Görüş Bildir

Tuzla Haberleri

Tuzla ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Tuzla ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Geçmişten Bugüne Türk Yat Sektörü
Türkiye'de lüks motoryat denince akla ilk gelen tersanelerden biri olan Mengi Yay Yatçılık Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hüseyin MENGİ ile Onedio okurları için özel ve keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Mallarına Tedbir Konan Patronların Şirketlerinde Ne Değişti?
17 Aralık operasyonun ardından mallarına tedbir kararı konulan 7 işadamı hakkındaki bu karar, yaklaşık bir ay sonra kalktı. Peki bu işadamlarına bağlı olan şirketlerde neler değişti? The Wall Street Journal Türkiye'nin 7 işadamının şirketlerinin sicil kayıtları üzerinde yaptığı incelemeye göre en büyük hareket yönetim kurulu üyelerinde yaşandı. Bu arada Abdullah Tivnikli, Sinpaş ve Dubai'li Diar'ın şirketi Kat Turizm'de ortaklar, şirketin sermayesini 281.3 milyon TL'den 1.1 milyon TL'ye düşürme kararı kararı aldı. Aralık ayında alınan karara göre Kat Turizm Gayrimenkul Yatırımları ve İşletme AŞ'de10 TL'den olan hisseler artık 4 kuruşa indirildi. Alınan bu kararın şirketin büyük bir zarara girmesinden, ya da projede yaşanan köklü bir değişiklikten kaynaklanmadığını dile getiren Sinpaş yetkilileri 'Ataköy'de yapacağımız projeyi öz sermaye yerine kredi ile yapma kararı aldık. Bu nedenle sermaye taahhüdümüzü düşürdük' dediler. Şirket kurulduğunda 2008 yılında 280 milyon TL'lik taahhüt yapıldığını ancak bunun 1.1 milyon TL'sinin ödendiğini dile getiren Finans Bölümü yöneticileri 'Diğer kısım şirketin taahhüttü olarak duruyordu. Ortaklar yatırımı öz sermaye ile yapacaklardı. Ancak dönem içinde bunun banka finansmanı ile yapılması kararı alındı. Biz de sermaye taahhüdümüzü aşağıya çektik. Bu karar yatırım dinamiklerine yönelik değil. Kar dağıtımı için de önce taahhüt edilmiş sermayeyi yatırmak ve sonra kar dağıtmak gerekecekti. Bu karar ile bu durumun önüne geçtik.' Yani yatırılmış bir para olmadığı için ortaklar şirketten para çekiyorlar denilemez, ama taahütlerini geri çektiler. Yetkililer, indirilen miktarın sadece taahhüt edilmiş durumda olması nedeniyle herhangi bir vergi yükümlülüklerinin doğmadığını da ifade ettiler. Proje için hangi bankadan kredi alındığı konusundaki bilgiyi ise paylaşamayacaklarını açıkladılar. Sermaye azaltımı kararı alan bir diğer şirket de Abdullah Tivnikli'nin Batı Hattı şirketi oldu. Şirketin 40 milyon TL'lik sermayesi 10 milyon TL'ye düşürüldü. Batı Hattı'nın %60'ı Eksim'in (Tivnikli) %40'ı ise Mustafa Latif Topbaş'a ait 25 Aralık'ta mallarına tedbir kararı konulan Ocak ayı ortasında da tedbirin kaldırıldığı işadamlarının neredeyse tamamının bir ya da daha çok şirketinde ticaret sicile yansıyan değişiklikler olmuş. Sadece Usame Kutub'un şirketinde hiçbir değişim yaşanmamış. RIZA SARRAF'A BAĞLI ŞİRKET Royal Mobilya 2013 yılında kurulup, Nisan ayında da üretime başlayan mobilya şirketi Royal, Sarraf'ın ortaklığı olup, 17 Aralık'tan bu yana ticaret sicil hareketlerinde oynama olan tek şirket. Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre Sarraf henüz tutuklu yargılanıyorken, şirketinin Tuzla'daki fabrika müdürü ve muhasebe müdürü değişti. Barış Yaşar Kanat fabrikanın, Mehmet Çalık da muhasebenin başına geçti. 16 Ocak tarihinde Ticaret sicil gazetesinden yayımlanan kararın altında da o sırada tutuklu olan Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Sarraf'ın imzası var. MUSTAFA LATİF TOPBAŞ'LA BAĞLANTILI ŞİRKETLER Aytaç Gıda Pazarlama 2013 yılının temmuz ayında et ve şarküteri ürünleri üreticisi Aytaç, Yıldız Holding ve Mustafa Latif Topbaş tarafından satın alınmıştı. Ancak Yıldız Holding'in perakende Grubu Başkanı Mustafa Yaşar Serdengeçti, 25 Aralık'ta Aytaç Gıda Pazarlama'nın Yönetim Kurulundan istifa etti. Serdengeçti'nin istifa mektubunun okunduğu toplantıda yerine yine Yıldız Holding iştiraklerinden Ak Gıda'nın Genel Müdürü olan Hüseyin Avcı atandı Bu arada 20 Aralık'ta tescil edilen Yönetim Kurulu kararıyla Mustafa Latif Topbaş şirketin yönetim Kurulu Başkanı, Aytaç'ın kurucusu Dursun Uyar da Başkan vekili oldu. Ak Gıda: . Ak Gıda'da Yıldız Holding'in %32, Mustafa Latif Topbaş'ın % 27 payı var. Üçüncü büyük ortak ise yüzde 12'lik payı ile Ahmet Latif Topbaş. Şirket, Yıldız Holding'in süt ürünlerini üretimi için kurulmuş. Karaman ve Tokat, Lüleburgaz gibi illerde 5 tane fabrikası var. 17 Aralık'ın ardından ticaret sicile yansıyan tek hareket Ali Sözcü'nün Ak Gıda'da Gıda Grubu Sütlü Ürünler İş Birimi Başkan Yardımcısı olarak atanması oldu. Bizim Toptan Satış Mağazaları 17 Aralık'ın ardından şirkette 3 kez karar alındı. Bu kararlardan ilki: 30 Aralık'ta yönetim kurulu kararıyla Ümraniye şubesinin kapatılışı ilan edildi. 21 Ocak tarihli Yönetim Kurulu Kararıyla şirkette Cengiz Solakoğlu Yönetim Kurulu Başkanı oldu. (37 yıl süren profesyonel iş hayatını, Koç'ta başlayıp yine aynı grupta tamamlayan Çolakoğlu, 2012 yılı ortalarında Şok'un Yönetim Kurulu Üyesi olmuştu.) Başkan Vekilliğine Mustafa Yaşar Serdengeçti geldi. Maltepe'de bir şube açacağını da ilan eden şirketin Ticaret sicile yansıyan son karar ise Atilla Kurama'nın istifası oldu. Yıldız Holding'in oldukça eski yöneticilerinden Kurama'nın istifasını kabul eden Yönetim Kurulu yerine 22 Ocak tarihli kararla Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Halil Cem Karakaş'ı getirdi. MEHMET CENGİZ'İN ORTAK OLDUĞU ŞİRKETLER Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'yi Cengiz-Kolin-Limak konsorsiyumu 1.960 milyon dolar teklifle kazanmıştı. 23 Ocak'ta Kolin'in İcra Kurulu Başkanı Devrim Koloğlu Bedaş'ta Yönetim Kurulu Üyeliği'nden istifa etti. Yerine Erdemir 'in eski Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Hatice Atik atandı. Meram Elektrik Operasyonun başlangıcından bir sün sonra çıkan ticaret sicil gazetesinde Mehmet Cengiz'in Alarko ile ortak olduğu Meram Elektrik'te sermayenin 2 milyon TL'den 4 milyon 50 bin TL'ye çıkartıldığı duyuruldu. Ancak karar operasyondan önce alınmıştı. Sermayenin 2 milyon 73 bin TL'lik bölümü zarar karşılama fonundan karşılanacağı belirtildi. Hissedarların ortaklık oranlarında ise bir değişiklik yok. Cengiz Konya'da elektrik dağıtım işi yapan bu şirkette Alarko ile ortak. Cenal Elektrik 30 Aralık 2013'te şirket tek pay sahipliğine geçiş kararı aldı. Şirketin tek sahibi Alcen Elektrik Enerji Dağıtım oldu. Alarko ve Cengiz, Alcen'de de Cenal'da olduğu gibi %50'şer payla ortak. İGA Havalimanı İşletmesi 3'üncü Havalimanı'nın işletmesi için Cengiz-Kolin-Limak-Mapa ve Kalyon ortaklığıyla kurulan şirket için adres değişikliği yapılmış. Şirket Göktürk'e taşınmış. CEMAL KALYONCU'NUN ŞİRKETLERİ Kalyon İnşaat Şirkette 4 Şubat'ta Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan kararla İski Eski Genel Müdürü Dursun Ali Çodur'un Genel Koordinatör, Kenan Avis'in Genel Müdür Yardımcısı, Erol Ulukutu'nun da Mali İşler Genel Müdür yardımcısı olarak atanmasına karar verildiği belirtiliyor. Ancak bu bir görev uzatma kararı ABDULLAH TİVNİKLİ'NİN ŞİRKETLERİ Kat Turizm Eksim Yatırım Holding, Sinpaş ve Dubai'li Diar'ın ortaklığındaki şirket Ataköy sahil şeridinde 2008 yılında ihaleyle kazanılan 125 bin m2'lik arazide proje geliştirmek için kurulmuştu. Batı Hattı Sermaye azaltımı. Şirketin sermayesi Eylül ayında 40 milyon TL'den 30 milyon TL azaltırlarak 10 milyon TL'ye düştü. Şirketin %60'ı Eksim'in %40'ı Mustafa Latif Topbaş'a ait Akyaşam Yönetim Hizmetleri Saf GYO'nun projesi Akasya'nın yönetimi için kurulan şirket. Sermayesi 100 bin TL. Bu şirket yeni kuruldu. CENGİZ AKTÜRK'ÜN ŞİRKETİ 360 Madencilik Şirketin adresi Sancaktepe'ye taşınmış. Ayşegül Akyarlı Güven WSJ
Rakı Sofrasının Olmazsa Olmaz 10 Mezesi
Şöyle akşam enfes bir sofra eşliğinde dostlarla muhabbetin dibine vurmak mı istiyorsunuz? Doğru yerdesiniz! Hem ne demişler, al kadehi eline, dokun gönül teline, muhabbet âlemine, bir merhabadır rakı. En kötü gününüz böyle olsun!
Devlet Tiyatroları Anadolu Turnesinde
Devlet Tiyatroları, 10-16 Mart'ta 15 ilde, 40 temsille seyirci karşısına çıkacak.DT'den yapılan yazılı açıklamaya göre, turne süresince Gaziantep, Kahramanmaraş, Elazığ, Malatya, Samsun, Çorum, Zonguldak, Denizli, Ordu, Tokat, Kırıkkale, Çanakkale, Karabük, Bartın, Çaycuma ve Aliağa Ceza İnfaz Kurumları tiyatroyla buluşturulacak. Ankara DT; 'Para'yla 11-12 Mart'ta Samsun DT Sahnesi'nde ve 14-15 Mart'ta Çorum DT Sahnesi'nde; 'Nehir' 14-15 Mart'ta Ordu Kültür Sanat Merkezi DT Sahnesi'nde; 'Korkma' 10 Mart'ta İstanbul Tuzla'da, 12 Mart'ta Eski Meclis'te ve 14 Mart'ta Kırıkkale'de tiyatroseverlerle bir araya gelecek. İstanbul DT; 'Cimri' 12-13 Mart'ta Elazığ Nurettin Ardıçoğlu Kültür Merkezi DT Sahnesin'de ve 14-16 Mart'ta Malatya Sabancı Kültür Merkezi DT Sahnesi'nde; 'Kalpak' 14-15 Mart'ta Denizli Hasan Kasapoğlu Kültür Merkezi DT Sahnesi'nde; 'Masallar, İnsanlar, Bir De Türküler' 11-14 Mart'ta Aliağa Ceza İnfaz Kurumları'nda izleyiciyle buluşacak. İzmir DT; 'Kahvede Şenlik Var'la 11 Mart'ta Karabük'te, 12 Mart'ta Çaycuma'da, 13 Mart'ta Bartın'da ve 14-15 Mart'ta Zonguldak DT'de Sahnesi'nde; 'Üç Destan'la 12 Mart'ta Çanakkale'de temsil verecek. Bursa DT; 'Pgygmalion-Bir Kadın Yarattım' 12-13 Mart'ta Kahramanmaraş Necip Fazıl Kısakürek DT Sahnesi'nde ve 14-15 Mart'ta Gaziantep Onat Kutlar Sahnesi'nde sahne alacak. Sivas DT; 'Yunus Emre' ile çocuk oyunu 'Çiçek Prenses'i 11 Mart'ta Tokat'ta seyircinin beğenisine sunulacak.AA
İstanbul'un Hangi Semtinde Yaşamalısınız?
Şu an İstanbul'un neresinde yaşadığınız önemli değil, sizin ruhunuza, yaşan tarzınıza uygun İstanbul semtlerini sizin için buluyoruz. İstanbul'da yaşıyorsanız veya İstanbul'a gelme planlarınız varsa bakın bakalım size en uygun İstanbul semtleri hangileriymiş.
'Söylediklerim Yalansa Gidin CHP’ye Oy Verin'
İstanbul Kartal'da konuşan Erdoğan'ın sesini düzeldiği görüldü. Erdoğan'a eşi ve kızı Esra Albayrak eşlik ederken Sümmeye Erdoğan ve Bilal Erdoğan'ın yanında olmaması dikkatlerden kaçmadı. Erdoğan mitngde, ''Sakın ha sandıklarda çizikli mizikli oy kullanmıyorsunuz'' dedi. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan satırlar şöyle: 5 yıldır buradalar. 5 yıldır ne yaptılar. Bunlarda hizmet yok. Hakaret ederler. Yalan söylerler, iftira atarlar. Bunların başka derdi yok. Yapılanlar ortada…. Ben Kartal’ın geçmişini hatırlıyorum. Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum zaman Kartal’ın sokaklarında çukurdan, çamurdan gezemezdik. O Kartal’ı aldık gezebilir hale getirdik. CHP’ye oy verdiniz de bizim yaptıklarımızı üzerine onlar ne yaptı. Şu sahile bakın biz ne yaptıysak orada kaldı. Meydanlara bakın biz ne yaptıysak orada kaldı. Bunların yaptıkları bir şey yok. Duydum ki size tapu vaadinde bulunuyormuş bu belediye başkanı. Sen kimsin ya. Senin tapu dağıtma yetkin var mı. Tapuyu dağıtacak bizizbiz. Senin yetkin yok. Söz veriyorum diyor, tapuları dağıtacağım. Ya bunlar ne hak he hukuk tanırlar. Olmayan hakları kendindeymiş gibi başkasına verirler. DAVUTOĞLU KARDEŞİM 200 BİN KİŞİYE SESLENDİ Bu yalancı, talancı, takiyeci, bu müfterilere gelin yarın sandıkta ders verin. Biz size hizmetle güç buluyoruz. Yarın bu sandıklardan Ak Parti çok güçlü çıkacak. Dün sesimdeki sıkıntı nedeniyle Konya’ya gidemedim. Buna rağmen Davutoğlu kardeşim 200 bin kişiye hitap etti. Kayseri’ye gidemedim buna rağmen Taner Yıldız kardeşim 150 bin kişiye hitap etti. Konya, Kayseri birbiriyle yarışıyor. Kartal kiminle yarışıyor. Kartal bizi mahcup etme. MELİH GÖKÇEK GİBİ İSYAN ETTİ Bunlar yıllarca bu ülkede dine, Diyanet'e, Kuran’a, kitaba her şeye saldıran CHP’ye oy istiyorlar. Bu ne çelişkidir ya. Bakıyorsunuz kendisine okyanus ötesi diye hakaret eden Bahçeli’ye oy istiyorlar. SMS’ler geçiyorlar. Hangi ilde hangi partiyi destekleyeceğiz. Hani siyasete karışmıyordunuz. BDP’ye bile oy verecek hale geldiler. Bu kardeşiniz sizin hizmetkarınız oldu. Belediye başkanı olduğumda biz CHP’den aldık İstanbul’u. Kartal’ı da onLardan aldık değil mi? Kartal’da su var mıydı? Kartal’da çöpler dağ gibi miydi? Kartal’ı çöpten, susuzluktan hava kirliliğinden kim kurtardı. İşte CHP kirliliktir. CHP çöptür, susuzluktur, yolsuzluktur. Hala unutuyor musunuz İSKİ yolsuzluğunu. İNANMIYORSANIZ GİDİN CHP'YE OY VERİN Kartal’da, Pendik’te, Tuzla’da tankerler geliyordu, su tankerleri. Anneler hatırlayın o günleri hatırlayın. Gençler hatırlamaz siz onlara hatırlatın, 2,5 milyon genç bu seçimde ilk defa oy kullanacak. Yavrum biz susuzduk AK Parti geldi bizi susuzluktan kurtardı. Bu söylediklerim yalansa bize oy vermeyin gidin CHP’ye oy verin. Ama bu anlattıklarım doğruysa gelin kaldığımız yerden daha çok yapacak işimiz var diyerek yolumuza devam edelim. SAKIN HA ÇİZİKLİ MİZİKLİ OY KULLANMIYORSUNUZ Şurada fazla zaman yok. Bu akşam 18.00’de bizim yasaklarımız başlıyor. Ama siz ev ev dolaşmalısınız. Yarın Kartal’ı yeniden AK Parti’ye kazandırmaya var mıyız? O size hizmetkar olacak o size efendi olmayacak. İnşallah Kartal’ımızı çok daha iyi bir yola taşıyacağız Sakın ha sandıklarda çizikli mizikli oy kullanmıyorsunuz. Sandıklara sahip çıkıyorsunuz. Bu haşhaşilere sandıklarda yolsuzluk yapmalarına fırsat vermiyorsunuz. Haberartıbir
"Gözümü Çıkarıp İşkence Yaptılar"
Gezi protestoları sırasında gözünü kaybeden Hakan Yaman: Sürünerek ateşin içinden çıktım. Ayağa kalkmaya çalıştım, gözlerim görmediğim için TOMA’ya doğru gidiyormuşumGezi eylemleri sırasında evine giderken polis şiddetine maruz kalan ve dövülüp gözü çıkarıldıktan sonra ateşe atılan Hakan Yaman , 'Karnımdan vuruldum, yere düştüm. Biraz sonra, 5-6 kişinin üzerime koştuğunu gördüm. Ve işte, her şey o zaman başladı. Sonra beni biraz daha sürüklüyorlar. Ve ateşin içine atıyorlar. Direnişçilerin yaktığı ateşe. Cayır cayır yanayım diye! Nasıl olsa kendimde değilim, e işte orada yanarak, ölüp giderim diy' dedi. 'Polis destan yazdı' sözlerine de tepki gösteren Yaman, 'Kafamın sol tarafında sağlam yer kalmamıştı. Sonra da destan yazdılar öyle mi? Polisin yazdığı böyle bir destan işte' ifadesini kullandı. Gezi protestoları sırasında gözünü kaybeden Hakan Yaman yaşadıklarını Ayşe Arman 'a anlattı. Hürriye'te yer alan söyleşinin bir bölümü şöyle: Sizi tanıyabilir miyiz? -Adım Hakan Yaman. 22 yıldır Sarıgazi’de yaşıyorum. Karım Nihal, alt sokağımızda otururdu, çocukluk aşkıyız. Evlendik. İki kızımız var. Biri sekiz, diğeri 14 yaşında. Bu olay olana kadar kendi yağımızda kavruluyor, mutlu mesut yaşıyorduk… Ne iş yapıyorsunuz? -Servis şoförlüğü. Bazen okul, bazen personel. O gün de, 3 Haziran’dı, işimi bitirip, semte dönmüştüm. Arkadaşlarımla biraz Merkez’de takıldım… Merkez neresi? -Semtin merkezi. Bir kaç sokak üstümüz. Kahvehane-pastane karışımı bir yer var, orada çay içtik, sohbet ettik. Saat 10 buçuk gibi de eve dönmek için yola koyuldum. Arabayla mı? Yok hayır. Abim de Merkez’deydi. Araba ona lazımdı, bıraktım, ben eve doğru yürümeye başladım. O aralar Sarigazi’de de Gezi protestoları yapılıyordu… -Evet ama eylem bir üst caddede oluyordu. Zaten ben ara sokaklardan çabucak eve gidecektim. Bir terslik olacağı aklıma gelmedi. O sokakların birinde tenha, boş bir arsa var. Yanında da bir bina. Tam oradan geçerken, bir TOMA çıktı verdi köşeden. Çıktığı gibi de, bana tazyikli su sıktı. Yüzüme geldi. Ne olduğunu bile anlamadan, gaz fişeği atmaya başladılar… Kaç kişi olduklarını görebiliyor musunuz? -O anda bir şey fark edemedim. Karnımdan vuruldum, yere düştüm. Biraz sonra, 5-6 kişinin üzerime koştuğunu gördüm. Ve işte, her şey o zaman başladı… Başlayan ne? -İşkence, başka bir kelime bulamıyorum. Ben orada savunmasız bir şekilde yerde yatıyorum, 5-6 kişi beni tekmeliyor. Yüzümü, kafamı esirgemeden. Sadece tekme olsa iyi, başka sert cisimlerle de vuruyorlar... “Benim alakam yok, ben eylemci değilim, evime gidiyorum” diyemediniz mi? -Diyemedim. Tekmelerden fırsat olmadı. Zaten söylesem de bir faydası olmazdı ki… Peki yerde tekmelenirken kendinizde miydiniz? Neler olup bittiğini algılayabiliyor muydunuz? -Hayal meyal. Bir taraftan da kollarımla kendimi korumaya çalışıyorum. Ama ne fayda! Tekmeleye tekmeleye çenemi kırmışlar. Ben kendimi kaybetmişim. Elmacık kemiğim, tuzla buz olmuş. Gözümün iç duvarları, içe çökmüş. Burnumun üstü kopmuş. Delinmiş resmen, içi görünüyormuş, alnımdan bir parça kopmuş. Ben nasıl hayatta kaldım bilmiyorum. Ama ben özel değilim, burada kaç kişiyi bu hale getirdiler biliyor musunuz? Benim gibi kaç kişiye orantısız güç kullandılar. Ama onlar konuşmuyorlar, çünkü devlete güvenmiyorlar, nasıl olsa sonuç çıkmaz diye. Yolda yürürken işe giderken, kimi yakalasalar dövdüler, resmen işkence yaptılar. Kafamın sol tarafında sağlam yer kalmamıştı. Sonra da destan yazdılar öyle mi? Polisin yazdığı böyle bir destan işte! Sonra? -Burnumu da kırdıklarını söyledim değil mi, tepesi kopuyor. Perişan haldeyim. O kadar darptan sonra, beni 15 metre sürüklüyorlar. Bir sivil, beş çevik kuvvet var. Ben de video görüntüsünden gördüm, biri binadan çekmiş, youtube’a yüklemiş, beni yere bırakıyorlar. Sonra biri, gözüme bir şey sokup, gözümü patlatıyor... Nasıl yani? -Gözümün içine sivri bir şey sokup, gözümü çıkarıyorlar! Patlatıyorlar, göz eriyip gidiyor. Videoyu çeken çocuk görgü tanığım oldu, o anlattı bana neler yaptıklarını… Bu nasıl bir rezalettir ya! -Bitmedi ki! Sonra beni biraz daha sürüklüyorlar. Ve ateşin içine atıyorlar. Direnişçilerin yaktığı ateşe. Cayır cayır yanayım diye! Nasıl olsa kendimde değilim, e işte orada yanarak, ölüp giderim diye… Aman Allah’ım! -Ne var ki, ateşin içine atıldığımda, yanınca kendime geldim. Sırtım yanıyordu. Zaten yanık tedavisi de gördüm… Peki sizi oradan oraya sürüklüyorlar, müdahale edecek bir Allah’ın kulu yok mu? -Binalardan izleyenler var. Birkaçıyla konuştum, “Yapamadık, cesaret edemedik!” dediler. O durumda inip, bana yardım etmek demek, ölüm fermanını imzalamak demek… Siz nasıl izah ediyorsunuz bu olup biteni? -Edemiyorum ki... Düşününce hâlâ kabul edemiyorum. İlaçla yaşıyorum ben. En çok moralimi bozan da; tamam vurdun beni, yıktın yere, tak kelepçeyi, götür merkeze. Adalete teslim et. Varsa suçum söylesinler, neyse cezam çekeyim. Zaten savunmasız durumdayım, daha ne istiyorsun benden. Gözümü niye çıkarıyorsun! O da yetmedi, ateşe niye atıyorsun? Bu resmen sadizm! Peki o ateşten nasıl çıkabildiniz? -Şimdi bakın, feci bir durum, ateşin içindeyim, yanıyorum. Ama oradalar mı, gittiler mi diye tereddütte kaldığımda, ilk başta ölmüş gibi yaptım. Sonra gözlerimi açmaya çalıştım. Bir tanesi hiç görmüyordu, bir tanesi de hafif bulanıktı. İki ışık gördüm. TOMA’nın farları diye düşündüm, bir kaç metre önümde bekliyordu, sesinden anladım. “Yanarsam yanayım” dedim, hiç sesimi çıkarmadım, 4-5 dakika bekledim. Acı beynimi oyuyordu ama hiç yerimden kıpırdamadım. Onlar da öldüğümü sandı ve TOMA geri çekildi… Siz n’aptınız? -Sürünerek ateşin içinden çıktım. Ayağa kalkmaya çalıştım, gözlerim görmediğim için TOMA’ya doğru gidiyormuşum, birileri “Oraya değil, bu tarafa dön!” diye bağırdı. Bir iki adım attıktan sonra, iki kişi koluma girdi, beni bir binanın içine soktular. Bayağı beklettiler. Sonra bir tanesi, arabasına koydu ve hastaneye götürdü… Nihayet kurtuldunuz! -Nerdeee? Polis, hastane önünde barikat kurmuş, kimseyi içeri bırakmıyor... Niye? Sağlık yardımı alınmasın diye. O haldeyken hastaneye girmek mümkün değildi. Ama ben de girmek zorundaydım, yoksa ölebilirdim. Ve yalan söyledim. Karşıma çıkan polise, “Yol kavgası oldu, 4-5 kişi vurdu, kaçtı” dedim. “Emin misin?” dedi. “Eminim” dedim. İkna oldu. Beni bir ambulansa koyup Kartal Araştırma Hastanesi’ne gönderdiler. Hastanede size ne dediler? -Doktorlar bizimkilere, “Her şeye hazırlıklı olun!” demiş. 14 gün hastanede yattım. Bir göz tamamen gitmiş, öbüründe yüzde 80 görme kaybı var. Çene kırık, burun kırık, ucu kopuk, yüzümün sol tarafı neredeyse yeniden yapıldı, protez göz takıldı. Beynimde sıvı akıntısı vardı, durmasaydı ya sakat kalacaktım ya da ölecektim. Allah’a şükür ölmedim, yaşıyorum. Allah beni karıma ve iki kızıma bağışladı… Peki kaç ameliyat geçirdiniz? -Beş. Önce beyin ve göz. Sonra da yüzümü hale yola getirmeye çalıştılar. Burnumdan parça koptuğu için başka yerlerden parçalar alındı. Göz kemiklerimin hepsi içeri göçmüştü, başka yerlerden kemik alınıp takviye yapıldı. Hepsi de riskli ameliyatlardı. Mayıs’ta tekrar ameliyat olacağım… Peki bu olay sizde nasıl bir travma yarattı? -Üzerinden bu kadar ay geçti, hâlâ çalışamıyorum, yeni yeni sokağa çıkmaya başlıyorum. O arsanın oradan geçemiyorum, kötü oluyorum. Sarıgazi öyle bir bölge ki, hep polisler bekliyor. O polislerin yanından geçerken, “Acaba bana saldıranlar arasında onlar da var mıydı?” diye düşünmeden edemiyorum! Çünkü bana bunları yapanlar, o sadistler, hâlâ görevleri başında. Adalete teslim edilseler rahatlayacağım, o da yok. İşimi de kaybettim, artık araç da kullanamayacağım. 10 aydır sürekli tedavi, sürekli ameliyat… Daha da bitmedi! Bütün dünyadan destek yağıyor Korkunç şeyler yaşadınız. Ama çoğumuzun haberi bile yok. Neden yeteri kadar gündeme gelmedi? -Hiçbir fikrim yok. Belki olay, Sarıgazi’de geçtiği içindir, bilemiyorum. Zaten acıklı olan şu: Başıma gelenler yurt dışında daha çok biliniyor. Her gün, dünyanın her yerinden mektup alıyorum, 10 bin geçti. Her yaştan, her milliyetten, her dilden, her dinden insan yazıyor. Bir de üstelik Uluslararası Af Örgütü’nün dilekçesini imzalayıp Adalet Bakanlığı’na gönderiyorlar. Peki Uluslararası AF Örgütü sizi nereden, nasıl buldu? -Avukatım aracılığıyla. İddianamenin hazırlanmasını bekliyoruz Hukuki olarak neler yapıldı? -Emniyet’e ifade verdim, bana bunu yapan polislerden şikayetçi oldum, savcılığa çağrıldım. Soruşturma açılmasına karar verildi. İddianamenin hazırlanmasını bekliyoruz… Peki siz ne düşünüyorsunuz? Sizce Berkin’de olduğu gibi sizin vakanızda da örtbas mı edilecek? -Ben bu davaya güvenmek istiyorum. Kolumu kıpırdatamayacak hale getirdikten sonra hâlâ şiddete devam etmeleri bir linç girişimi. Ali İsmail Korkmaz’ı o şekilde öldürdüler, ben Allah’tan yaşama tutunabildim.. Nihal Yaman Hayatta olması gerçekten mucize! Eşinizin başına gelenlerden siz ne zaman haberdar oldunuz? Kartal’dayken aradılar. Abisiyle birlikte gittik. En fazla, “Kafası yarılmıştır!” diye düşünüyordum. Görünce gözlerime inanamadım. Gerçekten hayatta olması mucize! Yüzü feci durumdaydı, kandan hiçbir şey görünmüyordu. Aklımız almadı, “Böyle bir şey nasıl olabilir ki?” dedik. Bir insan evladı, kimseyi o hale getiremez. Ama o anda, hayatta kalmasından başka hiç bir şey umurumda değildi… Kaybederim diye mi korktunuz? -Hem de çok! Her saniye yanındaydım. İlk gün ameliyata alamadılar, çok fazla kan kaybı vardı. Havlularla kanı durdurmaya çalışıyorduk... Nasıl bir isyan ve kızgınlık hissediyor insan? O anda insanın tek düşündüğü yaşaması. Ama sonradan yaşayacağı anlaşılınca insan isyan doluyor. Nefret doluyor. Çocuklar? -Çok şaşkındılar. Önce ne diyeceğimizi bilemedik, “Babanız bir kaza geçirdi!” dedik. Sonra öğrendiler tabii. Gizli tutamıyorsunuz. İkisi de şok oldu. Küçük kızım bir ay babasıyla konuşamadı, ona yaklaşamadı, babasının yüzüne neler olduğuna anlam veremedi, bakamadı, korktu. Sonra da tam tersine aşırı bir bağlanma oldu, şimdi babasının yanından hiç ayrılmıyorT24
Bir Erkek Şiddeti Daha: Boşandığı Eşini Yaktı
İstanbul Tuzla'da boşandığı eşinin yolunu kesen eski koca, kadının üzerine benzin döküp yaktı. Olay, Tuzla Esenyalı mahallesi Marmara Caddesi'nde sabah saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere bir süre önce eşi S.Ç.'den boşanan G.Ç. yeni ev tutarak Tuzla'da yaşamaya başladı. Çalışkan bu sabah işe gitmek üzere evinden çıktı. G.Ç. caddede yürürken yolu boşandığı eşi S.Ç. tarafından kesildi. Çıkan tartışmanın ardından S.Ç. elindeki bidondaki benzini eski eşinin üzerine döküp ateşe verdi. Yardıma koşan kişinin elleri yandı K adın acı içinde feryat ederken, çantasında bulunan ve kendini korumak için yanında taşıdığı biber gazı da patladı. G.Ç.'nin feryatlarını duyan vatandaşlar hemen yardıma koştu. Vatandaşlar bir taraftan kadını söndürmeye çalışırken, etkisiz hale getirmeye çalıştıkları S.Ç., onlara da benzin döküp 'sizi de yakarım' tehdidinde bulundu. Eski koca S.Ç. olay yerinden yaya olarak kaçtı. G.Ç.'yi söndürmeye çalışan bir kişinin de elleri yandı. Olay yerine gelen ambulansa alınan G.Ç., Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Tedavi Merkezine götürüldü. Ellerinden yaralanan diğer kişi de Tuzla Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. G.Ç.'nin durumunun ciddi olduğu öğrenilirken polis her yerde kaçan adamı arıyor. DHA
Türkiye Kupası'nda 5. Haftanın Programı Açıklandı
Türkiye Kupası gruplarında 5. hafta maçlarının programı açıklandı.Türkiye Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre 27 - 28 ve 29 Ocak günlerinde oynanacak olan maçların programı şöyle:27 Ocak Salı13.00 MKE Ankaragücü - İstanbul Başakşehir (Ankara 19 Mayıs)13.00 Manisaspor - Akhisar Belediyespor (Manisa 19 Mayıs)16.00 Mersin İdmanyurdu - Bursaspor (Tevfik Sırrı Gür)18.00 Trabzonspor - Keçiörengücü (Hüseyin Avni Aker)20.30 Kayserispor - Fenerbahçe (Kayseri Kadir Has)28 Ocak Çarşamba13.00 Centone Karagümrük - Samsunspor (Vefa Stadı)13.00 Tuzlaspor - Gaziantep Büyükşehir Belediyespor (Tuzla Belediye Sahası)13.00 FBM Makina Balçova Yaşam - Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor (Kemalpaşa Ulucak Stadı)13.00 Bayburt Grup Özel İdare - Altınordu (Bayburt Genç Osman)13.45 Kardemir Karabükspor - Sivas Dört Eylül Belediyespor (DR. Necmettin Şeyhoğlu)16.00 Gaziantepspor - Sivasspor (Kamil Ocak)18.15 Adana Demirspor - Çaykur Rizespor (5 Ocak Fatih Terim)20.30 Eskişehirspor - Galatasaray (Eskişehir Atatürk)29 Ocak Perşembe13.30 Gençlerbirliği - Cizrespor (Ankara 19 Mayıs)16.00 Giresunspor - Torku Konyaspor (Giresun Atatürk)20.30 Beşiktaş - Sarıyer (Atatürk Olimpiyat).Cihan
2 Günde 1 Kadın Şiddet Kurbanı!
Yılın ilk 100 gününde 61 kadın şiddet sonucu yaşamını yitirirdi. Kadının korunmasında yasal boşluklara dikkati çeken uzmanlar, şiddet gören kadının tedavisi bitmeden ona zarar veren erkek serbest bırakılıyor diyor... Türkiye, 2014 yılının ilk gününe Isparta’da boşanma davası açtığı eşi tarafından vurulan Ayşe Güzel’in ölüm haberiyle uyandı. O günden bugüne erkek şiddeti ve devamında gelen ölümler hiç durmadı.  Milliyet'ten Damla Yur'un haberine göre, yılın ilk 100 gününde 61 kadın gördüğü şiddet sonucu yaşamını yitirirken, çok sayıda kadın da gördükleri şiddetin ardından yoğun bakım ünitelerinde hala hayata dönüş mücadelesi veriyor. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Aydeniz Alisbah Tuskan, son 10 ayda şiddet gördüğü için baroya başvuran 2 binden fazla kadın için tedbir kararı çıkardıklarını ancak bu kadınların yüzde 80’inin yasa ve uygulamalardaki eksiklikler nedeniyle şiddet görmeye devam ettiğini söyledi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldız Ecevit’e göre kadının korunamamasında yargı organı ve polis teşkilatının da ataerkil yapıda olması önemli bir rol oynuyor. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kurucusu avukat Canan Arın ise, “Sığınma evi sayısı yeterli değil. Kaçmak isteyen kadına yeterli destek yok. Hukuki açıdan da uygulama sorunları var. Şiddetin ve cinayetlerin önüne geçmek için samimi bir çaba göremiyoruz” diyor. 11 günde 11 kadın Şiddetten ölen kadınların dijital ortamda istatistiğinin tutulduğu ‘Dijital Anıt’ın verilerine göre 2014 yılın ilk 3.5 ayında 54 kadının yaşam hakkı erkek arkadaşları, eşleri, ağabeyleri, babaları ya da akrabaları tarafından ellerinden alındı. Dijital Anıt’ın veri paylaştığı 7 Nisan 2014’ten sonra bu sayıya yaşamdan koparılan 7 kadın daha eklendi. Balıkesir’de yaşayan Name Yıldırım(33) 7 Nisan günü eşi Hasan Erkan Yıldırım tarafından boğularak öldürülürken, bir gün sonra da Zonguldak Ereğli’de Durukan Akcan eşi ve kayınvalidesini av tüfeğiyle vurdu. İki kadının ölümünden bir gün sonra da bu kez Bursa’dan bir kadın cinayeti haberi geldi. Doğan F., bir avukatlık bürosunda sekreter olarak çalışan Emine Ebren’i silahla öldürdükten sonra intihar etti. Geçtiğimiz Perşembe ve Cuma günleri de kadın cinayetleri halkasına 2 yeni cinayet daha eklendi. Hastaneden çıkmadan... Sadece Nisan ayının ilk 11 gününde şiddet sonucu 11 kadın yaşamını yitirdi. Aynı dönemde birçok kadın da maruz kaldıkları şiddet nedeniyle ağır yaralandı. Bursa’da 2 Nisan günü eşi tarafından şiddet gördükten sonra başından vurularak yol kenarına bırakılan 45 yaşındaki E.K. İnegöl Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde 12 gündür yaşam mücadelesi veriyor. Tuzla’da 4 Nisan günü boşandığı eşi tarafından sokak ortasında üzerine benzin dökülüp yakılan G.G. ise çantasında taşıdığı biber gazı fişeğinin patlamasıyla solunum yetmezliği ve yanıkları sebebiyle 10 gündür yoğun bakımda gözlerini açamıyor. İzmir’de 9 Nisan günü boşanma davası açmak istediği için eşi tarafından burnu kırılan A.A.’nın ise tedavisi hâlâ sürüyor. Şiddet sonrası hayatta kalan kadınları ise evlerinde ve sokakta zorlu bir yaşam mücadelesi bekliyor. UZMANLAR NE DİYOR? ‘Hukuk kadının yanında değil’ İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Aydeniz Alisbah Tuskan, “Kadın henüz hastaneden çıkmadan adamlar serbest bırakılıyor, sokakta elini kolunu sallayarak geziyor” dedi. Kadını şiddetten korumaya yönelik yasal düzenlemeleri uygulamada göremediklerini kaydeden Tuskan şöyle devam etti: “Kadınlar bu mücadelede hukuku da yanında göremiyor. Şiddet uygulayan, ölümle tehdit eden adama yakalama kararı çıkartılmasa bile tedbir kararı alınıyor. Ancak adam bulunamazken tehditlerine devam ediyor. Yakalama kararları çıkıyor ama bir süre bulunamıyorlar. Bulunurlarsa da 2 gün sonra serbest bırakılıyorlar. Polise giden kadın hep son derece baştan savma bir tavırla karşı karşıya kalıyor. Ölümlerin çoğu uygulama sorunu kaynaklı. Bize bu son 10 ayda sadece şiddet gördüğü için başvuran 2 binden fazla kadın için tedbir kararı çıkarttık. Ama bu tedbir sadece kağıtta kaldı. Hakkında tedbir kararı alınan, uzaklaştırma uygulanan erkek, şiddetine de tehditlerine de devam etti. Bu kadınların yüzde 80’i şiddet görmeye devam ederken bazılarının da ne yazık ki ölüm haberini aldık. Böyle çözüm olmaz.” Giderek artıyor ‘Anıt Sayaç’ın verilerine göre; 2009 : 105 2010 : 165 2011 : 121 2012 : 139 2013 : 228 ‘Fatura hep kadına’ Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kurucusu avukat Canan Arın: “Sığınma evi sayısı yeterli değil. Şiddet gören kadınların sığınma evlerine ulaşması çok zor. Alt yapısı olmayan ŞÖNİM’leri kurdular. Ancak kadınların oraya ulaşması zor olduğu için işlevini yerine getiremiyor. Sığınmak istyen kadın 12 yaşından büyük erkek çocuğuyla o eve giremiyor. Hukuki açıdan da uygulama sorunları var. Şiddetin ve cinayetlerin önüne geçmek için samimi bir çaba göremiyoruz” dedi.Prof. Dr. Yıldız Ecevit (Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı, sosyolog): “Sayı artsın artmasın kadına yönelik şiddete ilişkin varolan yüksek bir oran var. En derinde yatan neden Türkiye’de ve benzer toplumlarda kadına verilen değer düşüklüğü. Mevcut sistemde kuvvetli bir ataerkil zemin var ve bu ataerkil zemin her geçen gün besleniyor. Hukuk da koruyor erkekleri polis de. Kadına şiddet gösteren erkek, kadına yüklenen ‘iffetsizlik’ suçlamasıyla mahallede de korunuyor. Fatura hep kadına çıkıyor.”Yrd.Doç. Dr. Neslim Güvendeğer Doksat (Çocuk ve ergen psikiyatri uzmanı): “Şiddete maruz kalan ve tanık olan her yaştaki çocuk aile ve toplum içindeki psikolojik baskı, soğuk savaş, kadının erkeğe biat kültüründen etkileniyor. Çocuklar, ebeveynin ve ortamın gerginliğini adeta bir sünger gibi emme özelliğine sahiptir. Mevcut şiddet ortamını da çocuklar sünger gibi emiyor.”Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu (Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi): “Kadına yönelik şiddet haberleri sıradanlaştırılarak, dramatize edilerek veya normalleştirilerek verilmekte. Hoşgörüsüz ve olumsuz bir haber dili var. Haberler fail suçu hafifletilerek, mağdur da neredeyse suçunu hak etmiş gibi verilmekte. Medya şiddeti toplumsal bir sorun değil adli bir vaka olarak veya münferit olay biçiminde sunuyor.” DAMLA YUR | Milliyet