onedio
Görüş Bildir

Küfür Haberleri

Küfür ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Küfür ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Kaleciye Döndüğü İçin Küfür Yemişti! Yılmaz Vural ile Canberk Dilaver Yıllar Sonra Buluştu
Kavga gürültünün eksik olmadığı Türk futbolunda ekran başındaki veya tribündeki seyircilerin kahkahadan boğulduğu anlar da yok değil. Her hareketi, her sözüyle olay olan ve renkli kişiliğiyle bilinen teknik direktör Yılmaz Vural da bu durumun en önemli figürlerinden. Tecrübeli çalıştırıcı, eski futbolcularından Canberk Dilaver ile bir araya geldi. Dilaver, tarihe geçen anısını anlattı.
Kadir İpek Kimdir? Twitter'dan Mesaj Atan Kadir İpek Neden Gözaltına Alındı?
Sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımlarla sık sık gündeme gelen Kadir İpek, gözaltına alındı. Daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e küfür ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan İpek, bu kez 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçlaması ile gözaltına alındı. Emniyet ve savcılıkta ifade verileceği öğrenilen Kadir İpek'in kim olduğu merak edildi. Peki, Kadir İpek kimdir? Kadir İpek ne yaptı, neden gözaltına alındı? İşte, detaylar...
Gergin Anlar Yaşandı: Muhabirlerden Kaçamadığı İçin Sinirlenen Kıvanç Tatlıtuğ'un Küfür Yağdırdığı İddiası!
Magazin dünyasının en gözde çiftilerinden olan Kıvanç Tatlıtuğ ile Başak Dizer, oğulları Kurt Efe'nin eğitimi ve aşçılık dersleri için Türkiye'den taşınmaya karar almıştı. Farklı sektörlere de yönelen ünlü ikili geçtiğimiz akşam İstanbul gecelerinde görüntülendi. Takvim'den Doğan Savaş'ın haberine göre; kapıda gazetecilerin kapıda olduğunu öğrenen Tatlıtuğ, arkada da muhabirlerle karşılaşınca küplere bindi. Ünlü oyuncunun gergin anlar yaşayıp argo kelimeler kullandığı iddiası dikkat çekti.Kaynak: Takvim
Erdoğan’ı Eleştiren Tweet Nedeniyle İşten Çıkarıldı
'Resmi olmayan açıklamada Başbakan Erdoğan'la ilgili attığım tweet'in 'üst yönetim'de rahatsızlık yarattığı söylendi' 1 Ocak 2014 günü Kültür ve Sanat Servisi kadrosuna hafta sonu kültür eki Akşam Trend'i yapmak için alındığım Akşam gazetesindeki işime son verilmiş bulunmakta. Tarafıma yapılan resmi olmayan açıklamada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’la ilgili attığım tweet’in ‘üst yönetim’de rahatsızlık yarattığı, artık benimle çalışmak istemedikleri ve üst yönetimin kararıyla işime son verildiği söylenmiştir. Yaklaşık 12 yıldır çeşitli gazetelerde çalıştım, yazdım; twitter, facebook gibi sosyal medya kanallarında da kişisel görüşlerimi paylaştım. Taraf’ın Kültür Sanat Şefi iken ve Taraf “Yetmez ama Evet” derken ben, “Hayır” diyebiliyordum. Politik duruşum yüzünden ne uyarı aldım, ne de işten kovuldum. Ayrıca şimdiye dek çalıştığım hiçbir gazetenin, kurumun adını twitter hesabımın kişisel bilgiler bölümüne yazmadım. 12 yıldır gazeteciyim. Çalıştığım kurumlarla var olmadım, hiçbir zaman çalıştığım gazeteyi temsilen açıklama yapmadım, mesaj paylaşmadım, sadece gazeteci ve roman yazarı kimliğimle var oldum. Kitaplarımla ilgili verdiğim röportajlarda, çalıştığım kurumlar için yaptığım röportajlarda, yazdığım fikir yazılarında sözümü hiçbir zaman sakınmadım. Üstelik en önemlisi çalıştığım alanda da insanları fikirlerinden dolayı birbirinden ayırmadım, tarafına göre iş yapmadım… Akşam’a aylık sanat gazetesi İstanbul Art News Ek Yayınlar Editörü konumumu bırakarak gittim. Çünkü ben daha aktif olarak gazetecilik yapmak istiyordum… Akşam’a çağrıldığımda gazetenin bulunduğu noktanın farkındaydım, ama hem çalıştığım kültür sanat alanı, hem benden istenen haftalık ekin yayın politikası, hem de profesyonellik gereği kabul ettim. Akşam Trend’i sıfırdan yarattım, üstelik bunu bir ekiple değil tek başıma yaptım, orada çalışan herkes bunu biliyor. Bu noktada herhangi bir “yetersizlik” ya da “deneme süresinde başarısızlık”tan söz edilmesi mümkün değil… Ben mesleğe yeni başlamış bir gazeteci değilim. Daha önce çalıştığım Taraf gazetesinin künyesinde Kültür Sanat Şefi idim. Ayrıca Yazı İşleri Müdürü olduğum Akşam Trend’in künyesinde de ismim var. İmzalamadığım iş akdimin feshine ilişkin bildirimde 'deneme süresi'nin bir sebep olarak gösterilmesi yasaya aykırı. Ve işte yazmakta sakınca bulmadığım ama işten çıkarılmama neden olan tweet: “Mavi Sakal'ın 'Çektir Git' diye bir şarkısı vardı. ‘Böyle adam olunmaz’ diyor ve ekliyordu, (çok afedersiniz) ‘Çektir git’ artık RTE” Bu ve buna benzeyen çok şey yazdım, çok fikri de RT ettim twitter’da. Buradaki ifadeye küfür ya da hakaret deniyorsa ben de sormak zorundayım; “Kız mıdır kadın mıdır bilemem”, “Ananı da al git” , “Cemevi cümbüş evidir”, “Güya namaz kıldılar”, “Biliyorsunuz Alevi”, “Sizi o tasmalarınızdan kurtardık” da hakaret ya da küfür değil midir? “Sizi o tasmalarınızdan kurtardık” sözünü tüm gazeteciler çok iyi bilir. Meğer iki aydır benim de bir tasmam varmış. Bu tasmayı sayelerinde çıkarmış oldum. Attığım tweet’ten dolayı beni ihbar ederek işten kovduran ve kovanlara teşekkür ederim; onur duyarım. SİBEL ORAL T24
Annem ve Eşimin Namusu Gibi Erdoğan'a Güveniyorum, O Sesler Montaj!
Beyaz TV Spor Müdürü ve ünlü spor spikeri Ertem Şener Medyaradar’ın usta röportajcısı Alev Gürsoy Cimin’e bomba açıklamalar yaptı. İşte Ertem Şener’in Medyaradar’a verdiği o çok çarpıcı röportajı…  Spor dünyasından bir isimle siyaset konuşmak çok keyifliydi. Bu röportajın hikâyesi aslında bir tweet ile başladı. Ertem Şener’i ben spor dünyasından tanıyorum, işini de çok iyi yaptığını düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde bir tweet attı kendisi. Başbakan’a “Usta-Reis” diyor ve “yalnız” olmadığını söylüyordu. Çok şaşırdım doğrusu. “Biz gazeteciler biraz daha tarafsız olmalıyız” diye bir tweetle karşılık verdim. Belki de hata yaptım. Bilemiyorum. Çünkü artık “Gazeteci nasıl olmalı?” sorusuna yanıtım yok. İnanın kafam çok karışık. Kare kare sorular çözüyor, kündüne koyamıyorum. Medyayı da artık çok anladığımı söyleyemem. Ertem bana güzel bir yanıt verdi, “Herkes fikrini açıklıyor da ben neden susayım” dedi. Ben de bu röportajı yapmayı teklif ettim. Sağ olsun kırmadı. Çok da açık sözlü, lafı gediğine oturtuyor. İlk başta tereddüt ettim acaba nasıl karşılar diye ama çok misafirperverdi. Beyaz TV’de yaptık bu çarpıcı röportajı. Onu dinlerken aklıma “Ben Onu Çok Sevdim” dizisi geldi. Menderes için çekilen o güzel dizi. Ertem, Başbakan Erdoğan’ı çok seviyor, öyle ki artık bunu kendisine bir dava edinmiş. Erdoğan’dan söz ederken gözleri doluyor, duygulanıyor. Hatta heyecanlanıyor. Şaşırdım bu büyük sevgiye. Başbakan’dan “Beyefendi” diye söz ediyor. Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydı için ise net konuşuyor . “Montaj” diyor. Ve hatta ekliyor: “Eşim ve annemin nâmusuna ne kadar güveniyorsam, Başbakan’a da o kadar güveniyorum” diyor. Cemaat konusuna gelecek olursak; 17 Aralık sonrası bağlarını koparmış. Artık Türkçe Olimpiyatları'na gitmeyecekmiş. Başbakan’ı çok sevdiği için “yalaka” ilan edilmesine de isyan ediyor. 'Evet, seviyorum hem de çok seviyorum' diye meydan okuyor. Tabii sadece siyaset değil spor dünyasını da konuştuk. Bana mesleki kariyerindeki en büyük ayıbı da anlattı. Şike sürecine nasıl baktığını da... Her kelimesi manşet, her sözü vurucuydu. Çok heyecanla dinledim. Şimdi o aynı heyecanla hemen aradan çekiliyorum çünkü sözü gene çok uzattım ve derhal sizi bu röportajla başbaşa bırakıyorum. Buyurun tanımadığınız yönleriyle size bir başka Ertem Şener… Sevgiyle kalın, hep umutlu olun. RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN** **Twitter: @gazetecialev **Mail: alevgursoy2008@gmail.com Ertem sence spor dünyası mı daha karışık şu sıralar siyaset dünyası mı? Bence siyaset dünyası daha karışık. Spor dünyasının kurtarılabilir bir yanı var ama siyaset dünyası için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Spor 90 dakika ile sınırlı kalıyor ama siyaset böyle değil. Siyaset her dakika karşı ataklar ve sürekli heyecanla geçiyor şu sıralar. Türkiye neyi yaşıyor sence? Türkiye bence kabuğundan çıkıyor. “DARBE GİRİŞİMİ VAR” Hakikaten bir darbe girişimi var mı, Başbakan’ın dediği gibi? Kesinlikle öyle... Darbe girişimiyle beraber Türkiye’nin kabuğundan çıkmaya çalıştığını düşünüyorum. Eskiden askerlerin darbe yapmasına şahit olurduk. Ben 39 yaşındayım ve şimdilerde YARGI DARBE girişimi görüyorum ve ben buna çok üzülüyorum. Bürokrasi ve yargıdaki bazı kadrolar sayın Başbakan’ı içeri atmak istedi. Bu çok açık… “ERDOĞAN’I İÇERİ ATMAK İSTEYEN PARALEL BİR YAPI VAR” Darbeyi yapmak isteyen o sivil yapıdan kasıt kim ya da kimler? Ve bu paralel yapı nedir? Ben bunun ABD ve İsrail kökenli olduğunu düşünüyorum. Herkes bir isim söylüyor ama şu bir gerçek bir paralel yapı var. “CEMAAT ERDOĞAN’I İSTEMİYOR” Cemaat mi bu paralel yapı? Şu anda cemaatin Başbakan’ı istemediği çok açık. Ben Başbakan’ın çok samimi olduğunu ve ülkesi için, milleti için bu yola başkoyduğunu düşünüyorum. “BAŞBAKAN’I ÇOK SEVİYORUM” Başbakan’a “reis ve usta” diyorsun sen, neden çok mu seviyorsun? Evet, hem de çok seviyorum, çok kıymet veriyorum. Bakın odamda Sayın Başbakanımız ve eşinin fotoğrafı duruyor. Çok değer verdiğim bir fotoğraf. Ben “Ustanın Hikâyesi”ni sunduğumda bu fotoğraf beyefendinin önünde duruyordu. Ben kendisinden rica ederek aldım. “İLK ELEKTRİKLENME BAŞKANKEN OLDU” Nereden geliyor bu sevgi, özel bir nedeni mi var, yoksa sadece siyasi tarzından dolayı mı? Ben filmi isterseniz başa sarayım. Bir gün Gaziosmanpaşa’dayım, bir baktım İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan geliyor. Bir meydandayız. Ben onu görmeyi çok istedim, çünkü çok merak ediyordum. Sonrasında baktım ki inanılmaz pozitif. O kalabalığın içinde göz göze geldik. Eliyle başımı tuttu. Ben o zaman üniversitedeydim. İlk o zaman kendisinin insanları ne kadar sevdiğine ve sıcaklığına tanık oldum. “BAŞBAKAN İÇİN AĞLADIM, ONUN İÇİN ÇOK DUA ETTİĞİM OLDU” Ya sonra? Aradan yıllar geçti. Kendisi Pınarhisar Cezaevi’ne girdi. Şu an Kral FM Genel Yayın Yönetmeni olan Gezegen Mehmet bana dedi ki: Seni ziyarete götüreyim mi? Çok heyecanlandım. Ama görüş için savcılıktan bir kâğıdım yoktu. “Gidelim” dedim. Gittik. Ancak ben içeri giremedim, Gezegen Mehmet girdi. Giremediğim için ağlamıştım. Onu ziyaret edemedim diye çok üzüldüm. Ama selamını almak yetti. Mehmet Abim bana en güzel hediyeyi vermişti o gün. Okuduğu şiir nedeniyle cezaevine girmesi beni çok etkiledi. Mektup bile yazdım kendisine. Ben çocukluğumdan beri zaten inançlı biriyim. Başbakan’a çok dua ettiğim oldu. Bakın benim dünüm de aynı bugünüm de. Bu konuda o dönemimi Gezegen Mehmet’e, Afrikalı Ali’ye sorabilirler. Hatta CNN Türk ve Kanal D yıllarımı da Rasim Ozan anlatsın. Muhafazakâr mısın? Ne kadar muhafazakârım bilemiyorum ama çocukluğumdan bu yana çok inançlıyım. Demokrat bir insanım karşı tarafa da çok saygılıyım ama benim düşünceme saygı duyulmadığında çileden çıkıyorum. “BAŞBAKAN ERDOĞAN İÇİN HEP DUA ETTİM” Peki, Başbakan seni seviyor mu, senin onu sevdiğin kadar? Farkında mı senin? Benim onu ne kadar çok sevdiğimin farkında, bence biliyor. Samimiyetimi biliyor Beyefendi. Ben onun için hep dua ettim, etmeye de devam edeceğim. Bana insanlar diyor ki “Neden CNNTürk’deyken, Star’dayken bu görüşlerini belli etmiyordun?” Ben size soruyorum şimdi: Beni bilen biliyordu zaten. Benim nasıl bir insan olduğumu. Ben hiçbir şeyi saklamam. Ben de eskiden içki içtim. Ben de günahlar işledim. Ama yıllar önce tövbe ettim. Şimdi içmiyorum. Çok şükür elimden geldiğince iyi bir insan olmaya çalışıyorum. Allah’ın beni devamlı gördüğünü bildiğim için ona göre yaşıyorum. 'BEN DE İÇKİ İÇTİM, GÜNAHLAR İŞLEDİM AMA TÖVBE ETTİM' Ben de tam bu noktada sana Beyaz TV’ye geçtin diye mi görüşlerin bu hale geldi diye soracaktım? Asla böyle bir şey yok. Bu çok saçma bir soru. Ben Beyaz TV’ye gelmeden önce de buydum. Bu kanala 1,5 yıl önce geldim. 17 ay önce ne Başbakan ile ilgili bir sıkıntı yaşanıyordu ne de Başbakan birileri ile ilgili bir sıkıntı yaşıyordu. Gezi olayları 30 Mayıs 2013’te başladı. Ben o tarihte gelmedim buraya, 2012 ‘de geldim. Ben o zamanlarda da Beyefendi’ye olan sevgimi her daim dile getirdim. Beni çok iyi tanıyanlar Beyefendi'ye olan sevgimi ve dava aşkımı bilirler. Yukarıda belirttiğim isimlere sorabilirler. “USTA’NIN HİKÂYESİ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİYDİ” “Usta’nın Hikâyesi” programını da ona olan sevgim nedeniyle sundum. Sayın Osman Gökçek o büyük sevgimi bildiği için, beni layık gördü programı sunmaya. Ne kadar teşekkür etsem azdır kendisine. Çünkü ben o programı sunmayı çok istiyordum. Ben günlerce o program için çalıştım. Hayatımın en önemli anlarından biriydi o üç saat. Ben buraya gelmeden önce Gezi olayları yoktu. Hükümet ile cemaat arasında bir sıkıntı yoktu. Ben yaşanmamış bir şey için ne söyleyebilirdim, nasıl bir tweet atabilirdim ki? Star’da, CNN’deyken sorun yoktu çünkü. Ben o zaman twitter da kullanmıyordum bu kadar sık. Ben şu an elbette sosyal medyadan istediğim fikri paylaşırım. Diktatör dedikleri adama bak. Adama her türlü hakaret ediliyor. Adamın ailesine dil uzatılıyor, düşüncelerine dil uzatılıyor. Adamı “hırsız” yapıyorlar, bunu tırnak içinde söylüyorum çünkü asla inanmıyorum. Adama öldü diyorlar, her şeyi yapıyorlar. Tüm bunlara sesini çıkarmıyor. Sonra gelip buna diktatör diyorlar. Bana dünyada böyle bir diktatör gösterin adımı değiştireceğim. İstediğiniz ismi koyacağım. Diktatörün tanımını biz mi bilmiyoruz. “BANA BİR DİKTATÖR GÖSTERİN İSMİMİ DEĞİŞTİRECEĞİM” Bence de bir ülkenin başbakanına bu ağır ifade kullanılmamalı... Eleştiri elbette olur ama hakaret ve küfür asla… Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bu adam ve herkes bu kişiye saygı duymak zorunda. “BAŞBAKAN DÖRT DÖRTLÜK BİRİ” Ben röportajcıyım ve tarafsız olmak zorundayım. Sadece soru sormakla yetkiliyim. Sence Başbakan’ın da hiç eleştirilecek tarafları yok mu? Kimse dört dörtlük değildir netice itibariyle değil mi? Benim bildiğim benim tanıdığım kadar yok. Ve ben Başbakanımızı çok da iyi tanıyorum. Dört dörtlük diye bir tanım varsa Başbakan için yaparım. İstanbul’daki Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden tutun, bugün 12 yıllık iktidar döneminde hala tanıyamadık mı? Sorun tanınamayanda değil tanıyamayandadır. Başbakanın her şeyi şeffaf. İftiralarla, dublaj ile montaj ile kul hakkına girmeyin. Yeter artık. 'BU MEDYA BAŞBAKAN'I AVUCUNDA OYNATACAK SANDI' Medyaya yönelik tutumu çok ağır değil mi? Bakın benim de bir süre içinde bulunduğum medya Başbakan’a zamanında “Muhtar bile olamaz” dedi. Bu medya Sayın Başbakanı birileri ile karıştırdı, bu medya Başbakan’ı avucunda oynatacak sandı. Bakın güçlü olduğunu düşündükleri zamanlarda herkes Sayın Başbakan’ın yanında. Zayıf olduğu bir anda mesela montajlar, dublajlar çıkıyor o zaman herkes hurra Sayın Başbakan’a vurmaya çalışıyor. Ben medyada çok samimi insan görmüyorum. Yahu bu Başbakan kim, ne yaptı, biri bana söylesin. “YANDAŞ DEĞİLİM BAŞBAKANIMIZIN YANINDAYIM” Yandaş mısın? Yandaş değilim sadece Başbakanımızın yanındayım. Bunun adı yandaşlık da değil, yalakalık da değil. Fenerbahçe Taraftarı Aziz Yıldırım’ı çok seviyor. Aziz Yıldırım yalakası mıdır? Galatasaray taraftarları Drogba’yı çok seviyor diye Drogba yalakası mı oluyorlar? “İSTER YALAKA DESİNLER İSTER YANDAŞ, BAŞBAKAN’IN YANINDAYIM” Sana “Yalaka” demelerinden rahatsız oluyor musun? Neyin yalakası Allah aşkına. Benim üç çocuğum var. Ben bir babayım, aile reisiyim. Bakın bu uğurda ister yalaka desinler, ister yandaş. Ben Başbakan’ın yanındayım. Sonu ne olursa olsun elimi taşın altına koydum. Şartlar ve düşünce ne olursa olsun ben Beyefendi’nin yanındayım. Benim ne CHP ne de MHP-BDP liderine karşı tek bir hakaretim, tek bir terbiyesiz tweetim de olmamıştır. Ben savunduğumu yazıyorum. Ben Başbakan’ı çok seviyorum. “BAŞBAKAN’DA KENDİMİ GÖRÜYORUM” Hayran mısın acaba? Ben Başbakan’ı gördüğümde, ona baktığımda kendimi görüyorum. Ona baktığım zaman aynı dili konuştuğumuzu görüyorum. Bugüne kadar 11 yıldır susan bir adamı ne hale getirdiniz? 11 yıldır bu adamı mahvettiniz, her türlü hakareti ettiniz. Girmediğiniz özeli kalmadı. Bırakın da bu adam da bugün sinirlensin. Ağzından birkaç istenmeyen kelime çıksın. Ölmüş annesi ile ilgili geçen gün bir video paylaştım. “İşte Sayın Erdoğan’ın ses kaydı” diye. Kendisi Kuran okuyor. Ne ölüye, ne diriye, ne de Kuran-ı Kerim’e saygıları var. Bu kadar alçak bir insan topluluğu olmuşuz. Yemediğim küfür kalmadı. “KEŞKE TWITTER KAPANSA” Bugün twitter olmasa ben bu işlerin bu kadar ilerleyeceğini sanmıyorum. Keşke twitter kapansa. Keşke ben de kapatsam. Yok artık. O kadar da değil. Zaten yeni internet düzenlemesi de yapıldı. Sosyal medya çok önemli. Ya bana her gün küfrediliyor. Yalan haber yayılıyor. Bakın ben şu an twitterımı açayım; adam benim her şeyime küfrediyor. Bu twitter benim özel sayfam değil mi? Benim beynim, benim düşüncelerim. Benim yazdıklarıma kimsenin müdahale etmeye hakkı yok. Mesela sizinle de bu röportajın başlangıcı twitter’dı. Benim beynimdeki, benim Allah ile aramda olanları buraya yazıyorsam bu benim en doğal hakkımdır. Ben Başbakan’a olan sevgimi yazıyorum buna laf söylemeye kimin ne hakkı var? “BAŞBAKAN’A SAYGI DUYAN HERKESE BEN DE SAYGI DUYUYORUM” Ertem Şener deyince akla spor geliyor. Sen siyasi rengini belli ettiğinde insanlar şaşırıyor olamaz mı? Niye etmeyecek mişim? Neden etmeyeyim? Türkiye’de hangi takımı tutuğunu söyleyen ilk spor spikeri benim. Ben “Beşiktaşlıyım” dedim. Başım dimdik hem de. Milyonların önünde söyledim. Ben hiçbir şey saklamam. Ben eşimle tanıştığımda beş dakika içinde evlenme teklifi eden bir adamım. Ben ateşli bir adamım. Ruhu bedenine sığmayan bir adam hem de. Ben içimdeki düşüncelerimi, fikirlerimi yansıtırım. Elinde bayrakla gezen bir adamım. “FİKİR HOLİGANIYIM” Ben fikir holiganı bir adamım ama bunu yaparken insanları kırmıyorum. Tırnak içinde söylüyorum Gezi Parkı’ndaki “İyi niyetli insanlar”a da saygı duyuyorum. Ben bugün Güneydoğu’da hakkını savunan Kürtlere de saygı duyuyorum. Ben Ermeni vatandaşlarımıza da saygı duyuyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti ve bayrağını savunan herkese saygı duyuyorum. Ben Başbakan’a saygı duyan herkese saygı duyuyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na saygı duymayan adama saygı duymuyorum. Bu insanın oğullarına, kızlarına, düşüncelerine yıllardır hakaret ediyorlar. Kimse ağzını açmıyor. Şimdi bırakın da biraz Başbakan konuşsun. Adam sustu bugüne kadar. Bu ülkede kötü giden bir şey söyleyin bana. “ALKOL DÜZENLEMESİ DE NORMAL, KIZLI-ERKEKLİ ÇIKIŞI DA” Bu konuda sana katılmıyorum çünkü bütün liderler her gün meydanlarda konuşuyor Başbakan da buna dâhil. Bakın Marmaray diyorlar karşı çıkılıyor. 3. köprü diyorlar karşı çıkılıyor. Havalimanı diyorlar karşı çıkıyorlar. Bakın ben bu havalimanı ile ilgili çok özel bir şey söyleyeceğim. Ben araştıran bir insanım. Bir kütüphanem var. Ben sadece spor üzerine konuşmuyorum. Futboldan anlayan sadece futboldan anlamaz. Sadece futboldan anlayan futbolu da anlamaz. Futbolun dışında bir şeyler bilmezseniz futbolu konuşamazsınız. 3. havalimanı Türkiye’ye yılda bir milyon dolar para kazandıracak. Türkiye’de her şey güzel gidiyor. Artık herkes özgür. Diyoruz ki gece 22’den sonra alkol satışı yapılmayacak. Gençler bir anda ayağa kalkıyorlar. Şu an bunu okuyan insanlara soruyorum: Sizin gece 10’dan sonra çoluğunuzun çocuğunuzun içki almasına gönlünüz razı olur mu? Dünyanın birçok ülkesinde var bu alkol düzenlemesi. Kapalı alanlarda sigara içimi yasaklandı, bundan daha güzel bir şey var mı? Eskiden ben Malatya’ya giderdim. 18 saat boyunca otobüste yanımdaki adam babam sürekli sigara içerdi. Ben “Baba sigara içme diyemezdim” Malatyalı bir çocuk babaya karşı gelebilir mi? 18 saat boyunca benim ciğerlerim parçalanıyordu. Şimdi takside bile sigara içemiyorsun. Kızlı-erkekli denen bir şey çıktı. Yahu benim iki oğlum bir kızım var. Benim o çocuklarım büyüdüğü zaman ben onların kızlı erkekli kalmasını istemem. Kalamazlar. Biz Türkiye’yiz. Biz Türk’üz. Örf-adet geleneği olan bir toplumuz biz. Bunları bu Başbakan söylüyor diye tartışıyorlar. “ANNEM VE EŞİMİN NAMUSU GİBİ ERDOĞAN’A GÜVENİYORUM. O SESLER MONTAJ” Velev ki başbakan ve oğluna ait olduğu iddia edilen o ses kaydı doğru çıktı. Tabii asla böyle bir düşüncemiz olamaz ama farz edelim ki öyle. Düşüncelerin değişir mi, sevgin, saygın? Biraz ağır olacak ama anneme ve karıma nasıl güveniyorsam, Başbakanımıza da o kadar güveniyorum. Annemin ve eşimin namusuna ne kadar güveniyorsam hem Sayın Erdoğan hem de Bilal Bey’e o kadar güveniyorum. Ben 29 Aralık’ta bir tweet atmıştım “Bilal Erdoğan’ın alnı secdeli, adam gibi adam. Bu ülke için dertli mi dertli” niye rahatsız oldular? Bu konuda beni bazı kötü niyetli insanların önüne atanlarla önce bu dünyada adalet önünde hesaplaşacağız.Hadi bu dünya neyse de kalbimi kıranları Allah’a havale ettim bu işin bir de öbür dünyada hesabı var. Gelinen süreçte hala o tweetin arkasında mısın? Sonuna kadar hem de... Ben eşime nasıl güveniyorsam onlara da öyle güveniyorum. Benim maaşımı Başbakan vermiyor ki, ben Başbakan’ı görmüyorum bile. Ben nasıl yalakalık yapayım? Bunlar benim en samimi duygularım. “ANNEM VE BABAMI DA AK PARTİLİ YAPTIM” Ailen de mi AK Partili? Mesela annen, baban, eşin. Onlarda da bu sevgi var mı? Annemle babamı ben AK Partili yaptım. Karımı da yine öyle. Babam CHP, annem MHP’liydi. Ama son iki dönemdir onlar da benden daha koyu AK Partili oldu, eşim de. Sence seçimlerde AK Parti’nin oy oranı ne olur? Türk insanı mağdur olandan yanadır. Şu anda Başbakanımızı bir karalama kampanyası var. Bu oyları artıracak. Cemaate yakınlığın var mı? Gülen Cemaati konusunda düşüncelerini merak ettim doğrusu? Evet, cemaate yakınlığım vardı. Vardı!.. Artık bitti… Onların da benim ile… “DAHA DA GİTMEM TÜRKÇE OLİMPİYATLARINA” Bu kavganın kazananı ya da kaybedeni kim olur? Ben Başbakanımızın çok samimi olduğunu düşünüyorum. Bana diyorlar ki: “Daha düne kadar Türkçe Olimpiyatları’nda sen de Hocaefendi’yi övüyordun.” Evet övüyordum. Ama artık Türkçe Olimpiyatlarına da gitmeyeceğim. Hiçbir bağım kalmamıştır cemaatle. 17 Aralık’tan sonra tarafımı belli ettim. Başbakanımıza haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Benim tarafım Başbakanımızın yanı. “BENİM TARAFIM BAŞBAKAN'IN TARAFI, BU ARTIK BENİM İÇİN BİR DAVA” Cemaate dokunan yanar diyorlar. Bu doğru mu? Bilmiyorum. Benim bir açığım varsa yanayım. Ne açığım var ki niye yanacakmışım? Cemaatten bazı arkadaşlar benim şimdiki tavrımı bir kusur olarak görüyor. Ben kendilerine de söyledim; ‘Sizin kusur olarak gördüğünüz şeyi ben dava olarak kabul etmişim’. Artı benim Gezi’den bu yana rotam hiç değişmedi. Ben hep Başbakan’ın yanındayım. Sonradan değişen ben miyim yoksa, neyse… Uzatmayalım. “GÖKÇEK’İ DE ÇOK SEVİYORUM, BU ÜLKE İÇİN BAŞINI ORTAYA KOYDU” Melih Gökçek’in de ses kaydı yayınlandı. O ses kaydının kendine ait olduğunu kabul etti. Sence CHP afişlerinin yayınlanmaması normal mi, gazeteci olarak yanıt istiyorum? Onun da arkasında mısın, onu da seviyor musun? Tabii ki çok seviyorum. Tabii ki Melih Bey’in sonuna kadar arkasındayım. Gücüm yettiğince. Dualarımla. Geziden bu yana elini değil, kolunu değil, başını, bedenini taşın altına koydu bu ülke için…Sayın Başbakan ve Sayın Gökçek bir dava arkadaşı. Onlar sırt sırta vermiş gönül arkadaşları. Başbakanımız gibi, Melih Gökçek, bu ülkeyi çok seven bir insan. O bir vatan sevdalısı. Hak dostu. Onunla oturup bir bardak çay içmek lazım onu tanımak için. Çok başka biri. “MELİH GÖKÇEK YÜZDE BİR TRİLYON ANKARA’YI ALIR” Ankara’yı alır mı sence? Ceketi yeter. Yüzde yüz değil yüzde bir milyon alır. Bu röportajı saklayın yüzde bir milyon bile belki eksik söylüyorum yüzde bir trilyon alır. Allah’ın izni ile. “OYUM ELBETTE AK PARTİ’YE” Oyun zaten çok açık AK Parti’ye değil mi? Çok net belli değil mi? Elbette. Ben çalışanın yanındayım. Her şey çok güzel gidiyor. “YENİDEN YARGILAMADAN YANAYIM” Dinlemeler diyoruz, montaj diyoruz. Başbakan mağdur, iktidar mağdur peki ya yıllardır Silivri’de yatanlar ne? Onların günahı ne, tarafsız bir şekilde soruyorum? Ben çok net herkesin tekrar yeniden yargılanmasını istiyorum. Bugün herkes yeniden yargılansın. Aziz Yıldırım da. FB’li yöneticiler de.Silivri’de yatanlar da. İlker Paşa da. Bu yeniden olmalı. Suçlu tabii ki cezasını çeksin ama bilerek kalem kırmaya, idam etmeye tahammül edemem. 'BAŞBAKAN’I SEVİYORUM DİYE ARKADAŞLARIM BENİ TWİTTERDAN VE YÜREĞİNDEN SİLİYOR' Medyayı nasıl buluyorsun? Maalesef medya bölünmüş durumda. Kutuplaşmalar var. Medyada arkadaşlıklar da bozuldu. Ben Başbakan’ı seviyorum diye eski çalıştığım kurumlardaki arkadaşlarım, medya dışından dostlarım, çocukluk arkadaşlarım beni yüreğinden, twitterdan siliyor. “BAŞBAKAN'I SEVİYORUM DİYE ÖZEL SUNUMLARA BİLE ÇAĞIRMIYORLAR ARTIK” Çok garip değil mi bunlar? Bakın ben de çok şeyler yaşadım. Öyle ki bizler dışarda da özel işler alabiliyoruz. Reklam seslerinden tutun, özel sunumlara kadar her şey durdu. Kestiler. Sebep; Başbakanımızın yanında olmam ve fikirlerimi açıkça belli etmem. Olsun. Çok şükür. Hani diyorlar ya bana ‘çıkarları için menfaatleri için, para için Başbakan’ı savunuyor’ diye. Tam aksi aslında. Çıkarlarım için hareket etseydim şu anda 3-4 kat daha fazla kazanıyordum. Ama ben halimden memnunum. Benim için para değil inandığım değerler önemli. Ben sonuna kadar Başbakanımızın yanında olmaya devam edeceğim.Yanımda medyadan, ailemden kimse kalmasa da tek başıma olsam da Başbakanımızın yanında olacağım. “MAHALLE BASKISI YAŞIYORUM” Mahalle baskısı yaşadın mı mesela? Şu anda yaşadığımın adı tam da bu. Ben bugün Beyaz TV’de söylediklerimi yarın Star’a gittiğimde de söylerim. Ben Başbakan’ı savunduğumu söylüyorum bunu söylemek de bir demokrasi. Bütün gazeteciler fikirlerini saklasın ben de saklayacağım söz veriyorum. O zaman gazetecilik yapılmaz ki? O zaman bana neden susun diyorsunuz? Susun demiyorum eleştirilecek hiç mi bir tarafı yok diyorum? Neden o zaman fikirlerimi saklayayım. Twitterımı bir gün size vereyim emin olun dayanmazsınız. O küfürlere katlanamazsınız. “BAŞBAKAN OLSAM BEN DE ARARDIM” Mesela Başbakan’ın Fatih Saraç’ı arayıp bir alt yazıya müdahale etmesi doğru mu? Futbolun da siyasete karıştığı dönemler oldu. Biz de şimdiye dek şike konuştuk, FB cephesinde yaşananları konuştuk ama ben tek bir gün Başbakan’ın arayıp da bize müdahale ettiğini görmedim. Burada suçlu Başbakan değil bence. Benim fikirlerim biraz serttir. Ben bunları bir birikim olarak görüyorum. Başbakan olsam belki ben de arardım. Yetmez mi? Sen de seninle ilgili bir haber olsa ararsın. “MEDYANIN SORUNU SAYGISIZLIK” Sence medyanın en büyük sorunu ne? Saygısızlık. Gülen ile şu süreçte röportaj yapmak ister miydin? Hayır istemezdim. Artık hiçbir şeyi merak etmiyorum çünkü.ı Muhalif cepheden beğendiğin gazeteciler kimler? Yok. medyaradar.com ALEV GÜRSOY CİMİNRöportajın tamamı için tıklayınız!
'Gerçek Hayatta Suç Olan Her Şey, Sanal Hayatta da Suçtur'
ULAŞTIRMA, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Youtube ve Facebook'u kapatabiliriz açıklamasıyla ilgili, gerçek hayatta suç olan her şeyin sanal hayatta da suç olduğunu belirtti. Başbakan ve Bakanların, özel hayatları ve onlara yapılan hakaretlerin yayınlanmasının dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemeyeceğini ifade eden Elvan, 'Bu konuda bu tür şirketlerimizin çok daha dikkatli, çok daha hızlı hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.'dedi.  Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne ait helikopter ile Ermenek Devlet Hastanesi 100 yataklı ek binanın temel atma törenine katılmak için memleketi Karaman'ın Ermenek İlçesi'ne geldi.  Karayolları inşaat şantiyesinde Karaman Valisi Murat Koca ve diğer protokol üyeleri tarafından karşılanan Bakan Elvan, burada gazetecilerin sorularını cevapladı. YOUTUBE ve FACEBOOK'UN KAPATILMASI  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün katıldığı bir televizyon programında youtube ve facebooku kapatabiliriz şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine Bakan Elvan, dünyanın hiçbir yerinde başbakan ve bakanları alçakça saldırıların olmadığını ifade etti. Elvan, şunları söyledi: 'Sayın Başbakanımızın ifade ettiği husus şu: dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen alçakça saldırılar var. Dünyanın hangi ülkesine gitseniz, bu ülkenin başbakanına, bakanlarına, ailesine, küfürler hakaretler, ağza alınmayacak ifadeler olmaz. Maalesef bunların hepsi internet ortamında yer alıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu tür uygulamaya müsaade edilmez. Bu konuda, bu tür şirketlerimizin çok daha dikkatli, çok daha hızlı hareket etmesi gerektiğini düşürüyorum. Düşünün sizin ailenizin, özel yaşantınızın hemen her şeyi konu oluyor. Bunun ötesinde ağza alınmayacak, hatta okumaktan bile utanacağınız ifadeler yer alıyor. Bizim şahsımızla alakalı bu tür şeyler söz konusu oluyor. Bunları yadırgıyoruz. Bunlar gerçekten bizlere yakışmayan şeyler, hele hele bu milletin ahlaki değerlerine yakışmıyor bu hususlar.' MUHALEFET PARTİLERİ SİYASET ARACI OLARAK KULLANMAMALI  Muhalefet partilerini eleştiren Bakan Elvan, şöyle konuştu: 'Böyle bir şey yok. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, bu tür hususlarla karşı karşıya kalmak mümkün değil. Eğer böyle bir şey olsa, anında bunun engellenmesi yapılır. Düşünün Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na küfür edilecek, olmadık hakaretler yapılacak, yasa dışı bir takım görüntüler alınıp ve bunlar servis edilecek, bunları da biz içimize sindireceğiz. Böyle bir şey mümkün değil. Böyle bir şey olamaz. Sadece bizim değil, muhalefet partilerinin de bu konuda tepki göstermesi gerekir. Ama maalesef onlar bunu siyaset aracı olarak kullanıyorlar. Bu son derece yanlış. Elimizde malzemeler geçti biz bu malzemeleri kullanalım, eh yarına Allah kerim, böyle bir anlayış olamaz. Gerçek hayatta suç olan her şey, sanal hayatta da suçtur. 'Bakan Elvan, süreç içinde kapatılma olabilir mi? şeklinde soruyu ise cevapsız bırakım makam aracına bilenerek temel atma töreninin yapılacağı alana gitti. DHA
Aslan Arena'da Çok Farklı
Aslan Arena'da çok farklı!.. Spor Toto Süper Lig'in 24. haftasında Akhisar Belediyespor'u konuk eden Galatasaray, rakibini 6-1 yenerek maç fazlasıyla lider Fenerbahçe'yle arasındaki puan farkını 3'e indirdi. AKHİSAR BELEDİYESPOR Emrah Tuncel - Emrah Eren, Çağdaş, Sonko, Uğur Demirok - Mehmet Akyüz, Güray, Emin Aladağ (Dk. 53 Kuate), Sertan (Dk. 53 Bahattin) - Bruno (Dk. 76 Ahmet Cebe), Niasse GOLLER Dk. 13 ve 48 Drogba, Dk. 18 Alex Telles, Dk. 55 Burak, Dk. 65 Bruno k.k., Dk. 73 Sneijder (Galatasaray) / Dk. 59 Mehmet Akyüz (Akhisar Belediyespor) SARI KARTLAR Yekta, Hakan Balta (Galatasaray) / Bruno, Uğur Demirok (Akhisar Belediyespor) MAÇTAN DAKİKALAR 4'te G.Saray'da sol kanattan Alex Telles'in ceza sahasına ortasında arka direkte Çağdaş, Burak'tan önce topa kafayı vurdu ve meşin yuvarlağı kornere atarak tehlikeyi önledi. Sarı-kırmızılılar köşe atışından sonuç alamadı. 6'da Akhisar Belediyespor'un ani gelişen atağında, Niasse'nin pasında topla buluşan Mehmet Akyüz, ceza sahası dışından sağ çaprazdan çok sert vurdu. Semih'e de çarpan topu kaleci Muslera son anda kornere çeldi. Konuk ekip üst üste kullandığı iki köşe atışından sonuç alamadı. 12'de G.Saray'da Melo'nun pasında topu kontrol eden Sneijder uzak mesafeden sert bir vuruşla şansını denedi. Kaleci Emrah Tuncel son anda uzanarak topu kornere çeldi. 13'te G.Saray, Drogba'nın golüyle öne geçti. Bu dakikada Sarı-kırmızılılar'ın sağ taraftan kazandığı köşe atışında Sneijder ceza sahasına ortaladı. Ön bölümde iyi yükselen Drogba kafayı vurdu. Meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 1-0 18'de G.Saray, Alex Telles'in golüyle farkı 2'ye çıkardı. Sol taraftan hareketlenen Sneijder'in ceza sahasına yerden nefis pasında Alex Telles, sol çaprazdan çok sert vurdu. Meşin yuvarlak yakın köşeden ağlarla buluştu. 2-0 24'te G.Saray'da sol kanattan Alex Telles'in ceza sahasına ortasında G.Saray forvetlerinden önce topa kafayı vuran Uğur Demirok, tehlikeyi uzaklaştırdı. 27'de Akhisar Belediyespor'da sol kanattan Çağdaş'ın ceza sahasına ortasında Mehmet Akyüz kafayı vurdu. Meşin yuvarlak yandan auta çıktı. 30'da G.Saray'da sol taraftan Sneijder'in ceza sahasına ortasında arka direkteki Burak, gelişine şut çekmek yerine topu göğsüyle önüne almak isteyince, meşin yuvarlak yandan auta çıktı. 31'de G.Saray'da kaleciye Muslera'ya gönderilen geri pas sonrası Mehmet Akyüz baskı yaptı. Uruguaylı kalecinin vuruşunda, Mehmet Akyüz'ün son anda ayak koyduğu top sağ tarafa doğru açıldı. G.Saray defansı tehlikeyi uzaklaştırdı. 38'de G.Saray'da sağ taraftan Burak'ın ceza sahasına yerden ortasında arka direğe hareketlenen Drogba topa dokunamadı. Meşin yuvarlak yandan auta çıktı. 41'de Akhisar Belediyespor'da sağ kanattan Sertan'ın ceza sahasına ortasında Eboue, Güray'dan önce kafayı vurdu ve meşin yuvarlağı kornere atarak tehlikeyi önledi. Konuk ekip köşe atışından sonuç alamadı. 42'de Akhisar Belediyespor, Niasse'yle gole yaklaştı. G.Saray ceza sahasında topla buluşan ve Ceyhun'dan topu kurtaran Niasse'ye, G.Saray defasında kademeye giren diğer isimler müdahale etti. Bir kez daha Niasse'ye çarpan topa son olarak G.Saray defansı ayak koydu ve meşin yuvarlak az farkla yandan kornere çıktı. Konuk ekip köşe atışından sonuç alamadı. İlk yarının geri kalan bölümünde iki takım da rakip kalede etkili olamazken, G.Saray soyunma odasına 2-0 önde girdi. 47'de G.Saray'ın sol taraftan Sneijder'le kullandığı köşe atışında, ceza sahasında yaşanan karambolde meşin yuvarlak son olarak Melo'nun önünde kaldı. Brezilyalı futbolcu, Bruno'dan sıyrılmak istedi, ancak bu futbolcuya çarpan topu takım arkadaşları uzaklaştırdı. Bu pozisyon sonrası G.Saraylı futbolcular penaltı itirazında bulunurken, maçın hakemi oyunu devam ettirdi. 48'de G.Saray, Drogba'nın golüyle skoru 3-0'a taşıdı. Bu dakikada Akhisar Belediyespor defansının hatalı geri pasında topu kontrol eden Drogba, kaleci Emrah Tuncel'le karşı karşıya kaldı. Ceza sahasında Emrah'ı da geçen Fildişi Sahilli futbolcu, meşin yuvarlağı ağlara gönderdi. 3-0 50'de G.Saray, Drogba'yla dördüncü gole çok yaklaştı. Melo'nun nefis pasında ceza sahasında topla buluşan Drogba, kaleci Emrah Tuncel'le karşı karşıya kaldığı pozisyonda sol çaprazdan yerden sert vurdu. Emrah Tuncel'in son anda çeldiği top yandan kornere çıktı. Sarı-kırmızılılar köşe atışından sonuç alamadı. 55'te G.Saray, Burak'ın golüyle farkı 4'e çıkardı. Bu dakikada Sneijder'in pasında ceza sahasında topla buluşan Drogba, sol köşeden yerden bir pasla ters bölümde bomboş pozisyondaki Burak'ı gördü. Burak da meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. 4-0 59'da Akhisar Belediyespor, Mehmet Akyüz'le farkı 3'e indirdi. G.Saraylı futbolcuların Burak'a yapılan hareket nedeniyle faul beklediği pozisyonda topu kontrol eden Kaute, yerden bir pasla Mehmet Akyüz'ü gördü. Topla ceza sahasına giren ve rakibinden sıyrılan Mehmet Akyüz, penaltı noktasının gerisinden yerden plasesini yaptı. Meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 4-1 62'de G.Saray'da Yekta'nın pasında Ceyhun, ceza sahası dışından hafif sağ çaprazdan çok sert vurdu. Meşin yuvarlak farklı şekilde üstten auta çıktı. 65'te G.Saray, Bruno'nun kendi kalesine attığı golle farkı bir kez daha 4'e çıkardı. Rakibinden topu kapan Melo'nun pasında ceza sahasına giren ve son çizgiye kadar inen Drogba, sağ köşeden içeriye ortasını yaptı. Kale önünde Burak kafayı vurdu. Kaleci Emrah Tuncel'in güçlükle çeldiği top kademeye girmek isteyen Bruno'nun kafasına çarparak ağlarla buluştu. 5-1 73'te G.Saray, Sneijder'in golüyle farkı 5'e çıkardı. Umut'un defansın arkasına gönderdiği topa Burak hareketlendi. Ceza sahasında topla buluşan Burak'ın bekletmeden ters bölüme yerden pasında, boş pozisyondaki Sneijder plasesini yaptı. Meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 6-1 83'te G.Saray'da Ceyhun ceza sahası dışından sağ çaprazdan çok sert vurdu. Meşin yuvarlak direği sıyırarak üstten auta çıktı. 90+2'de G.Saray'ın ani gelişen atağında, Umut'un pasında topla ceza sahasına giren Hamit, kaleci Emrah Tuncel'le karşı karşıya kaldığı pozisyonda yerden sert vurdu. Ayaklarıyla topa müdahale eden Emrah Tuncel gole izin vermedi. Karşılaşma G.Saray'ın 6-1'lik üstünlüğüyle sona erdi.Gazetesport
Hamit: "Çok Özlemiştim"
Galatasaray'da sakatlığı ve ameliyatı sonrası Akhisar Belediyespor maçıyla 192 gün sonra ligde forma şansı bulan Hamit Altıntop, çok mutlu olduğunu söyledi.Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Hamit Altıntop, kendisini çok iyi karşılayan sarı-kırmızılı taraftarlara teşekkür ederek, “Çok özlemiştim. Güzel bir galibiyet oldu. İnşallah gelecek maçlarda daha da iyi bir performans sergilerim. Umarım bugün kaçırdığım golü, önümüzdeki maçlarda daha uzun süre alır, iyi oynar ve telafi edebilirim” diye konuştu. UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Chelsea ile yapacakları önemli maça kadar önlerinde 10 gün olduğu ve o karşılaşmaya kadar hazır olup olamayacağının sorulması üzerine Hamit, “Çok şükür sakatlığımı atlattım ve hiçbir sıkıntım kalmadı. Bence öyle maçlarda bir futbolcu tek bacakla da oynar. Çünkü bu tip final maçlarının motivasyonu ve atmosferi çok farklı. Önemli olan turu atlamak ve ben de süre alırsam, en iyi şekilde takımıma katkı vereceğime inanıyorum” ifadelerini kullandı. Hamit, Fatih Terim yönetiminde bıraktığı takımına Mancini yönetiminde döndüğü belirtilip, farkın sorulması üzerine, “Tabii ki fark var. Fatih hocamızın futbol anlayışında, topu biraz daha kendimizde tutarak pozisyona girmek vardı. Şimdiki sistem ise daha çabuk rakip kaleye doğru gitmek üzerine. İki farklı sistem ama ikisi de başarılı diyebiliriz. Kulübün, oyuncuların ve teknik adamların kalitesi ortada. Tek eksiğimiz, deplasmanda iyi sonuçlar alamamamız. Önümüzde daha birkaç hafta var ve bu eksikliği tamamlayıp, sezon sonunda zirvede olmak istiyoruz” yanıtını verdi. Öte yandan, sarı-kırmızılı futbolcu Emmanuel Eboue, Akhisar Belediyespor gibi güçlü bir takımı yendikleri için mutlu olduklarını ve bu moralin önlerindeki maçlara yansıyacağına inandığını kaydetti. Eboue, hakem Fırat Aydınus’un takım arkadaşı Melo’ya küfür ettiği iddiasının hatırlatılması üzerine “Bu konuyla ilgili Melo ile bir şey konuşmadık. Olayı da görmedim. Bazen bu tip şeyler yaşanabiliyor” demekle yetindi.AMK Spor