Görüş Bildir

Hadise Haberleri

22 Ekim 1985 doğumlu, Belçika ve Türk asıllı pop şarkıcısıdır. 2003 yılında müzik sektörüne giriş yapmış ve aktif olarak kariyerine devam etmektedir.

Hadise

Belçika doğumlu olan Hadise Açıkgöz, Sivaslı bir ailenin kızıdır. Kariyer yolculuğuna 18 yaşında başlayan Hadise, Idool yarışması ile sektöre ilk adımını attı. Bu yarışmadan derece alamayan şarkıcı, aylar sonra bir albüm teklifi aldı. 2005'te ilk stüdyo albümünü yayınladı. Beraberinde ikinci stüdyo albümünü de yayınlayan Hadise, 2008 yılında ''Deli Oğlan'' parçasını albümüne ekleyerek, kitlesini genişletti. Bu başarısı görülmüş olacak ki 2009 yılında Türkiye'yi Eurovision'da temsil edeceği açıklandı. ''Düm Tek Tek'' şarkısıyla yarışmada beğeni kazanan Hadise, dördüncü olarak yarışmayı bitirdi. Bu yolculuğundan sonra birçok çalışmaya imza atan Hadise, sevenlerine yeni şarkılara üretmeye devam etmektedir. Şarkıcının güncel olarak 2 milyondan fazla dinleyici kitlesi bulunmaktadır.

Popüler İçerikler

Modaya Yön Veren Ünlü İsimlerin İçinde En İyi Giyinen Hangisi?
Cesur ve özgün giyim tarzlarıyla dikkatleri üzerlerine çeken ünlü isimler, adeta moda dünyasının nabzını tutuyorlar. Kırmızı halı etkinliklerinden günlük hayata kadar geniş bir alanda tarzlarını sergileyen ünlü isimler, hem sokak modasına yön veriyorlar hem de haute couture tasarımlarıyla ilham kaynağı oluyorlar. Görsel şölenleriyle her zaman dikkat çeken ünlü isimlerin tarzlarını değerlendirmek, moda tutkunları için ilham verici bir deneyim! O zaman birlikte kombinlere göz atalım!'Bu içerik marka iş birliği içeriyor.'Önerdiğimiz ürünleri seveceğinizi umuyoruz! Bu içerikten alışveriş yapmaya karar verirseniz, Onedio sayfadaki bağlantılardan gelir elde edebilir. Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.''Bu içerik 13.03.2024 tarihinde oluşturulmuştur, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.''
Develioğlu'ndan Kabataş Çağrısı
Gezi olayları esnasında Başbakan Erdoğan'ın iddiasıyla Kabataş'ta saldırıya uğradığı öne sürülen kadının kayınpederi Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu açıklama yaptı. Develioğlu, 'Ben inanıyorum ki oradaki gençler içinden mutlak ve mutlak birilerinin bir kayıt yaptığına inanıyorum. Burada bilgi sahibi olan ya da en azından bir çekim yapan, izan, irfan, insaf sahibi birileri elbette çıkacaktır. Bu işe katılmış pişmanlık duyan ve bununla ilgili bizi bilgilendirecek ilk kişiyle ilgili biz aile olarak şikayetçi olmayacağız' dedi. Bahçelievler Belediye Başkanı ve Ak Parti Belediye Başkanı Adayı Osman Develioğlu, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bahçelievler'deki bir restorandaki toplantıya Develioğlu'nun yanı sıra AK Parti İstanbul eski Milletvekili Fuat Bol da katıldı. Burada bir konuşma yapan Develioğlu, 10 yıldır Bahçelievler’de belediye başkanlığı yaptığını ve bu sürede çok önemli hizmetlerin gerçekleştiğini ifade etti. Konuşmasında 10 yıllık belediye başkanlığı döneminde yaptığı çalışmaları anlatan Develioğlu, 30 Mart yerel seçimleriyle ilgili olarak, '30 Mart yerel seçimleri daha çok bir genel seçim havası şeklinde gidiyor. Biz diyoruz ki seçimler gelen seçimle gider. Halkın iradesi üzerinde hiçbir irade olmadığını toplantılarımızda ifade ediyoruz' ifadelerini kullandı. Develioğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. GAZETECİLER ARASINDA 'SORU SORMA' GERGİNLİĞİ Bir gazetecinin 'Kabataş meselesi hakkındaki görüşlerinizi almak istiyorum. Kanallarda yayınlanan görüntülerden sonra bu konudaki yorumunuz nedir?' şeklindeki sorusu karşısında Osman Develioğlu, kısa bir süre sessiz kaldı. Bu esnada başka bir gazetecinin araya girerek, 'İsterseniz bu konuya hiç girmeyelim, bambaşka boyutlara taşımayalım' demesi üzerine, bir başka gazeteci de 'Gazeteci soru sorar. Başkan, cevabını verebilir' şeklinde karşılık verdi. Tekrar konuşmaya başlayan Develioğlu ise 'Burada seçime yakın bir görüşme yaparız diye düşünmüştük. Biz bu konuyu bir televizyon kanalında bir saat kadar tartıştık. Ben orada bütün bildiklerimi de söylemiştim. İsterseniz bu konuyu en sona bırakalım. Siz nasıl isterseniz ona göre cevap vereyim' ifadelerini kullandı. Develioğlu, gazeteciler arasında kısa bir gerginliğe sebep olan bu sorunun ardından gazetecilerin başka sorularına da yanıt verdi. KABATAŞ İDDİASI HAKKINDA Daha sonra bir gazetecinin tekrar Kabataş iddiasını hatırlatarak, 'İşin kamuoyunda tartışılan boyutu benim hiç umurumda değil. Bir gazeteci olarak, kim olursa olsun bir insanın beyanı esastır. Sizin bu noktadaki duygularınızı bir baba olarak merak ediyorum. Empatiden yoksun bir şekilde bunun tartışılıyor olması size ne hissettiriyor?' şeklindeki sorusuna Develioğlu, 'Ben başka bir toplantıda konuşuruz diye düşünmüştüm. Fuat Bey konuşursanız iyi olur dedi. 1 Haziran'da gelinimin başına bir hadise gelmiş ve ben olayı gece saat 12.00 civarında öğrendim. Bununla ilgili gerekli şikayetlerde bulunduk. Biraz önce beyefendinin de söylediği gibi kadın hakları noktasında 'beyan esastır' denen bir konuda ne oldu ki bir genç kızın başına bir olay geliyor ve birileri toptan burası iyidir diyor. Böyle bir mantık içine giriliyor, bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Yani bunun anlaşılabilmesi için bu yapanların 'yapmamıştır, iyidir' diyenlerin başına da mı gelmesi gerekiyor? Biz hiçbir zaman için toptan kötüleme yapmadık. Kızımızın başına burada bir güruh birşeyler getirdi, birşeyler yaptı. Buna 'yanlış' diyecek kadar bir düşünce içinde olmayıp da niye yapmaz gibi bir mantık içinde hareket ediyoruz? Bunu anlamıyorum. Ben görüntünün ne olup olmadığını bilmiyorum. Onun kararını ilgililer verir. Bir genç kızla 15 kişi niye dalaşır? Bir insanın öldürülmesi için, tacize uğraması için kaç saat gerekir. Kaç saatte size bir zarar verilebilir. Ya da bir tacizin taciz olduğunun söylenebilmesi için kaç kişinin yapması gerekir? Bir kişinin yaptığı taciz değil, bin kişinin mi yapması lazım? Arkadaşlar böyle olayların sizin de başınıza geleceğini düşünmeniz lazım. Başınıza geldiği zaman yanınızda birilerini görmek istiyorsanız, kim olursa olsun fikri, dini, zikri, meşrebi ne olursa olsun benim için insan önemli ve insanlara kimse haksız yere herhangi bir zülumde, eziyette bulunmamalıdır' diye konuştu. 'BİZİM KIZIMIZIN BAŞINA GELEN OLAYLAR BİR ÇOK KIZIN BAŞINA GELDİ' 'Kızımın başına bir olay gelmiş, o günün şartlarında değerlendirilmiyor, bugüne göre değerlendiriliyor' diyen Osman Develioğlu konuşmasına şu şekilde devam etti: '(Görüntülerde) Arabalar önünden vızır vızır geçiyormuş. 150 metre ileride Dolmabahçe'de neredeyse bir kavga var. İnsanlar oradan kurtularak kaçıyorlar. Niye bu gözardı ediliyor? Türkiye'nin her yeri kamerayla mı dolu ki bir şeyi anlatmak için kamera kaydı mı gerekiyor? Bu olay bir tek bizim kızımın başına gelmedi, bir çok kızın başına geldi. Benim tanıdığım bir çok insan var. Ancak kamuoyunda bizim kızın ismi tartışılıyor. Çocuğumuz sıkıntı içinde. Her dinlediğinde sıkıntıyı çekiyor, bizde bu sıkıntıyı çekiyoruz. İnsanları bu kadar fütursuzluk yapması canımı sıkıyor.' 'O GENÇLER ARASINDAN İZAN, İRFAN, İNSAF SAHİBİ BİRİLERİ ELBETTE ÇIKACAKTIR' 1 Haziran'dan Kabataş görüntülerinin televizyonda ortaya çıktığı güne kadar evlerinde konuyu konuşmadıklarını kaydeden Develioğlu, 'Bizim için yok olduğunu kabul edelim dedik. 'Pat' diye ne hikmetse 8 buçuk ay sonra böyle bir şey ortaya çıktı. O görüntü daha evvelden yok muydu, niye şimdi çıktı ortaya? Bir genç kızın hayatı üzerinden böyle bir işlem yapılmaz. Şu anda sizin vasıtanızla bir şey söylemek istiyorum. Ben inanıyorum ki oradaki gençler içinden mutlak ve mutlak birilerinin bir kayıt yaptığına inanıyorum. Burada bilgi sahibi olan yada en azından bir çekim yapan, izan, irfan, insaf sahibi birileri elbette çıkacaktır. Bu işe katılmış pişmanlık duyan ve bununla ilgili bizi bilgilendirecek ilk kişiyle ilgili biz aile olarak şikayetçi olmayacağız. Bunu da bazı şeylerin ortaya çıkması için söylüyorum. Biz genel olarak şikayetçi olduk bıraktık gerisini emniyetimiz çözer dedik. O günler konuşuldu ancak 8 buçuk ay sonra tekrar konuşulması hem bizi üzdü, kamuoyunda da üzülenler oldu. Muhtemelen çıkar diye düşünüyorum ve böyle biri de gelirse o kişiyle ilgili kızımıza da söyleriz ve şikayetçi olmayız. Tekrar söylüyorum, biz orada bu olayları yapanları suçluyoruz, başkalarını suçlamıyoruz' şeklinde konuştu.Enver ALAS - İSTANBUL / DHA
16 Maddede Akdeniz Üniversiteli Olmak
Girer girmez Atatürk maskının verdiği rahatlıkla 'İyi ki burayı yazmışım.' dedirten Akdeniz Üniversitesi. Burayı tercih etmeyi düşünen arkadaşlarımıza referans olması ve hala okuyan ya da mezun olan arkadaşların biraz gülümsemesi için. Antalya adeta cehenneme sınır komşusu, Türkiye'nin magmaya en yakın noktası olsa da burada yaşamanın verdiği keyfi anlatmaya kelimeler yetmez belki de. Yeniler için gelin sizleri neler bekliyor birlikte bakalım.
Hadise, İzmir'de Hayranlarını Coşturdu!
İzmir’de konser veren Hadise, müthiş performansıyla İzmirli hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı.İzmir’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerinde kapsamında sahneye çıkan pop müzik şarkıcısı Hadise, hayranlarını coşturdu.TAM NOT ALDIKonseri yaklaşık 30 bin kişi izledi, Cumhuriyet Meydanı’nda yer bulamayan vatandaşlar, Hadise’ye çevredeki binaların balkon ve çatırlarında eşlik etti. Etkinlik kapsamında havai fişek gösterisi düzenlendi. Ardından sahneye çıkan Hadise’ye kalabalık büyük bir coşkuyla katıldı. Güzel şarkıcıya 4 dansçı eşlik ederken Hadise, şarkılarını Türkçe ve İngilizce olarak seslendirdi. Kıyafetleri ve danslarıyla ilgi çeken şarkıcıya özellikle genç hayranları büyük ilgi gösterdi. 1.5 saat sahnede kalan Hadiye, siyah kostümü ve performansıyla tam not aldı.BAŞKAN ŞAHİN, HADİSEYE PLAKET VE ÇİÇEK VERDİKonserin sonunda CHP’li Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, eşi Nurdan Şahin ile birlikte Hadise’ye plaket ve çiçek verdi. Başkan Şahin, şu açıklamaları yaptı:“Belediye Meclis Üyesi kadromuz kadınlarımızla başlıyor. İlk sıralarımız kadın adayımızın. 31 belediye meclis üyemizin, 11’i kadınlarımızındır. Bizim kadınlarımıza sözde değil özde değer verdiğimizi dünya alem bilsin. Biz bu ruhla yetiştik. Atatürk’ün çocukları ve torunları olarak hiç kimseyi ötekileştirmedik. ‘Ne dil, ne ırk, ne mezhep’ dedik. Bir tek şey dedik, o da, ‘Bu ülke tek vatan, tek millet, tek bayrak. Ne Mutlu Türküm Diyene’ dedik.”
Bakan Lütfi Elvan'dan Berkin Elvan Yorumu: 'Elbette Üzücü Ama...'
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Berkin Elvan'ın ölümüyle ilgili 'Elbette üzücü bir hadise ama bunu illegal bir takım gösterilerle, vatandaşlarımızı rahatsız eden geçmişte de yaşadık... Gezi olaylarında işte araçları tahrip ederek, camları kırarak bunlar demokrasinin yol ve yöntemleri değil' dedi.Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Gezi Parkı eylemleri sırasında bakkala ekmek almak için giderken başına atılan gaz fişeği nedeniyle aylardır kaldığı komadan çıkamayarak hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümünden büyük üzüntü duyduğunu söyledi.BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ Elvan, Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü’nde gazetecilerin Berkin Elvan ile ilgili sorularını yanıtladı. Elvan, “Çok üzüldük gerçekten. Ailesine baş sağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin. Biz tabi bu tür olayların hiçbir şekilde tekerrür etmemesini diliyoruz. Son derece üzücü bir hadise. Allah mekanı cennet eylesin” dedi. ELBETTE ÜZÜCÜ BİR HADİSE AMA Bakan Elvan, bir gazetecinin Berkin Elvan’ın hayatını kaybetmesinin ardından çeşitli yerlerde protesto gösterileri yapıldığını hatırlatması üzerine, şunları söyledi: “Bunlar doğru şeyler değil. Elbette orada olay anında cereyan etmiş bir hadise. Ama bunu sağduyu içerisinde karşılamalıyız. Elbette üzücü bir hadise ama bunu illegal bir takım gösterilerle, vatandaşlarımızı rahatsız eden geçmişte de yaşadık. Gezi olaylarında işte araçları tahrip ederek, camları kırarak bunlar demokrasinin yol ve yöntemleri değil. Bunlardan artık Türkiye ’nin sıyrılması gerekiyor. Türkiye’nin gerçek anlamda o kafa yapımızda demokratik ülke yapısı neyse onun insanların kafasında oluşması lazım artık. Biz çok önemli bir demokratikleşme alanında gelişme kaydettik. Dolayısıyla bunun yol ve yöntemi de yasalar çerçevesinde ne yapılacaksa yasalar çerçevesinde yapılmalı. Elbette üzücü bir hadise. Allah rahmet eylesin diyoruz' DHA- Elif DEMİRCİ
Okmeydanı'nda Öldürülen Burak Can'ın Babası Konuştu
Okmeydanı'nda başından vurularak öldürülen Burak Can Karamanoğlu'nun babası Halil Karamanoğlu, oğlunun olayları izlerken vurulduğunu söyledi. Baba, olaya 'bedava ölüm' diye tepki gösterirken, Can'ın akrabası olayda 'tartışan gruplar' diye bir şey olmadığını açıkladı. Dün gece Okmeydanı'nda yaşanan olayda hayatını kaybeden 22 yaşındaki Burak Can Karamanoğlu'nun babası Halil Karamanoğlu, cenazenin getirildiği Adli Tıp Kurumu önünde gazetecilere açıklama yaptı. Acılı baba, ' Akşam evde yemeğe geldim. Oğlum da işten geldi. Yemek yedik. Ben çıkıyorum dedim. Benden sonra annesine dışarı çıkıyorum demiş. Annesi de dışarıda olaylar var çıkma demiş. Benim evim ana caddeye yakın. Bizim olduğumuz muhitte olay olmaz. 200 metre yukarıda. Olayların kaynağının olduğu yerde vatandaşlar toplu halde yürüyerek geliyorlar. Işıklar da sönük. Saat 6'da ışıkları söndürdüler. Bunlar da üç arkadaş kol - kola giriyorlar. Caddenin kenarında bunları gözlüyorlar. Onlar, onların üzerine geliyor. Hepsi beş dakikada biten iş. Çocuğun eve gelip, dışarıya çıkıp hadisenin olması hepsi on dakika. 10 dakikanın içerisinde kör kurşun geliyor. İsabet ediyor. Kurşun eylemcilerden gelmiş' dedi. 'Herhangi bir kavga yaşanmış mı' sorusuna baba Karamanoğlu, 'Hayır bizimkilerde bir şey yok. Bizimkiler sadece onlara bakıyor, merak işte genç çocuklar. 22 yaşında genç çocuk. Merak edip bakıyorlar. Gidiyorlar üç arkadaşıyla beraber. Karanlık tabi. Zifiri karanlık. Mermi nereden geliyor. Olduğu yere yıkılıyor. Yanındaki arkadaşı dürtüyor. Ne oluyor diyor. Ses yok. Düşüyor olduğu yere. Yüzünü vuruyor. Dudağı yarılıyor. Bedava ölüm. Bir mağazada çalışıyordu. Üç ay oldu askerden geleli. Benim sağla, solla herhangi bir şeyle ilgim yok. Biz hep Türk milletiyiz. Türk'üz. Vatanımız tek. Bu olayları biz tasvip etmiyoruz. Nedir yani. Okmeydanı'nda kırmadıkları dükkan, yer kalmadı. Yaktılar, yıktılar her tarafı. Böyle şey yok. Polis yok. Bir tane polis önlerine çıkıp nereye gidiyorsun arkadaş diyen yoktu. Herkesin evladı var. Benim canım yanıyor. Yarın başkasının canı yanar. Yazık, günah bu millete. Bu gençlere yazık. Birlik beraberlik olacağız.' şeklinde cevap verdi. “KARŞIT GRUP DİYE BİR ŞEY YOK” Burak Can Karamanoğlu'nun akrabası Dursun Eker ise 'Karşıt gruplar arasında bir çatışma falan yok. Karşıt gruplar arasında bir çatışma oldu çocuk orada öldü gibi bir şeyler var. Öyle bir şey yok. Tamamen Berkin'in cenazesine katılan grupların dağılıp, Okmeydanı'nda taşkınlık yapması ve o sırada tesadüfen bu gençlerle karşılaşması neticesinde hadise. Yani karşıt grup yok, çatışma yok. Bir tarafta değnek var, bir tarafta sopa var, diğer tarafta sopa var, öyle bir şey yok. Tamamen kalabalığın içerisinden tanımadığımız şahısların ateş açması sonucu bizim bir gencimiz vefat etti. Başka vefatlar olmasın, başka canlar yanmasın. Biz taşkınlık çıkmaması için cenazeyi burada değil memleketimizde toprağa vereceğiz. Biz millete sağduyu çağrısında bulunuyoruz. Lütfen herkes sakin olsun' dedi. DHA - Bulut MÜLHİM
Beşiktaş'tan Sert Açıklama!
Beşiktaş Kulübü, Eskişehirspor maçında kötü tezahürat yapıldığı gerekçesiyle, PFDK’nın verdiği bir maç seyircisiz oynama cezasına itiraz edecek. AA muhabirine konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı ve Transfer Komitesinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Atalay, verilen cezaya hafta başı itiraz edeceklerini söyledi.Cezayı son derece komik bulduklarını ifade eden Atalay, şunları kaydetti: “Bin kişi küfür etmiş ve Beşiktaş bundan dolayı ceza almış. Şaşılacak şey. Olayın iç yüzünü bizler çok iyi biliyoruz. Polis tribüne gelip taraftarlar arasından birini aldı içeri götürdü. Beşiktaş seyircisi de yaka paça içeri götürülen adam yüzünden polise tepki verdi. Olayın tüm ayrıntısı bu. Kime küfür edilmiş? Hakeme mi, rakip futbolcuya mı, Futbol Federasyonu’na mı? İş artık iyice çığırından çıktı. Hafta başı itirazımızı yapacağız ve çıkacak sonucu bekleyeceğiz. Sonuca göre Beşiktaş camiası gereken tepkiyi verecektir. Her seferinde kurban edilmekten yorulduk.” Seyircilerin tribüne tiyatro oyunu değil, futbol maçı izlemeye gittiğini de vurgulayan Deniz Atalay, şu ifadeleri kullandı: “Herhalde istedikleri, taraftarın maça gelmesi, sessiz sedasız oturması ve çekirdek yiyip gitmesi. Taraftar maça çekirdek yemeye mi geliyor? Futbol maçında ufak tefek tepki ve protestolar olur, tabii ki aşırıya kaçılmadığı sürece. Kendi takımını sahada izlerken herkes heyecanlanır, kızar, üzülür. Kaldı ki Beşiktaş taraftarı Eskişehirspor maçında kimseye en ufak tepki göstermedi ve kesinlikle küfür etmedi. Bu ceza verme işi bu kadar basit mi? Açıkçası aklımız almıyor.” “BİZE DE GÜNAH, PARA VERİP KOMBİNE ALANA DA” “Bu kadar ucuz ceza verilecekse yeni stat için kombine satmaktan vazgeçelim” diyen asbaşkan Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Madem en ufak tepki ve homurtu da seyircimizi bizden koparıyorlar, o zaman yeni stat için kombine satma zahmetinde bulunmayalım. İnsanlar gelip kombine alacak, sonra en ufacık hadise de maçı evinden seyredecek. Bize de günah, para verip kombine alana da. Beşiktaş olarak, hep deplasmanda oynadığımıza mı yanalım, hakem hatalarına mı, yoksa verilen bu tür anlamsız cezalara mı. Fakat dediğim gibi hakkımızı kimseye yedirmeyeceğiz ve gerekli itirazı sonuna kadar yapacağız. Futbolu yönetenlerin artık kendini toparlaması lazım.” RİZE’DEN 3 PUAN BEKLENTİSİ Çaykur Rizespor deplasmanından mutlak galibiyetle dönmek istediklerini de dile getiren Atalay, sözlerini şöyle tamamladı: “Geçen hafta aldığımız son dakika galibiyetinin anlam kazanması için Rize’den de 3 puanla dönmeliyiz. Bunu başaracak gücümüz var. Oyuncularımız kazanmak için her şeylerini ortaya koyacak.”
Bozdağ'dan Fezleke Açıklaması
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, fezlekelerin sızması ile ilgili açıklamalarda bulunduAdalet Bakanı Bekir Bozdağ, 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili eski bakanlar hakkında meclise gönderilen fezlekelerle ilgili açıklamasında, “Sayın bakanlarla ilgili iddia edilen hususlar soruşturma komisyonu marifeti ile incelenebilir ve sadece soruşturma komisyonunda bulunan üyeler inceleyebilir. Benim kanaatim de o yöndedir. Mecliste devam edecek süreç de bir adli süreçtir. O yüzden meclisin bilgisine sunulmuş olması bana göre bu dosyaların içeriklerinin bütün milletvekilleri tarafından incelenmesi sonucunu doğurmaz. Çünkü soruşturmanın gizliliği esastır. Gizliliğin ihlali de bizim hukukumuz da suçtur dedi. Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Eymir beldesinde partisinin seçim irtibat bürosunun açılış törenine katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, açılış sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 4 eski bakanla ilgili hazırlanan fezlekenin internete sızdığının hatırlatılması üzerine, Bozdağ, 'Tabi meclise ara verdikten sonra bu konu Türkiye'nin gündemine geldi. Şuanda Meclistedir. Mecliste tabi bu bir adli süreç olduğu için adli sürece uygun usulün izleneceğini tahmin ediyorum. Dün meclis başkanımızın yaptığı bir açıklama da var bu yönde. Çünkü iddia edilen konular şuanda bir yönü ile vekil olmayanlarla ilgili soruşturulan konular. Sayın bakanlarla ilgili iddia edilen hususlar da bir takım suç isnatları. Ancak bunlar da soruşturma komisyonu marifeti ile incelenebilir ve sadece soruşturma komisyonunda bulunan üyeler inceleyebilir. Benim kanaatim de o yöndedir. Çünkü bu mecliste devam edecek süreç de bir adli süreçtir. Adli süreçlerde nasıl bu işliyorsa öyle işleyecektir. Meclisin yaptığı da böyle bir husustur. O yüzden meclisin bilgisine sunulmuş olması bana göre bu dosyaların içeriklerinin bütün milletvekilleri tarafından incelenmesi sonucunu doğurmaz. Çünkü soruşturmanın gizliliği esastır, gizliliğin ihlali de bizim hukukumuz da suçtur' diye konuştu. 'AÇIKLAMALAR HUKUKA UYGUN OLMALI ' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'fezlekelerin içeriğini milletvekillerinin bilmesi gerekir' yönündeki konuşmasına Adalet Bakanı Bozdağ şöyle cevap verdi: 'Açıklamamalarımızı hukuka uygun yapmamız lazım. Hukuk ne diyorsa ona göre konuşmamız lazım. Hukuk bunun bir adli süreç olduğunu söylüyor, dolayısıyla adli süreçlerde ne zaman aleniyet başlar, ne zaman gizlilik başlar, bu Bekir Bozdağ'ın veya Kemal Kılıçdaroğlu'nun düşüncesine göre oluşmaz, yasaya göre oluşuyor. Bu konularda yasa hükümleri çok açık.' 'SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ HER ŞARTTA KORUNACAK ' Süleyman Şah Türbesi'nin güvenliği konusuna da değinen Bozdağ, 'Şuana kadar bildiğim kadarıyla türbeye dönük saldırı olmadı. Süleyman Şah Türbesi'nin olduğu yer Türkiye toprağıdır ve Türkiye tarafından korunmaktadır. Her şartta da bundan sonra korunması yapılacaktır' dedi. 'OKULLARDA SİYASET YAPILAMAZ' Bazı özel yurtlarda Başbakan aleyhinde propaganda yapıldığı iddiaları hakkında da konuşan Bozdağ şunları söyledi: 'Ben başka illerde ne olduğunu bilemem, onları biz de basından takip ediyoruz. Yozgat'ta özel bir kolejde öğrencilerin, üniversitede okuyan bazı öğrencilerin toplantı yaptığına ilişkin broşürler dağıtıldığına ilişkin bir husus olduğunu biliyoruz. Şimdi bu hususta kolluk kuvvetlerinin incelemesi sırasında ortaya çıkmış, ifadeleri alınmış, sonra da konu savcılığa intikal ettirilmiş. Yozgat'ta yaşanan bir hadise bu. Okullar hangi partiye öğrencilerin veya velilerinin oy vereceğinin telkinin yapıldığı yer değildir. Özel okul olsun, kamu okulu olsun bütün okullarda sadece yavrularımızın iyi eğitim alması için müfredatta olan konuların doğru öğretilmesi için yasalara göre eğitim öğretim faaliyetleri yapılır. Ama şuanda pek çok yerden biz duyuyoruz ki Yozgat'ta yaşanan hadise bir okulda böyle bir toplantı yapılıyor. Eğer okulda siyaset yapılırsa Türkiye'nin başbakanına karşı veya hükümete karşı bir takım iftiralar, küfürler, orada görev yapanlar tarafından oradakilere anlatılır, ellerine broşürler verilir, dağıtılmaya kalkılır, buna dair de bir takım iddialar da olursa herhalde okulları partinin ilçe teşkilatlarına çevirdiniz diye herkes bunu yapanlara 'oh ne iyi yaptınız' demez. Çünkü bu suçtur. Yani Türkiye'de hiçbir eğitim-öğretim kurumu siyaset yapamaz, kanunen yasaktır. Orta öğretim kurumları için de bu geçerlidir. Ama maalesef Yozgat örneğini söylüyorum kolejde böyle bir toplantı yaptıklarına ilişkin bilgi var, kolluk yakalıyor, konu savcılığa intikal ediyor, şuanda soruşturması devam ediyor. Biz çocuklarımızı bir partinin lehine veya aleyhine doldurulması için okullara göndermiyoruz. Eğitim ve öğretim alması için okullara gönderiyoruz. Siyaset birileri yapıyorsa o zaman yasalar bunu neyi emrediyor, emrettiği işler yapılır, idari soruşturmayı gerektiren bir durum varsa bu yapılır. Yani şuanda böyle iddialar var, bu iddialarla ilgili elbette gereken incelemeler yapılacaktır. Bunu çarpıtıyor bazıları, çarpıtmalarına gerek yok. Herkes neyin ne olduğunu biliyor.' 'EVLERE GİDİP İFTİRA ATIYORLAR' Evlere giden bazı grupların partilerine karşı iftira attığını öne süren Adalet Bakanı Bozdağ, şunları söyledi: 'Bizim dinsizliğimize kadar söylenmedik iftira kalmıyor. Allah’tan korkarlar. Bir insana 'dinsiz' demek nasıl bir anlayışın eseridir. Her gün camide gördüğü insana kalkıyor, evleri geziyor, 'bunlar böyle' diyorlar. Böyle bir şey olur mu? Elinizi vicdanınıza koyun, iftiranın da bir sınırı vardır. Ama bunlar sınırsız bir iftira anlayışına devam ediyor. Ben onun için diyorum ki ahlakta sınır tanımayanlara, iftirada sınır tanımayanlara Osmanlı tokadını bizim sandıkta vurmamız lazım. Temiz insanları kirletmek için broşür dağıtanlara, kapı kapı dolaşıp ağızlarına Cenab-ı Hak’kın temiz ismini alarak temiz insanları kirletmeyi ibadet aşkı ile yapanlara da mutlaka bir tokadı sandıkta vurmak lazım. Herkes işini yapmalı, siyaseti siyasetçiler yapmalı. Siyaset yapmak istiyorsa partisini kurmalı. haberturk.com