onedio
Görüş Bildir

Schalke 04 Haberleri

Schalke 04 ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Schalke 04 ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Futbol Severlerin Hasretle Beklediği Maçlar: Dünya Derbileri!
Futbol severler için derbiler bayram demek. Hem tarafsız izleyicilerin hem de sahadaki iki takımın yakından takip ettiği maçlar ne olursa olsun heyecanı üst seviyeye çıkarıyor. Derbiler tanım itibariyle aynı şehirde oynayan iki takım arasında oynanan maçlardır. Bu nedenledir ki bu tanıma El Classico diye adlandırılacak Barcelona - Real Madrid maçı girmiyor ancak bu maçlarda 'dev maçlar' olarak her zaman bir derbi tansiyonunda geçiyor ve mazileri bazı derbilerden çok daha fazla. Onları da dahil ederek hazırladığımız derleme sizlerle.
Wesley Sneijder ve Dirk Kuyt'a Milli Davet
Hollanda Teknik Direktörü Louis van Gaal, Fransa maçının aday kadrosunda Galatasaraylı Wesley Sneijder ve Fenerbahçeli Dirk Kuyt’a da yer verdi. Van Gaal, 5 Mart Çarşamba günü deplasmanda Fransa ile oynayacakları hazırlık maçı için belirlediği aday kadroya son şeklini verdi. Van Gaal’ın 33 kişiden 23’e indirdiği kadroda Galatasaraylı Sneijder ve Fenerbahçeli Kuyt da yer aldı. Ajax’tan Davy Klaassen, Feyenoord’dan Jean Paul Boetius ve Twente’den Quincy Promes’in ilk kez davet edildiği aday kadroda, Arjen Robben, Robin van Persie ve Klaas Jan Huntelaar gibi yıldızlar da bulunuyor. 23 kişilik kadroda, Ajax, PSV ve Feyenoord’dan 4’er futbolcuya yer verildi. Başkent Paris’te Fransa ile hazırlık maçında karşılaşacak Hollanda Milli Takımı şu isimlerden oluştu: Jasper Cillessen, Daley Blind, Joel Veltman, Davy Klaassen (Ajax), Jeroen Zoet, Karim Rekik, Stijn Schaars, Memphis Depay (PSV), Daryl Janmaat, Bruno Martins Indi, Jordy Clasie, Jean-Paul Boetius (Feyenoord), Michel Vorm (Swansea City), Paul Verhaegh (Augsburg), Ron Vlaar (Aston Villa), Gregory van der Wiel (Paris Saint-Germain), Wesley Sneijder (Galatasaray), Kevin Strootman (Roma), Klaas Jan Huntelaar (Schalke 04), Dirk Kuyt (Fenerbahçe), Robin van Persie (Manchester United), Quincy Promes (Twente), Arjen Robben (Bayern Münih).Eurosport
Bayern Münih Durdurulamıyor
Bundesliga'da Bayern Münih fırtınası esmeye devam ediyor. Bavyera ekibi, evinde ağırladığı Schalke'yi beş golle geçti. Almanya Bundesliga'nın 23. haftfasında evinde konuk ettiği Schalke'yi 5-1 mağlup eden Bayern Münih, yenilgisiz liderliğini sürdürdü. Maça müthiş giren Bayern Münih, henüz 3. dakikada David Alaba'nın golüyle 1-0 öne geçti. 15. dakikada Arjen Robben farkı ikiye çıkaran golü kaydetti. 24'te rakip fileleri havalandırma sırası Mario Mandzukic'teydi, skor 3-0'a geldi. Hollandalı yıldız Robben 28. dakikada bir kez daha sahneye çıkarak takımını soyunma odasına 4-0 önde götüren golü attı. Schalke maçtaki tek sayısını Rafinha'nın 64. dakikada kendi kalesine attığı gol ile buldu. 77. dakikada kazanılan penaltıyı gole çevirerek hat-trick yapan Robben, aynı zamanda maçın skorunu da belirledi. Penaltı pozisyonunda kırmızı kart gören Kyriakos Papadopoulos, Schalke'yi 10 kişi bıraktı. Hafta içi Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid'e karşı 6-1 kaybeden Schalke, bir ağır yenilgi daha almış oldu.Eurosport
Drogba Dev Maç Öncesi Konuştu
Uzun süre formasını giydiği Chelsea’ye karşı Stamford Bridege çıkacak olmasından dolayı karışık duygular beslediğini ifade eden Fildişili yıldız “Öncelikle eski takımımla ve arkadaşlarımla karşılaşacak olmaktan mutluyum. Aynı zamanda benim için özel bir an ve ne tepki göstereceğimi bilmiyorum. Orada 8 sene geçirdim ve o yüzden neler olacağını ben de bilmiyorum ve merak ediyorum.” dedi. Galatasaray’ın turu geçeceğini umduğunu ifade eden Drogba, kendilerini çok zor bir maçın beklediğini söyledi. Chelsea taraftarlarının kendisine sıcak bir karşılama yapacağını belirten Drogba, “Çünkü onları tanıyorum ve aramızda özel bir ilişki vardı.” dedi Drogba son olarak da Mourinho ile bu eşleşmeden sonra 2 kere mesajlaştığını söylerken, Mourinho’nun kendisine, “Bu senin zamanın, keyfini çıkar” diye mesaj attığını bildirdi. Kar yağışı nedeniyle ertelenen maçta yaşananları aktaran Drogba, şu ifadeleri kullandı: “O maçta kar değil, dolu yağıyordu ve büyük parçalar halinde buzlar üzerimize geliyordu. Beş dakika içinde topu göremez hale geldik ve her şey tehlikeli olmaya başladı çünkü dolu gözlerinize veya ağzınıza gelmeden topla oynamanız gerekiyordu ve bu da nefes almamızı zorlaştırıyordu. Buffon’la hakemin yanına gittik ve bu şartlar altında maça devam edilmesinin zor olduğunu söyledik ve maç ertelendi ama kar tüm gece yağdı ve ertesi günkü maçta saha koşulları hala çok zorluydu. Bence bu durum harikaydı çünkü İstanbul kar altında çok güzel. Beni şok eden şeyse maç öğle saatinde oynanmasına ve hafta içi olmasına rağmen stadın neredeyse dolu olmasıydı. Bu durum, taraftarımızın kulübüne ne kadar tutkuyla bağlı olduğunu gösterdi. Wesley Sneijder golü atınca, Eboue ve ben karların üzerine atlayarak sevindik. Daha sonra kardan adam yaptık.” Juventus’u yenerek takımın güven tazelediğini söyleyen Galatasaray’ın golcüsü, “İyi konsantre olduğumuzda ve fiziksel olarak da hazır hale geldiğimizde birçok dev takımı sahada zorlayabiliriz. Bunu geçen sezon Real Madrid ve Schalke maçlarında da gösterdik. Artık bunlar geride kaldı ve öncekilerden daha önemli başarılar elde etmemiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. Galatasaray’ın Hollandalı yıldız Wesley Sneijder’le aralarında özel bir arkadaşlık olduğunu kaydeden Drogba, “Aramızda sık sık antrenman yapıyoruz ve birbirimize çok fazla saygı duyuyoruz. Ona gol attırdığım zamanlar mutlu oluyorum. Maçta önce ‘iki gol atacağım’ dediğinde iddiaya giriyoruz ve başarırsa ben de seviniyorum. Tabii tek gol atarsa iddiayı ben kazanıyorum” ifadesini kullandı.
Bayern'in Ligdeki Yıldızları Toplama Aşkı Bitmiyor
Dortmund'dan Götze ve Lewandowski'yi alan Bayern'de hedef bu sefer Schalke 04. Almanya Ligi'nde parlayan tüm yıldızları kadrosuna katmasıyla ünlü olan Bayern Münih için yeni bir iddia ortaya atıldı. Sezon başında Mario Götze'yi Borussia Dortmund'dan kadrosuna katan B.Münih aynı takımdan Robert Lewandowski ile de gelecek sezon için el sıkışmıştı. Bayern Münih'in yeni hedefi Schalke 04'ün yıldız oyuncusu Julian Draxler . İsmi sık sık Arsenal ve Manchester United ile de anılan oyuncu için 50 milyon Euro gözden çıkarıldığı iddia edilen Bayern Münih takımda kalmak istemeyen Kroos'un yerine 20 yaşındaki yıldızı almak istiyor.Eurosport
Terim'e Bir Müjde Daha!
Almanya'da yılın gözde isimlerinden biri olan Schalke 04'lü Kaan Ayhan, A milli düzeyde Türkiye için oynayacağını söyledi.Bundesliga'da üçüncü sırada yer alan Schalke 04'ün Türk oyuncusu Kaan Ayhan, Cumartesi gecesi Braunschweig maçının ardından ZDF'ye konuştu ve milli takım tercihinin Türkiye olduğunu açıkladı. Almanya U-17'de oynadıktan sonra Türkiye U-21 takımına davet alan Kaan, A milli düzeyde de ay-yıldızlı formayı giyeceğini açıkça ifade etti. Defansif orta saha bölgesinde bu sezon başarılı performanslar ortaya koyan 19'luk Kaan, stoper olarak da oynayabiliyor.(Sabah)
Drogba: "Buraya Para İçin Gelmedim"
Galatasaray'a veda eden Didier Drogba, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.İşte kulüp televizyon kanalına yaptığı açıklamalar: Big Legend’ın sezon finaline hoş geldin; ama sadece sezon finali diyorum, final değil. Umarım bu konu hakkında da konuşacağız. Ancak biliyorsun, Türkiye’de büyük bir trajedi yaşandı. Soma’da 300’den fazla madencimizi kaybettik. İlk olarak, bu konu hakkında bir şeyler söylemek ister misin? Evet, ülke için büyük bir trajedi. Burada bir buçuk yıldır yaşıyorum. Ve bu tabii ki beni de etkiledi. Ben de tüm iyi dileklerimi hayatını kaybeden işçilerin ailelerine gönderiyorum; çünkü o işçiler, Türkiye’nin büyük bir ülke olmasını sağlayan kişilerdi. Tüm o ailelere… Evet, sizin için çok zor bir durum olduğunu biliyorum; ama sürekli sizi düşünüyorum. Zorlu bir sezon olduğunu söyleyebiliriz; hem takım için, hem de sezonun son bölümünde yaşadığın sakatlıktan dolayı senin için… Senin de bu yüzden üzgün olduğunu biliyorum. Sezon hakkında genel olarak ne söylersin, en başından sonuna kadar… Farklı durumlarla karşılaştığımız bir sezon oldu. Ve takım buna alışık değildi. Çok sayıda farklı şey yaşandı. Yeni kurallar, yabancı sınırı… Bu, ligdeki tüm takımlar arasında en fazla Galatasaray’ı etkiledi. Ayrıca teknik adam değişikliği yaşadık. Bu da takım için oldukça zor bir durumdu. Biliyorsunuz, Fatih Terim’e çok büyük bir saygım vardı ve onu seviyordum. Bence geçtiğimiz sezon takım olarak beraberliği ve takım ruhunu yakalama konusunda zorluklar yaşadık. Bunu bazı zamanlarda başardık, özellikle de Şampiyonlar Ligi’ndeki maçlarda; çünkü orası rekabet alanı yüksek bir turnuva. Ancak lig maçlarında bunu pek hissedemedik. Ve bu yüzden de ligde fazla puan kaybı yaşadık. Burada bir buçuk yıl geçirdin. Senin için en unutulmaz hatıra ne oldu? Bundan sonra biri sana, “Galatasaray” dediğinde… O kadar fazla ki… Çok güzel anılarım var burada. İlki havalimanında taraftarlar tarafından karşılandığım an. İkincisi, takım arkadaşlarımla tanışmam ve onlarla birlikte antrenman yapmış olmam. Ama bir numarada Akhisar maçında oyuna girdikten sonra topa ikinci veya üçüncü dokunuşumda Burak’ın yaptığı ortada attığım o gol var. O anı hayatım boyunca hiç unutmayacağım. O an hissettiklerimi hayatım boyunca asla unutmayacağım. Kariyerindeki en iyi anlardan biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Evet, kariyerimin en üst noktalarından biriydi; çünkü bu gibi anların hayalini her zaman kurarsınız. Yeni bir takım, ilk maç… Ve aynı zamanda kale arkasındaki tribün tamamen Galatasaray taraftarlarıyla doluydu. Ben de o kaleye attım golü. Maç 0-0’dı… Ben her zaman maçı değiştiren golleri atmayı sevmişimdir. Sanırım bu da onlardan biriydi. Golden sonra neler hissettin; çünkü senin de söylediğin gibi topa sadece ikinci veya üçüncü dokunuşundu… “Evet, başlıyorum” dedin mi? Bilemiyorum, bilemiyorum. Yeni bir dünyayı keşfetmek benim için bile zordu. Ama bunu hâlâ yapabileceğimi kanıtlamıştım. Ve benim kariyerimdeki en iyi gollerden biriydi. O golü kesinlikle ilk 10’a koyarım. Gol sonrası mutluluğumu taraftarlarla ve takım arkadaşlarımla paylaşmak harika bir histi. Kusursuz bir karşılama oldu benim için. Burada aldığın en iyi tavsiye veya öğrendiğin en iyi ders ne oldu? En iyi tavsiye? Bilemiyorum, aslında en iyi tavsiye değil; ama burada çok şey öğrendim. Oyunculardan, insanlardan gerçekten çok şey öğrendim. Galatasaray’ı temsil ettiğim için onur duydum. Tüm Türkiye’nin saygısını kazandığım için çok şanslıyım. Bu kendi adıma futboldan çok daha önemli bir şey. Böylesi bir saygıyı kazanmak, her zaman görülen bir şey değildir. Bu yüzden gerçekten gurur duyuyorum. Türkiye’deki kariyerin boyunca karşılaştığın herhangi bir zorluk oldu mu? Eğer varsa, bunun üstesinden nasıl geldin? Hayal kırıklığı yaşadığım bazı şeyler oldu. İnsanların takıma bağlılığımı sorguladıkları ve benden kuşku duyup, benim para için burada olduğumu düşünmeye başladıklarında... Tamamen yanılıyorlardı. Ben buraya para için gelmedim. Parayı düşünsem, zaten Çin’de kalırdım. Orada oynamasam bile paramı öderlerdi. Ama ben buraya para için gelmedim. Buraya futbol oynamak, tutkuyu yeniden hissedebilmek için geldim. Buradayım; çünkü burada rekabet vardı. Dördüncü yıldızı kazanma hırsı vardı. Evet, bazı hayal kırıklıkları yaşadım. İnsanlar, benim daha önce Chelsea’de oynadığım için onlara karşı yeteri kadar iyi performans sergilemediğini düşündükleri anlarda… O hâlde şöyle yapalım; siz de Galatasaray’la şampiyonluklar yaşayın ve birkaç sene sonra Galatasaray’a karşı oynayın. Ben de o zaman sizin reaksiyonunuzu görmek isterim. Ben sahip olduğumun en iyisini verdim. Benim için duygusal bir maçtı ve belki de bu yüzden sakatlık yaşadım, hâlâ bununla mücadele ediyorum; ama futbolun içinde bunlar var. Burada karşılaştığım tüm güzel şeylerle kıyaslandığında, yaşadığım hayal kırıklıkları bunlardı. Galatasaray – Fenerbahçe rekabeti, Beşiktaş maçında attığım iki gol, Süper Kupa maçında Fenerbahçe’ye karşı attığım gol… Ve taraftarların bana gösterdiği saygı. Benim onlara karşı çok büyük saygım var. Benim için en önemli olan da bu. İnsanları her gün mutlu edemezsiniz; ama 365 günün 340’ında mutlu ederseniz, bu iyi bir şeydir. Fenerbahçe ile oynanan son derbi maçından önce sakatlığın vardı… Evet, oynamamalıydım. Ama oynamak istediğini söyledin. Maç öncesinde, maç sırasında neler oldu? Kendini nasıl hissettin? Evet, Chelsea maçında yaşadığım sakatlıktan dolayı iki hafta antrenman yapamamıştım. Koşamıyordum, yönümü değiştiremiyordum. Hâlâ o maçı nasıl oynadığımı bilmiyorum. Ama evimizde, Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız bir derbi maçıydı. Ve istediğimiz yerde olduğumuz bir sezon değildi. Oynamak zorundaydım. Kazanmak zorundaydık. Evet, şampiyon olamayabilirdik; ama evimizde Fenerbahçe’ye kaybedemezdik. Sahip olduğum her şeyi verdim. Maçı da kazandık. Ve herkes çok mutluydu… Chelsea ile 2012 yılında Münih’te oynadığın final maçının ardından herkes Şampiyonlar Ligi’nde son kez sahaya çıktığını düşünüyordu. Ama sen daha sonra Galatasaray ile Şampiyonlar Ligi’nde iki harika sezon yaşadın. Münih’tekinin bu turnuvadaki son maçın olmadığını biliyor muydun? Hayır, bilmiyordum. Benim için turnuvadaki son maçtı. Tekrar edeyim, benim bir kontratım varsa, o kontrata bağlı kalmak isterim. İlişkilerimiz iyiyse, kontratıma saygı duyarım. Çin’e gittiğimde de bunu yaptım. Ama pişman değilim. Buraya geldim ve burada yeni bir ev, yeni bir yuva buldum. Evet, son maçım olmadığını bilmiyordum. Galatasaray ile imzaladığımda bana, “Şampiyonlar Ligi’nde Schalke ile oynayacağız” dediklerinde, “hmm, bu çok iyi, yeniden iş başına geçiyorum” diye düşündüm. Hayatının her bölümü güzel bir hikâyeyi andırıyor. Fildişi Sahili’nde doğdun, Fransa’da büyüdün, İngiltere’de tecrübe kazandın. Türkiye’nin insan olarak hikâyendeki yeri ne olacak? Buraya geldikten beş ay sonra, ülkede bazı problemler yaşandı. Taksim’de ve başka yerlerde… Sosyal medyadaki fotoğraflara bakarken kendi ismimi gördüm: “Çare Drogba.” Ve endişelendim, “neden her yere benim ismimi yazıyorlar, ben herhangi bir yanlış yapmadım.” Ama daha sonra insanlar bana bunun ne anlama geldiğini açıkladı. İşin aslını öğrendiğimde, bu kelimenin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. Futbolun çok ötesinde bir şeydi. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları tek bir amaç için bir araya gelmişlerdi. Kendi düşünceleri savunuyorlardı. Ve benim adeta bir elçi olmamı istiyorlardı. Böyle bir ülkeyi en üste koymalısınız. En üste. Fildişi Sahili ile beraber en üste. Fildişi Sahili’nden sonra? Evet, Fildişi Sahili doğduğum yer. Tabii ki, onu demek istemedim. Bu çok önemli bir şey… Elbette gol atmak benim için çok güzel, harika bir his. Ama bir insanın bana gelip, “sen harika bir adamsın” demesi beni daha çok gururlandırıyor. Hayatındaki en büyük amaç gol atmak değil, öyle değil mi? Çok gol attım. Hâlâ atmak istiyorum. Ve atacağım. Ama hayattaki en büyük amacım, iyi bir insan olmak. Ben insanların, “belki çok iyi futbolcu değil; ama bana saygı duyuyor” demesini isterim benim için; çünkü futboldan sonra hayat başlar. Futbolu 10, belki de 15 sene oynayabilirsiniz; ama sonrasında hayat devam eder. Biliyoruz ki, biz yeniden buluşacağız, ben senin gözlerine bakıp, “nasılsın” diye sormayacaksam, bu neye yarar? Bu özelliğini Türkiye’de de korumayı başardın. Bir buçuk sezon, çok uzun bir zaman dilimi değil; ama sen buradaki insanlar için büyük bir karakter, bir rol modeli oldun. Sadece Galatasaray taraftarları değil, Fenerbahçe, Beşiktaş, tüm takımların taraftarları seni bir karakter, rol model olarak aldı. Bunu nasıl sağladın? Özellikle Galatasaray taraftarları, seni tüm kalbiyle seviyor… En başından beri aynı davrandım. Kalbimle oynadım. Bu tip şeyleri hesaplamam. Asla, “evet, bu maçta şöyle davranarak tüm ilgiyi üstüme çekeceğim” diye düşünmem. Ben buyum. Bunu açıklayabilir miyim, bilmiyorum. Sizin için, diğer insanlar için bu çok özel bir şey olabilir. Ama benim için normal, ben buyum. Benim ailemden gelen bir şey, ben bu şekilde büyütüldüm. Kendi çocuklarımı da böyle yetiştiriyorum. Ve hep bu gibi şeylerle hatırlanmak istiyorum. İlk hedefinin iyi bir insan olmak istediğini, iyi bir futbolcu olmanın ikinci planda yer aldığını söylüyorsun, öyle değil mi? Herkes senin gibi düşünmüyor çünkü. Ama benim fikrimi sorarsan, bu doğru bir düşünce şekli… Evet, bu farklı bir şey. Benim futbol dünyasına girişim biraz geç oldu, en üst seviyedeki ilk maçımı oynadığımda 24, 25 yaşındaydım. Ama her zaman söyledim, tüm bunlardan önce ben sadece Didier’dim. Sadece Didier. Guingamp’tan Marsilya’ya geçtiğimde Drogba oldum. Her şey değişti. İnsanların bana bakışı, davranışı, her şey değişti. Ama ailemin, arkadaşlarımın gözünde hâlâ Didier’dim. Didi, Tito, nasıl isterlerse… Değişmeye ihtiyacım yoktu. Kameraları, fotoğraf makinelerini gördüğüm, goller attığım veya Galatasaray’da oynadığım için değişirsem eğer, bana saygı duymayın. Değişirsem, farklı olursam bana saygınızı yitirebilirsiniz. Ben şu an neysem, 10 yıl veya 20 yıl sonra da o olacağım. Tabii ki geliştireceğim kendimi; çünkü çok tecrübe kazandım. Hatalar yapabilirim, hâlâ yaptığım gibi; ama umarım bunları 10-15 sene sonra tekrarlamayacağım. Ama bilge bir insan olmak için bazı hatalar yapmanız da gerekiyor. Hayatında gerçekleştiremediğin için üzüldüğün bir dileğin var mı? Listemde kayıp bir dilek yok. Fırsat bulursam, yapacağım şeyler var; ama şu an, nasıl derler, elhamdülillah, Tanrı’ya şükürler olsun, sahip olduğum her şeyden dolayı çok mutluyum. Belki duygusal bir soru olacak, benim için, senin için, tüm Galatasaray taraftarları için… Ben, “bizimle kal” demek istiyorum. Ama bu olacak mı, bilmiyorum. Sen neler söylemek istersin? Çok zor bir soru… Bunun açıklamasını bence yönetime bırakalım, benim buraya gelişimi de onlar duyurmuştu. Üzücü; çünkü burada daha yapacak çok işimiz vardı. Ama hayat bu. Ben her şeye, herkese saygı duyuyorum. Ama nasıl Chelsea’ye, Marsilya’ya saygı duyuyorsam, Guingamp’ta oynamayı çok sevdiysem, dünyanın neresine gidersem, gideyim; insanlara Galatasaray’ı anlatacağım. Burada çok fazla arkadaş edindim, çok güzel insanlar tanıdım. Kendimi çok iyi hissettim. Ama üzücü. İnsanlar sizi “efsane” olarak adlandırdığında, size büyük saygı duyduklarını hissettirdiğinde… Bu gibi şeyleri anlatmak her zaman oldukça zor. Ben de tüm bunları açıklamak için burada değilim; ama gelecek sezon birlikte olacağımızdan da emin değilim. Belki yeni bir hikâye… Önemli değil. Önemli olan şu an. Emin değilim… Umarım önünde oynayacağın bir Dünya Kupası var. Sakatlığın ne durumda? Kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Fenerbahçe maçından sonra oynayamadım, takımın dışında kalmak çok zordu. Türkiye Kupası finalinde oynayamamak beni duygusal anlamda çok etkiledi. Ama orada takımla birlikte olmaktan keyif aldım ve o anın tadını çıkardım. Beni “selfie” çekerken görmüşsünüzdür. Duygularımı saklamak zorundaydım. Kupayı kazandığımız için çok mutlu oldum. Umarım çok, çok daha iyi olacağım. Bir ilerleme var. Ama evet, umarım çok daha iyi olacağım. Takım arkadaşlarına söylemek istediğin bir şey var mı? Birebir veya genel olarak? Şunu söylemek istiyorum. Buraya gelme kararını vermeme bir adam çok yardımcı oldu: Wesley. Mourinho’yla konuşuyordum, bana, “Eğer Wesley oraya gidiyorsa, sen de git. Sen de bundan keyif alacaksın, sen de orada eğleneceksin” dedi. Ben de onu dinlemekte haklı olduğumu gördüm. Bana doğru fikri verdi. Buraya geldim, harika insanlar tanıdım. İlk olarak, Wesley. Buraya gelme nedenlerinden birinin Wesley olduğunu söylüyorsun… Nedenlerimden biriydi. Sadece o değil tabii, nedenlerden biri. Bir sene önce dünyanın en iyisi olan bir oyuncunun sizinle birlikte olacağını bilmek size yardım edebilir. Bana göre o dünyanın en iyi oyuncusuydu. Aynı zamanda onunla birlikte oynamak iyi bir fırsattı, ondan öğrenebileceklerim vardı, onlarla birlikte kendimi geliştirebilirdim. Buraya geldikten sonra daha da şaşırdım. İzlediğim ilk maçta, sanırım Kasımpaşa’ya karşı (Antalyaspor maçı), Burak iki gol atmıştı. Daha sonra diğer takım arkadaşlarımla tanıştım. Harika insanlar tanıdım. Hiçbirinin kalbi kötü değildi, hepsi iyi yürekli insanlardı. Seni, “baba” diye çağırıyorlardı… Bana, “baba” diyorlardı; ama ben Godfather’ı tercih ediyorum. İşte, bilirsiniz… Burada çok fazla yetenekli oyuncu var. Favorilerimden biri, gençlerden Emre. En beğendiğim oyunculardan biri Semih. Çok mütevazı, basit oynar, sahada kalbini, her şeyini verir. Asla konuşmaz, asla şikâyet etmez. Sadece çok çalışır. Tabii ki tüm çocukları seviyorum. Ama o böyle çalışmaya devam ederse, bu takımın lideri olabilir. Çok fazla oyuncu var. Selçuk, Burak… Eğer takımınızda Burak gibi bir oyuncunuz yoksa, her sezon 15-20 gol daha az atarsınız ve ligi kaybedersiniz. O, böyle bir santrfor. İnsanların onun hakkında, “bunu iyi yapmıyor, şunu şöyle yapmıyor” dediklerini biliyorum. Ama günün sonunda, şu an ikinci sıradaysak, onun attığı goller sayesinde. Ona daha fazla saygı duyulması lazım. Eğer futbolun içindeyseniz, ne kadar iyi olursanız, olun; insanlar daha fazlasını istediği için sizin hakkında kararlar verir. O da bunu öğreniyor. Ama futbol bu… Sen sadece bir futbolcu değilsin, bir futbol adamısın, bir efsanesin. Türk futboluna, daha iyi seviyeye gelebilmesi için, bir tavsiye vermek ister misin? Gelecek sezon yabancı kuralının 5+3 olacağını öğrendim mesela… Bu sezonkinden iyidir… Eğer ligi daha cazip, ilgi çekici yapmak isterseniz, Sneijder, Nando gibi büyük yabancı oyuncuları buraya getirmelisiniz. Bunun için de düşünce tarzınızı, mantalitenizi daha açık hâle getirmeniz gerekir. Bu oyuncular sizin gelişmenizi sağlar. Siz de aynı şekilde onlara yardımcı olursanız, onlar sizi daha iyi hâle getirir. Örneğin Brezilya Milli Takımı’ndaki tüm oyuncular, yurt dışında forma giyiyor; ama hâlâ iyi bir milli takımları var. Yani bunun bir anlamı yok. Fenerbahçe, geçtiğimiz sezon UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final oynadı. Biz Avrupa’nın en iyi takımlarından Real Madrid’e karşı kendimizi gösterdik. Bu sezon Juventus önünde gücümüzü kanıtladık. Onlar Türk futbolunun nerede olduğunu biliyor, Türk futboluna saygı gösteriyor. Futbol evrenseldir… Kesinlikle, kesinlikle. Galatasaray taraftarlarına bir mesajın var mı? Onlara neler söylemek istersin? Onlar seni gerçekten çok seviyor, kalpten seviyor… Hepsini söylemek istersem, bu çok uzun sürer. Onları asla unutmayacağım. Gittiğim her yerde, her tatilimde, her zaman Galatasaray olacak. Bilmek isterseniz, her yerde sarı ve kırmızı olacak. Kalbimde de öyle… Kalbim de Galatasaray için atacak. Burada sadece bir buçuk yıl kaldım. Ama bu takım için attığım her gol, kariyerimin en iyi deneyimlerden biri oldu. Marsilya ve Chelsea ile birlikte. Kariyerimin en güzel anlarından biri. Her şey için teşekkürler Didi. Benim için kariyerimdeki en zor programlardan biri oldu. Ama umarım bu seninle son programımız olmayacak… Hayır, son olmayacak. Çok eğlenceliydi. Burada veya başka bir ülkede, yine birlikte olacağız.Hoş gelirsiniz, her zaman. Galatasaray tarihinin en önemli sayfalarında yerini alacaksın. Burada her zaman bir efsane olarak hatırlanacaksın. Ve eminim herkes senin için, “o bir Galatasaray efsanesi” diyecek… Çok teşekkür ederim.Şampiy10
"Selçuk Türkiye'de Başka Takımda Oynarsa Kellemi Keserim"
Galatasaray'ın eski yöneticilerinden Abdurrahim Albayrak, Selçuk İnan, Melo gibi konularda açıklamalarda bulundu. Galatasaray'ın eski yöneticilerinden Abdurrahim Albayrak, Galatasaraylı eski milli futbolcu Ümit Karan ve Fenerbahçe'nin eski yöneticisi Şevket Yılmaz katıldıkları bir programda olaylı Galatasaray-Fenerbahçe derbisini yorumladı. Abdurrahim Albayrak Fenerbahçe'yi yenmek şampiyonluktan önemli değil. Taraftarlar böyle bir mutluluk yaşamak istiyordu. Biz de istiyorduk. Ancak galibiyetten çok, maçın önüne geçen olaylar konuşuldu.' Fenerbahçe'nin şampiyonluğu hayırlı olsun. Kapanabilecek bir puan farkı yok. 2.likte önemli bir başarıdır. Fenerbahçe %99 şampiyon. Galatasaray için derbi 2.lik için önemliydi. G.Saray yenemeseydi ikincilik sıkıntıya girecekti. Ama oyuncular sahada basmadık yer bırakmadı. Maalesfe maç içinde istenmeyen olaylar oldu. Kimsenin yaşanmasını istemeyeceği olaylar çıktı. Ben, Melo'yu kazanmak adına çok emek sarfettim. Melo'nun bu hareketleri idmanda da yapıyor. Çok hırslı bir oyuncu. Melo takımı ateşliyor, canlandırıyor. Mesela Schalke maçında Hamit'i aldı duvara dayadı. 'Hey Altıntop sen Real Madrid'de oynadın, sen büyük oyuncusun' dedi Hamit'i gaza getirdi. Hamit'te çok güzel bir oyun oynadı ve kazandık. En mutlu olduğum görüntü Gökhan Gönül'ün oyundan çıkarken Selçuk'a sarılması çok hoşuma gitti. Ben dün maç bitmeyecek dedim bu kadar sarı karttan sonra bu maç bitmez dedim. Dün akşam maç bitti. Ali Dürüst başkanımla dondurma yemeye gittik. Fenerbahçe formalı insanlar geldi fotoğraf çektirdik onlarla da. Suçlu biz yöneticileriz. Futbolcuların hepsi dışarda birlikte yemek yiyorlar. Çok yakın arkadaşlar. İnsanlar evinde televizyonu açacak gırtlak gırtlağa girmiş. Bunları artık bırakmamız lazım. Liverpool-Galatasaray maçında ben kendimi heyecandan yerden yere vuruyorum. İngilizler dönüp hiç birşey demiyorlar gülüyorlar geçiyorlar ama bizim burda öyle değil. İnsanlar şapkalarını önlerine koyması lazım. Biz Saracoğlu'na gittiğimizde takımımız sahada ısınana kadar Sayın Ali Koç yanımızda durdu. Onlar geldiğinde de ben Fenerbahçe ısınırken orada bekledim. Galatasaray taraftarına sesleniyorum; taraftarlarımız Selçuk'un gollerine ve akıttığı tere bir baksınlar. Hatasız kul olmaz. Herkes hata yapıyor. Selçuk'un her şeyine kefilim ben. Adamın kralıdır. Ben Selçuk ile de konuştum. Dedi ki 'O hırsla çıkarken bunlar yaşandı. Hocama karşı bir şeyim yok. Sakatlığımdan dolayı çok canım yanıyordu çıkmak istedim' dedi. Selçuk, Türkiye'de Galatasaray'dan başka takımda oynamaz. Benim tanıdığım Selçuk başka takıma gitmez. Kellemi keserim burada. Selçuk ile ilgili bir tane yönetici çıkıp konuşmuyor. Biz şampiyon olduk geçen sezon bize bir şampiyonluk yemeği bile yedirmediler. Galatasaray, Bursaspor'u yenerek Türkiye Kupası'nda finale çıkar. Ligi de 2. olarak bitirir. Galatasaray'ın yedek kulübesi de zengin. Sivasspor'a karşı da zorlanacağını düşünmüyorum. Sivasspor'u da yenecektir Galatasaray. Şevket Yılmaz Çıkan olayları tasvip edilecek bir yanı yok. Fark 13 puandan 10 puana inmiş bir durumda. Hoca Emre'yi ilk sarı kartı gördüğünde oyundan almasını bekledim. Ama hoca oyundan almadı ve Emre atıldı. Bence Melo'nun yaptığını büyütmeye gerek yok. Gerekli merciler gereğini yapar. Fenerbahçe, Aziz Yıldırım'ın başkan olmasından sonra maddi-manevi hiç bir sıkıntı yaşamamıştır. Türk sporuna büyük hizmetler vermiştir. Ama maruz kalmadığı saldırı kalmadı. O bütün zorluklara gögüs gerdi. Ümit Karan Bizim zamanımızda da çok kötü bir maçlar olmuştu. Bu sefer futbolcularda çok gergindi. Volkan-Lincoln kavgası olmuştu ama dün gece 11'e 11 gerginlik vardı. Sneijder'in golü de boşa gitti. Ben, Melo 30. dakikada atılır diye düşünüyordum. Melo o hareketi bana yapsa beni tutamazsın. Gerekirse soyunma odasının orada beklerdim. Ben maçları Galatasaray yedek kulübesinin arkasından izliyorum. Artık Eboue sakatlandığı zaman doktor kulübeden çıkmıyor, inanmıyor çünkü. Ben olsam takımın başında Sabri oynar Eboue oynayamaz.Eurosport
Avrupa Ligi’nde Gecenin Sonuçları
Beşiktaş'ın grubundaki Skenderbeu, Sporting'i evinde farklı mağlup etti.Beşiktaş'ın da yer aldığı UEFA Avrupa Ligi H Grubu'nda Skenderbeu, evinde Sporting'i 3-0 mağlup ederek büyük bir sürprize imza attı.Maçın henüz 15. dakikasında kaleciden dönen topu tamamlayan Lilaj, takımını öne geçirdi: 1-017. dakikada ise Sporting'in kalecisi Rui Patricio penaltıya sebep oldu ve oyundan atıldı. Atışı kullanan Sabien Lilaj farkı ikiye çıkardı: 2-0İlk yarı 2-0 Skenderbeu üstünlüğüyle sona ererken Sporting ikinci yarıda da şoku atlatamadı. 55. dakikada, ilk yarıda oyundan atılan Patricio'nun yerine oyuna giren kaleci Marcelo Boeck'in pası kısa düştü ve Bakary Nimaga  yaklaşık 40 metreden topu boş kaleye gönderdi: 3-0Kalan sürede savunmaya çekilen Skenderbeu skoru korudu ve 3-0 kazanarak gruptaki ilk puanlarını aldı.Bu sonuçla Sporting 4 puanda kalırken Skenderbeu 3 puana yükseldi.