onedio
Görüş Bildir

Dışişleri Bakanlığı Haberleri

Dışişleri Bakanlığı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Dışişleri Bakanlığı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Suriye'de Yönetimi Ele Geçiren HTŞ'nin Dışişleri Bakanı ve Valisi Türkiye'de Yüksek Lisans Yapmış
Suriye'de Esad'ın on iki günde devrilmesi ve yönetimi HTŞ'nin devralmasının etkileri devam ediyor. Colani liderliğindeki örgüt siyasi yapılanmayı sağlarken, atamalar da gerçekleştiriyor. Bugün yapılan iki atamada ise Türkiye detayı dikkat çekti. Suriye'deki en büyük illerden olan Halep Valiliğine ve Dışişleri Bakanlığı görevine atanan iki isim göze çarptı. Bu ikilinin Türkiye'de iki üniversitede yüksek lisans yaptığı öğrenildi.
Suriye’yi Bekleyen “Tiksindirici Borç”: 100 Milyar Doları Bulabilir
Suriye’de yıllardan beri süren Baas rejimi yıkılmış ve Beşar Esad ülkeden kaçarak Rusya’ya sığınmıştı. Suriye’nin yeni yönetiminin önündeki en büyük sorunlarından biri ise ülkenin borçları. Esad’ın bıraktığı ve hukukta “tiksindirici borç” olarak geçebilecek borçların 100 milyar doları bulabileceği iddia edildi. Suriye’den en büyük alacaklılar ise İran ile Rusya’nın olduğu tahmin ediliyor.Kaynak: Habertürk
NATO'dan Olağanüstü Ukrayna Toplantısı
Polonya NATO kurucu antlaşmasının 4. maddesine dayanarak ittifakı olağanüstü toplantıya çağırdı. Güvenliğinin tehdit altında olduğunu hisseden üye 4. maddeyi işletebiliyor. Toplantı Salı günü. NATO kurucu antlaşmasının 4. maddesine göre, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğini tehdit altında gören bir ülke, diğer üye ülkeler ile istişarelerde bulunmak üzere ittifakı olağanüstü toplanmaya çağırabiliyor. NATO'dan yapılan açıklamada Polonya'nın bu talebi üzerine toplantının Salı günü yapılacağı duyuruldu. Açıklamada, 'Ukrayna'daki gelişmelerin komşu ittifak üyesi ülkelere tehdit oluşturduğu ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenlik ve istikrarı açısından ciddi ve doğrudan sonuçlar doğuracağı anlaşılmaktadır' denildi. NATO kurucu antlaşmasının 4. maddesi, ittifakın bir üyeye yapılan saldırıya karşılık vermesini öngören 5. maddeden sonraki en güçlü mekanizması. 4. madde şimdiye kadar NATO tarihinde üç kere ve Türkiye'nin çağrısıyla kullanıldı. Ankara 2003'teki Irak Savaşı sırasında, 2012'de bir Türk jeti Suriye tarafından düşürüldüğünde ve Suriye'den Türkiye'ye havan topu atılmasının ardından 4. maddeye dayanarak NATO üyelerini istişareye çağırmıştı. Rusya'ya yaptırım tehdidi NATO'nun toplantı kararı öncesinde, Rusya Savunma Bakanlığı yalanlasa da Sivastopol’daki Deniz Üssü’nün Kırım’daki Ukrayna askerlerine 'Teslim olun' ültimatomu verdiği yönündeki haberlere tepki yağdı. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, bunun 'Çok tehlikeli bir adım' olduğunu belirtirken, “Moskova'nın Ukraynalı liderlere teslim olmaları, aksi takdirde Rus ordusunun saldırı düzenleyeceği yönünde ültimatom verip vermediğini araştırıyoruz. Eğer doğruysa bu çok tehlikeli bir gerginlik yaratır. Bunun sonuçlarından Rusya'yı sorumlu tutarız' dedi ABD Başkanı Barack Obama, Putin yönetimi Ukrayna’daki gerilimi düşürecek adımlar atmazsa Washington’ın siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulayabileceğini söyledi. ABD Başkanı, Amerikan Kongresi’ne çağrıda bulunarak Ukrayna’ya mâli yardım paketi çıkarılmasını önerdi. Obama, uluslararası güçlerin Rusya’nın yasaları çiğnediği görüşünde hemfikir olduğunu savunurken, “Devlet başkanının (Yanukoviç) Halk tarafından devrilmesinin ardından Rusya tarihin yanlış tarafında yer aldı” dedi 'ABD askeri seçeneğe başvurmaz' Amerika’nın Rusya’ya yaptırımlar dışında nasıl bir tepki göstereceği ise merak konusu. ABD’li Senatör Chris Murphy Reuters’la söyleşisinde bunun ipuçlarını verirken, 'ABD'nin Ukrayna krizi nedeniyle Rusya'ya karşı seçenekleri arasında mal varlıklarını dondurma, seyahat yasakları ve Rus bankalarına yaptırımlar bulunuyor.' dedi. Ukrayna’da Yanukoviç’i deviren protestoculara büyük destek veren Amerikalı Senatör John McCain ise olası bir Rus müdahalesinde ABD’nin askeri seçeneğe başvurmayacağı görüşünü savundu. AB yaptırım kararı alacak Avrupa Birliği ise kendi diplomatlarının deyimiyle son 20 yılda AB’nin karşılaştığı en ciddi krize nasıl yanıt vereceğini tartışıyor. Ukrayna krizini görüşmek üzere olağanüstü toplanan AB dışişleri bakanları da Kırım’daki gerginliği tırmandırmakla suçladıkları Rusya’ya tepki gösterdi. Toplantıdan sonra konuşan Polonya Dışişleri Bakanı Spraw Zagranicznych, AB dışişleri bakanları toplantısında, Kırım yarım adasındaki tansiyonu düşürmezse Rusya'ya yaptırım uygulama kararı aldıklarını açıkladı. Avrupa Konseyi Rusya'yı kınadı AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton da krize barışçıl bir çözüm bulma konusunda kararlı olduklarını vurguladı. Ashton, salı günü Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’la Ukrayna’yı görüşeceğini belirtti. Rusya’ya en sert tepki AB’nin ortak politikalarına yön veren Avrupa Konseyi’nden geldi. Konsey, 'Rus askerlerinin Kırım'daki faaliyetlerinin Ukrayna’nın egemenliğini apaçık ihlal ettiğini düşünüyoruz. Rus Parlamentosu’nun orduya Ukrayna’ya müdahale yetkisi veren kararını kınıyoruz” açıklaması yaptı. aljazeera.com.tr
Ukrayna Ordusu Alarma Geçti
Kırım'da gerilim giderek tırmanıyor. Rusya'nın 6 bin ek asker göndermesi üzerine Ukrayna ordusu alarma geçti. 13 Rus uçağının Kırım'a 2 bin askeri personel indirdiği öne sürüldü. Rus Interfaks haber ajansı da Rus ordusunun Kırım'da ikinci bir askeri üssün kontrolünü ele aldığını bilgisini verdi. Ukrayna Savunma Bakanı ise Rusya'nın bölgeye 6 bin ek asker gönderdiğini açıkladı. Bu gelişmelerin ardından Ukrayna ordusu alarm durumuna geçti. Dışişleri Bakanlığı'ndan da açıklama geldi. Açıklamada, 'Kırım'daki son gelişmelerden dolayı son derece endişeliyiz. Son yaşananlar Kiev'deki siyasetçilerin yarımadayı istikrarsızlaştırma arzusunu teyit etmiştir' denildi. Kırım parlamentosu silahlı kişiler tarafından çevrildi Kırım parlamentosu sabaha karşı silahlı kişiler tarafından çevrildi. Parlamento binası etrafında silahlı 11 kişi bulunuyor. Binanın içinde ise kaç kişi olduğu bilinmiyor. Silahlı kişilerin Kiev'deki gösterilerde 80'den fazla kişinin ölümüne neden oldukları gerekçesiyle yeni yönetim tarafından dağıtılan ve 'Berkut' olarak adlandırılan özel polis birimine mensup kişiler olduğu belirtiliyor. Parlamento binası önündeki olayları izleyen Aleksandr Şeltsov adlı vatandaş ise AA'ya yaptığı açıklamada, silahlı kişilerin Kırım halkını desteklemek ve savunmak için burada bulunduklarını savundu. Rusya'dan teyit: 'Rus birlikleri Kırım'da' Rusya'dan da ilk kez doğrulama geldi. Rusya'ya göre, bu hareketliliğin nedeni bir askeri müdahale değil, donanmalarını korumak. Dışişleri'nden yapılan açıklamada, Sivastopol yakınlarındaki Karadeniz donanma üssünden zırhlı birliklerin Kırım'a girdiğini duyuruldu. Ukrayna hükümetine, bu hareketin Karadeniz donanması hakkındaki Rus-Ukrayna anlaşmasına uygun olduğuna dair bilgi verildiği açıklandı. Rus Dışişleri aynı zamanda, Ukrayna hükümetinin Kırım'da yaşananlarla 'ikili istişare' önerisini reddettiğini belirtti. Gerekçe olarak karışıklığın Ukrayna'da yaşanan siyasi süreçle ilgili olduğunu ifade etti. Turniçov: 'Abhazya senaryosu...' Bu arada, Ukrayna Devlet Başkanı Vekili ve Meclis Başkanı Oleksandr Turçinov, Rusya'nın Kırım'da Abhazya senaryosunu uygulamak istediğini söyledi. Kiev'te düzenlediği basın toplantısında Oleksandr Turçinov, ülke istihbaratı bilgilerine göre, Rusya'nın Kırım'da, önce çatışmayı kışkırtarak sonra toprak ilhak etme gibi Abhazya senaryosuna çok benzer bir senaryo üzerinde çalıştığını ileri sürdü. Turçinov, Rusya'nın Ukrayna'yı askeri çatışmaya kışkırttığını ve açıkça saldırganlığa başladığını kaydederek, askeri tatbikat görüntüsüyle Kırım'a asker soktuğunu ve Kırım Parlamentosu ve Bakanlar Kurulunu ele geçirmesinin yanı sıra, kamu binalarını da kontrol altına almaya ve Ukrayna askerlerinin yerleştikleri yerleri bloke etmeye çalıştığını vurguladı. Turçinov, Ukrayna askerlerinin kendi görevlerini yaptığını ve herhangi bir provokasyona gelmediğini kaydetti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den Kırım'daki provokasyonu durdurmayı ve Rus askerlerini geri çekmesini talep eden Turçinov, taraflar arasında imzalanan anlaşmalar çerçevesinde çalışmaya çağırdı. Turçinov, Budapeşte Memorandumu çerçevesinde, ABD, İngiltere ve Rusya'nın, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün garantörleri olduğunu hatırlatarak, bu ülkeler arasında imzalanan söz konusu memorandumun, 1994 yılında Ukrayna'nın tek taraflı olarak nükleer silahlarından vazgeçmesiyle ilgili imzalandığını dile getirdi. Ukrayna Milli Güvenlik ve Savunma Kurulunun Kırım'daki durumun normalleştirilmesine yönelik bir plan hazırladığını kaydeden Turçinov, provokasyonun durdurulmasını ve durumun normalleştirilmesini talep ettiklerini belirtti. Turçinov, Ukrayna'nın kendi topraklarını ve bağımsızlığını koruyacağına ve her türlü işgal ve saldırı girişimlerinin çok ciddi sonuçlar doğuracağına inandıklarını dile getirdi. Kırım halkını provokatörlerin ve ajanların oyununa gelmemeye çağıran Turçinov, yakın zamanda Kırım'daki durumun normale dönmesi gerektiğini ifade etti. Referandumda, Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin Ukrayna'ya bağlı bir cumhuriyet olarak devam edip etmeyeceği oylanacak.CNN Türk
Obama: 'Uluslararası Kanunlara Aykırı'
ABD Başkanı Obama, Kırım'da referandum düzenleme kararının Ukrayna anayasasına ve uluslararası kanunlara aykırı olduğunu söyledi.ABD Başkanı Barack Obama, ani bir kararla Beyaz Saray'da Ukrayna ile ilgili açıklama yaptı. Obama, konuyla ilgili yeni yaptırımları bu sabah açıkladıklarını dile getirerek, şunları kaydetti: 'Rusya'nın askeri müdahalesinden bu yana uluslararası toplumun, uluslararası kanunların ihlali anlamına gelen bu eylemi kınamaları ve Ukrayna hükümetini ve halkını desteklemeleri için harakete geçtik. Bu sabah, Ukrayna'nın egemenlik ve toprak bütünlüğünü ihlal etmekten veya Ukrayna halkının varlıklarını çalmaktan sorumlu kurum ve bireylere yönelik yaptırım getiren başkanlık emrini imzaladım. Benim talimatım doğrultusunda ABD Dışişleri Bakanlığı da bazı yetkililere ve belirli kişilere yönelik seyahat yasağı getirdi'. Bu kararların, Rusya’nın ve Kırım’daki durumdan sorumlu olanların bedel ödemesini sağlamak için yürüttükleri çabaların devamı olduğunu ifade eden Obama, bu adımları Avrupalı müttefikleriyle yakın kordinasyon içinde attıklarını bildirdi. Obama, uluslararası toplumun bu önemli dönemde birlik içinde olduğunu görmekten memnuniyetini dile getirerek, “(Uluslararası toplumla) birlikte hareket edeceğimize ve Ukrayna halkı ve hükümetini destekleme ve uluslararası kanunların ihlaline karşı durmadaki kararlılığımızda birlik içinde olacağımıza yönelik güvenim tam” dedi. ABD Başkanı Obama, Kırım’ın geleceğine yönelik referendum kararıyla ilgili olarak da, “Bu karar Ukrayna’nın anayasasını ve uluslararası kanunları ihlal olur. Ukrayna’nın geleceğine dair her türlü tartışmaya Ukrayna’nın meşru hükümeti de müdahil olmalıdır. 2014 yılında, demokratik liderleri aşarak sınırların yeniden çizildiği dönemlerin çok gerilerde kaldığı günlerdeyiz” diye konuştu. Hem Rusya’nın hem de Ukrayna halkının çıkarlarına saygı göstererek bu krizi çözmenin yollarının da bulunduğunu hatırlatan Obama, bunu da uluslararası gözlemcilerin Kırım dahil Ukrayna’ya gitmesinden ve uluslararası katılımla birlikte Ukrayna ile Rusya’nın doğrudan istişaresinden geçtiğini ifade etti. Obama, Rusya’nın Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı duyarak ve anlaşmalara uyarak Kırım’daki askeri üssünü hala muhafaza edebileceğini belirtirken, dünyanın da Ukrayna halkını seçimlere giderken destekleyeceğini bildirdi. Obama, “Eğer uluslararası kanunların bu ihlali devam ederse, ABD ile müttefiklerimiz ve uluslararası toplumun kararlılığı sabittir” dedi. Obama, bunun yanında Doğu Avrupa’daki müttefiklerinin güvenlik ve demokrasisine yönelik teyitleri noktasında adımlar attıklarını da bildirdi. Kongre’ye de çağrı yapan Obama, IMF’nin ve ABD’nin Ukrayna’ya yönelik yardımlarını desteklemelerini istedi. Karar gayrimeşru Almanya Başbakanı Angela Merkel ise AB zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, Rusya ile Ukrayna krizinin çözümünde siyasi diyalog yoluyla ilerleme sağlanamaması halinde vize yasağı ve mal varlığı dondurulması yaptırımına gideceklerini söyledi. AB'nin kısa sürede Ukrayna geçici hükümetiyle Ortaklık Anlaşması'nın siyasi kısmını imzalayabileceğini ifade eden Merkel, 'Kırım'da referandum düzenleme kararı gayrimeşru ve anayasaya aykırı' dedi. İngiltere Başbakanı David Cameron ise Rusya ile görüşmeler hızla sonuç vermemesi halinde Rus yetkililerin mal varlıklarının dondurulması ile seyahat yasağı yaptırımlarına yöneleceklerini belirtti. Cameron, Rusya'nın Ukrayna'da daha da ilerlemesi ya da komşusunu istikrarsızlaştırma faaliyetlerini artırması halinde ağır ekonomik sonuçlarla karşılaşacağı uyarısında bulundu. 'Referandum kararını engelleyeceğiz' Ukrayna Devlet Başkan Vekili ve Meclis Başkanı Aleksandr Turçinov da ulusal televizyonda yaptığı açıklamada, Rus askerleri tarafından kontrol edilen Kırım parlamentosunun referandum yapılmasına ilişkin gayrimeşru karar aldığını Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasına ilişkin referandum kararının hiçbir değeri olmadığını belirten Turçinov, kararın, Kırım'da yaşayan Ukrayna halkının iradesi ve menfaatlerine aykırı olduğunu anlattı. Kırım parlamentosunun referandumla ilgili kararını engelleyeceklerini kaydeden Turçinov, Ukrayna ParlamentosununKırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunu feshetme sürecini de başlatacaklarını ifade etti. Ukrayna anayasasının 73. maddesine göre, ülkenin sınırları ve topraklarıyla ilgili meselelerin sadece Ukrayna genelinde yapılacak referandumlarla ele alınabileceğine işaret eden Turçinov, yerel bir referandumun 10 gün içerisinde yapılmasının mümkün olmaması nedeniyle referandum sayılamayacağını vurguladı. AB'den Rusya'ya “aşamalı” tepki Öte yandan, Ukrayna’daki son gelişmeler ile Rusya’ya karşı takınılacak tavrı belirlemek üzere yapılan olağanüstü nitelikli Avrupa Birliği (AB) Zirvesi’nden, bu ülkeyle vize muafiyeti müzakerelerinin askıya alınmasıyla başlayacak “üç aşamalı strateji” uygulanması kararı çıktı. Zirve sonrasında AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile düzenlenen ortak basın toplantısında, belirlenen stratejinin ana hatlarını açıklayan AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, ilk aşamada atılacak adımları Rusya ile vize muafiyeti alanında yürütülen müzakerelerin askıya alınması, ekonomik işbirliğinin derinleştirilmesine yönelik olan ve “Yeni Anlaşma” olarak adlandırılan belgeye ilişkin müzakerelerin durdurulması ve G8 Zirvesi hazırlıklarına ara verilmesi olarak sıraladı. Vize muafiyeti ile “Yeni Anlaşma” konusundaki müzakerelerde uzun süredir devam eden tıkanıklık ve G8 toplantısının dolaylı bir unsur olması, alınan “ilk önlemlerin” yeterliliğini tartışmaya açarken AB, ikinci aşamada daha somut adımlar atmayı planlanıyor. Van Rompuy, krize diyalog yoluyla çözüm bulunması amacıyla görüşmelere başlanmaması durumunda AB’nin “üç yaptırımı” devreye sokacağını açıkladı. Van Rompuy, bu yaptırımların, AB-Rusya Zirvesi’nin iptali, AB ülkelerine seyahat yasağı ve mal varlıklarının dondurulmasından oluşacağını belirtti. AB, üçüncü aşamaya geçilmesini ise Rusya'nın Ukrayna'daki istikrarı bozmaya yönelik yeni adımlar atması şartına bağladı. Bu konuda detay vermeyen Van Ropmuy, geniş yelpazeye yayılan ekonomik nitelikli yaptırımların gündeme geleceğinin altını çizdi. Krizden çıkışın tek yolunun diyalog olduğunu belirten Van Rompuy, “Saldırılar sonuçsuz kalamaz” dedi. Van Rompuy, Kırım parlamentosuanun aldığı Rusya’ya bağlanma kararının, Ukrayna Anayasası’na aykırı olduğundan dolayı “yasa dışı” olduğunu söyledi. Barroso da Ukrayna ile Ortaklık Anlaşması’nın ilk siyasi fasıllarının çok kısa zamanda imzalanmasını öncelikli konu olarak belirlediklerini kaydederek, “Bugün AB, Ukrayna halkının demokratik tercihlerini destekleme ve Avrupa’nın barış ve istikrarını garanti altına almaya yardımcı olma amacıyla hareket ediyor” diye konuştu. AB liderlerinin üzerinde anlaştıkları ortak açıklamada, “Ukrayna’nın egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının provokasyon olmaksızın ihlal edilmesi” güçlü şekilde kınandı. Belgede, Rusya’dan askerlerini derhal üslerine çekmesi ve uluslararası gözlemcilerin bölgeye erişimine izin verilmesi çağrısı yer aldı. AB liderleri, krize bulunacak çözümün Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına dayanması ve uluslararası standartlara tam uyması gerektiğini vurguladı. Bu arada, ABD Kongresi’nin Temsilciler Meclisi kanadı, Ukrayna’ya 1 milyar dolarlık kredi garantisini onayladı.Tasarı, Kongre'nin Senato kanadına gönderildi. ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi ise Rusya’nın, Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğünü ihlal eden askeri müdahalesini kınayan ve bu ülkeye yönelik yaptırım çağrısında bulunan tasarıyı onayladı. Obama, Putin ile telefonla görüştü ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i telefonla arayarak, Ukrayna meselesini konuştu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, Obama, bir saatlik görüşmede, Rusya’nın, Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne yönelik eylemlerinin, kendilerini, Avrupalı ortaklarıyla koordinasyon halinde, bazı adımlar atmaya ittiğini dile getirdi. Obama, Rusya’nın, Ukrayna halkının ve uluslararası toplumun çıkarlarını ele alacak şekilde durumu diplomatik olarak çözüme kavuşturmak için bir yol bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: 'Bu çözümün bir parçası olarak, Ukrayna ve Rusya hükümetleri doğrudan görüşmeler yapabilir, uluslararası toplumun yardımıyla, uluslararası gözlemciler, etnik Ruslar dahil tüm Ukrayna halkının haklarını sağlayabilir, Rus askerleri üslerine geri dönebilir ve mayısta seçimlere hazırlanan Ukrayna halkını desteklemek için uluslararası toplum birlikte çalışabilir.' Obama ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, Ukrayna hükümeti ve diğer uluslararası ortaklarıyla gelecekte bu amaçlara yönelik görüşmelerini sürdüreceğini belirtti. AA | Muhabir: Feyzullah Yarımbaş-Bahtiyar Abdulkerimov-Güven Özalp-Barışkan Ünal
Davutoğlu, Kırım Sorunu İle İlgili Açıklamalarda Bulundu
Türkiye Dışişleri Bakanı, partileri bir diyalog kurmaya çağırdı Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ukrayna ve Rusya'nın Türkiye'nin iki stratejik komşusu olduğunu vurgulayarak: 'Avrasya'da doğacak yeni toprak anlaşmazlıkları, bölgesel istikrar açısından büyük bir tehdit oluşturur.' açıklamasını yaptı. Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı'nda Bakanlar Kurulu Birinci Başkan Yardımcısı Raşid Meredov ile görüşen Davutoğlu, ortak bir basın toplantısı sırasında Ukrayna'da devam eden olaylar hakkında: 'Ukrayna'da bizi fazlasıyla endişelendiren olaylar yaşanıyor. Kırım meclisi tarafından alınan referandum kararı hakkında endişelerimiz var. Kalıcı bir barış sağlamak için en yakın zamanda bu karardan vazgeçip diplomatik girişimleri hızlandırmak gerekli.' açıklamasında bulundu. Davutoğlu, Karadeniz bölgesinde ve dünyada yeni bir çatışma bölgesi oluşmaması için olağanüstü çaba sarf ettiklerini söyledi. Türkiye için en önemli sorunun Kırım'daki kardeşlerimizin geleceği olduğunu belirtti. Çeviri : Ufuk Köse
ABD’den Facebook ve Youtube Çıkışı!
ABD Dışişleri Bakanlığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'nın 30 Mart seçimlerinden sonra sosyal medya siteleri Youtube ve Facebook'un kapatılabileceğine ilişkin ifadeleri dolayısıyla kaygı duyduklarını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki günlük basın birifinginde yaptığı konuşmada, sosyal medya sitelerinin kapanmasına ilişkin öneriler dolayısıyla kaygı duyduklarını ifade etti. Mevcut uygulamadaki internet yasasında olduğu gibi Türkiye'den ifade özgürlüğüne saygı duyulmasına yönelik taahhütlerini sürdürmesini beklediklerini ifade eden Psaki, 'Özgür ve bağımsız medya açık toplum ve hesap sorulabilir sistemik bir hükümetin gereğidir.' dedi.Psaki ABD olarak demokrasilerin, farklı görüşteki insanlar ve sınırlamalardan arınmış bir basın ile güçleneceğine inandıklarını sözlerine ekledi. CİHAN
Kırım Üzerinde Söz Düellosu Sürüyor
Rusya doğu Ukrayna'daki 'kanunsuzluğu' kınadı. Moskova yaşananlardan Kiev'in yeni yetkilileriyle 'işbirliği' içinde olan sağcı militanları sorumlu tutuyor. Açıklamada, Rus dışişleri bakanlığı geçen hafta maskeli adamların ateş açarak barışçıl protestocuları yaraladığını duyurdu. Ancak, Reuters'e göre yerel Kharkiv polisi, bunu küçük bir olay olarak görüyor. Ayrıca Rusya yedi Rus gazetecinin gözaltına alınması ardından Ukrayna'yı medya özgürlüklerine sahip çıkmamakla suçladı. Ukrayna ve Batı ise Rusya'yı Kırım'a asker göndermesini haklı göstermek için bariz propaganda yapmakla suçluyorlar. Onlar da Moskova'yı güney - doğu Ukrayna'da huzursuzluğu körüklemekle suçladı. Bu iddia da Kremlin tarafından reddedildi. Dün Sivastopol'da Moskova yanlısı gruplar Ukrayna yanlısı eylemcileri dövdü. Olaylar 16 Mart'ta yapılacak olan Kırım'ın Ukrayna'dan ayrılması konulu referandum öncesinde kızıştı. Ukrayna Moskova'yı, Kırım'da devam eden askeri varlığını haklı çıkarmak için gerçekleri çarpıtmakla suçluyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Rus çıkarlarını ve bölgedeki etnik Rusların haklarını koruma hakkına sahip olduklarında ısrarlı. Ancak Almanya Başbakanı Angela Merkel bir telefon görüşmesinde Putin'e referandumu yasadışı saydığını söyledi.
Kayıp Uçak İle İlgili Çelişkili Açıklamalar
HABERLER dünyaKuala Lumpur'dan kalkıp Pekin'e giderken radardan kaybolan ve tam 5 gündür haber alınamayan uçakla ilgili son çelişkili bilgiler uçağın kaybolmadan önce izlediği rota ve son konumuna konusunda yaşanıyor.Dün Malezya Sivil Havacılık Kurumu uçağın kaybolmadan önce rotasından ayrılarak ülkenin batısındaki Malaka Boğazı'na yöneldiğini açıklamıştı. Hatta yapılan bu açıklama üzerine kayıp uçağı arama çalışmaları Malezya'nın batı kıyılarında yer alan Malaka Boğazı ve Andman Denizi'ne kadar genişletilmişti.Fakat bugün Malezya Hava Kuvvetleri Komutanlığı adına açıklamada bulunan Rodzali Daud ise söz konusu kayıp uçağın son olarak askeri radarlar tarafından tespit edildiği ve Malaka Boğazı'na doğru yöneldiği iddiasını yalanladı. Yaşanan bu çelişkili haberlerin ardından arama kurtarma ekipleri Malezya Yarımadası'nın her iki yanını da aramaya başladı.BU İLK YALANLAMA DEĞİLMalezya kanadından yapılan yalanlamalar Çin medyasında tepki ile karşılanıyor. Halkın Günlüğü Haber Portalı tarafından servis edilen haberde, Malezya yetkililerinin şu ana kadar 10 farklı bilgiyi sonradan inkar ettiğine dikkat çekildi. Malezya devlet yetkilileri daha dün Malezya Sicil Havacılık Kurumu'nun beş yolcunun uçuş kartını aldığı halde uçağa binmediği haberini de yalanlamıştı. Bunun yanı sıra, uçağın kaybolduğu ilk andan itibaren Vietnam kaynakları uçağa ait enkaz parçaları ve yağ tabakları bulunduğunu ileri sürmüş fakat Malezya kanadı bu iddiaları da inkar etmişti.SİVİL HAVACILIK TARİHİNİN EN BÜYÜK OPERASYONU12 ülkenin havadan, denizden, uydu üzerinden ve deniz altından yaptığı aramalara rağmen Kuala Lumpur'dan Pekin'e giderken bir anda radardan kaybolan uçağın akıbeti hakkında henüz net bir bilgi yok. Yetkililer, kayıp uçak ile ilgili mekanik arıza, pilot hatası, sabotaj ya da terör eylemi gibi tüm muhtemel nedenleri araştırmaya devam ediyor.Aramaların 5. günü tamamlanmak üzere ve bugün 35 uçak ve 42 gemi söz konusu kayıp uçağı arama çalışmalarına katıldı. Bu operasyon aynı zamanda Sivil havacılık tarihinin en büyük arama operasyonu olarak lanse ediliyor. Japonya bile tarihinde ilk kez yurt dışında kaybolan bir uçağın arama çalışmalarına katıldı ve bölgeye uçak ve arama ekibi gönderdi. Bunun yanı sıra Çinli yetkililer, uçakta seyahat eden biri bebek 154 Çin vatandaşının bulunması için 10 uydunun bölgeyi taradığını açıkladı.KULE İLE SON KONUŞMA YAYINLANDISöz konusu kayıp uçak ile kontrol kulesi arasında yapılan son konuşmada pilotların herhangi bir sorundan söz etmediği açıklandı. Çin medyasında geniş yer bulan son konuşma kaydına göre, Malezya kontrol kulesi uçağın Vietnam hava sahasına yaklaştığı için 'takibi Ho Chi Minh kenti kontrol kulesine devrettiği' ve pilotlarında, ' tamam, anlaşıldı' dedikleri yazıldı. 5 gündür bulunmayan kayıp uçak işte bu son görüşmeden sadece birkaç dakika sonra da kayıplara karıştı.ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI TEPKİ GÖSTERDİÇin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Qin Gang bugün düzenlenen olağan basın toplantısında 5 günlük kayıp uçağın bulunammaası ve yaşanan çelişkili haberlerden ötürü Malezya kanadına tepki gösterdi. Sözcü uçaktan alınan son sinyalin ardından uçağın rotasını değiştirip değiştirmediği konusundaki çelişkili bilgileri 'son derece kaotik' olarak lanse etti. Sözcü Qin Gang dünkü basın toplantısında da, Malezya'dan sorumluluk almasını ve kayıp uçağı arama çalışmalarını yoğunlaştırmalarını istediklerini dile getirmişti.
İsrail Refah'ı Vurdu
İsrail ordusu Gazze'nin güneyindeki Refah'ta yedi ayrı noktayı vurdu. Mısır arabuluculuğunda İsrail ile İslami Cihad arasında ateşkes görüşmelerinin sürüp sürmediği konusunda ise çelişkili bilgiler geliyor. 13 Mar 2014 Güncelleme 16:45 TSİ | Konular İsrail, Orta Doğu, Filistin İsrail'de yayınlanan Yediot Ahranot gazetesinde İsrail ordusuna dayanarak verilen habere göre İsrail, İslami Cihad ile ateşkes görüşmesi yapmıyor. Haberde İsrailli kaynağın 'Biz huzur içinde olursak Gazze de olur' dediği yer aldı. İslami Cihad'ın üst düzey yetkilileri daha önce tarafların Mısır arabuluculuğunda bir ateşkes anlaşmasına vardığını duyurmuştu. Meyadin TV’ye konuşan İslami Cihad Genel Sekreteri Ramazan Şallah 'Mısırlı kardeşler bizimle irtibata geçti. Bir çok kere bozulmasına rağmen düşman uyarsa bizde uyarız dedik. Düşman sözünde durmadı. Biz 2012'de Mısır aracılığında anlaşmayı teslim olmak için imzalamadık.' dedi. Şallah Gazze'deki Hamas yönetimi ile de birlikte hareket ettiklerini, Gazze içinde İsmail Haniye ile, dışarıda da Halid Meşal ile irtibat halinde olduklarını söyledi. Genel Sekreter, 'Biz Hamas'la savaş ve barışta ortağız. Beraber savaştık beraber anlaştık.' ifadesini kullandı. İsrail Mısır'dan cesaret aldı Al Jazeera Türk'e konuşan Hamas sözcüsü Muşir Mısri de İsrail’in Mısır’dan cesaret alarak Gazze’ye saldırdığını, ateşkesi sağlamanın Mısır'ın sorumluluğu olduğunu söyledi. Mısri 'İsrail daha önceki anlaşmalarına uymadı. Mısır ile İslami Cihad arasında görüşmeler vardı ama İsrail anlaşmaya rağmen saldırdı' diye konuştu. Mısri Filistinlilerin 'buna rağmen' anlaşmaya bağlı kalacağını söyledi. Al Jazeera’ye konuşan Hamas’ın bir diğer sözcüsü Fevzi Berhum ise, Mısır’ın İslami Cihad ve İsrail ile gerginliğin yatıştırılması için görüştüğünü doğruladı. Mısır'ın Hamas ile görüşmediğini söyleyen Berhum, “Ateşkes görüşmeleri devam ederken İsrail Refah'ı vurdu” dedi. Mısır, Hamas’ın ülkedeki bütün faaliyetlerini yasakladığı için Hamas ile temasa geçmiyor. İsrail Kanal 2 televizyonu ise Katar'ın da ateşkes görüşmeleri için devreye girdiğini açıkladı. Saldırı sırasında Batı Şeria'da İngiltere Başbakanı David Cameron ile görüşen Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas da İsrail saldırılarını kınadı. İslami Cihad: Karşılık vereceğiz Al Jazeera'ye konuşan İslami Cihat sözcüsü Velid Hallas ise İsrail'e karşılık vereceklerini söyledi. Hallas, “İsrail bugüne kadar yaptığı hiçbir anlaşmaya uymadı. Her zaman anlaşmaları ihlal eden taraf oldu. Katil siyonist düşmanla aramızda sürekli ve ucu açık bir çatışma var, bu bitmeyecektir de” dedi. Hallas, Türkiye gibi diğer İslam ülkelerinden de destek beklediklerini belirtti. Hallas, “Siyonist İsrail’in dayandığı bir taraf var, kendisini kucaklayan Batı ve Amerika var. İsrail onlardan aldığı destekle bize saldırıyor, çocukları öldürüyor, evlerimizi yıkıyor, topraklarımızda yerleşim birimleri kuruyor. Dolayısıyla diğer Arap ülkeleri kardeşlerimiz de Filistin halkını bu mücadelesinde yalnız bırakmamalıdır. Her türlü desteği, her türlü yardımı bu azgın düşmana karşı Filistinli kardeşlerinden esirgememelidir” şeklinde konuştu. Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Bedir Ebu Ati de, Gazze’ye yönelik İsrail saldırısını kınadıklarını açıkladı. Başta Aşkelon ve Aşdod olmak üzere Gazze'den atılan füzelerin hedefindeki İsrail kentlerinde alarm verildi. İsrail ordusu 'Demir Kubbe' adlı füze kalkan sisteminin Gazze'den atılan füzeleri durdurduğunu açıkladı. Güvenlikten sorumlu bakanlarla toplantı yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze’den atılan füzeleri durdurmak için operasyon hazırlığı yaptığını açıkladı. Gazze'deki Hamas yönetimi ise İsrail’e 'aptalca bir davranışa' girişmemesi uyarısı yaptı ve uluslararası camia ile Arap ülkelerine Gazze ile ilgili yükselen gerilimi durdurmaları çağrısında bulundu. Lieberman'dan işgal ısrarı İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman da daha önce, 'Gazze’den İsrail’in güneyine 120’den fazla roket atılmasının ardından Gazze’yi yeniden işgal etmekten başka çözümün olmadığını' söylemişti. Netanyahu'nun İsrail'in güneyini hedef alan füze saldırılarına cevabının 'çok sert' olacağını açıklamasından sonra savaş uçakları Gazze'de İslami Cihad'a ait iki askeri kamp dahil 29 hedefi bombalamıştı. Al Jazeera kaynaklarına göre, İsrail savaş uçakları Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde ve kuzeydeki Beit Lahia'da İslami Cihad'ın iki askeri kampını bombaladı. Silahlı grupların daha önce kampı terk etmiş olmasından dolayı uçakların saldırısında ölen ya da yaralanan olmadı. İsrail Savunma Kuvvetleri'nden yapılan yazılı açıklamada, Çarşamba akşamı Gazze’den İsrail'e yapılan füze saldırılarına karşılık, İsrail Hava Kuvvetleri tarafından Gazze’deki 29 noktaya hava saldırısı düzenlendiği duyuruldu. Gazze'den füze saldırıları, İsrail'in bir gün önce bölgeye düzenlediği saldırıyla İslami Cihad üyesi üç kişiyi öldürmesi üzerine başlamıştı. “Teslim olmayı imzalamadık” İran’ın 2. Kanalı’na konuşan İslami Cihad Hareketi Lideri Ramazan Şallah ise “Gazze’ye saldırılarını devam ettiren Siyonist düşmanla ateşkes anlaşması imzaladık, teslim olmayı imzalamadık” dedi. Şallah, İsrail saldırısına verilen karşılığın basit olduğunu daha sert bir karşılık vereceklerini de belirtti. Abbas’tan çağrı Filistin Yönetimi başkanı Mahmud Abbas, Gazze’ye hava saldırısı düzenleyen İsrail’e tansiyonu düşürmesi çağrısı yaptı. Al Jazeera’nin Gazze muhabiri Vail Dahduh, Gazze’de ortamın çok gergin olduğunu, halkın evlerine kapandığını ve birçok Filistinli direniş grubunun muhtemel saldırılara karşı teyakkuzda olduğunu söyledi. Kaynak: Al Jazeera, AFP ve Reuters