Görüş Bildir

Gmail Haberleri

Gmail ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Gmail ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Google ve Tüm Servislerinde Açılmama Sorunu Yaşanıyor
Bir arama motoru olmaktan çıkan ve bir internet devine dönüşen Google, son zamanlarda Türkiye genelinde önemli bir sorun ile karşı karşıya. Google ve ona ait Youtube, Adwords, Adsense, Analytics,Gmail, Webmaster Tools gibi  tüm servislerde yavaşlama sorunu var ve uzun süren aralıklarla açılmama problemleri yaşanıyor.  Özellikle ülkemizde İnternet = Google mantığı yerleşmişken, Google'a erişemeyen kullanıcılar, bu markaya o kadar güveniyor ki sorunun Google kaynaklı olabilme ihtimalini düşünmeyerek,  sorunu kendi internet bağlantılarında arıyorlar. Hatta sorunu kendi kullandıkları bilgisayarlara yükleyip, format atanların bile varlığından haberdarız.  Özellikle sosyal medya ve forum sitelerinde konunun gündeme geldiğini söyleyebiliriz. Kullanıcılar yavaş yavaş sinirlenmeye ve Google'ye tepki göstermeye başladığını gösteren mesajlar ile dolu.  Ayrıca yaptığımız ufak bir araştırma ile yaşanan bu problemin sadece Türkiye'de olmadığını ve dünya genelinde de böyle bir sorunun var olduğunu söyleyebiliriz. Keza bir kaç forumda, açılmama probleminin Türkiye'de yaşanan sansür olayından gerçekleştiği konusunda mesajlar ile karşılaştık.  Sorunun neden kaynaklandığını açıklayan Google tarafından gelmiş resmi bir açıklama yok. Fakat bir kaç teori ile neden kaynaklanabileceğini sizin için araştırdık; Açılmama ve yavaşlık probleminin sadece Google Chrome kullananlarda olduğu ve son chrome güncellemelerinden sonra yaşanmaya başlandığı iddia ediliyor. Diğer bir iddia ise Google DNS kullananlarda bu sorunun yaşandığı yönünde.  Bir başka iddia ise SSL güvenli bağlantı yüzünden Google'a erişilemediği yönünde. Bazı kullanıcılar, https://google.com.tr yerine http://google.com.tr yazdıklarında sorunsuz erişim sağladıklarını ifade etmiş. Kullanıcıların Twitter üzerinden gönderdiği mesajlar ;
'Erdoğan Ayakta Kalabilmek İçin Ülkeyi Savaşa Bile Sürükler'
AKP’nin kurucu üyelerinden Abdüllatif Şener, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından yaşanan gelişmelerle ilgili olarak, 2007 yılında yolunu ayırdığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eski partisine yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. Şener, BirGün’ün son gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı. »Başbakan Erdoğan ile oğlu arasındaki telefon görüşmesine ilişkin ses kayıtlarına dair tartışmalar sürüyor. Erdoğan ve AKP’nin “montaj” iddiasını inandırıcı buluyor musunuz?Montaj ihtimali yüzde sıfır. AKP’nin kurulmasından önce de Erdoğan’la beraberdim. 5 yıl boyunca da AKP hükümetinde Başbakan Yardımcılığını yaptım. Korkunç bir para eğilimi olduğunu o günlerde tespit ettim. En çok da bu huyundan rahatsız oldum. Erdoğan, tapeler yayımlandıktan sonra “kriptolu telefonlarımızı bile dinlemişler” dedi. Bu, ses kayıtlarının kendisine ait olduğunun itirafıydı. Bu ülke, tarihinde hiç görülmediği kadar soyulmuş ve yağmalanmıştır. Rakamlar korkunçtur. Geçmişte, Özal döneminde İsmail Özdağlar 15 bin dolar için yargılanmıştı. Burada oğlu Bilal sabahtan akşama kadar para taşıyor ve elinde kalan 30 milyon avrodan söz ediyor. Cumhuriyet tarihi dönemindeki bütün yolsuzluk olaylarını üst üste toplasanız yine de bu yolsuzluk olayındaki rakamların yüzde 1’i yapmaz. »Kuruluşundan itibaren AKP’ye bakıldığında Erdoğan’ın yakın çevresindeki isimlerin değiştiğini görüyoruz. Bu tercihinin nedeni nedir sizce?Eğer kirli bir siyaset izliyorsanız, yolsuzluğa batmış ve tüm hukuk düzenini ihlal etmiş, ceza kanunlarına aykırı iş yapmışsanız, bunu gizlemek, sürdebilmek ve boynununuzu giyotinden kurtarmak için bir şeylere mahkûm olursunuz. Bu kadar pisliğe bulaşmış batmış bir insanın yola başladığı ekiple devam etmesi mümkün değil. Sürekli rakipsiz, bir numara olarak kalmak istemektedir. Ayrıca uzun süre yakınında bulunanlar onun neler yaptığını, kirli taraflarını göreceği, içlerinde isyan edenler çıkacağı için sürekli değiştirmeye ihtiyaç duymaktadır. Erdoğan, her seçimde milletvekillerinin neredeyse üçte ikisini değiştiriyor. İl, ilçe teşkilatları da sürekli değiştiriliyor. Zaten izlediği kirli siyaset ve pislikleri ortalığa dökülmesin dile yıllardır medyayı ve sivil toplum kuruluşlarını da baskı altında tutuyor, hukuk devletini tahrip ediyor. Şimdi mahkemeleri kendisine karşı işleyemez hale getiriyor.” »Yargıyla ilgili süreç, HSYK’de yapılan değişiklikle yeni bir boyut kazandı. Bu düzenleme süreci nasıl etkiler?Başbakan şu anda Türkiye’yi çoklu hukuk sistemine sokmuştur. Başbakan ve yakınlarının tabi olduğu kanunlar ve mahkemeler ayrı, halkın tabi olduğu kanunlar ve mahkemeler ayrı, Başbakan’ın sevmediklerinin yargılandığı mahkemeler ayrı. Kendinden emin olsa basın özgürlüğünü destekler, interneti susturmaya kalkmaz . Bunları yapıyorsa bu bile ses kayıtlarının doğru olduğunun delilidir. HSYK ile ilgili düzenleme tüm hukuk düzenini altüst edecek.  Bakan çocuklarının yargılanma sürecini baştan sona tahrip edecek bir düzenleme bu. Anayasa’ya aykırılığı net olan düzenlemeler var. CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi HSYK yasasını iptal edebilir, iş normala döner diye düşünenler olabilir. Ancak bir ay, hatta bir hafta sonra Anayasa Mahkemesi bu yasayla ilgili iptal kararı verse de artık çok geç kalınmış, Türkiye’nin çivisi çıkmış olacak. »Çivinin çıkmaması için ne yapılmalı?Anayasa Mahkemesi “yok hükmünde sayma” kararı vermeli. Bu yapılmaz eğer sadece iptal yönünde bir karar verilirse iptal hükümleri geriye yürümediğinden, hukuk düzenini, anayasal düzeni koruma konusunda gerekli hassasiyetin gösterilemediği anlamına gelir. Ya da yeteri kadar bu felaketin algılanamadığı anlamına gelir Anayasa Mahkemisi yok hükmüne sayma opsiyonunu her zaman elinde bulundurmalı. Bu sadece HSYK için geçerli değil bundan sonra da öyle felaket kanunları geçecek ki Meclis’ten, bunları anayasaya kökten aykırı olduğu için yok hükmünde sayma kararını kendi idaresiyle, yorumuyla elinde bulundurma yetkisi elinden alınan Anayasa Mahkemesi anayasal düzeni koruma gücünü kaybetmiş olacaktır. Bu nedenle HSYK ile ilgili yüksek mahkemenin vereceği karar kurulduğu günden bugüne verdiği ve vereceği tüm kararlardan daha önemli. »Erdoğan son gelişmeler üzerine hızla çıkarılan yasalarla kendisine koruma kalkanı oluşturma çabasında. Onu yakından tanıyorsunuz, bunların ötesinde nasıl bir tavır izlemesini bekliyorsunuz?O kadar kendisine odaklı bir kişiliğe sahip ki Erdoğan, düşmemek, devrilmemek ayakta kalmak için gerekirse ülkeyi iç savaşa bile sürükler. Ayakta kalabilmek için ülkenin çok kanlı bir savaşa girmesi gerektiğini düşünürse ülkeyi öyle bir kanlı savaşa bile sokar. Ayakta kalmak için her şeyi yapacaktır. Bu kadar kire batmış ve kendisine odaklanmış bir insan, bu kadar güç merkezi haline dönüştükten sonra her şeyi kendisini ayakta tutacak şekilde ayarlamak ister. Hukuk düzeni tanımaz, evrensel değerleri, yaptığı bir işin anasaya aykırılığını hiç önemsemez. Nitekim bu ana kadar yaptıkları da bunu gösteriyor. »AKP tabanının bu süreçten nasıl etkilendiğini düşünüyorsunuz?Aidiyet duygusuyla hareket ediliyor. Parti tabanında mutlaka çok temiz yürekli insanlar var. Ama gerek partinin parlemento grubunda gerekse örgüt tabanında ilkelere,  ideallerine göre hareket eden insan sayısı çok fazla değil. Geçenlerde bu iktidar döneminde defterdarlık yapmış biri geldi. Muhafazakâr bir insan. Şu anda emekli. İlgili Bakan’ın, çocuklarının işi ile ilgili bir konuda kendisine gayri meşru işi yapması için baskı yaptığını, genel müdürlük vaadinde bulunduğunu anlattı. Baskıya direnince ilgili Bakan’ın kendisine rüşvet dahi teklif ettiğini anlattı. Kabul etmemiş ve sonunda emekliye ayrılmış. Düşünebiliyor musunuz, Bakan, memuruna rüşvet teklif ediyor... Para bunların elinde, güçle aşamadıkları bütün süreçleri aşmak için kullanıyorlar. Rüşvet almasını bilen rüşvet vermesini de en iyi bilendir. Çözemedikleri bütün mekanizmaları son kertede, parayla, rüşvetle çözüyorlar. Cenneti dağıtıyor, cehennemi gösteriyor, unvan verip sonra geri alıyor... Paranın üstüne yatmışlar. Bunların gayri meşru zenginleştirdiği insanların serveti legalleşse TÜSİAD orta sınıf olur demiştim ta yıllar önce. »Sahip olunan siyasi ve ekonomik gücü yetersiz bulmanın nedeni ne olabilir?Bu psikolojik bir şey. Psikolog değilim ama evinde olduğu belirtilen paralardan sonra Başbakan’ı daha iyi yorumlamaya başladım. Anadolu’nun belli başlı kentlerindeki bütün bankaların bütün şubelerindeki paraları toplasanız, Başbakan’ın evinde bulunduğu söylenen paraların yarısı kadar etmez. Bir hırs, bir haram tutkunluğu, insanların hakkını gasp etmenin verdiği bir zevk var demek ki. Daha çok çalıp çırparak, yaşadığını hissetme duygusu... Yazık, peşinden giden insanlar neye destek veriyor; görmüyorlar mı? »Bu yaşananlar Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili beklentilerini nasıl etkiler?30 Mart’ta öngördüğü oranda bir oy alırsa Cumhurbaşkanı olma isteğinden vazgeçmez. Yani bu konudaki kesin kararını yerel seçim sonuçlarına göre verir. O kadar kendisine odaklı bir kişiliğe sahip ki Erdoğan, düşmemek, devrilmemek ayakta kalmak için gerekirse ülkeyi iç savaşa bile sürükler. Bu kadar kire batmış ve kendisine odaklanmış bir insan bu kadar güç merkezi haline dönüştükten sonra herşeyi kendisini ayakta tutacak şekilde ayarlamak ister. Hukuk düzeni tanımaz SEBAHAT KARAKOYUN / senyaprak@gmail.com / @ssenyaprakBirgün
Gmail iOS Uygulamasına Güncelleme Geldi
Gmail iOS uygulamasına çok kısa bir süre önce güncelleme geldi. Gelen güncelleme ile arka planda yenileme özelliği kullanıcılara sunuldu. Gmail artık uygulama açık olmasa bile postalarınızı alacak. Arka planda yenileme özelliğinin ardından uygulamayı açtığınızda beklemeden gelen postalara erişmek mümkün olacak. Bu özellikten iOS 7 kullanıcıları ve bildirim özelliğini açanlar faydalanabiliyor. Resmi blog üzerinden yapılan açıklamaya göre kullanıcılar artık gelen kutusunun yenilenmesi için beklemeyecek. iOS 7 kullanıyor ve bildirim özelliğini de açmışsanız, Gmail’i açtığınızda yeni postalara beklemeden erişebileceksiniz. Ayarlar – Genel bölümündeki “Arkaplanda Uygulama Yenile” kısmının da açık olması gerektiğini belirtelim. Güncelleme ile gelen bir diğer yenilik ise Google’ın diğer uygulamalarını kapsıyor. Gmail’de oturum açma işlemini yapmışsanız, YouTube ve Chrome gibi diğer uygulamalara da beklemeden kullanıcı girişi yapabileceksiniz. 9.7 MB boyutundaki Gmail iOS uygulamasını buraya tıklayarak App Store’dan indirebilirsiniz.WeBeyn
Annem ve Eşimin Namusu Gibi Erdoğan'a Güveniyorum, O Sesler Montaj!
Beyaz TV Spor Müdürü ve ünlü spor spikeri Ertem Şener Medyaradar’ın usta röportajcısı Alev Gürsoy Cimin’e bomba açıklamalar yaptı. İşte Ertem Şener’in Medyaradar’a verdiği o çok çarpıcı röportajı…  Spor dünyasından bir isimle siyaset konuşmak çok keyifliydi. Bu röportajın hikâyesi aslında bir tweet ile başladı. Ertem Şener’i ben spor dünyasından tanıyorum, işini de çok iyi yaptığını düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde bir tweet attı kendisi. Başbakan’a “Usta-Reis” diyor ve “yalnız” olmadığını söylüyordu. Çok şaşırdım doğrusu. “Biz gazeteciler biraz daha tarafsız olmalıyız” diye bir tweetle karşılık verdim. Belki de hata yaptım. Bilemiyorum. Çünkü artık “Gazeteci nasıl olmalı?” sorusuna yanıtım yok. İnanın kafam çok karışık. Kare kare sorular çözüyor, kündüne koyamıyorum. Medyayı da artık çok anladığımı söyleyemem. Ertem bana güzel bir yanıt verdi, “Herkes fikrini açıklıyor da ben neden susayım” dedi. Ben de bu röportajı yapmayı teklif ettim. Sağ olsun kırmadı. Çok da açık sözlü, lafı gediğine oturtuyor. İlk başta tereddüt ettim acaba nasıl karşılar diye ama çok misafirperverdi. Beyaz TV’de yaptık bu çarpıcı röportajı. Onu dinlerken aklıma “Ben Onu Çok Sevdim” dizisi geldi. Menderes için çekilen o güzel dizi. Ertem, Başbakan Erdoğan’ı çok seviyor, öyle ki artık bunu kendisine bir dava edinmiş. Erdoğan’dan söz ederken gözleri doluyor, duygulanıyor. Hatta heyecanlanıyor. Şaşırdım bu büyük sevgiye. Başbakan’dan “Beyefendi” diye söz ediyor. Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydı için ise net konuşuyor . “Montaj” diyor. Ve hatta ekliyor: “Eşim ve annemin nâmusuna ne kadar güveniyorsam, Başbakan’a da o kadar güveniyorum” diyor. Cemaat konusuna gelecek olursak; 17 Aralık sonrası bağlarını koparmış. Artık Türkçe Olimpiyatları'na gitmeyecekmiş. Başbakan’ı çok sevdiği için “yalaka” ilan edilmesine de isyan ediyor. 'Evet, seviyorum hem de çok seviyorum' diye meydan okuyor. Tabii sadece siyaset değil spor dünyasını da konuştuk. Bana mesleki kariyerindeki en büyük ayıbı da anlattı. Şike sürecine nasıl baktığını da... Her kelimesi manşet, her sözü vurucuydu. Çok heyecanla dinledim. Şimdi o aynı heyecanla hemen aradan çekiliyorum çünkü sözü gene çok uzattım ve derhal sizi bu röportajla başbaşa bırakıyorum. Buyurun tanımadığınız yönleriyle size bir başka Ertem Şener… Sevgiyle kalın, hep umutlu olun. RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN** **Twitter: @gazetecialev **Mail: alevgursoy2008@gmail.com Ertem sence spor dünyası mı daha karışık şu sıralar siyaset dünyası mı? Bence siyaset dünyası daha karışık. Spor dünyasının kurtarılabilir bir yanı var ama siyaset dünyası için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Spor 90 dakika ile sınırlı kalıyor ama siyaset böyle değil. Siyaset her dakika karşı ataklar ve sürekli heyecanla geçiyor şu sıralar. Türkiye neyi yaşıyor sence? Türkiye bence kabuğundan çıkıyor. “DARBE GİRİŞİMİ VAR” Hakikaten bir darbe girişimi var mı, Başbakan’ın dediği gibi? Kesinlikle öyle... Darbe girişimiyle beraber Türkiye’nin kabuğundan çıkmaya çalıştığını düşünüyorum. Eskiden askerlerin darbe yapmasına şahit olurduk. Ben 39 yaşındayım ve şimdilerde YARGI DARBE girişimi görüyorum ve ben buna çok üzülüyorum. Bürokrasi ve yargıdaki bazı kadrolar sayın Başbakan’ı içeri atmak istedi. Bu çok açık… “ERDOĞAN’I İÇERİ ATMAK İSTEYEN PARALEL BİR YAPI VAR” Darbeyi yapmak isteyen o sivil yapıdan kasıt kim ya da kimler? Ve bu paralel yapı nedir? Ben bunun ABD ve İsrail kökenli olduğunu düşünüyorum. Herkes bir isim söylüyor ama şu bir gerçek bir paralel yapı var. “CEMAAT ERDOĞAN’I İSTEMİYOR” Cemaat mi bu paralel yapı? Şu anda cemaatin Başbakan’ı istemediği çok açık. Ben Başbakan’ın çok samimi olduğunu ve ülkesi için, milleti için bu yola başkoyduğunu düşünüyorum. “BAŞBAKAN’I ÇOK SEVİYORUM” Başbakan’a “reis ve usta” diyorsun sen, neden çok mu seviyorsun? Evet, hem de çok seviyorum, çok kıymet veriyorum. Bakın odamda Sayın Başbakanımız ve eşinin fotoğrafı duruyor. Çok değer verdiğim bir fotoğraf. Ben “Ustanın Hikâyesi”ni sunduğumda bu fotoğraf beyefendinin önünde duruyordu. Ben kendisinden rica ederek aldım. “İLK ELEKTRİKLENME BAŞKANKEN OLDU” Nereden geliyor bu sevgi, özel bir nedeni mi var, yoksa sadece siyasi tarzından dolayı mı? Ben filmi isterseniz başa sarayım. Bir gün Gaziosmanpaşa’dayım, bir baktım İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan geliyor. Bir meydandayız. Ben onu görmeyi çok istedim, çünkü çok merak ediyordum. Sonrasında baktım ki inanılmaz pozitif. O kalabalığın içinde göz göze geldik. Eliyle başımı tuttu. Ben o zaman üniversitedeydim. İlk o zaman kendisinin insanları ne kadar sevdiğine ve sıcaklığına tanık oldum. “BAŞBAKAN İÇİN AĞLADIM, ONUN İÇİN ÇOK DUA ETTİĞİM OLDU” Ya sonra? Aradan yıllar geçti. Kendisi Pınarhisar Cezaevi’ne girdi. Şu an Kral FM Genel Yayın Yönetmeni olan Gezegen Mehmet bana dedi ki: Seni ziyarete götüreyim mi? Çok heyecanlandım. Ama görüş için savcılıktan bir kâğıdım yoktu. “Gidelim” dedim. Gittik. Ancak ben içeri giremedim, Gezegen Mehmet girdi. Giremediğim için ağlamıştım. Onu ziyaret edemedim diye çok üzüldüm. Ama selamını almak yetti. Mehmet Abim bana en güzel hediyeyi vermişti o gün. Okuduğu şiir nedeniyle cezaevine girmesi beni çok etkiledi. Mektup bile yazdım kendisine. Ben çocukluğumdan beri zaten inançlı biriyim. Başbakan’a çok dua ettiğim oldu. Bakın benim dünüm de aynı bugünüm de. Bu konuda o dönemimi Gezegen Mehmet’e, Afrikalı Ali’ye sorabilirler. Hatta CNN Türk ve Kanal D yıllarımı da Rasim Ozan anlatsın. Muhafazakâr mısın? Ne kadar muhafazakârım bilemiyorum ama çocukluğumdan bu yana çok inançlıyım. Demokrat bir insanım karşı tarafa da çok saygılıyım ama benim düşünceme saygı duyulmadığında çileden çıkıyorum. “BAŞBAKAN ERDOĞAN İÇİN HEP DUA ETTİM” Peki, Başbakan seni seviyor mu, senin onu sevdiğin kadar? Farkında mı senin? Benim onu ne kadar çok sevdiğimin farkında, bence biliyor. Samimiyetimi biliyor Beyefendi. Ben onun için hep dua ettim, etmeye de devam edeceğim. Bana insanlar diyor ki “Neden CNNTürk’deyken, Star’dayken bu görüşlerini belli etmiyordun?” Ben size soruyorum şimdi: Beni bilen biliyordu zaten. Benim nasıl bir insan olduğumu. Ben hiçbir şeyi saklamam. Ben de eskiden içki içtim. Ben de günahlar işledim. Ama yıllar önce tövbe ettim. Şimdi içmiyorum. Çok şükür elimden geldiğince iyi bir insan olmaya çalışıyorum. Allah’ın beni devamlı gördüğünü bildiğim için ona göre yaşıyorum. 'BEN DE İÇKİ İÇTİM, GÜNAHLAR İŞLEDİM AMA TÖVBE ETTİM' Ben de tam bu noktada sana Beyaz TV’ye geçtin diye mi görüşlerin bu hale geldi diye soracaktım? Asla böyle bir şey yok. Bu çok saçma bir soru. Ben Beyaz TV’ye gelmeden önce de buydum. Bu kanala 1,5 yıl önce geldim. 17 ay önce ne Başbakan ile ilgili bir sıkıntı yaşanıyordu ne de Başbakan birileri ile ilgili bir sıkıntı yaşıyordu. Gezi olayları 30 Mayıs 2013’te başladı. Ben o tarihte gelmedim buraya, 2012 ‘de geldim. Ben o zamanlarda da Beyefendi’ye olan sevgimi her daim dile getirdim. Beni çok iyi tanıyanlar Beyefendi'ye olan sevgimi ve dava aşkımı bilirler. Yukarıda belirttiğim isimlere sorabilirler. “USTA’NIN HİKÂYESİ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİYDİ” “Usta’nın Hikâyesi” programını da ona olan sevgim nedeniyle sundum. Sayın Osman Gökçek o büyük sevgimi bildiği için, beni layık gördü programı sunmaya. Ne kadar teşekkür etsem azdır kendisine. Çünkü ben o programı sunmayı çok istiyordum. Ben günlerce o program için çalıştım. Hayatımın en önemli anlarından biriydi o üç saat. Ben buraya gelmeden önce Gezi olayları yoktu. Hükümet ile cemaat arasında bir sıkıntı yoktu. Ben yaşanmamış bir şey için ne söyleyebilirdim, nasıl bir tweet atabilirdim ki? Star’da, CNN’deyken sorun yoktu çünkü. Ben o zaman twitter da kullanmıyordum bu kadar sık. Ben şu an elbette sosyal medyadan istediğim fikri paylaşırım. Diktatör dedikleri adama bak. Adama her türlü hakaret ediliyor. Adamın ailesine dil uzatılıyor, düşüncelerine dil uzatılıyor. Adamı “hırsız” yapıyorlar, bunu tırnak içinde söylüyorum çünkü asla inanmıyorum. Adama öldü diyorlar, her şeyi yapıyorlar. Tüm bunlara sesini çıkarmıyor. Sonra gelip buna diktatör diyorlar. Bana dünyada böyle bir diktatör gösterin adımı değiştireceğim. İstediğiniz ismi koyacağım. Diktatörün tanımını biz mi bilmiyoruz. “BANA BİR DİKTATÖR GÖSTERİN İSMİMİ DEĞİŞTİRECEĞİM” Bence de bir ülkenin başbakanına bu ağır ifade kullanılmamalı... Eleştiri elbette olur ama hakaret ve küfür asla… Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bu adam ve herkes bu kişiye saygı duymak zorunda. “BAŞBAKAN DÖRT DÖRTLÜK BİRİ” Ben röportajcıyım ve tarafsız olmak zorundayım. Sadece soru sormakla yetkiliyim. Sence Başbakan’ın da hiç eleştirilecek tarafları yok mu? Kimse dört dörtlük değildir netice itibariyle değil mi? Benim bildiğim benim tanıdığım kadar yok. Ve ben Başbakanımızı çok da iyi tanıyorum. Dört dörtlük diye bir tanım varsa Başbakan için yaparım. İstanbul’daki Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden tutun, bugün 12 yıllık iktidar döneminde hala tanıyamadık mı? Sorun tanınamayanda değil tanıyamayandadır. Başbakanın her şeyi şeffaf. İftiralarla, dublaj ile montaj ile kul hakkına girmeyin. Yeter artık. 'BU MEDYA BAŞBAKAN'I AVUCUNDA OYNATACAK SANDI' Medyaya yönelik tutumu çok ağır değil mi? Bakın benim de bir süre içinde bulunduğum medya Başbakan’a zamanında “Muhtar bile olamaz” dedi. Bu medya Sayın Başbakanı birileri ile karıştırdı, bu medya Başbakan’ı avucunda oynatacak sandı. Bakın güçlü olduğunu düşündükleri zamanlarda herkes Sayın Başbakan’ın yanında. Zayıf olduğu bir anda mesela montajlar, dublajlar çıkıyor o zaman herkes hurra Sayın Başbakan’a vurmaya çalışıyor. Ben medyada çok samimi insan görmüyorum. Yahu bu Başbakan kim, ne yaptı, biri bana söylesin. “YANDAŞ DEĞİLİM BAŞBAKANIMIZIN YANINDAYIM” Yandaş mısın? Yandaş değilim sadece Başbakanımızın yanındayım. Bunun adı yandaşlık da değil, yalakalık da değil. Fenerbahçe Taraftarı Aziz Yıldırım’ı çok seviyor. Aziz Yıldırım yalakası mıdır? Galatasaray taraftarları Drogba’yı çok seviyor diye Drogba yalakası mı oluyorlar? “İSTER YALAKA DESİNLER İSTER YANDAŞ, BAŞBAKAN’IN YANINDAYIM” Sana “Yalaka” demelerinden rahatsız oluyor musun? Neyin yalakası Allah aşkına. Benim üç çocuğum var. Ben bir babayım, aile reisiyim. Bakın bu uğurda ister yalaka desinler, ister yandaş. Ben Başbakan’ın yanındayım. Sonu ne olursa olsun elimi taşın altına koydum. Şartlar ve düşünce ne olursa olsun ben Beyefendi’nin yanındayım. Benim ne CHP ne de MHP-BDP liderine karşı tek bir hakaretim, tek bir terbiyesiz tweetim de olmamıştır. Ben savunduğumu yazıyorum. Ben Başbakan’ı çok seviyorum. “BAŞBAKAN’DA KENDİMİ GÖRÜYORUM” Hayran mısın acaba? Ben Başbakan’ı gördüğümde, ona baktığımda kendimi görüyorum. Ona baktığım zaman aynı dili konuştuğumuzu görüyorum. Bugüne kadar 11 yıldır susan bir adamı ne hale getirdiniz? 11 yıldır bu adamı mahvettiniz, her türlü hakareti ettiniz. Girmediğiniz özeli kalmadı. Bırakın da bu adam da bugün sinirlensin. Ağzından birkaç istenmeyen kelime çıksın. Ölmüş annesi ile ilgili geçen gün bir video paylaştım. “İşte Sayın Erdoğan’ın ses kaydı” diye. Kendisi Kuran okuyor. Ne ölüye, ne diriye, ne de Kuran-ı Kerim’e saygıları var. Bu kadar alçak bir insan topluluğu olmuşuz. Yemediğim küfür kalmadı. “KEŞKE TWITTER KAPANSA” Bugün twitter olmasa ben bu işlerin bu kadar ilerleyeceğini sanmıyorum. Keşke twitter kapansa. Keşke ben de kapatsam. Yok artık. O kadar da değil. Zaten yeni internet düzenlemesi de yapıldı. Sosyal medya çok önemli. Ya bana her gün küfrediliyor. Yalan haber yayılıyor. Bakın ben şu an twitterımı açayım; adam benim her şeyime küfrediyor. Bu twitter benim özel sayfam değil mi? Benim beynim, benim düşüncelerim. Benim yazdıklarıma kimsenin müdahale etmeye hakkı yok. Mesela sizinle de bu röportajın başlangıcı twitter’dı. Benim beynimdeki, benim Allah ile aramda olanları buraya yazıyorsam bu benim en doğal hakkımdır. Ben Başbakan’a olan sevgimi yazıyorum buna laf söylemeye kimin ne hakkı var? “BAŞBAKAN’A SAYGI DUYAN HERKESE BEN DE SAYGI DUYUYORUM” Ertem Şener deyince akla spor geliyor. Sen siyasi rengini belli ettiğinde insanlar şaşırıyor olamaz mı? Niye etmeyecek mişim? Neden etmeyeyim? Türkiye’de hangi takımı tutuğunu söyleyen ilk spor spikeri benim. Ben “Beşiktaşlıyım” dedim. Başım dimdik hem de. Milyonların önünde söyledim. Ben hiçbir şey saklamam. Ben eşimle tanıştığımda beş dakika içinde evlenme teklifi eden bir adamım. Ben ateşli bir adamım. Ruhu bedenine sığmayan bir adam hem de. Ben içimdeki düşüncelerimi, fikirlerimi yansıtırım. Elinde bayrakla gezen bir adamım. “FİKİR HOLİGANIYIM” Ben fikir holiganı bir adamım ama bunu yaparken insanları kırmıyorum. Tırnak içinde söylüyorum Gezi Parkı’ndaki “İyi niyetli insanlar”a da saygı duyuyorum. Ben bugün Güneydoğu’da hakkını savunan Kürtlere de saygı duyuyorum. Ben Ermeni vatandaşlarımıza da saygı duyuyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti ve bayrağını savunan herkese saygı duyuyorum. Ben Başbakan’a saygı duyan herkese saygı duyuyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na saygı duymayan adama saygı duymuyorum. Bu insanın oğullarına, kızlarına, düşüncelerine yıllardır hakaret ediyorlar. Kimse ağzını açmıyor. Şimdi bırakın da biraz Başbakan konuşsun. Adam sustu bugüne kadar. Bu ülkede kötü giden bir şey söyleyin bana. “ALKOL DÜZENLEMESİ DE NORMAL, KIZLI-ERKEKLİ ÇIKIŞI DA” Bu konuda sana katılmıyorum çünkü bütün liderler her gün meydanlarda konuşuyor Başbakan da buna dâhil. Bakın Marmaray diyorlar karşı çıkılıyor. 3. köprü diyorlar karşı çıkılıyor. Havalimanı diyorlar karşı çıkıyorlar. Bakın ben bu havalimanı ile ilgili çok özel bir şey söyleyeceğim. Ben araştıran bir insanım. Bir kütüphanem var. Ben sadece spor üzerine konuşmuyorum. Futboldan anlayan sadece futboldan anlamaz. Sadece futboldan anlayan futbolu da anlamaz. Futbolun dışında bir şeyler bilmezseniz futbolu konuşamazsınız. 3. havalimanı Türkiye’ye yılda bir milyon dolar para kazandıracak. Türkiye’de her şey güzel gidiyor. Artık herkes özgür. Diyoruz ki gece 22’den sonra alkol satışı yapılmayacak. Gençler bir anda ayağa kalkıyorlar. Şu an bunu okuyan insanlara soruyorum: Sizin gece 10’dan sonra çoluğunuzun çocuğunuzun içki almasına gönlünüz razı olur mu? Dünyanın birçok ülkesinde var bu alkol düzenlemesi. Kapalı alanlarda sigara içimi yasaklandı, bundan daha güzel bir şey var mı? Eskiden ben Malatya’ya giderdim. 18 saat boyunca otobüste yanımdaki adam babam sürekli sigara içerdi. Ben “Baba sigara içme diyemezdim” Malatyalı bir çocuk babaya karşı gelebilir mi? 18 saat boyunca benim ciğerlerim parçalanıyordu. Şimdi takside bile sigara içemiyorsun. Kızlı-erkekli denen bir şey çıktı. Yahu benim iki oğlum bir kızım var. Benim o çocuklarım büyüdüğü zaman ben onların kızlı erkekli kalmasını istemem. Kalamazlar. Biz Türkiye’yiz. Biz Türk’üz. Örf-adet geleneği olan bir toplumuz biz. Bunları bu Başbakan söylüyor diye tartışıyorlar. “ANNEM VE EŞİMİN NAMUSU GİBİ ERDOĞAN’A GÜVENİYORUM. O SESLER MONTAJ” Velev ki başbakan ve oğluna ait olduğu iddia edilen o ses kaydı doğru çıktı. Tabii asla böyle bir düşüncemiz olamaz ama farz edelim ki öyle. Düşüncelerin değişir mi, sevgin, saygın? Biraz ağır olacak ama anneme ve karıma nasıl güveniyorsam, Başbakanımıza da o kadar güveniyorum. Annemin ve eşimin namusuna ne kadar güveniyorsam hem Sayın Erdoğan hem de Bilal Bey’e o kadar güveniyorum. Ben 29 Aralık’ta bir tweet atmıştım “Bilal Erdoğan’ın alnı secdeli, adam gibi adam. Bu ülke için dertli mi dertli” niye rahatsız oldular? Bu konuda beni bazı kötü niyetli insanların önüne atanlarla önce bu dünyada adalet önünde hesaplaşacağız.Hadi bu dünya neyse de kalbimi kıranları Allah’a havale ettim bu işin bir de öbür dünyada hesabı var. Gelinen süreçte hala o tweetin arkasında mısın? Sonuna kadar hem de... Ben eşime nasıl güveniyorsam onlara da öyle güveniyorum. Benim maaşımı Başbakan vermiyor ki, ben Başbakan’ı görmüyorum bile. Ben nasıl yalakalık yapayım? Bunlar benim en samimi duygularım. “ANNEM VE BABAMI DA AK PARTİLİ YAPTIM” Ailen de mi AK Partili? Mesela annen, baban, eşin. Onlarda da bu sevgi var mı? Annemle babamı ben AK Partili yaptım. Karımı da yine öyle. Babam CHP, annem MHP’liydi. Ama son iki dönemdir onlar da benden daha koyu AK Partili oldu, eşim de. Sence seçimlerde AK Parti’nin oy oranı ne olur? Türk insanı mağdur olandan yanadır. Şu anda Başbakanımızı bir karalama kampanyası var. Bu oyları artıracak. Cemaate yakınlığın var mı? Gülen Cemaati konusunda düşüncelerini merak ettim doğrusu? Evet, cemaate yakınlığım vardı. Vardı!.. Artık bitti… Onların da benim ile… “DAHA DA GİTMEM TÜRKÇE OLİMPİYATLARINA” Bu kavganın kazananı ya da kaybedeni kim olur? Ben Başbakanımızın çok samimi olduğunu düşünüyorum. Bana diyorlar ki: “Daha düne kadar Türkçe Olimpiyatları’nda sen de Hocaefendi’yi övüyordun.” Evet övüyordum. Ama artık Türkçe Olimpiyatlarına da gitmeyeceğim. Hiçbir bağım kalmamıştır cemaatle. 17 Aralık’tan sonra tarafımı belli ettim. Başbakanımıza haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Benim tarafım Başbakanımızın yanı. “BENİM TARAFIM BAŞBAKAN'IN TARAFI, BU ARTIK BENİM İÇİN BİR DAVA” Cemaate dokunan yanar diyorlar. Bu doğru mu? Bilmiyorum. Benim bir açığım varsa yanayım. Ne açığım var ki niye yanacakmışım? Cemaatten bazı arkadaşlar benim şimdiki tavrımı bir kusur olarak görüyor. Ben kendilerine de söyledim; ‘Sizin kusur olarak gördüğünüz şeyi ben dava olarak kabul etmişim’. Artı benim Gezi’den bu yana rotam hiç değişmedi. Ben hep Başbakan’ın yanındayım. Sonradan değişen ben miyim yoksa, neyse… Uzatmayalım. “GÖKÇEK’İ DE ÇOK SEVİYORUM, BU ÜLKE İÇİN BAŞINI ORTAYA KOYDU” Melih Gökçek’in de ses kaydı yayınlandı. O ses kaydının kendine ait olduğunu kabul etti. Sence CHP afişlerinin yayınlanmaması normal mi, gazeteci olarak yanıt istiyorum? Onun da arkasında mısın, onu da seviyor musun? Tabii ki çok seviyorum. Tabii ki Melih Bey’in sonuna kadar arkasındayım. Gücüm yettiğince. Dualarımla. Geziden bu yana elini değil, kolunu değil, başını, bedenini taşın altına koydu bu ülke için…Sayın Başbakan ve Sayın Gökçek bir dava arkadaşı. Onlar sırt sırta vermiş gönül arkadaşları. Başbakanımız gibi, Melih Gökçek, bu ülkeyi çok seven bir insan. O bir vatan sevdalısı. Hak dostu. Onunla oturup bir bardak çay içmek lazım onu tanımak için. Çok başka biri. “MELİH GÖKÇEK YÜZDE BİR TRİLYON ANKARA’YI ALIR” Ankara’yı alır mı sence? Ceketi yeter. Yüzde yüz değil yüzde bir milyon alır. Bu röportajı saklayın yüzde bir milyon bile belki eksik söylüyorum yüzde bir trilyon alır. Allah’ın izni ile. “OYUM ELBETTE AK PARTİ’YE” Oyun zaten çok açık AK Parti’ye değil mi? Çok net belli değil mi? Elbette. Ben çalışanın yanındayım. Her şey çok güzel gidiyor. “YENİDEN YARGILAMADAN YANAYIM” Dinlemeler diyoruz, montaj diyoruz. Başbakan mağdur, iktidar mağdur peki ya yıllardır Silivri’de yatanlar ne? Onların günahı ne, tarafsız bir şekilde soruyorum? Ben çok net herkesin tekrar yeniden yargılanmasını istiyorum. Bugün herkes yeniden yargılansın. Aziz Yıldırım da. FB’li yöneticiler de.Silivri’de yatanlar da. İlker Paşa da. Bu yeniden olmalı. Suçlu tabii ki cezasını çeksin ama bilerek kalem kırmaya, idam etmeye tahammül edemem. 'BAŞBAKAN’I SEVİYORUM DİYE ARKADAŞLARIM BENİ TWİTTERDAN VE YÜREĞİNDEN SİLİYOR' Medyayı nasıl buluyorsun? Maalesef medya bölünmüş durumda. Kutuplaşmalar var. Medyada arkadaşlıklar da bozuldu. Ben Başbakan’ı seviyorum diye eski çalıştığım kurumlardaki arkadaşlarım, medya dışından dostlarım, çocukluk arkadaşlarım beni yüreğinden, twitterdan siliyor. “BAŞBAKAN'I SEVİYORUM DİYE ÖZEL SUNUMLARA BİLE ÇAĞIRMIYORLAR ARTIK” Çok garip değil mi bunlar? Bakın ben de çok şeyler yaşadım. Öyle ki bizler dışarda da özel işler alabiliyoruz. Reklam seslerinden tutun, özel sunumlara kadar her şey durdu. Kestiler. Sebep; Başbakanımızın yanında olmam ve fikirlerimi açıkça belli etmem. Olsun. Çok şükür. Hani diyorlar ya bana ‘çıkarları için menfaatleri için, para için Başbakan’ı savunuyor’ diye. Tam aksi aslında. Çıkarlarım için hareket etseydim şu anda 3-4 kat daha fazla kazanıyordum. Ama ben halimden memnunum. Benim için para değil inandığım değerler önemli. Ben sonuna kadar Başbakanımızın yanında olmaya devam edeceğim.Yanımda medyadan, ailemden kimse kalmasa da tek başıma olsam da Başbakanımızın yanında olacağım. “MAHALLE BASKISI YAŞIYORUM” Mahalle baskısı yaşadın mı mesela? Şu anda yaşadığımın adı tam da bu. Ben bugün Beyaz TV’de söylediklerimi yarın Star’a gittiğimde de söylerim. Ben Başbakan’ı savunduğumu söylüyorum bunu söylemek de bir demokrasi. Bütün gazeteciler fikirlerini saklasın ben de saklayacağım söz veriyorum. O zaman gazetecilik yapılmaz ki? O zaman bana neden susun diyorsunuz? Susun demiyorum eleştirilecek hiç mi bir tarafı yok diyorum? Neden o zaman fikirlerimi saklayayım. Twitterımı bir gün size vereyim emin olun dayanmazsınız. O küfürlere katlanamazsınız. “BAŞBAKAN OLSAM BEN DE ARARDIM” Mesela Başbakan’ın Fatih Saraç’ı arayıp bir alt yazıya müdahale etmesi doğru mu? Futbolun da siyasete karıştığı dönemler oldu. Biz de şimdiye dek şike konuştuk, FB cephesinde yaşananları konuştuk ama ben tek bir gün Başbakan’ın arayıp da bize müdahale ettiğini görmedim. Burada suçlu Başbakan değil bence. Benim fikirlerim biraz serttir. Ben bunları bir birikim olarak görüyorum. Başbakan olsam belki ben de arardım. Yetmez mi? Sen de seninle ilgili bir haber olsa ararsın. “MEDYANIN SORUNU SAYGISIZLIK” Sence medyanın en büyük sorunu ne? Saygısızlık. Gülen ile şu süreçte röportaj yapmak ister miydin? Hayır istemezdim. Artık hiçbir şeyi merak etmiyorum çünkü.ı Muhalif cepheden beğendiğin gazeteciler kimler? Yok. medyaradar.com ALEV GÜRSOY CİMİNRöportajın tamamı için tıklayınız!
GM'nin Yeni Amiral Gemisi Discovery Elite Su Yüzüne Çıktı
Selfie fotoğraf çekim yetenekleriyle öne çıkan General Mobile ‘ın en yeni telefonu Discovery Elite bizim de yer aldığımız bir basın etkinliğiyle teknoloji dünyasına tanıtıldı.General Mobile ‘ın üstünde durduğu Selfie özelliklerinin yanı sıra performans ve donanım olarak son derece başarılı bir grafik çizen Discovery Elite , uygun fiyatıyla 2014 yılı içerisinde Türk kullanıcısının elinden düşmeyeceğe benziyor. 2013 yılını Türkiye’nin en çok satan akıllı telefonu ünvanıyla kapatan firma 2014′de bu misyonu Discovery Elite ‘e yüklemiş durumda. General Mobile, 2014 yılı itibari ile yılda 2 adet tablet ve 2 adet akıllı telefon çıkaracağının da altını çizdi.Discovery Elite ile yeni bir dönem başlatıyor. Discovery Elite , performansı, 5.5 inch ekranı, 16MP arka, 8MP ön otofokuslu kamerasıylaİlk Selfie dostu kameraya sahip Discovery Elite 25 Mart tarihinde itibaren tüketici ile buluşmaya başlayacak. Discovery Elite’in , güçlü işlemcisi 5,5 inch ekranı, selfie dostu menüleri, otofokus özelliğine sahip 8Mp ön kamerası ile rakiplerine fark atacak.Andorid 4.2.2 işletim sistemine sahip cihazda, 3GB Ram modülü, 32GB dahili hafıza bulunuyor. Qualcomm Snapdragon800 2.2GHz dört çekirdekli işlemcisi de Discovery Elite ‘de yer alıyor. NFC desteği ve Wi-Fi display özelliklerine sahip olan cihazın ekranı, 401PPI piksel yoğunluğu, 1920×1080 piksel full HD ekran çözünürlüğü ile başarılı bir görüş açısı sunuyor. Discovery Elite , 16MP flaşlı geniş açılı arka kamera ve 8MP ön kameraya sahip siyah ve beyaz renk alternatifleri ile 1299TL ye satışa sunulacak. Fiyat ve performans oranı açısından son dönemde alınabilecek en makul telefonlar arasında yer aldığını hatırlatalım.Discovery Elite Teknik ÖzelliklerBoyutlar 150.6×75.0×9.7mm & 152 gr.Renkler Siyah / BeyazFrekanslar GSM 850/900/1800/1900 MHzWCDMA 900/2100 MHzHSPA+CPU 2.2 GHz Quad Core.Qualcomm Snapdragon 800 Serisiİşletim Sistemi Android 4.2 Jelly BeanOTA (Over the Air) DesteğiHafıza 3 GB RAMDepolama 32 GB ROMEkran 5.5” FHD – LTPS Geniş Görüntü (178o)1920 x 1080 – 401 PPI – 16,7 MOGS teknolojisiGorilla Glass 3Kablosuz Bağlantı WiFi 802.11 b/g/n – WiFi DirectBluetooth 4.0 , NFCKablosuz Görüntü Aktarma (WiFi Display)Kamera 16 MP Arka – Oto Fokus + Flash8 MP Ön1/2.3 CMOS sensörSafir Lens Camı + Anti ReflectionVideo Kayıt: 1080p @60fpsVideo Oynatma: 4K7 Saniyede 40 kare fotoğrafGeo-Tagging, Dokun-Odakla, Görüntü Sabitleme, Yüz ve Gülücük Yakalama, HDR,SRMultimedyaVideo Formatı: MP4,3GP,AVIMP3,WAV,WMA,AMRStereo Ses Kayıt – OGG,3GP,AMRBatarya 2500 mAh Li-ion270 Saat Bekleme12 – 14 Saat Konuşma40 Saat Müzik Çalma4.5 Saat Video Oynatma5.5 Saat Webde GezinmeFonksiyon Tuşları Ses Arttırma / Azaltma TuşuAçma / Kapama TuşuSensörler G-SensörIşık SensörüGyroscopeYakınlık Sensörüe- pusulaEldiven ile kullanmaA-GPSBağlantı Noktaları 3.5 mm Kulaklık GirişiMicro USB Şarj GirişiOTG DesteğiUygulamalar Gmail, Youtube, Google Play, Facebook, Twitter, Office, StoreoidDiğer 3 Mikrofon ile Aktif Gürültü Engelleme
Kessab Artık Yok » Agos
Türkiye sınırında bulunan, Suriye'de yüzyıllardır Ermenilerin yaşadığı Kessab kasabasının El Nusra saldırısının ardından meydana gelen çatışma sonucu yıkıma uğradığı söyleniyor.EMRE CAN DAĞLIOĞLUmisakmanusyan@gmail.comAntakya’nın Yayladağı ilçesinde sınırın Suriye tarafında öğle saatlerinde Suriye’ye ait bir savaş uçağı düşürüldü. Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinde bu olayla ilgili bir açıklamaya yer verdi. Bu açıklamaya göre, Suriye’ye ait iki adet MIG-23 uçağının, Suriye hava sahasında kuzeye doğru uçuşu, öğle saatlerinde izlenmeye başlandı, Türkiye hava sahasına yaklaşmalarının ardından ikaz edildi ve bir uçağın bu ikazlara uymaması ve sınır ihlali yapması üzerine saat 13.14’te, Türkiye’ye ait bir F-16 tarafından düşürüldü.Başbakan Erdoğan, bugünkü mitinglerinde konuya ilişkin, olarak “başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere hava kuvvetlerini” tebrik ederken, Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, Suriye uçağının, Suriye’nin Kessab kasabasının batı tarafına düştüğünü belirtti. Türkiye sınırına yönelen Suriye uçaklarının sınırda bulunan Kessab’a 21 Mart’ta saldıran El Nusra birliklerine karşı havalandığı tahmin ediliyor.Bu olayla birlikte bir kez daha gündeme gelen Kessab, hâlihazırda 48 saattir saldırı altında. civilnet’in haberine göre, sınırın Türkiye tarafından El Nusra cephesine bağlı yabancı birliklerin kasabaya saldırmasının ardından, Suriye rejimine bağlı birliklerin bu güçlerle çatışmaya girmesi üzerine, çoğu Ermeni olan kasaba sakinleri kasabayı terk etmek zorunda kaldılar. Kara ve deniz yoluyla Lazkiye’ye gidenler olduğu bilgisi gelirken, can kaybı ve yaralılar hakkında kesin bir bilgi yok.civilnet’e konuşan kasabanın ileri gelenleri, 23 Mart itibariyle köylerin tamamen boşaltıldığını belirtiyorlar ve saldırılar sonucu kasabadaki yıkımı “Kessab artık yok” sözleriyle anlattılar. Söz konusu saldırıların ilki, 21 Mart sabahında, Kessab’ın bir parçası olan Sev Aghbyur köyünde başladı. Görgü tanıklarının ifadesine göre, Türkiye sınırını geçen silahlı bir grup, köyü çevreleyen tepeleri ele geçirdi ve daha sonra köye saldırdı. Saldırıların tüm Kessab’a yayılması ve deniz kıyısında kalan bölgenin ele geçirilmesi üzerine, rejim birlikleri, bölgeye karadan ve havadan müdahale etti.El Nusra’nın bu saldırıyı, deniz kıyısında bir bölgeyi ele geçirmek için yaptığı iddia ediliyor. Bu olay üzerine, Suriye’nin BM Elçisi Beşar Caferi, NATO Güvenlik Konseyi Başkanı ve Genel Sekreteri’ne hitaben bir mektup yazarak, Türkiye’yi uluslararası terörü desteklemekle suçladı.Yüzyıllardır Ermeni yerleşimi olarak bilinen Kessab, ülkede iç savaş başlamadan önce, Suriye’deki Ermenilerin gözde tatil merkezlerinden birisiydi. Kasaba, iç savaş boyunca da, Şam ve Halep’ten kaçan Ermeniler için güvenli bir yerleşim olmuştu. 1939 yılında, yapılan oylama sonucu Türkiye’ye katılan Hatay’ın sınırları içerisinde bulunan Kessab, Türkiye’ye katılmamak için 9 ay direnmiş ve Kardinal Krikor Aghajanian’ın ricası sonucu, Papa XII. Pius’un araya girmesiyle Suriye sınırları içerisinde kalmıştı.
10 Yaşına Giren Gmail'den Selfie'li 1 Nisan Şakası: Shelfie
Oscar ödüllerinden sonra katlanarak artan selfie akımına gönderme yapan Gmail yeni şakası Shelfie’yi blogundan tanıttı. Selfie akımına dikkat çeken şaka Gmail’in kişiselleştirilebilme özelliğine dikkat çekerken, Google+ üzerinden yapılan paylaşımlarla önemli bir etkileşim sağlıyor. Şakanın içinde ince göndermeler dikkat çekerken, doğru olan önemli bir nokta vardı. 1 Nisan 2004 yılında hizmete açılan Gmail 10 yaşına girmişti. Gmail’in SHareable sELFIE kelimlerinde türettiği Shelfie şakasında kişiselleştirilebilir arka plan özelliğine gönderme yaparken önemli bir noktaya dikkat çekiyor. Selfie içindeki kişiselliğe rağmen tamamen paylaşılmak için çekiliyor. Gmail bu konuda Shelfie ile kullanıcılar annenilerinin, halaların veya sevdiği kızın arka planı olarak selfie fotoğraflarını belirleyebileceklerini belirterek, o güzel yüzün e-posta okurken, yazarken her zaman görünmesi gerektiğini belirtmiş.Şaka bir yana Gmail Shelfie özelliği yok ama Gmail’in arka planını selfie fotoğrafınızı ekleyebilirsiniz. Shelfie akımına dahil olmak istiyorsanız buradan ayarlara ulaşabilirsiniz. Ayrıca selfie fotoğraf temalı ilginç paylaşımlar gelmeye başlamış bile takip etmek için Google+ sayfasından ulaşabilirsiniz.webrazzi
Apple, Google ve Facebook Greenpeace'ten Pekiyi Aldı
Küresel çevre örgütü Greenpeace, yeşil internetin peşinde. İnternette olan 2,5 milyar nüfusun, resimden müziğe, fotoğraftan e-maillere kadar dijital dünyada kapladığı alanın büyümesi çevre için de yeni riskler getiriyor. Zira çevre dostu olmayan veri merkezlerinin neden olduğu kayıp, dijitalleşmeyle sağlanan enerji kazançlarını geride bırakıyor. Greenpeace’ın dün yayımladığı Clicking Clean raporu da şirketlerin enerji tüketiminde belirleyici olan veri merkezlerini değerlendiriyor. Rapora göre, Apple, Google ve Facebook sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelim çabasında başı çekerken, Twitter ve Amazon kirli enerji geçmişinde çakılı kalmış. Microsoft ve Yahoo ise yolun henüz ortasında olan iki teknoloji devi. Raporda Türkiye’nin, enerji talebinin küresel ortalamanın üzerinde arttığı ülkelerden biri olduğuna da dikkat çekiliyor. Şirketlerin ayrı ayrı değerlendirildiği raporda, sektörün büyük oyuncularının genel görünümü yukarıda paylaştığımız infografikle özetleniyor. Siyah yani en kirliden, en çevre dostu olan yeşile doğru şirketlerin bir tür sıralamasını görmek mümkün. Listede yeşil internet konusunda liderlik Apple’da. Şirketin iCloud’u % 100 yenilenebilir enerjiyle sağlamaya yönelmesi, bütün sektör için çıtayı yükselten bir adım olarak görülüyor. Apple veri merkezleri için güneş, jeotermal ve rüzgar enerjileri kaynaklarını kullanıyor ve kararlılığıyla diğerlerine örnek oluyor. Facebook, 1,23 milyar kullanıcısıyla dünyanın en büyük veri merkezlerinden birine sahip şirketi, sürdürülebilir enerjiye olan bağlılığını artırmaya çalışıyor. Şirketin enerji kullanımının yarısını yenilenebilir kaynaklar sağlıyor buna karşın diğer yarısı kömür, nükleer ve doğal gazdan sağlanıyor. Facebook en yeşil şirketler arasında yer alıyor. Benzer şekilde Google’ın sürdürülebilir kaynaklardan enerji sağladığı Gmail, YouTube, GooglePlay’in dahil olduğu web tabanlı ürünleri, toplam tüketiminin yüzde 34′ünü oluşturuyor. Amazon, özellikle Amazon Web Services (AWS) ise listenin en karanlık şirketlerinden. Dünyanın en büyük dijital ekosistemlerinden biri olan AWS bugün Netflix, Pinterest, Spotify ve Vine gibi şirketlere hizmet veriyor. Doğal olarak bu şirketler de Amazon’la aynı kaderi paylaşıyorlar. Peki Amazon bu kadar kirli olmayı nasıl başarıyor? Yenilenebilir kaynaklar, AWS’in enerji tüketiminin yalnızca yüzde 15′ini oluşturuyor. Bununla birlikte AWS, incelenen şirketler arasında enerji kaynaklarıyla ilgili en az şeffaf olanı. AWS, müşterilerine ya da kamuoyuna enerji tüketimi hakkında açıklama yapmaya gerek duymuyor. Bir zamanların temiz enerji lideri Yahoo’nunsa rakiplerinin çabalarının gerisinde kaldığı göze çarpıyor. Yahoo, nun yaptığı yatırımlara karşın, Microsoft gibi henüz alacak yolu olduğu görülüyor.Raporda henüz bir veri merkezine sahip olmadığı belirtilen Twitter’ın, enerji kaynaklarına ilişkin bir raporlama yapmadığına da dikkat çekiliyor. Twitter’ın enerji kaynakları yeşil olmaktan epey uzak. Twitter, bir diğer sosyal medya şirketi Facebook’un oldukça gerisinde. Greenpeace teknoloji devlerini sürdürlebilir kaynaklara yönelmeye davet ediyor, bu heme şirketlerin hem de gezegenin geleceği için bir zorunluluk. GreenPeace Clicking Clean raporuna buradan erişebilirsiniz.webrazzi
Gmail'e Uçtan Uca Şifreleme Geliyor
Google, Gmail kullanıcılarını gerek siber korsanlara, gerekse de hükümetlerin gözetleme faaliyetlerine karşı korumak amacıyla e-posta servisi için uçtan uca şifreleme üzerinde çalışıyor. PGP, yaklaşık 20 yıldır açık kaynaklı şifreleme için standart fakat protokolün kullanılabilirlik açısından eksikleri var. Sonuç olarak Google mühendisleri, PGP’yi daha kullanıcı dostu ve NSA gözetlemelerine karşı daha korunaklı bir hale getirmek için çalışmalara başladı. Google’ın Gmail için yaptığı bu hamledeki en büyük soru işareti, anahtarların kullanıcıların kendileri tarafından mı yoksa NSA tarafından daha önce erişilmiş Google veri merkezlerinde mi tutulacağı. PGP doğası gereği parola sıfırlamaya izin vermiyor ve yalnızca son kullanıcılar mesajların şifrelerini açabiliyor. Bu durum Gmail’i kullanıcılar içi daha zor bir hale getirecektir, özellikle de unuttukları parolalarını sıfırlamak isteyenler için. Google, yeni şifreleme teknolojisinin ne zaman Gmail’e uygulanacağı ve yukarıda değindiğimiz soru işaretlerine dair açıklama yapmaktan kaçındı.Stuff