onedio
Görüş Bildir

Gaziantep Haberleri

Gaziantep, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin birleşiminde yer almaktadır. Şehir nüfusu ile Türkiye'de en kalabalık 9. şehirdir. Toplam nüfusu 2 milyondur. Belediye Başkanı Fatma Şahin'dir.

Gaziantep

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Gaziantep, ticaret ve sanayi şehridir. Konumundan dolayı, Akdeniz ve Karasal iklim görülmektedir. Aynı zamanda yine konumundan dolayı gündüz ve gece arasında sıcaklık farkı oldukça fazladır. Gaziantep ile özdeşleşen adından da anlaşılacağı üzere antepfıstığıdır. İlde hiç göl bulunmamaktadır. Bundan dolayı birçok yapay göl bulunmaktadır. Gerçekleştirilen Güneydoğu Anadolu Bölgesi Projesi ile kente tarım ilerlemektedir. Gaziantep'te tarım ve sanayinin yanı sıra futbol, basketbol, yüzme gibi spor faaliyetleri de oldukça gelişmiştir.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Milli Takım Tarihine Damga Vuran Gurbetçi Oyuncular
Milli takımın başarılı jenerasyonlarında hep 'gurbetçi' etkisi oldu. Gurbetçi oyunculardan kurulu iskeletlerle başarı geldi. Almanya gibi ülkelerde kısıtlı sayıda Türk topluluğundan çok fazla oyuncu çıkması içerisi için eleştiri konusu oldu. Şimdi de benzer eleştiriler olsa da yıldızların varlığıyla keyif çıkarılıyor. Yakın döneme damga vuran gurbetçi oyuncuların bazılarını derledik.
Beşiktaş Gibi Oynayınca Oluyor!
Tribünlerin dolu olmamasının sebebi Beşiktaş taraftarının takıma küsmesi falan değil. Bu yorumu yapanlar yanılıyorlar. İstanbul trafiğinde, saat 18:30’da stadyuma yetişmek için işten saat en geç 16:00’da çıkılması gerekir. Maçın bu saate alınmasının tek nedeni de yaz saati uygulamasıdır.Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; Kasımpaşa maçındaki ruhsuz takım gitmiş, sezon başındaki hırs geri gelmiş…
Jandarma ‘Yol'dan Çekildi
Adana’da MİT’e ait TIR’ların arandığı transit karayolları üzerinde jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı polise devredildi. Jandarma operasyon, denetleme ve arama yapamayacak Adana’da Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ait TIR’ların aranması nedeniyle yaşanan krizin ardından harekete geçen Adana Valiliği, il sınırları içinde kalan transit karayolları üzerindeki jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamını polise devretti. Jandarma, bu bölgede operasyon, denetleme ve aramaya yapamayacak. Milliyet gazetesinden Tolga Şardan’ın haberine göre MİT’e ait üç TIR’ın patlayıcı madde taşıdığı iddiasıyla savcılık talimatıyla, Seyhan ilçesin’de 19 Ocak’ta Adana İl Jandarma Komutanlığı’nca aranmak istemesiyle başlayan tartışmalar yeni boyut kazandı. Benzer olayların yaşanmasını önlemek amacıyla harekete geçen Adana Valiliği, polis ve jandarma sorumluluk alanlarını yeniden belirledi. 140 km’de değişiklik Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un başkanlığında yürütülen çalışmayla kentin Pozantı’dan başlayan ve Ceyhan ilçesi sınırları içinde kalan D-400 Devlet Karayolu ile O- 52 Tarsus - Adana - Gaziantep (TAG) Otoyolu’nun, jandarmanın sorumluluk alanı içinde kalan bölgelerin tamamı Adana İl Jandarma Komutanlığı’ndan alınarak Adana İl Emniyet Müdürlüğü’ne devredildi. Bölgenin bütünü polis sorumluluk bölgesi haline geldi. D-400 Devlet Karayolu ile O-52 TAG Otoyolu’nun Tarsus bölgesindeki sorumluluklar ise eskiden olduğu gibi yine Mersin Valiliği üzerinde kaldı. Adana’da polis birimleri ortalama uzunluğu 135- 140 kilometre olan otoyol ile devlet karayolunun güvenliğini sağlamakla yükümlü olacak. Çevre de genişledi Düzenlemeyle sadece iki büyük karayolu değil, çevresindeki yerleşim yerlerinin de her türlü güvenlik sorumluluğu polise devredildi. Adana Valiliği’nce Adana İl Jandarma Komutanlığı ile Adana İl Emniyet Müdürlüğü arasında yapılan özel protokol sonrasında 144 köy de polis sorumluluk bölgesine aktarıldı. Böylece kentin idari yapılanmasındaki polis sorumluluk bölgesi artırılırken, özellikle D-400 Devlet Karayolu ile O-52 TAG Otoyolu üzerinde yaşanacak adli olaylara sadece polisin müdahale etmesi sağlandı. Nasıl belirleniyor? 5442 sayılı İller İdaresi Yasası’nda il valisinin görev ve yetkileri bölümünde “Vali, her ilin genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur”, “Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır” hükümleri yer alıyor. Bu hükümler, polis ve jandarmanın sorumluluk alanlarının belirlenmesinde valiye yetki veriyor. 1961 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca imzalanan “Emniyet ve Asayiş İşlerinde İl, İlçe ve Bucaklardaki Jandarma ve Emniyet Ödevlerinin Yapılması ve Yetkilerinin Kullanılması Suretini ve Aralarındaki Münasebetleri Gösterir Yönetmelik”te, 2009’da değişiklik yapıldı. Bu değişik doğrultusunda emniyet ile jandarma arasında görev bölüşümü konusunda protokoller yapılıyor. Yönetmeliğin konuyla ilgili 3. Maddesi şöyle: Esas olarak il ve ilçe belediye sınırları içindeki bölge polisin sorumluluk alanını; il ve ilçe belediye sınırları dışında kalan bölge ise jandarmanın sorumluluk alanını oluşturur. Kolluk birimlerinin personel, araç, gereç imkânları ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak belediye sınırları dışında kalan yerlerden bir kısmı polisin görev alanı; belediye sınırları içinde olmakla birlikte şehir meskûn alanlarına uzak bazı yerler ise jandarmanın görev alanı olarak tespit edilebilir. Görev ve sorumluluk alanlarını belirleyen protokol ve ekindeki harita veya kroki ile diğer eklerin komisyonca onaylanacak birer örneği mülki amirlik, jandarma ve emniyet birimlerinde dosyalanır. Bunların birer örneği İçişleri Bakanlığı’na gönderilir.TOLGA ŞARDAN | Milliyet
Sinop'ta İşsiz Öğretmen Canına Kıydı
Sinop’ta işsiz öğretmen 35 yaşındaki Gamze Filiz Arslan, dün evde bulunan av tüfeğiyle yaşamına son verdi. Bir süre İstanbul’da özel bir dershanede kimya öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra işsiz kalarak memleketi Sinop’a gelen Gamze Filiz Arslan, evde bulunan av tüfeğini çenesinin altına dayayıp ateş ederek canına kıydı. Silah sesi üzerine odaya giren aile fertleri Arslan’ın kanlar içerisinde yerde görünce durumu hemen sağlık ekiplerine bildirdi. Eve gelen ekipler, Arslan’ın öldüğü belirledi. İntiharla ilgili soruşturma devam ederken, genç öğretmenin cansız bedeni, otopsi için Sinop Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. DHA
Zeugma Mozaikleri ABD'nin Süsü Oldu!
Türkiye’nin en önemli tarihsel zenginlikleri arasındaki Zeugma mozaiklerine ait 12 parçanın ABD ’nin Ohio eyaletindeki Bowling Green State Üniversitesi tarafından zemin süsü olarak kullanıldığı ortaya çıktı. 1965’te üniversite tarafından Manhattan‘da bir sanat galerisinden satın alınan Zeugma mozaiklerinin Türkiye’ye iade edilmesi için yapılan resmi girişimlerden ise sonuç alınamadı. Gaziantep’teki Birecik Baraj Gölü kıyısında bulanan Zeugma Antik Kenti, milattan önce 300 yılında Büyük İskender tarafından ‘Selevkia Euphrates’ adıyla kurulmuştu. Daha sonra Kommagene Krallığı’nın 4 büyük şehrinden biri olan kent, milattan önce 31’den itibaren Roma İmparatorluğu’na bağlanırken ‘köprü’ anlamındaki Zeugma adını almıştı. 1998-1999’da Birecik Barajı’nın suları altında kalmaması için yürütülen kazılarda bulunan eserler Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenirken, bazı parçaların ABD’de zemin süsü olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Ohio’daki Bowling Green State Üniversitesi’nin koridorlarında zemin süsü olarak kullanılan mozaiklerin 1965’te kaçak kazılarla kaçırıldığı tahmin ediliyor. 46 yıl gizli odalarda 1965-2011 arasında üniversitenin kapalı odalarında tutulan 12 parça mozaik, 3 yıl önce zeminde sergilenmeye başladı. 2011’e kadar Antakya kökenli olduğu sanılan mozaikleri inceleyen üniversitenin öğretim üyesi Dr. Stephanie Hooper, Zeugma Antik Kenti’ni doğruladı. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı, mozaiklerin iadesini istedi. Federal Soruşturma Bürosu olan FBI’ya bile başvuran bakanlık, Anadolu’nun kültür hazinesinin iadesi için kararlılıkla diplomatik ilişkilerini sürdürdü. FBI ise konunun kendilerini ilgilendirmediği belirterek, topu üniversite yetkililerine attı. Üniversite de 3 yıldır Türkiye’yi oyalayarak mozaiklerin iadesini yapmadı. GÖKHAN KARAKAŞ / Milliyet
Genelkurmay: 'Hatay'daki El Kaide Militanı Görüntüleri Montaj'
Genelkurmay Başkanlığı'nın; CNN International'da yayınlanan ve El Kaide militanlarının Hatay üzerinden Suriye'ye geçişiyle ilgili görüntülerinin yer aldığı videonun montaj olduğu tespitinde bulunduğu ortaya çıktı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ; Suriye'ye Kaçak yoldan geçişler konusunda dünya basınında yer alan haber ve görüntülerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından incelendiğini belirterek, videolarda çeşitli görüntülerin birleştirildiğinin görüldüğünü ve görüntülerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Davutoğlu, 'Sınırdan kaçak geçirildiği iddia edilen kişilerin nereden ve nasıl geçtiklerine dair herhangi bir bilgi ya da görüntü ise bulunmamaktadır' ifadesini kullandı. Milliyet gazetesinden Meriç Tafolar'ın haberine göre CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu; CNN International'ın Hatay'dan Suriye'ye El Kaide militanlarının geçişiyle ilgili görüntüleri olduğunu belirttiği bir video yayınladığını, videoda militanları taşıyan uçakların Hatay Havalimanı'na inişinden, Moritanya, Libya ve İngiltere gibi ülkelerden gelen erkeklerin Suriye sınırındaki tellerden geçişine kadar olan sürecin yer aldığını anımsatarak, konuyu TBMM gündemine taşıdı. Dudu, 'Suriye'ye kaçak yoldan geçişlerin kolaylıkla yapıldığına yönelik dünya basınında yer alan haber ve görüntülerin araştırılmasına yönelik çalışmalar yapılmış mıdır? Yapılmışsa elde edilen sonuçlar nelerdir? Yapılmadıysa, yapılmama sebepleri nelerdir?' diye sordu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, önergeyi yazılı olarak yanıtladı. Davutoğlu, şunları kaydetti: 'Suriye'de barış ve istikrarın en kısa sürede yeniden tesis edilmesi, kamu düzenimiz ve ulusal güvenliğimiz bakımından büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla Suriye'deki çatışma ortamının en kısa sürede barış ve istikrar odaklı bir seyir kazanması için diplomatik alandaki gayretlerimiz yoğun şekilde sürdürülmektedir. Buna paralel olarak, 911 kilometre uzunluğunda sınır hattına sahip olduğumuz Suriye ile aramızdaki sınır bölgelerinde her türlü yasadışı faaliyete karşı ilgili makamlarımızca gerekli tedbirler de en üst seviyede alınmakta, ulusal güvenliğimize ve vatandaşlarımıza zarar verebilecek her türlü gelişmeye karşı denetimler hassasiyetle yürütülmektedir. Hatay Havalimanı'na yönelik uçuş trafiğine ilişkin olarak ayrıntılı ve güncel bilgiler Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden sağlanabilmektedir. Öte yandan, soru önergesine konu olan videoda, Genelkurmay Başkanlığı'ndan alınan bilgiye göre, El Kaide ile bağlantılı olduğu ifade edilen şahısların, Hatay Havaalanı'nda uçaklardan indikten sonra, otoban benzeri bir yoldan (her iki tarafı bariyer olduğundan otoban olduğu değerlendirilmektedir) seyahat ettikleri görülmektedir. Ancak Hatay Havaalanı ile sınır arasında otoban benzeri bir yol bulunmamaktadır. Keza anılan şahısların sınır tellerinden geçirildikleri ifade edilmektedir. Ancak görüntülerde sadece sınır telleri görülmekte, geçiş ile ilgili herhangi bir görüntü bulunmamaktadır. Netice itibarıyla videonun Hatay, Gaziantep ve Cerablus bölgelerinden çeşitli görüntülerin birleştirilmesiyle hazırlandığı ve gerçekleri yansıtmadığı görülmüştür. Sınırdan kaçak geçirildiği iddia edilen kişilerin nereden ve nasıl geçtiklerine dair herhangi bir bilgi ya da görüntü ise bulunmamaktadır. Diğer taraftan bilindiği üzere Türkiye , geçmişte El Kaide terör örgütünün saldırılarına maruz kalmış bir ülkedir. Bu grubun ideolojisinden esinlenerek eylem hazırlığında olduğu tespit edilen şahıslar veya oluşumlar hakkında gerekli idari ve adli önlemler alınmakta ve şüpheli şahıslar adli mercilere sevk edilmektedir. Ülkemiz ayrıca, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde El Kaide ve El Kaide'yle iltisaklı kişi ve gruplara ilişkin tüm yükümlülüklerini hassasiyetle yerine getirmektedir ve getirmeye devam edecektir.'T24
Devlet Tiyatroları Anadolu Turnesinde
Devlet Tiyatroları, 10-16 Mart'ta 15 ilde, 40 temsille seyirci karşısına çıkacak.DT'den yapılan yazılı açıklamaya göre, turne süresince Gaziantep, Kahramanmaraş, Elazığ, Malatya, Samsun, Çorum, Zonguldak, Denizli, Ordu, Tokat, Kırıkkale, Çanakkale, Karabük, Bartın, Çaycuma ve Aliağa Ceza İnfaz Kurumları tiyatroyla buluşturulacak. Ankara DT; 'Para'yla 11-12 Mart'ta Samsun DT Sahnesi'nde ve 14-15 Mart'ta Çorum DT Sahnesi'nde; 'Nehir' 14-15 Mart'ta Ordu Kültür Sanat Merkezi DT Sahnesi'nde; 'Korkma' 10 Mart'ta İstanbul Tuzla'da, 12 Mart'ta Eski Meclis'te ve 14 Mart'ta Kırıkkale'de tiyatroseverlerle bir araya gelecek. İstanbul DT; 'Cimri' 12-13 Mart'ta Elazığ Nurettin Ardıçoğlu Kültür Merkezi DT Sahnesin'de ve 14-16 Mart'ta Malatya Sabancı Kültür Merkezi DT Sahnesi'nde; 'Kalpak' 14-15 Mart'ta Denizli Hasan Kasapoğlu Kültür Merkezi DT Sahnesi'nde; 'Masallar, İnsanlar, Bir De Türküler' 11-14 Mart'ta Aliağa Ceza İnfaz Kurumları'nda izleyiciyle buluşacak. İzmir DT; 'Kahvede Şenlik Var'la 11 Mart'ta Karabük'te, 12 Mart'ta Çaycuma'da, 13 Mart'ta Bartın'da ve 14-15 Mart'ta Zonguldak DT'de Sahnesi'nde; 'Üç Destan'la 12 Mart'ta Çanakkale'de temsil verecek. Bursa DT; 'Pgygmalion-Bir Kadın Yarattım' 12-13 Mart'ta Kahramanmaraş Necip Fazıl Kısakürek DT Sahnesi'nde ve 14-15 Mart'ta Gaziantep Onat Kutlar Sahnesi'nde sahne alacak. Sivas DT; 'Yunus Emre' ile çocuk oyunu 'Çiçek Prenses'i 11 Mart'ta Tokat'ta seyircinin beğenisine sunulacak.AA
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Acı Gerçek...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde acı gerçek: Türkiye’de 2013 yılında 237 kadın cinayete kurban gitti. Sadece iki ayda 27 kadın öldürüldü.İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kadın Hakları Komisyonu’nun derlediği 2014 Ocak-Şubat ayına dair verilerine göre, son iki ay içerisinde 27 kadın erkekler tarafından öldürülürken, 27 kadın da yaralandı. Tecavüze maruz kalan kadın sayısı ise 21 . Derlenen bu veriler üzerine Komisyon tarafından yapılan açıklamada, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadına yönelik hak ihlallerinin sistematik olarak devam ettiği vurgulandı. Bunun nedeni olarak da şiddeti olağan gören, şiddeti meşrulaştırma yönünde açık mesajlar veren, toplumsal değerler ve normları besleyen bir erkek egemen kültürün kadınların üstündeki tahakkümünün sürmesi gösterildi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yapılan açıklamaya göre ise 2013 yılında 237 kadın cinayete kurban gitti. Öldürülen kadınlardan 25′i koruma talep etmişken 18′i koruma alabildi. 2013 yılında en fazla kadın cinayetinin yaşandığı 5 il; İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Antalya ve Gaziantep oldu. Kadınların büyük bir kısmı boşanmak veya ayrılmak istediği için öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yapılan açıklamada Türkiye’de yıllara göre 2008′de 80, 2009′da 109, 2010′da 180, 2011′de 121, 2012′de 210, 2013′de 189 (İlk 10 ayda) kadın cinayete kurban gitti. Batman Barosu Kadın Komisyonu’nun hazırladığı kadına şiddet raporuna göre, bir yıl içinde 634 kadın şiddet başvurusunda bulundu; 1 Ocak tarihinden itibaren ise 110 kadın şiddet nedeniyle koruma talep etti. Kadına yönelik şiddetin sistematik olarak devam ettiğini söyleyen Komisyon Başkanı Pınar Bulut, ”12 yaşında evlendirilen, 13 yaşında anne olan, 14 yaşında ölen çocukların ülkesinde yaşıyoruz” dedi. Batman Barosu Kadın Komisyonu, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla, üzerinde, ‘Kadına şiddete son, şiddete uğradığınızda bize ulaşın’ yazılı ıslak mendileri, kahvelere, restoranlara dağıtıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Batman’daki tutuklu kadınları ziyaret ettiklerini ifade eden Kadın Komisyonu Başkanı avukat Pınar Bulut, bölgedeki kadınların aldığı eğitimin hala yetersiz olduğunu belirterek, “Yöremizde hala kadınlar daha az eğitim almakta, okuma yazma öğrenmeleri hala engellenmekte, yoksulluğa mahkum kılınmaktadır. Kadına yönelik ayrımcılık ve bunun uzantısı şiddet, bir insan hakları ihlalidir, münferit değil, sistematiktir. Bu nedenle engellenmesi de ancak sistemli ve etkin bir mücadeleyle gerçekleştirilebilir. 12 yaşında evlendirilen, 13 yaşında anne olan, 14 yaşında ölen çocukların ülkesinde yaşıyoruz” dedi. Bölgede yaşayan kız çocuklarının kaderinin böyle olmaması gerektiğine dikkat çeken Bulut, şunları söyledi: “Komisyon olarak, sorunun önüne geçilmesi için, evlilik yaşı 18′in doldurulması koşuluna bağlanması gerektiğini kanaatindeyiz. Ayrıca TCK’da cinsel istismar mağduru çocuk yaşı 15′ten 18′e çıkarılmalı. Batman’da geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana 634 kadına yönelik şiddet başvurusu bulunmaktadır. Sadece 1 Ocak 2014 itibaren bugüne kadar 110 kadın mahkemeden koruma talebinde bulunmuştur. Ayrıca mahkeme incelendiğinde bir gün içerisinde 14 koruma kararının alındığı hususu dikkat çekmektedir. Bir günde 14 kadının şiddete maruz kalması nedeniyle mahkemeye başvurması, vahim tablo karşısında acil önlem alınmalıdır.” Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Zuhal Coşkun da, 2012 yılında 18 yaş altında evlendirilen, resmi kayıtlarda yer alan kız çocuk sayısının 40.428 olduğunu açıkladı. Coşkun, çocuk haklarının insan haklarının somut içeriğini oluşturduğunu belirterek şöyle dedi: “Çocuk gelinler sorunu, yoksulluk, ataerkil zihniyet, çok çocuklu aile yapısı, kadının eğitimsizliği, kadının statüsünün düşüklüğü, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı gibi çok yönlü nedenlerden kaynaklanmaktadır. ‘Çocuk Gelin’, ‘Çocuk Anne’ olgusunu beraberinde getirmekte, erken yaşta evlilikler kız çocuklarının cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarını ihlal etmekte, anne-bebek ölümlerine yol açmaktadır. 2012 yılında 18 yaş altında evlendirilen, resmi kayıtlarda yer alan kız çocuk sayısı 40 bin 428′dir. Evlilik yaşı 18 yaşını doldurması koşuluna bağlanmalı; TCK’da cinsel istismar mağduru çocuk yaşı 15 yaştan 18 yaşa çıkarılmalıdır.”Zete