onedio
Görüş Bildir

Kasap Haberleri

Kasap ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Kasap ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İşte Resmi Olmayan Sonuçlara Göre İl İl Kazananlar
Üç büyük şehirde tablo değişmedi. CHP’ İzmir’i kaptırmadı. İstanbul ve Ankara AK Parti’de kaldı. Melih Gökçek Ankara'da 5'inci kez kazandı. Mansur Yavaş CHP'nin oylarını yükseltse de Gökçek'in gerisinde kaldı. Mustafa Sarıgül İstanbul’da Kılıçdaroğlu’nun 2009’da aldığından fazla oy topladı, ancak Topbaş’ı deviremedi. CHP kalesi İzmir’de yüzde 6.63 oy kaybetti. İzmir’in ilçelerinin 23’ünü CHP, 5'ini AKP, ikisini de MHP aldı. MHP’nin Türkiye genelinde oy oranı değişmedi. Ancak sahip olduğu 10 belediye başkanlığı sayısını 8’e düşürdü. 3 şehri teslim eden MHP’nin kazandığı yeni il Mersin. 30 büyükşehirin 18’ini AK Parti aldı. 5 şehri CHP, 3’ünü ise MHP kazandı. Bağımsız Mardin Adayı ile birlikte Diyarbakır ve Van ile birlikte BDP hepsi Güneydoğu’da 3 büyükşehiri elde etti. Şanlıurfa’da Osman Baydemir BDP’nin oylarını üçe katladı. Ancak AK Parti adayı eski vali Celalettin Güvenç’in yarısı kadar oy alabildi. MHP İstanbul’da varlık gösteremedi. MHP oyları ilk kez seçime giren HDP’nin aldığı yüzde 4.84’ün gerisinde kaldı. Güneydoğu’da sürpriz yok. BDP var olan belediye başkanlıklarına 3 yeni il daha ekledi. Toplam 115 belediye BDP’de. Ahmet Türk Mardin'de tek bağımsız aday olarak seçimi kazandı. Al Jazeera Türk
Bakanlık At Eti ve Eşek Eti Kullanan Markaları İfşa Etti: Tereyağında Mantar İlacı Tespit Edildi!
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın gıda hilecilerine karşı yürüttüğü mücadele kapsamında güncellenen firma listesi, tüketici güvenini sarsan detaylarla dolu. 24 Mart'ta yayımlanan yeni liste, vatandaşların sağlığını hiçe sayan firmaların gerçek yüzünü ortaya koydu. En çarpıcı nokta ise, 'dana' eti adı altında 'at ve eşek eti' satışı yapan firmaların varlığı oldu. Ayrıca, popüler bir markanın tereyağında 'mantar ilacı'na rastlandı.
22 Mart - 29 Mart 2025 A101 Haftanın Yıldızları Kataloğu
22 Mart 2025 A101 Haftanın Yıldızları kataloğu Onedio'da! Türkiye'nin en büyük perakende market zincirlerinden A101 Haftanın Yıldızları katalog listeleri yayınlandı. A101 aktüel kataloğu Onedio'da! A101 kataloğundaki birbirinden cazip indirimleri kaçırmamak için güncel A101 broşür içeriklerimizi takip edebilirsiniz. Bakalım 22 Mart 2025 Haftanın Yıldızları kataloğunda hangi indirimler var?A101 Haftanın Yıldızları fırsatlarını buradan inceleyebilirsiniz.👇'Bu içerik marka iş birliği içeriyor.''Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.'
İndirim Günleri Başlıyor! 22 - 28 Mart Haftasında A101, BİM ve ŞOK Aktüel Ürünler Listesinde Ne Var?
Türkiye'nin en büyük perakende market zincirleri A101, ŞOK ve BİM'de aktüel ürün katalog listeleri yayınlandı. A101, Bim, Şok aktüel ürünler kataloğu Onedio'da! Birbirinden cazip indirimleri kaçırmamak için güncel broşür içeriklerimizi takip edebilirsiniz. Bakalım 22 - 28 Mart 2025 tarihleri arasında hangi indirimler var?'Bu içerik marka iş birliği içeriyor.' 'Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.'
Köfteci Yusuf Menüleri! 2025 Yılı Köfteci Yusuf Fiyat Listeleri
Bursa ilinin İznik ilçesinde kurulan Köfteci Yusuf, Türkiye'nin birçok şehrinde hizmet veriyor. 1996 yılından beri tanınmış et restoran zincirleri arasında yerini alan Köfteci Yusuf'un menüleri de sık sık dikkat çekiyor. 284 şubesi ile 40'tan fazla ilde faaliyet gösteren restoran zincirinin kimi şubelerinde geçerli olan eve sipariş hizmeti de tercih ediliyor. Peki Köfteci Yusuf'un Ramazan menü fiyatları ne kadar? İşte Köfteci Yusuf ızgara et, çiğ ürün, kahvaltı, şarküteri, ekmek arası, döner, çorba ve tatlı menülerinin güncel fiyatları
Maça Sinirlenip Programı Bitirdiler
Trabzonspor-Fenerbahçe maçında çıkan olaylardan sonra NTVSpor canlı yayınını da etkiledi.Ntvspor'da Trabzonspor-Fenerbahçe maçını değerlendiren Rıdvan Dilmen saha içi olaylara adeta çıldırdı. Açıklamalarını yaparken sinirli olduğu gözlenen Dilmen, 'Ya Güntekin konuşmayalım bile bitirelim' dedi. Programın sunucusu Güntekin Onay, son sözlerini söyledikten sonra programı bitirdi.Şampiy10
İstanbul'dan Kaçmak İçin Yakın Yerler; KIRKLARELİ
Kırklareli;Nazardan kaçırılmış doğası, zengin tarih ve kültür varlıkları, Karadeniz'deki uzun ve kimi yerde pudra tozu misali kumsallarıyla donatılmış dingin denizi, Rumelili hissedişi yüksek bal yürekli insanları, engin mutfağı ile bu lezzetlere ev sahipliği yapan pek çoğu doğanın koynunda yer alan lezzet duraklarıyla, İstanbul'un insanı boğan keşmekeşinden kaçmak isteyenler için eşsiz bir seçenektir.Keşfetmeye var mısınız ?KırklareliKırklareli Gezi Rehberi
Adana'daki Yasa Dışı Dinleme Davası'nda Tutuklama Talebi Reddedildi
ADANA'da aralarında hakim ve savcıların da olduğu kişilerin cep telefonlarının yasa dışı dinlendiği iddiasıyla 9 polis hakkında 47'şer yıl hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianameyi kabul eden Adana 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmanın 16 Temmuz'da yapılmasına karar verdi.Yurt dışına çıkış yasağı getirilen sanık polislerin tutuklanma talebi ise reddedildi. Bir ulusal gazetenin geçen 18 Mart tarihli sayısında yayınlanan yasa dışı dinleme iddialarıyla ilgili Adana Cumhuriyet Savcısı Şükrü Uçkan ve Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Köse, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Şükrü Uçkan, kendisinin 'Fırat Yalçıntekin' kimliğiyle Adana 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan, Süleyman Köse ise 'Tunahan İnan' kimliğiyle Adana 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan dinleme kararıyla cep telefonlarının yasa dışı dinlendiğini öne sürerek, şikayetçi oldu. Bunun üzerine yürütülen soruşturmada 8 Nisan'da 9 polis memuru gözaltına alındı. Sorgularının ardından adliyeye sevk edilen polislerden 6'sı tutuklandı. Bu karara yapılan itirazlar sonunda, tutuklu polisler 6 gün sonra tahliye edildi. SAVCI İDDİANAME HAZIRLADI Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali Doğan, 'cebir, tehdit kullanarak zorla haraç almak, silahla adam yaralamak, çek senet tahsilatı yapmak gibi haksız ekonomik çıkar sağlamak üzere örgüt kurduğu ve yönettiği' iddiasıyla mahkeme kararıyla yapılan telefon dinlemelerinin yasa dışı olduğuna dair Cumhuriyet Savcısı Şükrü Uçkan ve 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Köse'nin şikayetlerini soruşturdu. Yapılan soruşturmada şikayetçilerin yanı sıra aralarında başka hakim, savcı ve polislerin de olduğu 107 kişinin telefonlarının dinlendiğini saptadı. Başsavcı Vekili Ali Doğan, suç tarihinde İstihbarat Şube Müdürü İsmail Bilgin, Şube Müdür Yardımcıları Ertuğrul Yetkin ve Aytaç Akyol ile Komiser Fevzi Mert, polis memurları Ramazan Kasap, Abdullah Karaca, Ahmet Şenal, Hasan Serçe, Mehtap Avcu ifadeleri aldı. Polisler, haklarındaki suçlamaları kabul etmeyip, dinleme yaptıkları kişilerin hakim veya savcı olduğunu bilmediklerini söyledi. TUTUKLAMA İSTEMİŞTİ Soruşturmasını tamamlayıp 42 sayfalık iddianame hazırlayan Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali Doğan, dinlemelerin sahte isimler ve suç uydurmak suretiyle bilerek, isteyerek ve sistemli şekilde yapıldığını öne sürüp, konuyla ilgili hakim kararı olmasına rağmen eylemi suç olmaktan çıkarmadığını iddia etti. Sanıklara, 'Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, iftira, suç uydurma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi' suçlamalarıyla 47'şer yıl hapis cezası isteyen Ali Doğan, iddianamesinde şikayetçilerin yanı sıra Cumhuriyet Savcıları A.G., Y.K., C.T. ve H.Ö. ile Hakim K.V.'nin de benzer şekilde telefonlarının dinlendiğini, aynı yöntemlerle 102 kişinin dinlenmesiyle ilgili de soruşturmaların halen devam ettiği bilgisine yer verdi. Savcı Doğan, çok sayıda hakim, savcı ve kamu görevlisini sistemli şekilde yasa dışı dinlemekle suçladığı 9 polisin delilleri karartma ihtimali olduğunu öne sürüp, tutuklanmalarını istedi. AVUKAT AÇIKLADI İddianameyi kabul eden Adana 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptı hazırlayarak 16 Temmuz 2014'te duruşma yapılmasını kararlaştırdı. 'Sanıkların isnat edilen suçların tarihi, sanıkların sabit ikametgah ve iş sahibi olmaları, kaçacaklarına veya delilleri değiştireceklerine dair şüphe bulunmaması, yöneltilen suçların CMK 100'üncü maddede belirtilen suçlardan olmaması ve tutuklamanın tedbir niteliğinde olması nazara alınarak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tutuklama talebinin reddine' diye karar veren mahkeme heyeti sanıklara yurt dışına çıkış yasağı koydu. Yusuf BAŞTUĞ/ ADANA, (DHA) -
Küçük İskender: Ahlak İçin Seksten, Bağımsızlık İçin Özgürlükten Vazgeçemezsin
Şair küçük İskender: Birbirlerine ekranda küfreden liderlerin temsil ettikleri partilerin sokaklarda hoşgörülü, neşeli şarkılarda fink atması ayrı bir ironi Şair küçük İskender , 'Ruhu iyileştireyim derken bedeni öldürüp dışlayamazsınız. Tersi de geçerli. Ahlak derken seksten, bağımsızlık derken özgürlükten vazgeçemezsiniz. Hayat böyle bir şeyi' dedi. Twitter yasağına da değinen iskender, 'Twitter, Youtube, Facebook derken toptan çözüme gidip yakında elektriği yasaklayabilirler. TOKİ de konforlu mağaralar yaparsa yerleşir, geçinir gideriz' ifadesini kullandı.Şair küçük İskender, Türkiye'deki şiirden, ahlaktan, özgürlükten, Gezi olaylarıdan ve Twitter yasağına kadar birçok soruya yanıt verdi. Çınar Oskay 'ın sorılarını yanıtlayan İskender'in Hürriyet'te yer alan söyleşisinin ilgili bölümü şöyle: Türkiye’nin bugünleri bir şaire ne hissettirir? Muhafazakâr ya da vurdumduymaz bir şairseniz bir sıkıntı yok elbette. Ama benim gibi hayatın her an ileri ve daha güzele, eşitliğe doğru gitmesinden yana olanlar için kapan. Kapan diyorum çünkü sizi av gibi görüp peşinize düşen avcılar var. Ölümünüzün önlerindeki engelleri kaldıracağını savunan bir zihniyetin gitgide hakim olduğu bir darboğaz da denilebilir. Pencerenizden içeri giren seçim şarkıları, televizyon haberleri sizi nasıl etkiliyor? Birbirlerine ekranda küfreden liderlerin temsil ettikleri partilerin sokaklarda hoşgörülü, neşeli şarkılarda fink atması ayrı bir ironi. Zaten uzun zamandır haberleri sosyal medyadan izlemeye gayret ediyorum sahiciliği açısından. Penceremden içeri sızmaya çalışan şarkıları da kendi müzik arşivimdeki şarkılarla bastırarak akıl sağlığımı korumaya çalışıyorum. “Bu hızla 3-5 yıla kalmaz topluca Ortaçağ’a gireriz” demiştiniz. Girdik mi, daha var mı? Girmez miyiz; hatta o hızla arka kapıdan çıkıp daha da geriye düştük. Twitter, Youtube, Facebook derken toptan çözüme gidip yakında elektriği yasaklayabilirler. TOKİ de konforlu mağaralar yaparsa yerleşir, geçinir gideriz. ‘ Underground Otopark kitabında “Çocukken ülkenin, dünyanın bu hale geleceğini hiç tasavvur ettiniz mi? Aklımın ucundan bile geçmedi” diye yazdınız. Gerçekten o zamanlar daha mı iyiydi dünya? Sanırım ben daha iyiydim, biz daha iyiydik. Yoksa dünyanın anormal yükselişi doğanın çöküşü anlamına geliyor. İnsanın evrimi ne kadar büyük bir tehlikeyse asıl korkuncu da büyümekle yaşlanmayı karıştırıp o telaşla irili ufaklı diktatörlere dönüşmesinde. Küçücük bir çocuktan korkan iktidarlar, sevginin düşmanı şizofren çeteler oluşturduk; teselliyi de çoğunluğun desteği sanıyoruz. Yeniden Dostoyevski okumaya başlamak gerekiyor belki deBugünlerin 80’lerden, 90’lardan, 2000’lerden farkı ne? 80’lere laf yok; acımız kadar neşemiz de büyüktü. 90’larda liberalizmin başımıza bela olacağı endişesine Tarantino güldü geçti yine de. Derken 2000’lerin milenyum sarhoşluğuna kapıldık. Bilmiyorduk ki başkaları içindi milenyum; bizim coğrafyamız ise uranyuma girdi. Yani karanlığa, ölüme, baskıya, sonunda da cinayetlere, katliamlara... Küçük Amerika olmaktan sıkılıp küçük Almanya tadına ulaştık. Ama bildiğin Nazi Almanyası. Başbakan Erdoğan sizi şair olarak bir şekilde etkiliyor mu? Ne bileyim, mesela gün içinde aklınıza geliyor mu? Sesinin inceldiği mitingler filan sizin algı dünyanızda nasıl yer buluyor? İçindeki gerçek sesi bulmuş olabilir belki -ilginç bir ton yakalamış çünkü, tıbbi açıdan bakmalı birileri.- Beni birey olarak değil, yaptıkları açısından ilgilendiriyor kendisi; vefa ve vicdan kavramlarına getirdiği postmodern açılım birçok ailenin çöküşüne sebebiyet verdiyse karakter olarak şüphesiz her sanatçı için bir figürdür. Yeniden Dostoyevski okumaya başlamak gerekiyor belki de. Ya iktidarın yeni dili? Egemen Bağış’ın ‘nekrofiller’ benzetmesi… Başbakan’ın “Bunlar utanmasa uçak için de ‘ekmek almaya gidiyordu’ diyecek” sözleri? Tıp eğitimimi psikiyatri servisindeki hastaların tedavisini aksattığım, bozduğum iftirası yüzünden bırakmıştım biraz da; bana o günleri hatırlatan şeyler yaşıyorum. Yani bir dil, bir akıl ve bir gövdenin sacayağı vazifesi göremediği varoluşlar. Bu tuhaflıklar umarım ilerde ulusal bir ironi performansı yapmamız için yeterli malzeme ve mümkün mertebe direnç sağlar hepimize. “Faşizme karşı tıpkı bir hayvan gibi davranmalıyız” sözleriyle ne demek istediniz? -Hayvan derken saldırgan, vahşi, akılsız anlamında kullanmıyorum; gezegenine uyumlu, dürüst, doğası gereği güzel anlamına getiriyorum lafı. Bazı insanlarla beraber yaşayacağıma, çalışacağıma hayvanlarla işbirliğine gidip öze dönerim gibi fazla naif bir yanım da var hâlâ. Bu dönem fikir-sanat hayatımızı nasıl etkiledi? Çıkan filmleri, şarkıları, kitapları nasıl buluyorsunuz? Bir tiyatrocu dostumuz haklı nedenlerle yurtdışına giderken diğerine yeni olanaklar veriliyorsa olan biteni okuyan yeni bir zihniyet kandırılamaz elbette. İçimdeki his yakında kimi mizah dergilerinin de ağır cezalarla, vergilerle kapatılacağının sinyalini veriyor. Daha da siyahlara bürüneceğiz. Ama gitgide matem artar, karalar bağlayanlar çoğalırsa karanlık ve o karanlıkta saklanan farklı fikirlerin hareket alanı da genişler. Genç sanatçıların iyi işlere yöneleceğini, sertleşeceğini ümit ediyorum. Biraz hayal kuralım... Bir sabah uyandınız. Türkiye, istediğiniz gibi bir ülke olacak. Sokakları, mimarisi, insanları, gündemi... Böyle bir ülkeyi anlatır mısınız bize? Birileri cennet diyor ona, birileri de ütopya. Öyle bir Türkiye’yi hayal edebilecek kadar ne yeteneğim ne de görebilecek kadar ömrüm var. Güzel bir ülkeyi anlatacak kadar güzeldir lisanımız, güzel bir ülkeyi inşa edebilecek kadar güzel insanlarsak tabii. Sıkıntımız orada. “Okumadan sokağa çıkmayın” diyeceğiniz kitaplar, şiirler var mı? Her kitap okunmayı hak eder bence. Elbette seçiciyim ama kimi söylesem diğeri alınır. Şiirsel söylersek “Kimi sevsem öteki küsüyor” gibi bir durum. Edebiyatseverlik böyle bir nazı, kıskançlığı bertaraf etmek işte. Yine de şiirin büyüsü bambaşka. Düzyazının öğüt verdiği yerde şiirin baştan çıkartıcılığı önemli. Edebiyat hayatınızın en zevkli anı hangisiydi? Şair olarak Amsterdam’a davet edilmem ve orada yaklaşık bir ay yaşamam geliyor aklıma. Gerçekten iyi gelmişti. İnsanlar gülümsüyordu. Özgürlük haddini aşmıştı. Bu yaşıma kadar mutluluğu bir kez orada hissetmiş olabilirim. Kediler, akasya ağaçları, vapur, yağmur, Büyükada… Bizim yazarlarımız, şairlerimiz biraz uslu mu? Biz mi öyle sanıyoruz? Siz bu durağan dünyadan kopma isteği duydunuz mu? Asya, Avrupa, Amerika derken Afrika’yı atladığımı fark ettim; belki en azından bir Fas yolculuğu olabilir ilerde. Baharat kokusu mu, sıcak mı, çöl mü çekiyor beni, bilemiyorum. Burroughs etkisi de olabilir. Yahut ‘Afrika Dahil’ diyen bir Cemal Süreya rüzgârı. Belli mi olur bir Rimbaud bulurum kendime oralarda arkadaş, Afrika’nin göbeğine yerleşip bir bakkal açarız. Sence durulmaya niyetli miyim? Yola devam! Hayatınızın romanı hangisi peki? Bizim kuşağı Oğuz Atay’ın ‘Tutunamayanlar’ı vurdu. Ne gariptir ki kızıyla Cerrahpaşa’da beraber okuduk; sanırım o doktor olmuştur, ben buralara geldim. Ardı sıra Latife Tekin romanları. Şimdilerde ise Hakan Günday, Emrah Serbes gibi müthiş kalemlerin ateşi. Âşık olmak zorlaştı mı? Neye âşık olduğunla ilgili bu. Eskiden boş zaman sosyoloji diye bir meseleyle ilgilenmiştim. Aşk oralarda samimi ve elzem. Ya evlilik? O tür zararlı alışkanlıklarım yok. Dostluklar, ilişkiler nasıl evrildi? Tomris- Turgut Uyar’ınki gibi evlilikler, aşklar kaldı mı? En son, Orhan Veli’nin büyük aşkı Nahit Hanım’a yazdığı mektupları okudum. Aşka mı üzüldüm, o dönem mi içimi burktu; ama sersem etti beni. Sahicilikle ilişkili. Özlemle ilgili. Arkadaşlıklar örgütlenmeye benziyor biraz. Zamana karşı koymak, zamanı birlikte şenlendirmek için kurulmuş küçük örgütler işte sorduğun dostluklar, aşklar. Kundaklamayı sevmem “Şiir, küçük mutlulukları, ayrıntıda kalan hüzünleri, bir çiy damlasının falanını-filanını aşalı, buralardan gideli çok zaman geçti” diye yazdınız. Hayat şiire olan duyarlılığı öldürdü mü? O ifade tarzı terk edildi sadece. Dobralık ile teknoloji, hız ile masumiyet birbirine nüfuz etti. Devasa hayat yangınına itfaiye geç geldi; artık ortadaki kül ve enkazı eşeleyerek insanlığımızı bulmaya çalışıyoruz; biraz o yüzden kirliyiz. Siz ender şair gibi şairlerdensiniz galiba. Bohem, dağınık, özgür… Nasıl bir hayat böylesi, öykünelim mi? Emir/komuta zinciriyle aranız yoksa hiç de fena değil; bohem ve özgür kısmı doğru da dağınıklığımın çerçevesi var. Çok zengin nasıl para saçmazsa bu denli imgeyi biriktirenin de bonkör, müsrif ya da tatlı serseri olması imkansız. Sorumluluklarımı, ödevlerimi ihmal etmemeye çalışırım. Baktım ki boğuyorlar, içime çekilirim. Edebiyatla ilgilenmeseydim de böyle bir hayatı isterdim. Her iki anlamıyla da kundaklanmayı sevmem. Türkiye’de eşcinsel olmak nasıl bir durum? Eşcinsel kesimin ‘Yeryüzünde bir azınlık güç olarak iktidar karşısında daima muhalif sosyalist kanatta mücadele verdiğini’ yazdınız. Gezi’deki LGBTİ direnişçileri, sonrasında geniş bir kitlenin katıldığı ‘Gay pride’ bir farkındalık yarattı mı? -LGBTİ, her şeyden önce tüm dünyada heteroseksizmin faşizmiyle mücadele eder; kimseyi dışlamamayı ilke edinmiş, içselleştirmiştir. Arkadaşlarımız Gezi’de ve sonrasında bunun en başarılı örneklerini sergilediler. Direnişi ve ölçülü mizahı yan yana getirdiler. ‘Yasak Ne Ayol’ bugün çoğu insanın dilinde. Onlar sadece benim değil, hepimizin dostu. Bunu fark edenler dünyayı sevmeyi öğreneceklerdir. Türkiye’deki heteroseksist şiddeti kırmak mümkün mü? Dürüst konuşalım; umudum yok. Öncelik de kazandıramıyoruz. Doğruya doğru ülkemizde çözüm bekleyen bir sürü acil meselemiz varken bu sanki biraz ‘fazla’ görünüyor kimilerine. Tabii ki “Her şey düzelsin, size de bir güzellik yaparız” gibi bir kepazeliğe ödün vermek de ağır. Gezi sizde şiir yazma isteği uyandırdı mı? Ölen kişilerin arkasından veya toplumsal çıkışları takiben şiir yazmak tedirgin ediyor beni; yazanlara bir şey diyemem ama ben sanki pastadan pay alıyormuşum gibi hissediyorum. Örneğin Ali için, Berkin için, Ethem için şiir yazarsam biri çıkıp “Onlar ölürken yanında yoktun” diyecek diye ürküyor ve hak veriyorum bu siteme. Bugün Türkiye’de seçim var. Yeni bir dönem... İnsanlara bu pazar günü, bir şiirle veda etmek ister misiniz? Şiirsel bir aforizmamı paylaşayım: “İyi şaire sormuşlar: “Usta, diğerleri çırpınsa da senin gibi yazamıyorlar; nedendir?” İyi şair yanıtlamış: ”Meseleyi et olarak gören göz için kasap ile cerrah arasında fark bulunmadığındandır.“ Bu farklılıkları fark edenlerin kazandığı bir dönem olur umarım.T24
İşte Resmi Olmayan Sonuçlara Göre İl İl Kazananlar
Üç büyük şehirde tablo değişmedi. CHP’ İzmir’i kaptırmadı. İstanbul ve Ankara AK Parti’de kaldı. Melih Gökçek Ankara'da 5'inci kez kazandı. Mansur Yavaş CHP'nin oylarını yükseltse de Gökçek'in gerisinde kaldı. Mustafa Sarıgül İstanbul’da Kılıçdaroğlu’nun 2009’da aldığından fazla oy topladı, ancak Topbaş’ı deviremedi. CHP kalesi İzmir’de yüzde 6.63 oy kaybetti. İzmir’in ilçelerinin 23’ünü CHP, 5'ini AKP, ikisini de MHP aldı. MHP’nin Türkiye genelinde oy oranı değişmedi. Ancak sahip olduğu 10 belediye başkanlığı sayısını 8’e düşürdü. 3 şehri teslim eden MHP’nin kazandığı yeni il Mersin. 30 büyükşehirin 18’ini AK Parti aldı. 5 şehri CHP, 3’ünü ise MHP kazandı. Bağımsız Mardin Adayı ile birlikte Diyarbakır ve Van ile birlikte BDP hepsi Güneydoğu’da 3 büyükşehiri elde etti. Şanlıurfa’da Osman Baydemir BDP’nin oylarını üçe katladı. Ancak AK Parti adayı eski vali Celalettin Güvenç’in yarısı kadar oy alabildi. MHP İstanbul’da varlık gösteremedi. MHP oyları ilk kez seçime giren HDP’nin aldığı yüzde 4.84’ün gerisinde kaldı. Güneydoğu’da sürpriz yok. BDP var olan belediye başkanlıklarına 3 yeni il daha ekledi. Toplam 115 belediye BDP’de. Ahmet Türk Mardin'de tek bağımsız aday olarak seçimi kazandı. Al Jazeera Türk
Bakanlık At Eti ve Eşek Eti Kullanan Markaları İfşa Etti: Tereyağında Mantar İlacı Tespit Edildi!
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın gıda hilecilerine karşı yürüttüğü mücadele kapsamında güncellenen firma listesi, tüketici güvenini sarsan detaylarla dolu. 24 Mart'ta yayımlanan yeni liste, vatandaşların sağlığını hiçe sayan firmaların gerçek yüzünü ortaya koydu. En çarpıcı nokta ise, 'dana' eti adı altında 'at ve eşek eti' satışı yapan firmaların varlığı oldu. Ayrıca, popüler bir markanın tereyağında 'mantar ilacı'na rastlandı.