Görüş Bildir

Aşure Haberleri

Aşure ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Aşure ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Aşure Günü Ne Zaman, Hangi Güne Denk Geliyor? 2024 Muharrem Ayı Ne Zaman Başlıyor?
Muharrem ayı içerisinde idrak eden Aşure Günü, bu yıl da tüm İslam alemi tarafından güçlü manevi duygular ve heyecanla bekleniyor. Hicri takvimin ilk ayı olan ve 'Allah'ın Ayı' olarak tasvir edilen Muharrem ayında aşure pişirip paylaşmak isteyenler, hazırlıklara başladı. Peki, 2024 hicri yılbaşı takvimine göre aşure günü ne zaman, ayın kaçında? Muharrem ayı ne zaman başlıyor? İşte, 2024 Muharrem ayı ve aşure gün tarihleri...
Türkiye'nin En İyi 100 Yemeği Listesi Güncellendi: İşte TasteAtlas'tan Türkiye'nin En Lezzetli 100 Yemeği
Türk mutfağı çeşit zenginliği ve damak tadına uygunluk açısından geniş bir yelpazeye sahip. Geleneksel Türk yemeği tarifleri bugün birçok yabancı tarafından araştırılıyor. Dünyanın gıda atlası olarak nitelendirilen uluslararası bir internet sitesi tarafından güncellenen Türkiye'nin en iyi 100 yemeği listesi belli oldu. İşte Taste Atlas (Lezzet Atlası) tarafından oluşturulan Türkiye'nin en iyi yemekleri listesi:
Bekir Bozdağ: 'Sanki Aşure Çorbası Yapıyorlar'
Adalet Bakanı Bozdağ, CHP ile MHP’nin ortak çatı aday aradığını belirterek 'Millete diyecekler ki 'Ey CHP'liler, MHP'liler bu adam biraz da sizden. Sanki aşure çorbası yapıyorlar' dedi.YOZGAT Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yerel seçimlerin 1 Haziran'da tekrarlanacağı Sorgun ilçesine bağlı Eymir beldesinde, partisinin seçim irtibat bürosunu ziyaretinde yaptığı konuşmada, AK Parti Belediye Başkan adayı Çetin Mertoğlu'na destek istedi. Eymirlilerin yeniden karar vereceğini belirten Bozdağ, şöyle devam etti: 'İnanıyorum ki Eymirli, AK Parti'nin arkasına koyduğu kararını değiştirmemiştir ama yine inanıyorum ki bu seçimde Eymirliler, AK Parti'nin lehine vereceği oyu artırarak ‘2 yetmedi, al sana 200 fazla diyecek. Seçimlerin birlik içerisinde, dirlik içerisinde geçmesini arzu ediyorum. Sonuçta bu demokratik bir yarıştır. Adaylar ne yaparsa yapsın, son söz sandıkta milletin söylediği son söz olacaktır. Bu arada tabii seçimlerin iptaline giden sürece baktığımızda orada da tabii insanı üzen hususlar var. Buradan bir kez daha ifade etmekte yarar görüyorum; iptale yol açan itirazlar var, bu itirazlara dayanak olan şikayetler var. Bazı Eymirli kardeşlerimiz, başkalarının yerine oy kullanmışlar, bu iddia ile şikayetçi oldular. Kendi kendilerini cumhuriyet savcılığına şikayet ettiler, 'Ben suç işledim, beni cezalandır.' Peki sonuç ne olur? Biz bu konuya vakıf olduğumuzdan, bize böyle bir durum var diye iletildiğinde incelettik, ne olur durum diye, hukukçularımıza incelettik. Hatta bakanlıktan arkadaşlara ‘Bir bakın’ dedim. Oldukça ağır hapis cezası var. Eğer böyle bir durum olursa seçim de iptal edilirse 5 yıl hapis cezası var.' 'Bunlar kendilerini ülkenin cumhurbaşkanlığına layık görmüyor' CHP ile MHP’nin ortak bir çatı aday aradığını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti: 'İkisinin uzlaştığı bir adayı çatının üstüne koyacaklar, oradan da millete gelecekler diyecekler ki MHP'liler, 'Ey CHP'liler, bu adam tam bizden değil, biraz da sizden.' CHP'liler diyecek ki 'Bu adam tam bizden değil biraz da sizden.' Sanki aşure çorbası yapıyorlar. Yani Türkiye’ye cumhurbaşkanı seçiyorlar, onu ona karıştırıyorlar. Bu ne demektir biliyor musunuz? Şu demektir; MHP'nin Genel Başkanı diyor ki bir nevi bunu yaparak, ‘Bizim içimizde, bizim düşüncemizde, bizim kadromuzda Türkiye’nin cumhurbaşkanı olacak, Türk milletinin kendisine oy verebileceği liyakatte bir adam yok.' Bu, CHP açısından da öyle. CHP de diyor ki ‘Bizim içimizde milletin oyunu alarak cumhurbaşkanı olmaya ehil bir adam yok. Onun için biz dışarıdan birilerini arıyoruz. Siz, bizim dışarıdan bulduğumuza oy verin.' Bunlar kendilerini ülkenin cumhurbaşkanlığına layık görmüyor, kendi içlerinde de ülkenin cumhurbaşkanlığını yapmaya layık adam bulamıyorlar.' Bozdağ'a ziyaretinde, AK Parti Yozgat Milletvekilleri Yusuf Başer ve Ertuğrul Soysal ile Sorgun Belediye Başkanı Ahmet Şimşek ve AK Parti Yozgat İl Başkanı Harun Lekesiz eşlik etti.AA
Bugün Orucunuzu Trakya'da Açmanız İçin 23 Sebep Be Ya!
Trakya mutfağı birbirinden ilginç ve mide dostu yemeklerle dolu. Türkiye toprak bütünlüğünün en başına buyruk bölgesi olan Trakya'nın insanları gibi tutup sarılasınız gelecek yemeklerini huzurlarınıza sunduk. Top patlamadan Trakya'ya yetişmeniz dileğiyle;
Bakan Işık: 'Göçün Maliyeti 4 Milyar Dolar'
Bakan Fikri Işık, 'Şu anda Suriye’den, Irak'tan gelen göçmenlerin Türkiye'ye maliyeti 4 milyar dolar civarında' dedi.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 2013 yılında Türkiye'nin yurtdışına 3,5 milyar dolar yardım yaptığını belirterek, 'Bugün Kobani sebebiyle Türkiye'yi eleştirenlere sesleniyorum. Şu anda Suriye’den, Irak'tan gelen göçmenlerin Türkiye'ye maliyeti 4 milyar dolar civarında. Ama BM, Avrupa ve diğer tüm yardım kuruluşlarının Türkiye'ye gönderdiği yardımın toplamı 200 milyon dolar değil' dedi.Işık, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) Almanya'nın Hanau kentinde düzlediği programda, Türk toplumunun Almanya'da hak ettiği noktaya gelmesi için birlikte hareket etmeye ihtiyacı olduğunu söyledi.Bu yılın ''Türk-Alman Bilim Yılı'' olması sebebiyle oldukça önemli olduğunu anlatan Işık, 'Bu yıl da Türkiye ile Almanya’nın bilim ve teknoloji alanında işbirliğinin daha da artırılmasının yollarını arıyoruz. Bununla ilgili önemli çalışmaları yürütüyoruz. 250 adet etkinlik planladık şu anda 120’den fazlasını gerçekleştirdik. Dünkü zirve de bu etkinliğin bir parçasıydı. Yıl sonuna kadar da 250 etkinliği tamamlamak istiyoruz' ifadelerini kullandı.Işık, bu konuya çok önem verdiklerini belirterek, Türkiye'nin artık gündemini kendi iç meselelerinden daha fazla bilim ve teknolojiye kaydırdığını ve 2002’nin tartışmalı alanlarını bir tarafa bırakıp 2023 hedeflerini gerçekleştirecek alanları gündeme aldığını dile getirdi.'Bugünün Türkiye'sinde ne Cottarelli var ne IMF ne de başörtüsü meselesi var'Türkiye’nin 2002 yılında yaşadığı toplumsal ve ekonomik sıkıntıların bir çoğundan kurtulduğunun altını çizen Işık, şöyle devam etti:'2002 Türkiye’sinin tartışma alanlarını hatırlatmama gerek yok. ‘Bu enflasyon ne zaman düşecek? Bu IMF’den ne zaman kurtulacağız? Acaba IMF 1 milyar dolar vermezse bu memleketin hali ne olacak? Şu başörtüsü zulüm ne zaman bitecek? Şu kızlarımız üniversite kapılarından ne zaman dönmeyecek?' Bunları tartışıyorduk hatırlayın. Böyle bir Türkiye vardı 2002 yılında. O dönemin en meşhur ismi Cottarelli idi. IMF’nin sıradan bir memuruydu.Ancak artık bugünün Türkiye’sinde ne Cottarelli var ne IMF var ne de başörtüsü meselesi var. Türkiye artık IMF’e muhtaç değil. Aksine IMF’e şöyle bir taahhüt verdik; 'eğer ihtiyacınız olursa size 5 milyar dolar kredi açacağız' dedik. Türkiye o noktadan bu noktaya geldi.'Işık, 2013 yılında Türkiye'nin yurtdışına 3,5 milyar dolar yardım yaptığını belirterek, 'Bugün Kobani sebebiyle Türkiye'yi eleştirenlere sesleniyorum. Şu anda Suriye’den, Irak'tan gelen göçmenlerin Türkiye'ye maliyeti 4 milyar dolar civarında. Ama BM, Avrupa ve diğer tüm yardım kuruluşlarının Türkiye’ye gönderdiği yardımın toplamı 200 milyon dolar değil' diye konuştu.Bu yıl Alman üniversiteleri ile Türk üniversiteleri arasında daha güçlü bir işbirliği sağlamayı hedeflediklerinin altını çizen Işık, aynı zamanda ''kritik teknolojilerde de işbirliğini artırmak ve göç'' gibi sosyal sorunlara birlikte çözümler üretebilmek konusunda yoğun çalışmalar yapıldığını kaydetti.'Güney Kore teknoloji devi haline geldi''Işık, Almanya’da yaşayan vatandaşların Türkiye ile Almanya arasında köprü vazifesi gördüğünü dile getirerek, Türkiye’nin dünyanın en güçlü ülkeleri arasına girmesi noktasında kararlı olduğunu anlattı.Türkiye’yi ekonomik ve teknolojik gelişmeler açısından Güney Kore ile kıyaslayan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:'Bugün Güney Kore bir teknoloji devi haline gelmişken biz Türkiye olarak daha almamız gereken epey bir mesafe olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi Türkiye kendi enerjisini kendi içinde tüketirken, Güney Kore tüm enerjisini kalkınmaya ayırdı. Bütün gücünü kalkınmak için kullandı.Allah gani gani rahmet eylesin. O dönemde Erbakan Hocamız, 'Türkiye sanayileşmeli' dediği zaman birileri bunun takke, tespih, takunya gibi şeyleriyle uğraştı. Ama bugün Erbakan Hocamızın o günkü fikirleri ne kadar doğru deme noktasına geldiler o gün adeta Erbakan Hoca ile alay eden insanlar.''Türkiye, kendi ayakları üzerinde durunca birileri çok rahatsız oldu'Işık, Türkiye’nin ekonomik ve politik istikrarını bozmak için birtakım operasyonların yapıldığını ifade ederek, şunları söyledi:'Türkiye, kendi ayakları üzerinde durmaya başlayınca birileri çok rahatsız oldu ve Türkiye’de bazı operasyonları gerçekleştirmeye kalktılar. Bir Gezi olayları süreci yaşadık. İlk 2 gün gençlerin ağaç hassasiyetini anlarız. Ama ondan sonra ortaya çıkan tablolar hiçbirimizin kabul edeceği tablolar değil. Ama Cumhurbaşkanımızın o dik duruşu, dirayetli duruşu sayesinde Gezi olayları ülkenin demokrasisine ve ekonomisine zarar vermeden atlatıldı. Toplum da bu işin gerçek niyetini görünce de tamamen bu olayları çıkaranlara karşı tavrını koydu.Daha sonra her şey duruldu derken bir baktık 17-25 Aralık operasyonları yapıldı. Memlekette yolsuzluk var diye bir anda her şey içine karıştırılmış Aşure çorbasına benzer bir operasyon yapıldı. 2008 yılında dosya tutmaya başlamışlar. Peki 2008 yılında tuttuğun dosyayı niye 2014’e kadar beklettin? Bir bakan yolsuzluk yaptıysa onu niye diğer bakanla ilişkilendiriyorsun, bekletiyorsun dosyayı? Eğer vatanını, milletini seviyorsan varsa yolsuzluk derhal üzerine git. Mesele yolsuzluk meselesi değildi. Mesele Türkiye’nin ilerlemesini durdurmak için hükümete yapılan bir operasyondu.''En çok Müslümanlar IŞİD'e karşı çıkmalı'Bakan Işık, Türkiye’de IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını bahane ederek çıkarılan olaylara da değindi. Kobani’de yaşananların bahane edilerek Türkiye’nin karıştırılmak istendiğini bildiren Işık, en çok Müslümanların IŞİD’e karşı çıkması gerektiğini, IŞİD’in İslamiyet’in imajına zarar verdiğini vurguladı.Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’nin Kobani’ye asker göndermesi tartışmalarına da değinen Işık, şöyle devam etti:'Türkiye’nin nereye girip girmeyeceğine Avrupa Parlamentosu karar vermez. Türkiye’nin ulusal çıkarları neyi gerektiriyorsa Türkiye onu yapar. Biz o bölgenin insanıyız. Biz bölgede hangi problemin hangi sonucu doğurduğunu en iyi bilen ülkeyiz.IŞİD'e karşıyız ve IŞİD’i doğuran sebeplerin de ne olduğunu çok iyi biliyoruz. 'Bunları görmemezlikten geleceksiniz, sonra da gidin IŞİD’le mücadele edin, askerinizi gönderin' diyeceksiniz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Biz bölgede kesinlikle hiçbir terör örgütünü istemiyoruz. Ne IŞİD'e müsamaha gösteririz ne PKK'ya ne de El Kaide'ye.'UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik de yaptığı konuşmada UETD'nin çalışma alanları ve hedefleri konusunda bilgiler aktardı. Çelik, Türkiye'yi yurtdışında temsil edebilecek ve Avrupalı Türkler'in sorunlarını giderebilecek çalışmaları gerçekleştirmeyi hedeflediklerini aktardı.Türkiye'nin Frankfurt Başkonsolosu Ufuk Ekici ise düzenlenen etkinliğin önemine işaret ederek, etkinliğe ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Öte yandan Bakan Işık, Almanya temasları kapsamında gün içerisinde bir dizi ziyaretlerde bulundu. Frankfurt’ta bulunan biyoteknoloji inovasyon merkezini ziyaret eden Işık, çalışmalara ilişkin yetkililerden bilgi aldı ve burada yemeğe katıldı.Işık, daha sonra berberindeki heyetle, Darmstadt Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) merkezini ziyaret etti. Işık, burada bir süre vatandaşlarla sohbet etti.Işık, temaslarının ardından incelemelerde bulunmak üzere Helmholtz Ağır İyon Araştırma Merkezi'ne hareket etti. Bakan Işık, burada düzenlenen bilgilendirme toplantısına katıldı ve ikili görüşmelerde bulundu.AA
Cennet Vaadiyle Dolandırıcılık
Eskişehir'de kendisinin Hızır Aleyhisselam olduğunu söyleyerek '7 bin lira hazırla. Cennette yerin hazırlanacak, cennete senin adına deve keseceğim' diyerek dolandırıcılık yaptığı öne sürülen 47 yaşındaki E.Ö. ile oğlu 29 yaşındaki E.Ö. gözaltına alındı. Eskişehir'de 60 yaşındaki F.A. sokakta kendisinden para isteyen 47 yaşındaki E.Ö.’ye 1 lira para verdi. İddiaya göre E.Ö., kendisine verilen 1 lirayı kabul etmeyerek F.A.’ya ’Sende para vardır, ben Hızır Aleyhisselam’ım, muhtaç insanlara yardım yapıyorum, seni özel olarak seçtim cennette yerin hazırlanacak, yardımlarını esirgeme’ dedi.E.Ö.’nün sözlerine inanan F.A. evinden getirdiği 1 gerdanlık, 3 burma bilezik ve 3 bin 500 lirayı E.Ö.’ye verdi. Bir kaç gün sonra E.Ö., F.A.’yı telefonla arayarak, 'Yanımda Veysel Karani Hazretleri ile geleceğim, cennetteki evinin bir tek çatısı kaldı. 7 bin lira hazırla Kayseri’den gelip senden alacağım. Fatma Hazretleri annemizden sana yüzük, tespih ve aşure getireceğim, cennette senin adına deve keseceğim' dedi.F.A., istenilen parayı hazırlamak için olayı yakınlarına anlattı. Yakınlarının uyarması üzerine dolandığını anlayan F.A.’nın durumu polise bildirdi. Şikayet üzerine harekete geçen polis, parayı almaya gelen E.Ö. ile yanında Veysel Karani olarak tanıttığı oğlu E.Ö.’yü gözaltına aldı. Baba-oğulun üzerinden 2 bıçak ile dolandırıcılık olayında kullandıkları tespih ve yüzük ele geçirildi. ’Dini inanç ve duygularının istismar suretiyle dolandırıcılık’ suçundan adliyeye sevk edilen şüphelilerden baba E.Ö. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Eskişehir H Tipi Cezaevi ’ne gönderildi, oğlu E.Ö. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. DHA
Davutoğlu: 'Dersim, Modern Kerbela'ydı'
Hacıbektaş ziyaretinde konuşan Başbakan Davutoğlu, 1938'de Dersim'de yaşananlar için 'katliam' ifadesini kullandı; 'Dersim, modern Kerbela'ydı' dedi.Hacıbektaş'ta düzenlenen Aşure etkinliğinde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1938'de Dersim'de (Tunceli) yaşananları 'katliam' olarak nitelendirerek, kendilerinin Dersim dolayısıyla Alevilerden özür dilediğini hatırlattı ve, 'Dersim, modern bir Kerbela'ydı' ifadesini kullandı. Davutoğlu'nun ifadeleri şöyle:'Çok sembolik gibi gelebilir ama zihniyet değişimini işaret eder, 15 yıl içinde bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı devlet adına, Dersim dolayısıyla, bütün Alevilerden ve vatandaşlardan özür diledi. Cumhuriyet tarihinde hiç kimse buna cesaret edememişti. Çünkü o katliam kime karşı yapılmış olursa olsun, gerçekten bir Kerbela'ydı, modern bir Kerbela'ydı. Biz ona açık yüreklilikle karşı çıktık.'Davutoğlu, 'Hazreti Ali ve Hazreti Hüseyin'i anmadan, Alevi ve Bektaşilik geleneğine sahip çıkanlar da çıktıklarını iddia edenler de ikrar bozmuş olurlar' diye konuştu:'Bizim yolumuz, Hazreti Ali'nin, Hazreti Hüseyin'in, Hazreti Hasan'ın ve bütün 12 imamın yoludur. Onu benimsediğimiz zaman göreceğiz ki farklarımız azalacak. Onu benimsediğimiz zaman göreceğiz ki aynı kaynaktan besleniyoruz.'Din dersleriZorunlu din derslerinin kaldırılması noktasında AİHM'in aldığı kararı hatırlatan Davutoğlu, 'Yanlış anlaşılmasın, AİHM’in aldığı kararlar olmasa da herhangi bir kurum başka bir mezhebi tahkir ediyorsa bizim gözümüzde yeri yoktur, AİHM’den ders almaya ihtiyacımız yok.' dedi.'Hepsini yanlışsa düzeltelim, eksikse değiştirelim. Ama ben en fazla Alevi öğrencilerimizin bu geleneği öğrenme ihtiyacı olduğunu hissediyorum. Öğrensin ki karşıtlık yaratılamasın. Eğer herhangi bir din, bir mezhep bu derslerde aşağılanıyorsa kötüleniyorsa bunu kaldıralım. Ama ben isterim ki her Sünni Hacıbektaş’ı okusun, her Alevi Mevlana’yı okusun. Ama tahkir ve öteleme varsa, bundan sorumlu bir kardeşiniz olarak ben müdahale edeceğim. Hz İsa’dan da bir şeyler öğretilmeli o derslerde ki öğretiliyor. Hz. Musa’dan da…'Davutoğlu, Madımak’ı daha iyi bir müze haline getirebileceklerini söyledi, ayrıca Hacıbektaş Veli Türbesi ile Konya’daki Mevlana türbesinden giriş için para alınmayacağını açıkladı.Necef Valisi ve Bektaşilerin lideri karşıladıNevşehir-Kapadokya Havalimanı'na inen Başbakan Ahmet Davutoğlu, buradan karayoluyla Hacıbektaş ilçesine geçti. Başbakanı karşılayanlar arasında Irak'ın Necef kenti Valisi Adnan al Zurufi ve 'Baba Mondi' olarak bilinen ve Arnavutluk'tan gelen, dünya Bektaşilerinin lideri Edmond Brahimaj da vardı.Davutoğlu, ilk olarak Hacıbektaş Veli Müzesi’ni ziyaret etti, ardından müzenin bahçesine ağaç dikti. Dikilen ağaca, Necef Valisi'nin Kerbela'dan getirdiği toprak da kondu.Davutoğlu'nun ziyareti Alevi toplumu için kutsal sayılan Muharrem ayının 13. gününe rastlıyor.Başbakan, ziyaret planıyla ilgili daha önce yaptığı konuşmada 'Muharrem orucunu hep birlikte açacağız ve Kerbela şehitleri anısına pişirilen Aşure'yi birlikte kaşıklayacağız' demişti.Davutoğlu geçmiş hükümetler döneminde Alevi vatandaşların ihtiyaçlarını giderebilmek ve sıkıntılarına çare bulabilmek için çalıştaylar yapıldığını hatırlatmış, bu süreci olumlu şekilde sonlandırmak istediklerini söylemişti.Hükümetin Alevi açılımıyla ilgili hazırlattığı çalıştay raporunda üç temel başlık dikkat çekiyor.Bunlardan birincisi cemevlerinin statüsü, ikincisi Alevi dedelerinin durumu / statüsü, üçüncüsü de din dersleri. Birçok Alevi, çocuklarının din dersine katılmasını istemiyor. Ayrıca Aleviler, din dersi kitaplarındaki Alevilik ile ilgili bilgileri yetersiz aynı zamanda ayrımcı buluyor. Dedelerin statüsü konusu ise Aleviler arasında da üzerinde mutabakat sağlanamayan bir konu. Bazı Aleviler dedelere maaş bağlanmasını isterken, bazı Aleviler ise buna kesin olarak karşı çıkıyor.Al Jazeera
'Davutoğlu Maksadını ve Haddini Aşan Sözlerinden Dolayı Derhal Özür Dilemeli'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 4'ncü Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü'nde 'Dersim Kerbela'ydı' ifadeleri ile ilgili olarak bir açıklama yayımladı.Bahçeli, yazılı olarak yaptığı açıklamada Davutoğlu'nun Nevşehir'deki konuşmasında Dersim ve Kerbela kıyaslamasına ilişkin değerlendirmede bulunarak 'Davutoğlu İslam'a ve kutsal değerlerine iftira atmış, Türk milletinin tertemiz sicilini lekelemeye kalkışmıştır. Başbakan Davutoğlu maksadını ve haddini aşan sözlerinden dolayı derhal özür dilemeli, pişmanlığını göstermelidir. Unutulmasın ki, Dersim İsyanı bir Kerbela vakası değil, bir 'kin belası', bir 'kan deryası' olup hedefinde Türkiye'nin huzuru, büyük milletimizin beka ve birliği vardır. Dersimdeki isyan elebaşları terörist olup, bu Yezid takipçilerinin Kerbela'da kanı dökülen mazlumlarla uzaktan yakından ilgisi olamayacaktır. Bilinmelidir ki, Başbakan'ın Kerbela'daki masumları Dersim'deki alçaklarla yanyana getirerek mukayese etmesi densiz ve bedbaht bir açıklama olarak anılacaktır' dedi.'DERSİM'DEKİ HIYANETİ KERBELA'YA BENZETMEK ŞUURSUZLUK ÖRNEĞİDİR'Nevşehir'de yaptığı açıklamalardan dolayı Başbakan Davutoğlu'nu eleştiren Devlet Bahçeli, 'Başbakan Ahmet Davutoğlu bugün Nevşehir ilimizde düzenlenen, '4.Uluslararası Hacı Bektaş Aşure Günü' etkinliklerine katılmış ve çok talihsiz bir konuşma yapmıştır. Başbakan, sözde Dersim katliamını Kerbela şiddetiyle bir görmüş ve modern bir Kerbela vakası olarak tanımlamıştır. Dersim'deki hıyaneti, devlet ve millet aleyhine kurulan tuzakları, sahnelenen emperyalist oyunları Kerbela'ya benzetmek eğer cehalet değilse tam anlamıyla şuursuzluk örneğidir. Davutoğlu ne dediğini bilmeyen, ne konuştuğunun farkında olmayan vesayet ve velayet altındaki bir siyasetçi olarak sürekli falso yapmakta, sürekli çuvallamaktadır. Her defasında diliyle kalbi arasındaki çelişki gizlenemeyecek derecede ortaya çıkmaktadır. Başbakan tarihi yanlışlara, gaflara ve skandallara arka arkaya imza atmaktadır. Bu zihniyet başkalarının siyaset tasarımında sadece pasif bir öge olarak kurgulandığından vicdan ve basiretini vahim bir operasyon sonucunda aldırmış, ruh naklini de gerçekleştirmiştir. Davutoğlu 'stratejik hezeyanlarına' devamlı ilaveler yapmakla selefini aratmamaktadır. 1930'lu yıllarda Dersim'de patlak veren isyan ve ihanet kalkışmasını Kerbela gibi İslam tarihinin en hassas ve en acıklı hadisesiyle ilişkilendirmek bir defa Ehl-i Beyt'in aziz hatırasına ağır bir hakarettir. Davutoğlu Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni Yezidle bir ve aynı görmüş; canileri, teröristleri, o devrin PKK'lılarını Efendimizin kutlu torunu Hz. Hüseyin ile eşdeğer tutmuştur' açıklamasında bulundu.'BAŞBAKAN TÜM MÜSLÜMANLARI İNCİTMİŞTİR'Başbakan Davutoğlu'nun Dersim ve Kerbela kıyaslaması ile sadece Alevi İslam inancına mensup olanları değil, bütün Müslümanları incittiğini savunan Bahçeli, 'Başbakan'a hatırlatmak isterim ki; Hz.Hüseyin haksızlık karşısında susmayan bir vicdan, zulüm karşısında eğilmeyen bir ahlak ve cesaret abidesidir. İnandığı yoldan dönmeyen fazilet kalesi; tehdit ve tehlikeler karşısında yılmayan inanç anıtıdır. Aynı zamanda onursuzca hüküm sürenlere karşı dik duran ve taviz vermeyen ulvi bir iradedir. Böylesi mübarek bir büyüğümüzün, tazimle andığımız bu iman doruğumuzun şeref ve şehadetle özdeşleşmiş nurlu ismini devlet ve millet düşmanlarıyla eşitlemek manevi bir felaket, bağışlanması zor olacak bir günahkârlıktır. Başbakan sadece Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizi değil, tüm inananları, tüm Müslümanları incitmiş, sarsmış ve manen eziyet etmiştir. Kerbela, haksızlığın reddedilmesi, adaletsizliğin yok sayılması, Hüseyni ahlakın ayağa kalkışı ve başkaldırısıyken Dersim; rezilliğin, parçalanmanın ve şeytani hesapların kirli tezahürüdür. Kerbela, vahşete karşı kıyam, fitneye karşı cephe, bölünmeye karşı panzehir iken Dersim; kardeşliğe karşı pusu, birliğe karşı nifak, kucaklaşmaya ve barışmaya karşı kurşundur. Gücünü yalnızca koltuğundan alan, insaf ve vicdan fukarası çürük zihniyetlere tarihin en gür itirazı Hz. Hüseyin nefesiyle Kerbela'dan yapılmıştır' ifadelerini kullandı.'BAŞBAKANIN KERBELA'DAKİ MASUMLARI DERSİM'DEKİ ALÇAKLARLA MUKAYESE ETMESİ DENSİZ BİR AÇIKLAMA OLARAK ANILACAK'MHP lideri Devlet Bahçeli, yazılı olarak yaptığı açıklamasında şunları kaydetti: 'Başbakan, Kerbela'yla Dersim'i eşitleyerek zalim ve canileri aklamanın, arındırmanın, arkalamanın boş hevesine, zillet kaygısına kapılmıştır. Davutoğlu Yezid'i güldürmüş, Hz. Hüseyin'i kahretmiştir. Hacı Bektaş Veli'den manen destur almaya, ikrar vermeye ve nasiplenmeye geldiğini söylemesine rağmen ağzından ayıplı sözleri bir bir çıkaran Davutoğlu İslam'a ve kutsal değerlerine iftira atmış, Türk milletinin tertemiz sicilini lekelemeye kalkışmıştır. Başbakan Davutoğlu maksadını ve haddini aşan sözlerinden dolayı derhal özür dilemeli, pişmanlığını göstermelidir. Başbakan'ın Kerbela kılıfını Dersim'in üzerine geçirmekle; yeni husumetlere, yeni bölünmelere, dahası kabuk bağlaması gereken yaraları yeniden deşmeye yeltenmesi yanına kalmayacaktır. Unutulmasın ki, Dersim İsyanı bir Kerbela vakası değil, bir 'kin belası', bir 'kan deryası' olup hedefinde Türkiye'nin huzuru, büyük milletimizin beka ve birliği vardır. Aksini iddia edenler Türkiye'nin yıkılmasına hizmet eden ve batılın tasmasını boynuna geçirmiş köksüz ve kimliksizlerdir. Dersimdeki isyan elebaşları terörist olup, bu Yezid takipçilerinin Kerbela'da kanı dökülen mazlumlarla uzaktan yakından ilgisi olamayacaktır. Başbakan Davutoğlu'nun isyankarlara, zulmedenlere, milletimizin ortak değer ve mirasına saldıran eşkıyalara özel ilgi ve ihtimamı başına çok iş açacaktır. Bilinmelidir ki, Başbakan'ın Kerbela'daki masumları Dersim'deki alçaklarla yanyana getirerek mukayese etmesi densiz ve bedbaht bir açıklama olarak anılacaktır'Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA)