aydınlık gazetesinde ise Başbakan Tayyip Erdoğan'ı 'ABD'nin Türkiye'yi bölme planı içinde' olmakla suçladı. Yeni Akit: Nezaketi elden bırakmayan Doğu Perinçek... Yeni Akit gazetesi röportaj esnasında 'nezaketi elden bırakmayan' diye tanımladığı Doğu Perinçek, tam sayfa röportajında görevden alınan 15 bin civarındaki polis ile binlerce savcı ve hakimin de Gülen cemaati ile irtibatı olduğunu öne sürerek 'Kim onun kökünü kazırsa kimse onun elini tutmayacak ve biz orada beraber olacağız' dedi. Gülen cemaatine ağır eleştirilerde bulunan Perinçek, 'Özel yurtların kapatılması ve cemaat üniversitelerine el konulması gerektiğini' söyledi. Başbakan Erdoğan'ın yurtdışındaki Türk okullarını şikayet edip kapattırmak için büyükelçilere talimat vermişti. Başbakan Erdoğan Dolmabahçe'deki Çalışma Ofisi'nde Pakistan Pencap Eyalet Başbakanı Şahbaz Şerif 'le 23 Türk okulunun kapatması konusunda görüşmüştü. Tayyip Erdoğan'ın son Azerbaycan ziyaretinin de arka planında, bu ülkedeki Türk okullarının kapatılması girişimlerin olduğu iddia edildi. Perinçek: Tankları alkışlarım Gülen cemaatinin darbe yapmakla suçlayan İşçi Partisi Lideri, 1997 yılında “Tanklar Gericilerin üzerine giderse o tankları alkışlarım” dediği itirafında bulundu. Bu tavrının militarist bir davranış olmadığını iddia eden Perinçek, “Orta çağı tasfiye ediyoruz. Yani gericiliği, padişahlığı. Tanklar padişahın üzerine gidiyorsa ben bunu onaylarım' ifadesini kullandı.t24.com.tr
Doğu Perinçek Neden Akit Gazetesine Söyleşi Verdiğini Açıkladı
Doğu Perinçek: Benim için Akit gazetesinin okuyucusuyla CNN Türk'ün izleyicisi, Hürriyet'in okuru arasında bir fark yok. Hepsi benim ülkemin vatandaşlarıT24Yaklaşık altı yıl tutuklu olarak yargılandığı Ergenekon davasında iki kez müebbet hapis cezasına çarptırılan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek , tartışmalara neden olan Yeni Akit gazetesine neden söyleşi verdiğini açıkladı.Hükümeti destekleyen İslamcı bir yayın olarak bilinen Akit'e 'Cemaati bitirmede Erdoğan'ın yanındayız' sözleriyle tartışılan Perinçek, CN Türk'te yayınlanan 5N1K programında Cüneyt Özdemir'in sorularını yanıtladı. Perinçek'in, Özdemir'in 'Neden Akit gazetesine demeç verdiniz' sorusuna verdiği cevap ve diğer açıklamaları özetle şöyle:'Siz beni çağırdınız da ben size demeç vermedim mi? Veya Habertürk veya Hürriyet gazetesi veya Cumhuriyet çağırdı da gitmedim mi? Bir arkadaş çağırdı, mahçup etmemek için söylemeyeyim, yukarıdan talimat geldi, bu seçim sürecinde Doğu Perinçek'i çıkarmanız doğru olmaz, demişler. Benim görüşlerimi almaktan vazgeçtiler.''Akit'in okuruyla Hürriyet'inki arasında fark yok''Benim için Akit gazetesinin okuyucusuyla CNN Türk'ün izleyicisi, Hürriyet'in okuru arasında bir fark yok. Hepsi benim ülkemin vatandaşları. Benim ilkem, kim fikirlerimi dinlemek istiyorsa konuşurum. Benim önyargım yok.''F örgütüyle Erdoğan'ı yıkan herkesin yanındayız''F örgütüne karşı çıkan herkesin yanındayız, Tayyip Erdoğan'ı yıkan herkesin yanındayız. Bunlar arasında bir fark yok. Bunlar bir Amerikan operasyonuyla Türkiye'nin başına getirildiler. Tayyip Erdoğan da, Fethullah Gülen de, göreceksiniz, bu ülkenin tepesinden gidecek. Burada önemli olan F örgütünün Türkiye'nin devletinin, ordusunun, yargısının içinden temizlenmesidir. Gladyo ile bu kadar mücadele ettikten sonra gelip 'Tayyip Erdoğan'lar F örgütüyle savaşmasın' demenin bir mantığı yok.''İster F örgütüyle olan, ister Erdoğan'la olan mücadele, kim yapıyorsa, kim vuruyorsa biz bunu olumlu karşılarız. Tasfiye olmalarını isteriz. Cemaat başka, F örgütü başka. Türkiye'de cemaatler var, bir de Fethullah cemaati var, onu da kastetmiyorum. F örgütü farklı. Türkiye'de Balyoz davasını, bu davalar, Amerika'nın Türkiye içine kaydırdığı bir gladyo örgütüyle oldu. Bu polisin şunun bunun içindeki bir cihaz. Bu, Erdoğan'ın bir süre birlikte hareket ettiği F örgütüdür.''F örgütüyle mücadeleye karşı çıkmak, hukuk devleti, özgürlük ihtiyacımıza karşı çıkmak olur. F örgütüyle mücadele, göreceksiniz kaçınılmaz olarak Erdoğan'ları da hedef alacaktır.''Bütün milletimize açıklıyorum, Atlantik ötesi dünya da duysun, Tayyip Erdoğan'ı yıkacağız, hukuksal yollarla yıkacağız. Mustafa Kemal nasıl yıktıysa padişahlığı biz de Erdoğan'ı öyle yıkacağız.''İşçi Partisi'nin aldığı oyla ilgili değil bu. Hazreti Muhammed Mekke'den Medine'ye giderken kaç oy almıştı? Mustafa Kemal Bandırma Vapuru'na binerken kaç oy almıştı? İşçi Partisi 105 bin oy aldı, ne yapacak, bu hesap çok yanlış.'‘Orduyu hiçbir zaman göreve çağırmadık’'Bizim hiçbir zaman orduyu göreve çağırmamız söz konusu olmadı. O Türk Solu diye bizim içimizden atılan, MİT'le bağlantılı bir grubun işiydi. Bunu da açıkladık.'Barış sürecine nasıl değerlendiriyorsunuz?Perinçek Barış süreci ile ilgili olarak, “bu bir barış süreci değil. Bu kanlı sonuçlara götürecek bir süreç ve bu sürecin arkasında Amerika var. Sürecin amacı PKK’yı siyasallaştırmak ve PKK’yı sistemin ikinci partisi yapmak. Abdullah Öcalan kendi ağzıyla söyledi; 'benim patronum Tayyip Erdoğan’dır' dedi. Öcalan, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün ardından sistemin üçüncü adamı yapılmak isteniyor. Türkiye’de iki silahlı güç var biri TSK diğeri PKK. Bir ülkede iki silahlı güç olmaz bu durum ülkeyi kaçınılmaz olarak kanlı bir sürece götürür' dedi.
‘Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’ Sahiplerini Buldu
Bu yıl 17’ncisi düzenlenen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri Yarışması’nda kazananlara ödülleri bugün verildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek salonunda düzenlenen etkinlikle ödüller sahiplerine verildi.Jürisini, Ahu Özyurt, Belma Akçura, Celal Başlangıç, Elif Ilgaz, Elif Yılmaz, Fikret İlkiz, Göksel Göksu, Hüseyin Aykol, Kanat Atkaya, Mehmet Güç, Mete Çubukçu, Murat İnceoğlu, Muzaffer Özkurt, Nazım Alpman ve Neşe Düzel’in oluşturduğu Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri, bu sene geçen senelerden farklı olarak iki ‘Jüri Özel Ödülü’ verdi.Metin Göktepe’nin doğum günü olan 10 Nisan tarihinde verilen ödüller öncesinde Gazeteci Ragıp Duran, Akademisyen Esra Arsan ve Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’in konuşmacı olarak katıldığı ‘İktidar kıskacında medya’ isimli bir panel düzenlendi. MEDYA ÜZERİNDEKİ BASKI DEĞİŞMEDİPanelde ilk olarak konuşan Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek, Metin Göktepe’nin öldürüldüğü zaman ile bugün arasında aslında çok büyük fark olmadığını belirtti. Basın üzerindeki baskıların hala devam ettiğini ifade eden Zeyrek; “Baskı araçları sadece iktidar ile sınırlı değil. Onların ulaşabildiği her yerden geliyor. Bir mahkeme kararını yazdığınızda yargı kararını etkileme suçlaması ile yargılanabiliyorsunuz. 301.maddenin gazeteciler üzerindeki baskıları olduğu gibi duruyor” şeklinde konuştu. Gazetecilerin ‘gizliliği ihlal’ suçlaması ile oldukça fazla karşılaştığını hatırlatan Zeyrek, “Bizim görevimiz halkın haber alma hakkını yerine getirmek. Halkın haberinin olmadığı olayların çoğunluğu ise zaten gizli kapılar ardından gerçekleşiyor. Bizim bunları bulup ortaya çıkarmamız hala büyük baskılar ve davalar ile karşılaşmamıza neden oluyor” dedi. Bu baskıların devletin kıskaçları olduğunu aktaran Zeyrek bir de bunların dışında iktidardan iktidara dozu değişen baskılar olduğunu ve bunun bazen bir telefon ile bazen de medya sahiplerinin değiştirilerek gerçekleştirildiğini belirtti. Zeyrek son olarak ise yeni dönemde ortaya yeni ‘gazetecilerin’ çıktığını ve bunların meslektaşlarını baskı altına almaya çalıştığını vurguladı.HER ÜLKE LAİK OLDUĞU GAZETEYİ ÇIKARIRGazeteci Ragıp Duran ise konuşmasına ünlü Fransız gazetesi Le Monde’nin kurucusu Hubert Beuve-Méry'nin ‘her ülke layık olduğu gazeteyi çıkarır’ sözüne atıfta bulunarak başladı. Star Yeni Akit ve Sabah gibi gazetelerin ancak bu ülkede çıkabileceğini aktaran Duran aynı şeyin gazeteciler içinde geçerli olduğunu söyledi. Kendisinin Hürriyet’te çalışırken önemli bir köşe yazarının yazısını İngilizceye çevirerek Times gazetesine okur mektubu olarak gönderdiğini aktaran Duran o yazının mektup olarak bile yayınlanmadığını belirtti. Ortaya çıkan tapeler ile birlikte ‘gazeteciler’in gerçek yüzlerini gördüklerini ifade eden Duran, Başbakan ve patron önünde eğilip bükülen gazetecilerin Avrupa’da Gazeteciler Cemiyetinde bile ihraç edileceğini söyledi. Tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye tarihinde bir direniş ve mücadele geleneği olduğuna dikkat çeken Duran, Yunus Emre’den, Metin Göktepe’ye oradan Gezi’ye, umutlarının bu direniş geleneğinde olduğunu söyledi. KAMUDA BİR İKTİDARA İNANMA SÖZ KONUSUAkademisyen Esra Arsan ise özellikle Gezi Direnişi ve 17 Aralık sonrası gazeteciliğe dair ortaya çıkanların, gazeteci olmak isteyen gençleri olumsuz etkilediğine dikkat çekerek gençlerin kendisine ‘hocam biz neden gazeteci oluyoruz? Baksanıza zaten gazetecilik yapılmıyormuş’ dediğini aktardı. Medya İktidar ilişkisinin yapısında önemli değişikler olduğunu söyleyen Arsan “Gücün nasıl algılandığına dair kavram farkları var. Kamu ve halkta bir iktidar sevicilik mevcut durumda. Kamu gerçeği öğrenme ile iktidara güvenme arasındaki karşıtlıkta iktidarı seçiyor. Bir tarafta ülkeyi 5 yıl yönetecek olan ‘patrona’ hiçbir şey denmemesi gerektiğini düşünen bir kitle ve halk var diğer tarafta ise Gezi’de ve Berkin Elvan’ın cenazesinde sokağa çıkan bir halk var” dedi. Arsan bu ikilemde basının rolü olduğuna da vurgu yaptı.Yapılan panelin ardından ise Metin Göktepe Gazetecilik ödülleri 17. kez sahiplerini buldu. Ödül töreninde kısa bir konuşma yapan Evrensel Kültür Dergisi Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu ödül alan gazetecilerin Metin Göktepe gazetecilik ödüllerine değer kattığını, Metin Göktepe Ödüllerinin de gazetecilere değer katacağını dile getirdi. HABER DALINDA ÖDÜLÜ İDRİS EMEN ALDIBu sene ‘yazılı haber’ dalında ödül 29 ve 30 Eylül 2013 tarihlerinde Radikal gazetesinde yayımlanan ‘Çocuklarımızı kurtarın/Artık çok geç dönemem’ başlıklı haberiyle İdris Emen, Gazeteci Deniz Zeyrek’in elinden aldı. GÖRÜNTÜLÜ HABER DALINDA ÖDÜLÜ EZGİ CANKURTARAN ALDI‘Görüntülü haber’ dalında ise ödülü CNN Türk’te 28 Şubat 2014 tarihinde yayımlanan ‘Dilan Alp marjinal değilmiş’ adlı haberiyle Ezgi Cankurtaran Evrensel Kültür Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu’dan aldı. FOTOĞRAF ÖDÜLÜ SERKAN OCAK’A‘Ben sizdenim amirim’ adlı fotoğrafıyla Serkan Ocak’ın kazandığı Fotoğraf Ödülü’nü ise Gazeteci Ragıp Duran verdi. KIRMIZILI KADIN FOTOĞRAFI İLE OSMAN ÖRSAL’A ÖDÜLBu sene iki tane verilen Jüri özel ödülü’nün ilkini ise Gezi Parkı direnişinin simge fotoğraflarından olan ‘Kırmızılı Kadın’ fotoğrafı kazandı. Reuters muhabiri Osman Örsal’ın ödülünü ise Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Göksel Göksu verdi. İKİNCİ ÖZEL ÖDÜL MELDA ONUR’Aİkinci Juri Özel Ödülü ise 18 Mart tarihinde mecliste dört bakan hakkında görülen fezlekeleri canlı yayın ile halka duyuran Melda Onur’un oldu. Melda Onur ise ödülünü Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe’den aldı. YEREL GAZETECİLİK ÖDÜLÜ VEDAT GÖKÇAY’INBu yılın yerel gazetecilik ödülü ise Büyük Torbalı gazetesinde 7 Ocak 2014 günü yayımlanan ‘Arşiv evrakları yakacak oldu’ başlıklı haberiyle Vedat Gökçay’a gitti. Gökçay ödülünü Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe’den aldı. Evrensel
Yeni Akit'ten O Vekil İçin Çağrı: 'Uçaktan Atsa da Kurtulsak!'
Yeni Akit, Bağımsız Milletvekili Muhammed Çetin’in suçlu olduğuna karar verdi. Suçlu hakkında hükmü veren gazete, uçağın havadayken Çetin’in aşağı atılarak cezanın infaz edilmesini istedi. Son dönemlerde yaptığı haberlerle aklın sınırlarını zorlayan Yeni Akit, arşiv köşesinde skandal ifadelere yer verdi. THY tarafından Chicago uçağından polis zoruyla indirilen Muhammed Çetin’le ilgili haberleri veren gazete kupürlerinin altına “Gerçekten atın da kurtulalım” ifadelerini kullandı. “Bozacının şahidi şıracı… Tuzluk ve biberlik aynı uçakta” başlığı altında yapılan yorumda adam öldürmeye teşvik ediliyor. Yorumun devamında ise şu ifadeler kullanılıyor: “Her yurtdışı gezisine olay çıkaran bu adamı, THY, gerçekten havada iken bir aşağıya atsa da kurtulsak… 10 istilacı milletvekilinden sadece bu her uçuşta olay çıkardığına göre suç THY’de değil, bu tuzlukta…” ZAMAN
"Gerekirse Twitter'a Reklam Verene Yüzde 36 KDV Uygularız"
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Twitter'ın Türkiye'de şube açmasının şart olduğunu belirterek, 'Gerekirse sosyal medyaya reklam verenlere yüzde 36 KDV uygularız' dediMaliye Bakanı Mehmet Şimşek Twitter’ın Türkiye’de ofis açması ve Türk vergi sistemine dahil olması konusunda ısrarcı. Şimşek, 'Bu şirketler iyi niyete sahiplerse Türkiye’deki süreklilik sağlayan faaliyetlerinden dolayı temsilcilik açmalılar. Eğer açmıyorlarsa kanun çerçevesinde bu sosyal medya şirketlerine ilan verenlerin KDV’sini yüzde 18 yerine yüzde 36 olarak uygularız. Bu yapılabilir bir şey” diye konuştu. Temsilcilik açan da oldu Bakan Şimşek’in dün mart ayı bütçe sonuçlarına ilişkin düzenlediği toplantıda gündem Twitter’da yoğunlaştı. Şimşek Türkiye’de gelir elde ettiği halde Türkiye’de temsilcilik açıp vergi vermiyorsa, vergi kaçırıyorsa, haksız rekabete yol açıyorsa bunlara müdahale edileceğini belirterek örnek olarak ilan verenin KDV’sinin arttırılabileceğini belirtti. Şimşek Google’ın gelip temsilcilik kurduğunu ve bu şekilde temsilcilik kuranlara ise KDV’nin yine yüzde 18 uygulanacağını söyledi. Şimşek tüm sosyal medya şirketlerini töhmet altında bırakmak istemediğini, işini doğruca yapan şirketlerin de bulunduğunu da belirterek bugüne kadar yaptıkları incelemelerin, yazdıkları cezaların ve devam eden mahkeme süreçlerinin olduğunu dile getirerek, bu süreçler sonunda Türkiye'ye gelip daimi temsilcilik açanların da bulunduğunu bildirdi. Neden ofis açması isteniyor? Maliye Bakanı Mehmet Şimşek , Twitter’ın Türkiye’de şube açmasının şart olduğunu söylemesinin püf noktası anlaşıldı. Radikal'den Neşe Karanfil'in haberine göre, Türkiye’nin ABD’yle çifte vergilendirme anlaşmasına göre Twitter Türkiye’de temsilcilik veya bir işyeri açtığı anda Türkiye’nin vergi alma imkanı doğacak. Twitter elde ettiği gelir ve kurumlar vergisini Türkiye’de ödeyecek, daha sonra da ABD’de indirim konusu yapabilecek. Türkiye ile ABD’nin 1998 yılında yürürlüğe giren çifte vergilendirme anlaşmasının 5’nci maddesinde öncelikle ‘işyeri’ tanımı yapılıyor. Bu maddeye göre, işyeri terimi, “bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir” şeklinde tanımlanıyor. İşyeri terimi kapsamına, yönetim yeri, şube, büro, fabrika, atelye giriyor. Daha sonra anlaşmanın “Ticari kazançlar” başlıklı 7’nci maddesinin 1’inci fıkrası devreye giriyor. 1’inci fıkrada, “Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, sözkonusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, sadece ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları bu diğer Devlette, işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere, vergilendirilebilir” deniliyor. Bu maddeyle Türkiye’nin Twitter’ın faaliyetlerinden gelir ve kurumlar vergisi almasının yolu açılıyor. Daha sonra da 23’ncü maddeye göre mahsup yapılabiliyor. Yani Twitter ofis açarsa yıllık olarak elde edeceği kazançların vergisini Türkiye’de ödeyecek. Daha sonra ABD’de ödeyeceği vergi üzerinden indirim konusu yapabilecek. Twitter Türkiye’ye ofis açmaya karşı değil Twitter’ın Başkan Yardımcısı Colin Crowell, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Direktörü Sinead McSweeney ve hukuktan sorumlu direktörü Anthony Nieto’dan oluşan Twitter heyeti önceki gün Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı, BTK ve TİB gibi kurumların yetkilileriyle gün boyu süren toplantılar yaptı. Dün de Barolar Birliği ve Cumhurbaşkanı Gül ile görüşüldü. Reuters’a bilgi veren Başbakanlık’tan bir yetkili, dünkü görüşmelerle birlikte sorunun temeli olarak gördükleri “muhataplık” sorununun aşıldığını belirtti. Bu arada Ulaştırma Bakanı bugün görüşmelere ilişkin basın toplantısı düzenleyecek. Twitter yetkilileri toplantıya gelmeden önce mahkeme kararı bulunmayan 200 bireysel başvuruya yönelik talepleri karşıladığını, üç mahkeme kararını uyguladığını ve kalan birkaç kararı en geç bir hafta içinde uygulayacağını kaydeden yetkili, şöyle konuştu: “Bazı hesaplar da kapatılacak. Twitter hemen bir şirket kurmayacak ancak İstanbul ’da avukatları aracılığıyla gerekli iletişimi sağlayacak.” Yetkili, “Twitter Türkiye’de ofis açmaya kategorik olarak karşı değil, bunu net şekilde ifade etti. Şimdi bir çalışma yapılacak ve şirket kurana kadar Twitter’ın vergi ödeyip ödemeyeceği tespit edilecek. Eğer vergi ödemesi gerekirse Twitter ödeyeceğini bildirdi” dedi. Gündemimizde zam yok Bakan Şimşek, IMF’nin büyümeye ilişkin revizyon tahminleri ile ilgili, “Biraz aceleci davrandıkları kanısındayım” yorumunda bulundu. Bütçeyi yaparken, vergi gelirlerinin yüzde 6.8 artacağını öngördüklerini belirten Şimşek, “Halbuki milli gelirdeki nominal artış yüzde 10’un üzerinde. Orada ne olur, ne olmaz diye çok önemli bir manevra alanı bırakmıştık. Dolayısıyla, eğer olur da büyüme hedefimizi tutturamazsak dahi, vergi gelir hedeflerini tuttururuz diye düşünüyorum. O nedenle şu anda hiçbir şekilde gündemimizde zam yok. Ekonomi canlı bir organizmadır, gerektiğinde tedbir alırız. Şu an itibariyle ekonominin gidişatına ilişkin bir önemli kaygımız söz konusu değil. Zaten nispeten muhafazakar bir takım varsayımlarla bütçemizi yapmıştık” diye konuştu. Şimşek, ayrıca Türkiye’de yürütülen büyük projelerde herhangi bir tehlikede olmadığını vurguladı. Bütçe sonuçlarına göre 30 Mart yerel seçimleri öncesinde yatırımlar yüzde 103.5 arttı. Geçen yıl martta yatırımlara 1 milyar 383 milyon lira ödenek ayrılmışken, bu yıl martta 2 milyar 814 milyon liralık harcama yapıldı. Ocak-mart döneminde yatırımlara aktarılan kaynak geçen yıla göre yüzde 37.8 artarak 5 milyar 667 milyon liraya ulaştı. Mart ayında vergi dışı gelirlerdeki artış da dikkat çekti. Geçen yıl 2 milyar 362 milyon lira olan vergi dışı gelirler bu yıl yüzde 229 artışla 7 milyar 775 milyon lira oldu. Artışta 6360 sayılı yasa dolayısıyla kapatılan il özel idarelerinden 3.1 milyar liranın aktarılmasının etkili olduğu belirtiliyor.T24
"Emniyet ve Yargı Gerekirse Lağvedilmeli"
Yeni Akit Gazetesi yazarı Ersoy Dede, emniyet ve yargı içinde örgütlendiği iddia edilen paralel yapı ile mücadele etme yolunun, gereklilik halinde emniyet ve yargının lağvedilmesi ve yeniden yapılandırılması ile olacağını belirtti.CNN Türk ekranlarında yayınlanan Aykırı Sorular programının konuğu Yeni Akit Gazetesi yazarı Ersoy Dede, Türkiye'nin siyasi gündemine dair Enver Aysever'in sorularını yanıtladı.
Akit Yazarından Ak Partili Başkan'a Şok Sözler
Yeni Akit yazarı Asım Yenihaber, 'Pişmiş Kelle' dediği Melih Gökçek içini 'bütün işi insanların ayakları ve midesiyle. Daha yukarı çıkamıyor. Kafalara, zihinlere, kalplere yönelik hiç bir faaliyeti yok' yazdı.Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek 'in 2 dönem tehdit ve şantajla belediye başkanlığı adaylığını elde ettiğini iddia eden Yeni Akit gazetesi yazarı Asım Yenihaber , Gökçek'in metro inşaatında yolsuzluğa imza attığını ileri sürdü. Yenihaber, 'Melih Gökçek iki dönem dışında gerçek manada hizmet üretmedi, tehtid ve şantajla aday olarak Ankara halkına ihanet etti' görüşünü dile getirdi. “Melih 17 Aralık'tan sonra neden suskundu? Ayan beyan ortada! Cemaate, camiaya, paralele en fazla koltuk çıkan peşkeş çeken başkan oydu. İstenenden fazlasını verdi” diyen Yeni Akit yazarı, Gökçek’e yönelik eleştirilerini şu ifadelerle daha da sertleştirdi: 'Baktı Başbakan duruma hakim, yavaş yavaş ininden çıktı. Seçim kampanyasında cemaat Melih’e ters bir iş yapmadı. Sonuç nasıl olsa alındı. Artık piyasa yapmanın zamanı! Pişmiş kelle karşınızda!' Asım Yenihaber’in Yeni Akit’in bugün yayımlanan, “Özür halktan dilenecek, Başbakan’a teşekkür edilecek!” başlıklı yazısı şöyle: ÖZÜR HALKTAN DİLENECEK, BAŞBAKAN'A TEŞEKKÜR EDİLECEK Ankara’nın değişmez, değiştirilemez, değişmesi teklif dahi edilemez, ölene dek Belediye Başkanı yine ortaya çıktı. Diyeceksiniz ki, “o hep ortadaydı zaten”. O mânada değil. Seçim Ankara’da çok çekişmeli geçti. Sonuçlar hayli geç alındı. İtirazlar oldu. Zat-ı şerif mazbatasını aldı, bir genel başkan yardımcısının bir belediye başkanına bu kadar yağ çekmesi hayra alamet değil bakışları altında plastik kemerini de kuşandı... Daha ne konuş hadi! Başbakan’a teşekkür et. Halkdan özür dile. Bir değil bin defa! Melih Gökçek Ankara halkından kırk gün özür dilemeli. Bunun için yüzlerce sebep var. Biz sembolik olsun diye kırk dedik. Melih Gökçek iki dönem dışında gerçek manada hizmet üretmedi, tehtid ve şantajla aday olarak Ankara halkına ihanet etti. Sanmayın ki Ankara’da son seçimi Melih Gökçek kazandı. Hayır, asla! İki metro hattını bitirse idi, belki kazanırdı. Sincan ve Çay yolu hatlarını yapmaya başladı... Sadece başladı! O paralar ne oldu? Bugüne kadar açıklanamadı! Sonunda hamamın namusunu kurtarmak için merkezi idare metro inşaatlarını devraldı, kısa bir sürede Ulaştırma Bakanlığı işi bitirdi. Demek ki, bu iş böyle kısa bir sürede bitermiş! Ankara’nın tarihi çekirdeğini çatlattığı için özür dilemeli. Ulus-Samanpazarı Ankara’nın geleneksel merkezi ve alışveriş çevresi idi. Melih’in saçma sapan yıkım projeleri esnafta tedirginlik meydana getirdi, bölgede yaşayan halk Melih’in yaşanmaz hale getirdiği Kale ve Hacıbayram civarını terk etti. Hacıbayram’da yeni yeni değişim var. Kale’de ise çökertme hamlesi devam ediyor. Ankaralılar Bay Gökçek’in futbol merakının şehre maliyetini, kaç kulübün batırıldığını, Berlin’den alınan futbol takımının ne olduğunu merak ediyor... Melih’in bütün işi insanların ayakları ve midesiyle. Daha yukarı çıkamıyor. Kafalara, zihinlere, kalplere yönelik hiç bir faaliyeti yok. Yoksullara yiyecek ve yakacak yardımı yapıyor. Karnı doyanlara da sirkler, eğlence yerleri ayarlıyor. Eğer Anka-Park biterse, o zaman göreceksiniz paraların nereye gittiğini. Düşük estetik seviye, yapılan bütün işlerin düşük düzeyde olmasına yol açıyor. Harikalar parkı yapıyor, bir sürü holivut zırvasının “kahraman”larını oraya dolduruyor. Şimdi Anka-Park’a holivut esintili bir mimari düşünmüş. Mevlâna’nın kabrinin yeşil kubbesi bu mekânı süsleyecek. Herkes ne kadar mutlu olur değil mi? Konya’da görünce Fatiha oku, Ankara’da görünce ne okunacağını park bitince göreceğiz! Ankara’da son seçim baştan sona Başbakan Erdoğan’ın seçimi idi. Millet kerhen, söve saya reyini verdi. Başbakanın bu sonuçtan memnun olmadığını tahmin etmek güç değil. O yüzden Melih kaç zamandır başbakanın resimlerine giremiyor. Bana kalırsa şiddetli bir zılgıt yemiş. Şimdi o zılgıtın unutulması için kıvranıyor. Ayan beyan ortada! Cemaate, camiaya, paralele en fazla koltuk çıkan peşkeş çeken başkan oydu. İstenenden fazlasını verdi. Fakat, bir sürü yolsuzluk dedikodusu ile sarmalanmış Ankara başkanının cemaatin elinde ses kayıtları, görüntü kayıtları, belgeler olmaması düşünülemez. Melih hem bu sebeple, hem de mücadelenin seyrini tahmin edemediği için ortalıklarda görünmedi, dut yemiş bülbüle döndü. Baktı Başbakan duruma hakim, yavaş yavaş ininden çıktı. Seçim kampanyasında cemaat Melih’e ters bir iş yapmadı. Sonuç nasıl olsa alındı. Artık piyasa yapmanın zamanı! Pişmiş kelle karşınızda!İnternet Haber