onedio
Görüş Bildir

Taciz Haberleri

Taciz ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Taciz ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Habertürk Spikeri Ela Rümeysa Cebeci Tacize Uğradığı Anları Paylaştı: "Devlet Beni Nasıl Koruyacak?"
Habertürk ekranlarında spikerlik yapan Ela Rümeysa Cebeci, sesi, güzelliği ve zarafetiyle dikkatleri üzerine çekmişti. Daha önce radyo programcılığı yapan ünlü spiker, Habertürk ekranlarında izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Ancak bu kez kendisini gündeme getiren konu mesleğiyle ilgili değil. Kendisini taciz eden adamın kanalın önünde beklemesini ifşalayan Cebeci, 'Devlet beni nasıl koruyacak?' diye sordu.
Aşkım Kapışmak'tan Tahammülsüzlük ve Şiddete Karşı "Genelevleri ve Kumarhaneleri Açın" Tavsiyesi!
Ünlü oyuncu Evrim Akın, YouTube kanalında dikkat çeken konuklar ağırlıyor. Konukları ile yaptığı sohbetlerle gündemden düşmeyen Akın, bu kez Davranış Bilimi Uzmanı Aşkım Kapışmak'ı konuk etti. Evlilik, ilişkiler ve günümüz toplumu üzerine konuşan Kapışmak, Evrim Akın'ın 'Neden bu kadar çok bahis, taciz, şiddet, tahammülsüzlük arttı?' sorusuna detaylı bir şekilde yanıt verdikten sonra tavsiyelerde de bulundu. Ünlü yazar, 'genelev ve kumarhaneleri açarsanız ülke rahatlar' dedi. İşte, detaylar...
Birbirinden Ünlü İsimler Evlerini İfşalayan Sosyal Medya Fenomenleri Yüzünden Taşınmak Zorunda Kalıyor
Sabah'tan Gökhan Gökduman'ın haberine göre, magazin manşetleri şu sıralar sosyal medya fenomenlerin ünlü isimlerin evini ifşa etmesiyle çalkalanıyor. Ünlülerin evinin adresini öğrenen TikTok ve YouTube fenomenlerinin canlı yayın açarak ünlüleri taciz etiği ve evlerini ifşa ettiği öğrenildi. Daha çok izlenme alabilmek adına sanatçıları takip eden sosyal medya fenomenlerinin son kurbanı ise Afra Saraçoğlu oldu. Evinin konumu ifşa edilen Saraçoğlu'nun evine hırsız girdiği öğrenildi. Birçok ünlünün aynı konudan muzdarip olduğu ve evlerini terk ettiği ortaya çıktı.Kaynak: Sabah
Kâbus Evinde 7 çocuk
Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarı üzerine operasyon başlattı Yoksul semtlerden iş ve eğitim vaadiyle topladığı 14 ile 17 yaşındaki 7 kız çocuğu Bakırköy’de eve kapatan Derya Hülagu Tetik, cinsel istismar ve çocuk pornosundan 79 yıl hapse çarptırıldı. 66 yaşındaki adam kendini “Onlara şefkatle yaklaştım, Eyüp Sultan’a götürdüm” diye savundu. Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, 23 Nisan 2010’da minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarını aldı. İhbarı değerlendiren Asayiş Şube Müdürlüğü polisleri Ataköy’deki daireye baskın düzenledi. Çocuklar fuhuşu anlattı İçeri giren polisler yatak odasında 1994 doğumlu mağdur S.K. ile karşılaştı. Evde kalan yaşları 14 ile 17 arasında değişen 7 kız çocuğu üç şüpheli hakkında şikâyetçi oldu. Çocuk yaştaki kızlar, fuhuş bataklığına nasıl sürüklendiklerini detaylarıyla anlattı. 17 yaşındaki S.K.’nın polise verdiği ifadesinde önce ağabey gibi kendilerine yaklaşan Derya Hülagu Tetik’in (66) hediyeler alıp para vererek güvenlerini kazandığını daha sonra da Bakırköy’deki evde kendileriyle cinsel ilişkide bulunduğunu söyledi. S.K., Tetik’in arkadaşları emlakçı Hamdi Ç.’nin de kızlara ilişki teklif ettiğini ancak kızların kabul etmediğini, eczacı Haluk S.’nin ise kızlarla oral yoldan cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Diğer mağdur kızlar da benzer ifadeler verdi. Biri tutuklu, üç şüpheli İfadeler doğrultusunda üç şüpheli gözaltına alındı. ‘Birden fazla çocuğun nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçundan Tetik tutuklanırken, diğer iki şüpheli de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bakırköy 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, önceki gün 18’inci celsede karara bağlandı. Son savunmasında mağdurlara herhangi bir cinsel eyleminin olmadığın aksine onlara şefkatle yaklaştığını söyleyen Tetik, “Onları her ay Eyüp Sultan’a götürürdüm. Yaşım bellidir, sağlık sorunlarım olduğu gibi fiziki yönden de cinsel istismar suçuna yönelik bir yapıya da sahip değilim. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diye kendini savundu. Diğer sanıklar da suçlamaları reddetti. Doğal olmayan cinsel CD’ler Mahkleme sanık Hamdi Ç.’yi delil yetersizliğinden dolayı beraat ettirdi. Sanıklardan Haluk S.’yi ise doğal olmayan cinsel içerikli CD’leri evinde bulundurmaktan 10 ay hapis cezasına, cinsel istismardan 8 yıl 4 ay hapse mahkûm etti. Mahkeme sanık Derya Hülagu Tetik’i de 7 kız çocuğunun birden fazla nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçlarından toplam 79 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm etti. T24
Develioğlu'ndan Kabataş Çağrısı
Gezi olayları esnasında Başbakan Erdoğan'ın iddiasıyla Kabataş'ta saldırıya uğradığı öne sürülen kadının kayınpederi Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu açıklama yaptı. Develioğlu, 'Ben inanıyorum ki oradaki gençler içinden mutlak ve mutlak birilerinin bir kayıt yaptığına inanıyorum. Burada bilgi sahibi olan ya da en azından bir çekim yapan, izan, irfan, insaf sahibi birileri elbette çıkacaktır. Bu işe katılmış pişmanlık duyan ve bununla ilgili bizi bilgilendirecek ilk kişiyle ilgili biz aile olarak şikayetçi olmayacağız' dedi. Bahçelievler Belediye Başkanı ve Ak Parti Belediye Başkanı Adayı Osman Develioğlu, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bahçelievler'deki bir restorandaki toplantıya Develioğlu'nun yanı sıra AK Parti İstanbul eski Milletvekili Fuat Bol da katıldı. Burada bir konuşma yapan Develioğlu, 10 yıldır Bahçelievler’de belediye başkanlığı yaptığını ve bu sürede çok önemli hizmetlerin gerçekleştiğini ifade etti. Konuşmasında 10 yıllık belediye başkanlığı döneminde yaptığı çalışmaları anlatan Develioğlu, 30 Mart yerel seçimleriyle ilgili olarak, '30 Mart yerel seçimleri daha çok bir genel seçim havası şeklinde gidiyor. Biz diyoruz ki seçimler gelen seçimle gider. Halkın iradesi üzerinde hiçbir irade olmadığını toplantılarımızda ifade ediyoruz' ifadelerini kullandı. Develioğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. GAZETECİLER ARASINDA 'SORU SORMA' GERGİNLİĞİ Bir gazetecinin 'Kabataş meselesi hakkındaki görüşlerinizi almak istiyorum. Kanallarda yayınlanan görüntülerden sonra bu konudaki yorumunuz nedir?' şeklindeki sorusu karşısında Osman Develioğlu, kısa bir süre sessiz kaldı. Bu esnada başka bir gazetecinin araya girerek, 'İsterseniz bu konuya hiç girmeyelim, bambaşka boyutlara taşımayalım' demesi üzerine, bir başka gazeteci de 'Gazeteci soru sorar. Başkan, cevabını verebilir' şeklinde karşılık verdi. Tekrar konuşmaya başlayan Develioğlu ise 'Burada seçime yakın bir görüşme yaparız diye düşünmüştük. Biz bu konuyu bir televizyon kanalında bir saat kadar tartıştık. Ben orada bütün bildiklerimi de söylemiştim. İsterseniz bu konuyu en sona bırakalım. Siz nasıl isterseniz ona göre cevap vereyim' ifadelerini kullandı. Develioğlu, gazeteciler arasında kısa bir gerginliğe sebep olan bu sorunun ardından gazetecilerin başka sorularına da yanıt verdi. KABATAŞ İDDİASI HAKKINDA Daha sonra bir gazetecinin tekrar Kabataş iddiasını hatırlatarak, 'İşin kamuoyunda tartışılan boyutu benim hiç umurumda değil. Bir gazeteci olarak, kim olursa olsun bir insanın beyanı esastır. Sizin bu noktadaki duygularınızı bir baba olarak merak ediyorum. Empatiden yoksun bir şekilde bunun tartışılıyor olması size ne hissettiriyor?' şeklindeki sorusuna Develioğlu, 'Ben başka bir toplantıda konuşuruz diye düşünmüştüm. Fuat Bey konuşursanız iyi olur dedi. 1 Haziran'da gelinimin başına bir hadise gelmiş ve ben olayı gece saat 12.00 civarında öğrendim. Bununla ilgili gerekli şikayetlerde bulunduk. Biraz önce beyefendinin de söylediği gibi kadın hakları noktasında 'beyan esastır' denen bir konuda ne oldu ki bir genç kızın başına bir olay geliyor ve birileri toptan burası iyidir diyor. Böyle bir mantık içine giriliyor, bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Yani bunun anlaşılabilmesi için bu yapanların 'yapmamıştır, iyidir' diyenlerin başına da mı gelmesi gerekiyor? Biz hiçbir zaman için toptan kötüleme yapmadık. Kızımızın başına burada bir güruh birşeyler getirdi, birşeyler yaptı. Buna 'yanlış' diyecek kadar bir düşünce içinde olmayıp da niye yapmaz gibi bir mantık içinde hareket ediyoruz? Bunu anlamıyorum. Ben görüntünün ne olup olmadığını bilmiyorum. Onun kararını ilgililer verir. Bir genç kızla 15 kişi niye dalaşır? Bir insanın öldürülmesi için, tacize uğraması için kaç saat gerekir. Kaç saatte size bir zarar verilebilir. Ya da bir tacizin taciz olduğunun söylenebilmesi için kaç kişinin yapması gerekir? Bir kişinin yaptığı taciz değil, bin kişinin mi yapması lazım? Arkadaşlar böyle olayların sizin de başınıza geleceğini düşünmeniz lazım. Başınıza geldiği zaman yanınızda birilerini görmek istiyorsanız, kim olursa olsun fikri, dini, zikri, meşrebi ne olursa olsun benim için insan önemli ve insanlara kimse haksız yere herhangi bir zülumde, eziyette bulunmamalıdır' diye konuştu. 'BİZİM KIZIMIZIN BAŞINA GELEN OLAYLAR BİR ÇOK KIZIN BAŞINA GELDİ' 'Kızımın başına bir olay gelmiş, o günün şartlarında değerlendirilmiyor, bugüne göre değerlendiriliyor' diyen Osman Develioğlu konuşmasına şu şekilde devam etti: '(Görüntülerde) Arabalar önünden vızır vızır geçiyormuş. 150 metre ileride Dolmabahçe'de neredeyse bir kavga var. İnsanlar oradan kurtularak kaçıyorlar. Niye bu gözardı ediliyor? Türkiye'nin her yeri kamerayla mı dolu ki bir şeyi anlatmak için kamera kaydı mı gerekiyor? Bu olay bir tek bizim kızımın başına gelmedi, bir çok kızın başına geldi. Benim tanıdığım bir çok insan var. Ancak kamuoyunda bizim kızın ismi tartışılıyor. Çocuğumuz sıkıntı içinde. Her dinlediğinde sıkıntıyı çekiyor, bizde bu sıkıntıyı çekiyoruz. İnsanları bu kadar fütursuzluk yapması canımı sıkıyor.' 'O GENÇLER ARASINDAN İZAN, İRFAN, İNSAF SAHİBİ BİRİLERİ ELBETTE ÇIKACAKTIR' 1 Haziran'dan Kabataş görüntülerinin televizyonda ortaya çıktığı güne kadar evlerinde konuyu konuşmadıklarını kaydeden Develioğlu, 'Bizim için yok olduğunu kabul edelim dedik. 'Pat' diye ne hikmetse 8 buçuk ay sonra böyle bir şey ortaya çıktı. O görüntü daha evvelden yok muydu, niye şimdi çıktı ortaya? Bir genç kızın hayatı üzerinden böyle bir işlem yapılmaz. Şu anda sizin vasıtanızla bir şey söylemek istiyorum. Ben inanıyorum ki oradaki gençler içinden mutlak ve mutlak birilerinin bir kayıt yaptığına inanıyorum. Burada bilgi sahibi olan yada en azından bir çekim yapan, izan, irfan, insaf sahibi birileri elbette çıkacaktır. Bu işe katılmış pişmanlık duyan ve bununla ilgili bizi bilgilendirecek ilk kişiyle ilgili biz aile olarak şikayetçi olmayacağız. Bunu da bazı şeylerin ortaya çıkması için söylüyorum. Biz genel olarak şikayetçi olduk bıraktık gerisini emniyetimiz çözer dedik. O günler konuşuldu ancak 8 buçuk ay sonra tekrar konuşulması hem bizi üzdü, kamuoyunda da üzülenler oldu. Muhtemelen çıkar diye düşünüyorum ve böyle biri de gelirse o kişiyle ilgili kızımıza da söyleriz ve şikayetçi olmayız. Tekrar söylüyorum, biz orada bu olayları yapanları suçluyoruz, başkalarını suçlamıyoruz' şeklinde konuştu.Enver ALAS - İSTANBUL / DHA
O Gece Ali İsmail Gibi 21 Kişi Daha Dövülmüş
Ali İsmail Korkmaz'ın dövüldüğü gece Eskişehir'de çoğu üniversite öğrencisi 21 kişi daha polis tarafından dövüldüüğü ortaya çıktı. Şikâyete rağmen polisler belirlenemedi Eskişehir’deki Gezi eylemleri sırasında üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dövüldüğü saatlerde, şehrin birçok noktasında polislerin birçok kişiyi dövdüğü ortaya çıktı. 21 genç daha o gece polislerce dövüldükleri, sürüklendikleri, coplandıkları ve copla taciz edildikleri iddiasıyla şikâyetçi oldu. Bu gençler arasında, Gezi Parkı eylemine katılmadığı halde yediği dayak nedeniyle kafatası kırılan, beyin kanaması geçiren Gürcü öğrenci Akaki Avaliani de var. Avaliani, kafatasında göçme olduğu ve beyin kanaması geçirdiği saptanınca ameliyata alındı. Sağ kolu felç olan Avaliani henüz hastanedeyken, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, memura direnme, kamu malına zarar, mala zarar ve hakaret suçlarından şüpheli sıfatıyla dinlendi. ‘Kasten öldürme ve yaralama’ iddiasıyla haklarında soruşturma açılan polisler aradan sekiz ay geçmesine rağmen belirlenemedi. Avaliani’nin dövüldüğü noktaya bakan bir güvenlik kamerasının teslim alınması görevi, Ali İsmail Korkmaz’ın görüntülerini sildiği öne sürülen bilirkişiye verildi. Pasajdaki dehşeti anlattılar İsmail Saymaz 'ın Radikal'de yer alan haberine göre, Anadolu Üniversitesi’nde okuyan Evrim Kavran, Gülşah Çetinbaş ve Coşkun Anayurt, o gece kent merkezinde bulunan Kanatlı AVM’ye yürürken patlama sesi duydular. Üç arkadaş bir pasaja sığındı. İddiaya göre içerideki polisler, gelenleri coplamaya başladı. Üniversite öğrencisi Evrim Kavran o pasajda yaşananları şöyle anlattı: “Coplarla bacaklarıma vurunca yere düştüm. Yerdeyken vücuduma, kafama tekme ve copla vuruyorlardı. Ayağa kalkmaya çalıştığımda bir polis, saçlarımdan tutup sırtıma yumrukla vurdu. Porsuk Çayı önünde yerde yatan birçok insan, üzerlerinde polisler vardı. Polisler Gülşah’a yöneldi. Gülşah’ın bulunduğu dükkâna kaçtım. Polisler tekmeyle dükkânın kapısını kırdı. Bir polis üstümdeki kanı görünce koruma amaçlı sarıldı ve dükkânın içine çekti. Diğerleri ‘Sen bir o... koruyorsun’ diye bağırdı. Beni koruyan polis, ‘Buradan çıkma’ dedi. Kapıyı üstümüze kapattı. Dışarıdan çığlıklar geliyordu. Yaşlı bir amca bizi üst kata çıkarıp su verdi. On dakika sonra Coşkun bizi hastaneye götürdü. Yüzüm kan içindeydi. Burnum şiş, dudağım patlak, burnum ve dizlerim kanıyordu.” Kavran’ın muayenesinde vücudunun her yerinde morluk ve burnunda çatlak saptandı. Dayak yediğini iddia eden öğrencilerden Gülşah Çetinbaş ise “Polis çelmesiyle yere düştüm. Düşünce cop ve tekmelerle vurdular. Yüzümü korumak için kafamı kaldırdığımda sağımda dört tane postal gördüm. 10-15 dakika boyunca vurdular. Hayatımdan endişe etmeye başladım” dedi. Bircan Herdem ve Aylin Önen de eyleme katılmadıkları halde dayak yediklerini iddia etti. Herdem ifadesinde, “Coplarla vurdular, yüzüme sprey sıktılar. Her seferinde farklı bir polis gelip darp etti. Polislerden biri koşup tekme attı, yere düştüm. Sürüklediler” dedi. Coplu taciz Üniversiteli Can Ersoy, Oğuzhan Dönmez, Çiler Kayabaşı ve Çağatay Dirilgen ise eyleme katılmak için gittikleri Yunus Emre Caddesi’nde polisler tarafından dövüldü. Dayak yediklerine dair şikâyette bulunan öğrencilerden Ersoy, polislerin kendisini copla taciz ettiğini öne sürdü. T24
Alevilerden Suç Duyurusu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın yargılandığı davayla ilgili yaptığı telefon konuşmalarının ortaya çıkması ve eski Adalet Bakanı Ergin’in hâkimin Alevi olduğu yönünde bilgi aldığını söylemesi Alevi derneklerini ayağa kaldırdı. Alevilerin fişlendiğini ve tehdit altında olduklarını belirten Alevi derneklerinin temsilcileri Erdoğan ve Ergin hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül Ses kayıtlarında ortaya çıkan konuşmalar sürpriz değil, biz zaten bu durumu biliyorduk. Bu insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Bu hem nefret suçları hem de ırkçılık kapsamına girer. Böyle bir algı tüyler ürperten bir durum. Alevi toplumunun tamamı tehlikede demektir. Alevilere yönelik fiili katliamlar dönemi geçici olarak kapandı. Başbakan’a göre artık taciz etmek, aşağılamak, sürekli kontrol altında tutmak lazım. Alevi toplumuna mensup insanların tamamı bu ülkede fişlenmiştir. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel Çıkan ses kaydı Başbakan Erdoğan’ın Alevilere yönelik öfke, kin, nefret dilinin, ayrıştırıcı, ötekileştirici tavrının bir kanıtıdır. Bu ses kaydı ibret vesikasıdır, kınıyorum, lanetliyorum. Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir Başbakan Alevilere yönelik nefret söylemini sürdürüyor. Alevilere yönelik bu fişleme ve hakareti yargıya taşıyacağız. Erdoğan ve Ergin hakkında suç duyurusunda bulunacağız.Cumhuriyet
F-16'lar Suriye Sınırına Gönderildi
GENELKURMAY Başkanlığı, Suriye uçaklarının sınıra yaklaşması üzerine F-16 uçaklarının bölgeye gönderildiğini, sınırda devriye görevi uçuşu yapan bir uçağın ise Suriye’deki füze sistemi tarafından radar kilidi muhafaza edilerek taciz edildiğini açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinden yaptığı açıklamada Hatay’ın Yayladağı İlçesi’nin güneyinden ve Reyhanlı İlçesi’ndeki Cilvegözü Sınır Kapısı’nın güneyinden Suriye’ye ait 2 SU-24 uçağının sınıra yaklaştığını belirtti. Açıklamada, 'Bunun üzerine Türkiye-Suriye hudut bölgesinde Hava Muharebe Devriye Görevi icra eden 4 adet F-16 uçağımız, bölgeye yönlendirilmiş, ancak söz konusu hava araçlarından biri sınırımıza 3.6 deniz mili kala, diğeri de 4.5 deniz mili kala geri dönerek bölgeden uzaklaşmıştır. Ayrıca, Türkiye-Suriye hudut hattı boyunca icra edilen devriye görevi esnasında, 1 adet F-16 uçağımıza Hatay üzerinde iken, Suriye’de konuşlu SA-2 füze sistemi tarafından, 10 saniye süre ile radar kilidini muhafaza etmek suretiyle tacizde bulunulmuştur' denildi.Milliyet