onedio
Görüş Bildir

yoğun bakım Haberleri

yoğun bakım ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. yoğun bakım ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Nejat İşler 42 Yaşına Hastanede Girdi
Bir süredir sağlık sorunlarıyla gündeme gelen sanatçı, birçok önemli TV dizisi ve sinema filminde rol almış olsa da en çok Behzat Ç. dizisindeki Ercüment Çözer ve Barda filmindeki Selim rolleriyle hatırlanıyor. 1972 yılında İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu.28 Şubat 1972 yılında İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu. Feshane işçilerinden birinin torunu olan Nejat İşler, ilkokuldan sonra eğitimine Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nde devam etti. Ortamına alışamadığı yeni okulunda popüler olmak ve derslerinden kaçmak için okulun tiyatro koluna girdi. Kısa zamanda popüler olan Nejat İşler derslerini de boşluyordu. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye giremeyince, para kazanmak için çay partileri düzenlemeye başladı.Nejat İşleri umduğu gibi gitmeyince borca girdi. Borçlarını kapatabilmek için Mahmutpaşa'dan t-shirt alıp Teşvikiye'de bu t-shirtleri satma kararı aldı. Kış aylarında ise t-shirt yerine kitap, dergi ve plak sattı. İki sene sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf bölümünü kazanan Nejat İşler iki yıllık olan bölümden askerlik için iyi olmadığını düşünerek vazgeçti.On yıl kadar satış işleriyle uğraştıktan sonra Taksim'de dolaştığı birgün, bir tiyatro sahnesinde bedava gösterimde olan 'Danton'un Ölümü' adlı eseri seyretti. 'Ben niye bu işi yapmıyorum?' diye düşünen Nejat İşler, dayısının yanına gittiği Eskişehir'de konservatuar sınavına girmeye karar verdi ve kazandı. İstanbul'a döndüğünde, ilanını gördüğü Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümü'ne başladı. 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesi'nin devlet konservatuarı bölümünden mezun olana kadar devlet tiyatrosunda ve televizyon dizilerinde rol aldı.1995 yılında mezun olduktan sonra iki arkadaşıyla birlikte 'Kahramanlar ve Soytarılar Tiyatrosu'nu kurdu. Tiyatronun kurulmasından sonra kendi oyunları için hikayeler yazmaya başladı. 'Belki hiç okumayan biri de yazabilir bunları, benim yazı yazmamın nedeni yazmak değil, sadece oynayalım diye yazıyorum.' dediği, 'Tuhaf Şehir Hikayeleri', 'Biz Zavallı Erkekler' ve 'Yalnızlık Benim Gizli Sevgilim' adlı üç kitap yazdı. 41.Antalya Altın Portakal Ödülleri için Erkek Oyuncu dalında aday olarak gösterildi. Her fırsatta amacının başrol oynayıp şöhret olmak olmadığını belirten İşler, tek arzusunun yaptığı işi elinden geldiğinin en iyisi olarak yapmak olduğunu, tiyatro yaparken ölmek istediğini dile getirdi.1994 yılında rol aldığı ilk televizyon dizisi olan Gurur'dan sonra, Deli Yürek, Şehnaz Tango, Nasıl Evde Kaldım, Dedem, Gofret ve Ben, Aşk ve Gurur, Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizilerinde oynadı. 1999'da ilk sinema filmi Eylül Fırtınası'nda rol aldı. Mustafa Hakkında Herşey ve Anlat İstanbul filmleri ile sinema oyunculuğuna devam etti. 2000'li yıllarda da Gülbeyaz ve Behzat Ç. gibi dizilerin yanı sıra Barda ve Kaybedenler Kulübü gibi filmlerde de başarılı performanslar ortaya koydu. 17 Ocak 2014 günü septik şok tanısıyla Bodrum Acıbadem Hastanesi yoğun bakım ünitesine kaldırılan İşler'in hayati tehlikesinin kalmadığı bildirildi.Vatan
'Polis Bana Şalteri Kapatmamı Söyledi'
Korkmaz ailesine destek için gelen yaklaşık 80 avukat duruşmaya katılırken, 3 sanık avukatı hazır bulundu. Duruşmayı Hatay'dan gelen öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın avukat olan ağabeyi Gürkan Korkmaz da izledi. Duruşma öncesinde Adalet Sarayı önünde toplanan yaklaşık 80 kişi sık sık 'Ali İsmail Korkmaz ölümsüz' diye slogan attı. Kalabalıktakilerden bir-kaç kişi de Adalet Sarayı karşısındaki yaya üst geçit köprüsüne pankartlar astı. Duruşmada Sezer Zehir (39), Mehmet Aslan (35), İbrahim Arslan (30), Doğukan Bilir (24), Volkan Ferlidilek (38), Mustafa Ayaş (30), Mustafa Arslan (25), Erdoğan Gözseçen (53), Mehmet Beyazıt Mallı (49), Mehmet Avcı (56), Seyitcan Göl (19) ve Habil Duru (51) katıldı. Yılmaz Balkan ve Koray Demirel ise duruşmaya gelmedi. ESOGÜ Beyin Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi uzman doktor Sezer Zehir, olay akşamı nöbetçi olduğunu başka bir hastaneden sevkle gelen Ali İsmail Korkmaz'ı muayene ettiğini ve beyin cerrahisi yoğun bakım servisine yatış işlemini gerçekleştirdiğini söyledi. 'GÖRÜNTÜLERDEKİ PATRONUMU TESPİT ETTİM' Fırın işçisi Mehmet Aslan da olaylardan bir hafta önce başladığını belirterek 'Her gece olaylar oluyordu. Ben hamurhanede çalıştığım için dışarıdaki olayları görmüyordum ve bu konuda bilgim yok. Ancak olay gecesi bir gürültü duydum. Dışarı çıktığımda çöplerin yanında polis mi sivil mi birileri kim olduklarını bilemiyorum birilerini dövüyordu. Görüntülerini izledim jandarmada ifade verdim. Görüntülerdeki patronum İsmail Koyuncu'yu tespit ettim. Dövenleri de dövülenlerin de kim olduğunu bilmiyorum. Olay anında patronum İsmail Koyuncu'nun elinde sopa görmedim' diye konuştu. İbrahim Arslan'da kendisinin esnaf olduğunu belirterek 'Olay gecesi dükkanımın alarmı çaldı. İşyerine gittiğimizde sokağa gaz bombası atılmıştı. Polisler kardeşimi dövüyordu. Kardeşimin esnaf olduğunu söyleyip polislerin ellerinden aldık. Ali İsmail Korkmaz'ın dövüldüğünü görmedim' dedi. '7-8 KİŞİ BANA VURDU' Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencisi olan Doğukan Bilir de 'Espark önünde başlayan Gezi Parkı protesto eylemlerine katıldım. Yunus Emre Caddesi'ne yürüdük. Eylemler sırasında tanıştığımız arkadaşlar yanımdaydı. Bunlar arasında Ali İsmail Korkmaz da vardı. 3 kişiydik. TOMA su ve gaz sıkmayınca kaçmaya başladık. Fırının olduğu sokağa girdik. Ali İsmail de yanımızdaydı. Otele doğru kaçıyorduk. Yüzleri gaz maskeli 4-5 kişi ellerinde sopa ve coplarla karşımıza çıktı. Bizi kovalıyorlardı. Sivil giyimli ancak yüzünde maske olan sivil polis olduğunu düşündüğüm bana vurmaya başladı. Daha sonra 7-8 kişi oldular. Onlar da vurmaya başladı. Bana hangi örgütten olduğumu sordular, kimliğimi aldılar ertesi gün emniyetten almamı söylediler. Aldığım darbeler sonucu yere yığıldım. Beni bıraktılar. Gitmek istedim ancak darbeler nedeniyle yürüyemedim. Babamı aradım gelip beni aldı ve hastaneye götürdü. Beni döven polislerden şikayetçiyim. O sırada Ali İsmail Korkmaz'ı görmedim. Ona kimin vurduğunu da bilmiyorum' diye konuştu. Eskişehir Ticaret Borsası'nda çalıştığını belirten Volkan Ferlidilek ise kendisinin isim benzerliği yüzünden tanık olarak çağrıldığını söyledi. Ferlidilek 'Ben o tarihte şehir dışındaydım. Olayları da görmedim. beni yanlışlıkla tanık olarak göstermişler' dedi. Anadolu Üniversitesi'nde işçi olarak çalışan Mustafa Ayaş da 'Ben daha önceden Beşik Otel'in güvenlik kamerasının bakımlarını yapıyordum. Polisler beni aradı. Beşik Otel'deki güvenlik kamerası görüntülerini nasıl alabileceklerini sordu. Ben de işimin olduğunu söyleyerek gelemeyeceğimi belirttim. 2 gün sonra tekrar aradılar ve savcının talimatının olduğunu söyleyince otele geldim. Görüntülerin nasıl yedeklenebileceğini sordular. Onlara nasıl yedekleneceğini gösterdikten sonra otelden ayrıldım. Polislerin görüntülere el koyup koymadıkları bilmiyorum. Kamera görüntülerinde de dövülme olayını görmemiştim' diye konuştu. 'DAYAK YERKEN AĞABEYİM GELİP ESNAF OLDUĞUMU SÖYLEDİ' Esnaflardan Mustafa Arslan da 'Fırın önünde polislerden dayak yerken ağabeyim geldi ve benim esnaf olduğumu söyledi. Bunun üzerine polisler beni bıraktı. Polisler beni eylemsi sanıp dövmüş' dedi. 'OĞLUNUN DÖVÜLME GÖRÜNTÜLERİNİ KENDİSİNE İZLETTİM' Beşik Otel'in sahibi olan Erdoğan Gözseçen ise 'Olay gecesi oteldeydim. Gece 01.30 sıralarında Ercan Bilir'in oğlu Doğukan Bilir benim otelimin önünde dövülmüştü. Diğer olayları görmedim. Güvenlik kamerası görüntülerinin silindiği iddiasını basından öğrendim. Otelimdeki güvenlik kamerası görüntülerinin silinmesi söz konusu değildir. Olaylar sırasında eylemciler kaçarken otelime sığınmak istiyordu. Tuvaletleri kullanmak istiyordu. Bu nedenle kapıyı kapatıp şalteri indireceğim sırada polis kapıyı çalıp içeriyi girdi ve bana şalteri kapatmamı söyledi. Elektrikler kesmiş olduk. Yaklaşık 10-15 dakika şalteri inik kaldı. Daha sonra şalteri kaldırdık. Bu 10-15 dakikalık sürede güvenlik kameraları görüntü kaydetmedi. Sabah saatlerinde Doğukan Bilir'in babası Ercan Bilir otele geldi. Oğlunun dövülme görüntülerini kendisine izlettim. Benden görüntüleri istedi. Kendisine Emniyet ya da savcılık arkacılığıyla alabileceğini söyledim. Daha sonra polisler geldi görüntü aktarmayı bilmediğim için kendilerine hard diski verebileceğimi söyledim. Hard diski götürdüler ancak görüntüyü açamadıklarını belirterek geri getirdiler. Sonra Mustafa Ayaş görüntüleri açtı' şeklinde konuştu. Tanıklardan Mehmet Beyazıt Mallı ise 'Olayın meydana geldiği sokakta dövülme olayı vardı. Ancak kimin dövdüğünü kimin dövüldüğünü bilmiyorum' dedi. Olayın meydana geldiği sokakta esnaflık yapan Mehmet Avcı da 'Ali İsmail Korkmaz dövüldüğü sırada ben lokalde alkol alıyordum. Olay anını görmedim. Bir süre sonra dükkanıma gittiğimde eli sopalı ve gaz maskeli kişiler bir başka kişiyi döverlerken gördüm' diye konuştu. ÇAYCI: POLİSLER BANA DA VURMAYA BAŞLADI Çaycılık yapan Seyitcan Göl, 'Olay gecesi fırının önünde beklerken polisler gelip sopayla bana vurmaya başladı. Bu sırada fırın sahibi gelerek benim esnaf olduğumu söyledi. Beni döven polisleri de tanımıyorum' diye konuştu. KUAFÖR: EVİMİN PENCERESİNDEN UTANMIYOR MUSUNUZ DİYE BAĞIRDIM Erkek kuaförü olan Habil Kuru 'Geceleyin evimdeydim. Pencereden baktığımda sokakta polislerin ellerinde sopalar vardı. Dava konusunda tutuklu olan sivil bir kişiyi gördüm. 4-5 kişi bir kişiyi dövüyordu. Pencereden kendilerine doğru 'Utanmıyor musunuz?. 4-5 kişi bir kişiye saldırır mı?' diye bağırdım. O sırada fırıncı da olay yerindeydi' dedi. 11 NİSAN'A ERTELENDİ Duruşmaya katılan Korkmaz ailesi ile sanıkların avukatları mahkeme heyetine tanık beyanlarına karşı Kayseri 3'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde beyanda bulanacakları belirttiler. Eskişehir 1'inci Ağır ceza Mahkemesi heyeti gelmeyen Yılmaz Balkan ve Koray Demirel adlı tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 11 Nisan 2014 tarihine erteledi. Ali İsmail Korkmaz davası ile ilgili 14 tanıktan 12'si talimatla ifade verdi Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN-Saadet KEFAL / ESKİŞEHİR,(DHA)
Ünlü Komedyen Kalp Krizi Geçirdi
Ünlü komedyen Peker Açıkalın, nisan ayında vizyona girecek olan yeni filmi 'Gülcemal'in çekimleri sonrasında kalp krizi geçirdi. Bir haftadır Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi 'nin yoğun bakım servisinde tedavi gören ünlü oyuncunun, hayati tehlikeyi atlattığı belirtildi. Önceki gün yoğun bakım servisinden normal odaya alınan Peker Açıkalın 'ın kalbine 2001 yılında pil takılmıştı. Milyonların sevgilisi komedyenin 2011 yılında da kalbi durmuş, elektroşokla hayata döndürülmüştü. SABAH
İETT Otobüsünde Kadın Cinayeti
İstanbul'da yine bir kadın cinayeti işlendi. Eski sevgilisi olduğu iddia edilen kişinin silahlı saldırısına uğrayan Özge Gündoğan yaşamını yitirdi İstanbul Fatih'te dün akşam saatlerinde Mehmet Ekinözü isimli saldırgan tarafından, otobüs içerisinde tabancayla vurulan Özge Gündoğan kaldırıldığı hastanede dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Olay yerinden kaçan saldırgan Ekinözü Üsküdar Kirazlıtepe'de kendini ağaca asarak yaşamına son verdi. İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler 2. sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Özge Gündoğan, dün akşam saat 16.00 sıralarında, Fatih Millet Caddesi'nde bir İETT otobüsü içerisinde Mehmet Ekinözü tarafından tabancayla vurularak ağır şekilde yaralanmıştı. Genç kız, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Saldırgan ise kayıplara karıştı. Hastanede hayatını kaybetti AA ve CİHAN'nın ortak haberine göre, hastanede yoğun bakım ünitesine kaldırılarak tedavi altına alınan Özge Gündoğan, dün akşam saatlerinde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Öldürdükten sonra aynı gün kendini ağaca astı Olaydan sonra kayıplara karışan Mehmet Ekinözü ise dün akşam saatlerinde Üsküdar Kırazlıtepe'de kendini ağaca asarak intihar etti. Olay yerine gelen polis ekipleri, Mehmet Ekinözü'nün üzerinde bir tabanca buldu. Ekinözü'nün cenazesi morga kaldırılırken polisin olayla ilgili incelemesi sürüyor. T24
'Ölümcül Enfeksiyonlar Ellerden Bulaşıyor'
Klinik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Süda Tekin Koruk, ölümcül enfeksiyonların ellerden bulaştığını belirterek, “Yatan bir hastadan diğerine, sağlık personeli aracılığıyla enfeksiyonların bulaşması en korktuğumuz şeydir” dedi.Doç. Dr. Süda Tekin Koruk, yoğun bakım ünitelerinde vantilatör ilişkili pnömoni, kateter ilişkili idrar yolu enfeksiyonları, kan dolaşımı enfeksiyonlarının en önemli hastane enfeksiyonları olduğunu söyledi.“Enfeksiyonların, temas (direkt veya indirekt), hava yolu, damlacık yolu en suçlanan bulaşma yollarıdır” diyen Koruk, “Yatan bir hastadan diğerine, sağlık personeli aracılığıyla bulaşması en korktuğumuz şeydir. Bu yüzden hastane enfeksiyonlarının önlenmesinin bu konuda deneyimli bir ekibin olması ve buna maddi ve manevi güçlü bir hastane yönetimi desteği ile mümkün olacaktır.Hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde en önemli birim hastane enfeksiyon komitesidir. Hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli uygulama hastanın tanısına ve enfeksiyonu olup olmadığına bakılmaksızın bütün hastalara standart önlemlerin uygulanması ve el yıkamadır” dedi.'El yıkama ile enfeksiyonlar azalır'Hastane enfeksiyonlarının en önemli bulaşma yolunun sağlık personelinin elleri olduğunu dile getiren Doç. Dr. Süda Tekin Koruk, “El yıkama ile hastane enfeksiyonları yüzde 30 oranında azalır. Bu enfeksiyonların azaltılmasında en etkili ve maliyet etkin yöntem el yıkamadır” diye konuştu.Sağlık bakımı ile ilgili enfeksiyonların 3 nedenden dolayı oluştuğunu vurgulayan Koruk, sözlerini şöyle tamamladı:“Bunların ilk sebebi bazı hastane enfeksiyonlarında ölüm oranı çok yüksektir. İkincisi bazı hastane enfeksiyonları yüzde 30 oranında önlenebilir. Üçüncüsü ise hastane enfeksiyonlarının neden olduğu ekonomik kayıplar çok büyüktür.”(İHA)
Parmak Bebek Hayata Tutundu
Kütahya'da yaşayan ve Bayram Kaya (40) ile 21 yıllık evli Meryem Kaya (36), 12'si düşükle sonuçlanan gebeliklerinin 13'üncüsünde tüp bebek yöntemiyle hamile kalan ve 5 Kasım 2013'te Acıbadem Eskişehir Hastanesi'nde, sezaryenle, prematüre 600 gram ağırlığında bir bebek dünyaya getirdi. 'Muhammed Emir' adını verdikleri bebek, 113 gün süren yoğun bakım ünitesindeki tedavinin ardından taburcu edildi. 113 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDI Kaya çiftçi, bebekleriyle birlikte, doktor ve hemşireleriyle hastanede basın toplantısı düzenledi. Anne Kaya, bebeğinin 113 gün süren yoğun bakımında emeği geçen doktorlara ve hemşirelere teşekkür ederek, şöyle konuştu: 'Küçücük, benim dokunmaya bile kıyamadığım bebeğimi, bu hale getirdik şükür. 13'üncü bebeğim. Rabb'im, bunu kucağıma almamı nasip etti. Bu mutluluğu herkesle paylaşmak istedim çünkü çok umudunu kesen anneler var. Kimse umudunu kesmesin, biz çok mutlu olduk. Tıp o kadar güzel ilerledi. Böyle hocalarımız, hemşirelerimiz, özellikle böyle hastanelerimiz varken, kimse umudunu kesmesin.' Baba Kaya da 21 yıl süren evlat hasretinin sona ermesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 12 KEZ GEBE KALDI, 13'ÜNCÜDE MUTLU SONA ULAŞTI Hastanenin Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Ali Özatik ise '12 kez gebe kalmış bir kadının duyduğu annelik özlemi, 13'üncü gebeliğinde erken de doğsa mutlulukla sonlanmıştı ama bebeğimiz, küçük doğmuştu. Bebeğimiz, hastanemiz yenidoğan yoğun bakımda değerli hekim ve hemşire arkadaşlarımızın yoğun ilgisiyle bugün annesinin kucağında' ifadesini kullandı. Aynı hastanenin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kuşku ise Muhammed Emir bebeğin, bugün kilosunun 2 kilogram 200 gram ağırlığına ve boyunun da 28 santimetreden 45 santimetreye ulaştığını bildirdi. aksam.com.tr
Burnu ve Çenesi Kırılan Gaz Fişeği Mağduru Konuştu
Berkin Elvan’ın cenazesinden sonra İstiklal Caddesi’nde çıkan olaylarda yüzüne gaz fişeği isabet eden 20 yaşındaki İsa Kahraman’ın burnu ve çenesi kırıldı Berkin Elvan'ın cenazesinden sonra İstiklal Caddesi'nde yüzüne gaz fişeği isabet ederek burnu ve çenesi kırılan İsa Kahraman (20) hala yoğun bakımda. İstiklal'de bir falcının reklam panosunu taşıyarak geçinen Kahraman, 'İşten çıkmış internet kafeye gidiyordum. Davacıyım' dedi. Berkin Elvan’ın cenazesinden sonra İstiklal Caddesi’nde çıkan olaylarda yüzüne gaz fişeği isabet eden 20 yaşındaki İsa Kahraman’ın burnu ve çenesi kırıldı. Elif İnce 'nin Radikal'de yer alan haberine göre, çarşamba akşamı vatandaşların yardımıyla ambülansa sevk edilerek Şişli Etfal Hastanesi’ne kaldırılan Kahraman hala yoğun bakımda. Kahraman, İstiklal’de bir fal kafenin reklam panosunu taşıyarak geçimini sağladığını, eylem dolayısıyla işyerinin erken kapandığını ve oyun oynamak için Asmalımescit civarında bir internet kafeye doğru yürürken olayların ortasında kaldığını söyledi. TOMA'dan sıkılan tazyikli suyla yere düşerek sürüklendiğini, bu sırada polisin boya mermisi ve gaz fişeğiyle üzerine ateş ettiğini söyledi. ‘Plastik mermiyle kapsül sıktılar’ Baro avukatları vasıtasıyla suç duyurusunda bulunduğunu belirten Kahraman, olayı şöyle anlattı: “İşten çıktım. Patron ‘ bugün çalışma’ dedi, ben de tamam dedim paramı aldım gidiyordum. Baktım eylem var. Koşarak Adidas’ın orada internet var oraya gidiyordum oyun oynamaya, oradan da eve gidecektim. Baktım TOMA durduk yere bana su sıktı, ayağım kaydı düştüm. Tam ayağa kalkacaktım plastik mermiyle kapsül sıktılar ardı ardına. Durduk yere yaptılar. Suçum olsa haklılar ama hiçbir şey yapmadım, ‘dur dur’ anlamında el işareti yaptım. Sonra polisler yanımdan hiçbir şey olmamış gibi yürüyüp gitti. Birkaç kadın beni yerden kaldırarak ambulansa taşıdı. Davacıyım.” Ailesinin Nevşehir'de yaşadığını belirten Kahraman, hastanede refakatçisiz kalıyor. ÇHD: 3 yaralı var Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi de Berkin Elvan’ın cenazesi defnedildikten sonra İsa Kahraman’ın arasında olduğu ve durumları tıbben kritik olan 3 kişi (İsa Kahraman, İbrahim Yaman, Cengiz Çolak) hakkında bir açıklama yayınladı. ÇHD, açıklamasında 'Kamuoyunda olay günü kafasından vurulan bir pilavcı olduğu haberleri çıkmıştı. Bu bilgi doğru değil. Kafasından vurulan kişi İsa Kahraman’dır. İsa Kahraman’ın İstanbul’da kimsesi yok, yalnız kalıyor' dedi. Derneğin Şişli Etfal Hastanesi'nde yattığını tespit ettiği diğer iki yaralıyla ilgili açıklaması şöyle: 'İbrahim Yaman; 65 yaşında. Durumu son derece kritik. Hayati tehlikesi devam ediyor. 12 Mart günü Pangaltı’da polis müdahalesi sırasında devrilen bir aydınlatma direğinin altında kalmış. Ailesi de hastanede. Sağlık durumu son derece ağır, halen yoğun bakım ünitesinde tutuluyor. Hastanede diğer durumu ağır olan Cengiz Çolak ile avukat arkadaşlarımız henüz bir irtibat kuramadılar. Bu akşam ve yarın tekrar girişimlerde bulunulacak.' 'Avukatlar engellendi' Açıklamada, avukatların hastaneye girişlerinin engellenmeye çalıştığı da belirtildi: 'Dün gece hastaneye avukat arkadaşlarımızın girmesi önce engellenmeye çalışıldı ve Sağlık Bakanlığı tarafından verilen talimat gereği içeri sokulmayacakları söylendi. Avukat arkadaşlarımızın izlenimleri, her üç kişinin de mevcut durumlarının kamuoyundan saklanmaya çalışıldığı noktasındadır. Bu sabah ise tekrar hastaneye gidilmiş, görüşme ve bilgi alabilme sağlanmıştır. Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi olarak Şişli Etfal Hastanesindeki yaralılar hakkında girişimlerde bulunacağımızı ve takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.'T24
'Yoğun Bakımda 48 Saat Çok Önemli...'
Devlet Tiyatroları Yönetmeni ve İstanbul Şehir Tiyatroları'nın eski Genel Sanat Yönetmeni Kenan Işık hastaneye kaldırıldı. Beyin kanaması geçiren Işık, yoğun bakımda tedavi altına alındı. Kenan Işık'ı ziyaret eden Ayşenil Şamlıoğlu, 'Ameliyat bitti yoğun bakıma alındı. Durumu stabil, ilk 48 saat çok önemli dedi doktoru. Uyutuluyor şu anda...' dedi. Alınan bilgiye göre, Kenan Işık, Balmumcu'daki Renaissance İstanbul Bosphorus Otel'in saunasından çıkarken, ayağının kayması sonucu yere düşerek başını sert zemine çarptı. Işık hemen Amerikan Hastanesi'ne kaldırılarak ameliyata alındı. Ameliyat 3,5 saat sürdü. Sanatçı, ameliyatın ardından yoğun bakım servisinde tedavi görüyor. Hastaneden yapılan açıklamada, 'Kenan Işık, kafa travması geçirdiği ifade edilerek bilinci kapalı olarak ambulans ile saat 14.29'da hastanemiz Acil Servisi'ne getirilmiştir. Yapılan değerlendirmesinde beyin kanaması saptanarak, acil koşullarda ameliyata alınmıştır. Hayati tehlikesi devam etmekte olan hastamızın izlem ve tedavisi yoğun bakım ünitemizde sürmektedir' denildi.. KENAN IŞIK İÇİN KRİTİK 48 SAAT Kenan Işık'ın kaza geçirdiğini duyan sanatçı arkadaşları hastaneye gelerek ailesinden Işık'ın sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Hastane çıkışı basın mensuplarının sorularını yanıtlayan sanatçı Zerrin Özer, 'İnsanın hayatta çok sevdiği çok az insan oluyor. Onlardan bir tanesi. Dua edeceğim. 48 saat çok önemli dediler. Uyutacaklar. Umarım bütün dileğim bize dönmesi' şeklinde konuştu. Oyuncu Aliye Uzunatağan da, 'Ameliyatı başarılı geçmiş. 48 saati beklemek zorundayız. 48 saat sonra bilgi verecekler. Umarım o 48 saati geçireceğiz' dedi. Yapımcı Fatih Aksoy da, 'Öğrendiğim kadarıyla durumu gayet iyi. Doktorları ve ailesi daha doğru açıklamayı yapar. Ameliyatı çok iyi geçmiş' diye konuştu. DHA
Gaz Kapsülünün Son Kurbanı Mehmet Yoğun Bakımda
Silvan'daki BDP mitingi sonrası yaşanan polis müdahalesinde sağ kulağının arka kısmına isabet eden gaz kapsülü ile yaralanan Mehmet Ezer'in durumu iyiye gidiyor ancak yoğun bakımda tutulmaya devam ediliyor. Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde BDP 'nin düzenlediği mitingin ardından çıkan olaylarda sağ kulağının arka kısmına isabet eden ve gaz kapsülü olduğu belirtilen cisim nedeniyle yaralanan 10 yaşındaki Mehmet Ezer yoğun bakımda tutulmaya devam ediliyor. Dicle Üniversitesi genel sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, hastaneye getirildiğinde Ezer'in şuurunun gidip geldiğini ancak daha sonra açık olduğunu ve durumunun iyiye gittiğini söyledi. Yoğun bakım ünitesinde gözetim altında tutulan Mehmet Ezer'in, kendisini ziyaret eden Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile konuştuğu da belirtildi. Bu sabah saatlerinde tekrar görüşü alınan doktorlar Ezer'in durumunun şu an iyi olduğunu yineledi.  Ergun YILMAZ-Ferit ASLAN/DHA
Yanlış Tedavinin Faturasını Hasta Ödeyecek
Sağlık Bakanlığı, özel hastaneler yönetmeliğini değiştirdi Sağlık Bakanlığı özel hastane yönetmeliğini değiştirdi. Artık hastalar kendilerine uygulanan yanlış tedavinin de ücretini ödeyecek. Sivil toplum kuruluşları 'Hasta haklarına aykırı' derken, bakanlık yanlış tedavide yargıyı adres gösterdi. İdris Emen'in Radikal'de yer alan haberine göre, yeni düzenlemeyle daha önce yönetmelikte yer alan, ‘’Özel hastanede yatarak veya ayakta tedavi görmekte iken uygulanan tedaviye bağlı olarak komplikasyon gelişen hastalara gerekli tedavinin sağlanması veya müdahalenin yapılması için hastanenin imkânları tıbben yeterli değil ise hastanın ihtiyacı olan tıbbi hizmeti sunabilecek donanım ve yeterlilikteki kamu veya başka bir özel hastaneyle gereken koordinasyon sağlanarak hasta sevk edilir. Hastanın nakli ve sevk edildiği hastanedeki tedavisiyle ilgili zorunlu giderler sevk eden hastane tarafından karşılanır, hastadan talep edilemez. Hastadan ücret farkı da alınamaz’’ ibaresi tamamen kaldırıldı. Yani artık hasta kendisine uygulanan yanlış tedavinin de ücretini ödemek zorunda kalacak. Daha önce yanlış tedavi gördüğü için başka hastaneye sevk edilen hastaların tedavi giderleri, sevki gerçekleştiren hastane tarafından ödeniyordu. ‘Hastalar iki kez ücret ödemek zorunda kalacak' Yanlış tedavi bedelinin hastadan alınmasının hasta haklarına aykırı olduğunu söyleyen Hasta Hakları Derneği Başkanı Orhan Demir, yeni düzenlemeyi şöyle eleştirdi: “Bu düzenlemeyle hasta iki kez ücret ödemek durumunda kalacak. Hem zararı veren hastane hem de zararı gideren hastane hastadan ücret talep edecektir. Böyle bir düzenleme hasta haklarını ortadan kaldırmaktadır. Hastalar kendilerine zarar veren kurumlar aleyhine her zaman tazminat davası açabilirler. Ancak bu düzenleme hak arama bilincini kıran bir düzenlemedir.’’ ‘Özel hastaneler kollanıyor’ Yeni düzenlemenin özel hastanelerin menfaati gözetilerek yapıldığını söyleyen İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Ümit Şen ise yanlış tedavi ücretinin hastalardan alınmasını şöyle eleştirdi: ‘’İstanbul Tabip Odası olarak bizim genel talebimiz bütün sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması yönündedir. Ancak bu tarz düzenlemelerle hastaların lehine olan haklar da hastalardan geri alınıyor. Dolayısıyla her türlü tedavinin faturası hastalara çıkartılıyor. Bu düzenleme yapılırken hasta haklarını savunan dernekler ile sağlık çalışanlarının bağlı olduğu sivil toplum kuruluşlarının fikri alınmadı. Yeni düzenlenen özel hastaneler yönetmeliği tamamen özel hastanelerin menfaati üzerine kurgulanmıştır. Yönetmelikteki 40/A maddesinin kaldırılması, ortada olmayan bir hizmet bedelinin hastalardan alınması anlamına geliyor.’’ Sağlık Bakanlığı: Yargı yolu açık Tedavi sırasında ortaya çıkan komplikasyon yanlış tedaviden kaynaklandığı takdirde hastanın dava açabileceğini ve bu durumda tedavi ücretinin hastane tarafından karşılanacağını belirten Sağlık Bakanlığı ise düzenlemeyi şu açıklamayla savundu: ‘’İlgililerin kusurunun olmadığı durumlarda tıbbi müdahaleden kaynaklanan zararın tazmininden de sorumlu tutulmamaları gerekmektedir. Kusurlu bir tıbbi müdahale olmaksızın tıp merkezlerini, hastaların sevk edildiği hastanelerde yapılan teşhis ve tedavi masraflarından sorumlu tutmak hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Kaldı ki müdahalenin kusurlu olup olmadığı, zararın bu müdahaleden kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve tıp merkezlerinin bu zararın tazmininden sorumlu tutulup tutulmayacağı açılacak bir tazminat davasının konusudur. Bu durumda, tıp merkezinde yapılan bir müdahaleye bağlı olarak gelişen komplikasyonlar veya yoğun bakım hizmetine ihtiyaç olan durumlarda hastanın sevk edildiği, tedavisinin yapıldığı hastanedeki teşhis ve tedavi ile ilgili ücretlerin tıp merkezi tarafından karşılanacağı ve bu ücretin hastadan talep edilemeyeceği yolundaki düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.”T24